Antioksidanın iyisi besinlerle alınanı

[MuminOKAN]

Vücudumuzdaki her hücrenin müthiş bir genetik hafızası vardır. Her hücre neyi, ne zaman, ne sıklıkta yapması gerektiğini çok iyi bilir. Hücreler bu yeteneklerini DNA'larına borçludur, bölündükçe, DNA yeni hücrelere de kopyalanır. Eğer bu kopyalanma sürecinde bazı hatalar oluşursa işimiz zordur. Bazı sağlık sorunlarının kapımızı çalması muhtemeldir.

Bedenimizde biriken "oksitleyici serbest radikaller" DNA kopyalanması sürecini bozabilir, DNA'nın zarar görmesine neden olabilir.

Kesin kanıtlar olmamakla birlikte oksidasyon vücudumuzda kanser eğilimini tetikleyebilir veya kanser hücrelerinin yayılmasını engelleyen bağışıklık sistemine zarar verebilir. Oksidasyon süreçleri yağları da etkiler. Okside olmuş yağlar, damar sağlığını bozar. Okside olmuş LDL'nin damar sertliği oluşumunda önemli bir faktör olduğunu gösteren çalışmalar var.

Oksidasyon süreçleri ile yaşlanma arasında yakın bir ilişki olduğunu biliyoruz. Oksidasyon, yaşlanma sürecinin tek sorumlusu değilse bile önemli bir parçasıdır. Antioksidan, vitamin, mineral, flavonol ya da polifenollerin düzenli olarak kazanılması, yaşlılıkla ilgili bazı sorunların (kanser, damar sertliği, katarakt) geciktirilmesinde katkı sağlar.

Hazır olarak satılan antioksidan tablet ve kapsüllerin besinlerle kazanılanlar kadar yararlı olup olmadığını yanıtlamak kolay değildir. Araştırmalar, besinlerle alınan antioksidanların daha yararlı olduğunu göstermektedir. Bunun birden çok nedeni var. Bir besinin içinde bulunan farklı unsurların beraber tüketilmesi, muhtemelen daha etkili olmaktadır. Sindirim sistemimiz ve hücrelerimiz antioksidanların doğal olanlarını daha kolay ve doğru kullanmaktadır. Piyasada satılan antioksidan desteklerin yararlı olabilmeleri çok farklı etkenlere bağlıdır. Ayrıca bu desteklerin bazıları hücreler tarafından kullanılmamakta, biyolojik bir yarar sağlamamaktadır. Antioksidan destekler üretim ve sonrası aşamalarda resmi sağlık otoritelerinin kontrolüne tabi değildir. İlaç üretiminde uyulması gereken zorunluluklar bu desteklerin üretiminde pek önemsenmez.

Bütün bunlar besinlerle kazandığımız antioksidanlara daha fazla güvenmemiz gerektiğini gösteriyor. Hazır antioksidanları satın alırken o ürünleri iyi sorgulamak ve incelemekte yarar var. Ürünler hakkında doğru bilgiyi mağaza görevlilerinden veya kapınıza gelen pazarlamacılardan değil, sağlık uzmanlarından (doktor, eczacı, diyet uzmanı) almanız gerekiyor.

ANTİOKSİDAN TAKIMINIZ

Likopen: Domates, karpuz, pembe greyfurt ve kayısıda bulunan bu güçlü karotenoidin kalın bağırsak, meme ve prostat kanserinden korunmada ciddi bir destek sağladığını gösteren güvenilir çalışmalar var.

Lutein: Havuç, ıspanak, domates ve daha pek çok yiyecekte bulunan bu doğal karotenoid, yaşlılığa bağlı görme sorunlarından biri olan "makula dejeneresansı"na direnci arttırmaktadır.

Selenyum: Güçlü bir antioksidan olan selenyumun prostat kanserine karşı koruyucu olabileceğini gösteren bulgular var.


Kateşin ve Epigallokateşin: Çayda bulunan bu güçlü antioksidan flavanollerin kalp-damar hastalıklarından ve kanserlerden korunma gücünü desteklediğini ortaya koyan güvenilir çalışmalar mevcuttur.

Kuversetin: Elma, soğan ve daha pek çok yiyecekte bulunan doğal bir antioksidandır. Kanser, kalp-damar hastalıkları ile ilişkili antioksidan savunmayı güçlendirmektedir.

Resveratrol ve Antosiyaninler: Üzümde bulunan sağlık mucizesi antioksidanlardır. Tabiatta mevcut 300'den fazla antosiyaninin üzümde en az 10-15'i mevcuttur. Üzüm suyu ve üzüm çekirdeği yağındaki antioksidan gücü bu iki madde sağlamaktadır. Üzüm antioksidanlarının özellikle kalp-damar hastalıklarına karşı ciddi bir koruma sağladığı belirtilmektedir.

Alfa lipoik asid: Olağanüstü güçlü bir doğal antioksidandır. Hücrenin bütün yapılarında antioksidan savunmayı güçlendirmektedir. C ve E vitamininden birkaç yüz kez daha güçlü antioksidan kapasiteye sahiptir. Yağsız ya da az yağlı kırmızı et, mayalı, kepekli ekmekler ve tahıl ürünlerinde bol miktarda bulunur.


kaynak