| ||||||||||
|
Hayatım Değişti Klubü ve Serbest Kürsü DİLİ ANLAŞILIR KILMAK Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Kaynak: M. Abduulah YILMAZ Düşündüğünüz, Söylemek istediğiniz, Söylediğinizi sandığınız Söylediğiniz, Karşınızdakinin duymak istediği, Duyduğu, Anlamak istediği, Anladığını sandığı, Anladığı… arasında farklar vardır. Dolayısıyla insanların birbirini yanlış Anlaması için en az 9 ihtimal var. Sylviane Herpin TÜRKÇE KONUŞ ANLAMIYOM ÇOK GÜCÜME ...
ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Serbest Kürsü telkin cd indir izle İstanbul Serbest Kürsü nerededir kimdir Serbest Kürsü çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Serbest Kürsü hipnoz Serbest Kürsü olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Serbest Kürsü hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Serbest Kürsü kuantum düşünce kitap haberi
![]() |
![]() ![]() | LinkBack | Seçenekler | Stil |
|
![]() | #1 (permalink) |
Yüzbaşı ![]() Üyelik tarihi: Jul 2010
Mesajlar: 736
Tesekkür: 2,123
781 Mesajinıza toplam 3,631 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() | ![]() Kaynak: M. Abduulah YILMAZ
TÜRKÇE KONUŞ ANLAMIYOM ÇOK GÜCÜME GİDİYOR! “Ben sorarım ilm-i hikmetten, sen dersin çalmadım kilimi mektepten…” Atasözüya da DİLİ ANLAŞILIR KILMAK Hani filmler seyretmişizdir, tiyatrolar izlemişizdir, bizzat kendimiz şahit olmuşuzdur, yanlış anlama sahnelerine… Türk tiyatrosunda ve sinemasında bir zamanlar en çok kullanılan senaryolardan birine konu olmuştur bu yanlış anlaşılmak. Bir dönemin filmlerinden yanlış anlaşılmaları çıkarın, geriye pek bir şey kalmaz. Çünkü hayatın o kadar içindedir ki “Ha, sen beni yanlış anladın!”, hatta biraz da uzatırız: “Haaaa, sen beni yanlış anladııııın!” Hatta bazen konuşmamızın başına çok aptalca bir ifade koymaktan vazgeçemeyiz: “Yanlış anlamazsan sana bir şey söyleyeceğim.” Yani karşımızdakine sen bir salaksın kardeşim lütfen beni yanlış anlama deriz. Karşımızdaki bir salaksa da salak değilse de bu olaya alınacaktır ve dinlerken söylenenlerin altında bir gizli mesaj var mı yok mu buna konsantre olmuşken gerçekten anlayamayacaktır. Anlasa da anlamasa da “Ben salak mıyım?” diyecektir. Üzerinde duracağımız konu, herkesin çok şey bildiği(!) ama kimin ne kadar bildiğini bilmediği bir konu. Yazan biri için en tehlikeli kulvarlardan birinde olduğumun farkındayım. Dikkatliyim. Okurken -alınmayın ama(!)- yazının altında buzağı aramaya çalışırsanız da yapacağım bir şey yok. [Yazarın notu: şimdi dili anlaşılır kılmaktan bahsediyorsunuz ama ne yapıyorsunuz? Köşeli parantezler,.. Parantez içinde ünlem işaretleri (sözün tam tersi anlama geldiğini bildirir)… Sözü iki kısa çizgi arasına almalar(cümle içinde cümlenin biçimiyle ilgisi olmayan ama anlamıyla ilgili bir sözü iki kısa çizgi ya da iki virgül arasına alırız.)… Hem kardeşim deyimi bilmiyorsan öğren, “yazının altında buzağı aramak” diye bir şey yoktur, “Öküz altında buzağı aranır… gibi başladıysanız yazıya lütfen bu yazı size göre değil. Lütfen bırakın, başka bir şey yapın. Bu yazıyı okumakla boşa geçirecek vaktiniz yok sizin.] Şimdi bir fıkra anlatacağım ama, ya buna bayan okurlarımız alınırsa? Ya da Fıkrada adı geçen kişi… Acaba bu fıkrayı boş yere mi anlattığımı düşünürsünüz, hadi eğitici bir yanı yoksa bu anlatacağım fıkranın? Hadi mevzuya “….cuk” diye oturmazsa… Hadi hiç kimse gülmezse… Neyse hadi anlatayım bari, ama bakın biliyorsanız anlatmayayım, tamam mı?, Neyse fıkra zaten bu gidişle sadece benim güleceğim, okuyanlarınsa ebleh ebleh bakacağı bir garabete dönmeden şu fıkrayı anlatayım. Düşünün ki bir fıkra anlatılacak ve bunlar yaşanıyor. Ne yaparsınız arkadaşlar? Neyse ki ben bu fıkraya böyle başlamıyorum. Bu örneklemenin ardından bir fıkra gider mi bilmem ama… “Karı koca evde problemler yaşamaktaydı ve birbirlerine konuşmama cezası uygulamaktaydılar. Aniden adam ertesi gün karısının kendisini sabah 5:00 da iş için bir uçuşu olduğundan uyandırması gerektiğini hatırladı. Sessizliği ilk bozan ve kaybeden kendisi olmamak için, bir kağıdın üzerine 'Lütfen beni sabah 5:00’te uyandır.' yazdı ve notu karısının bulabileceği bir yere bıraktı. Ertesi sabah, adam uyandı ancak saatin 9:00 olduğunu ve uçuşu kaçırdığını fark etti. Çok kızdı, tam karısının onu neden uyandırmadığını soracakken yatağın yanında bir parça kâğıt buldu. Kağıtta 'Saat 5:00 uyan!' yazmaktaydı” BÜTÜN BU İLETİŞİM KOPUKLUKLARINDAN KURTULMAK MI İSTİYORSUNUZ? Hiçbir insan dünyayı bir diğer insanla aynı şekilde göremez, her insan için algılama farklıdır. Ortak paydalarımız olmasaydı zaten ciddi bir iletişim sorunuyla karşı karşıya kalmazdık. Çünkü iletişim diye bir şey yoksa iletişim sorunu diye de bir şey yoktur. Her insanın kendine özgü bir yaşam modeli vardır. Yaşam modeli karşılaştıklarımıza anlam yüklememizi sağlayan şeydir. Neyin gerçekten önemli olduğunu, neyin dikkate alınması gerektiğini ya da neyin göz ardı edilmesi gerektiğini insanların yaptıklarının nedenini bizim için hangi seçeneklerin en iyi olduğunu söyleyen YAŞAM MODELİMİZdir. Hayatı doğrudan deneyimlemek mümkün değildir, onun bize ait öznel yansımasını deneyimleriz. Gördüklerimiz, duyduklarımız ve hissettiklerimizi, düşünce ya da yorumlara dönüştürürüz. Hayata ilişkin düşüncemiz bizim gerçekliğimizdir. İnsanların birbirlerini anlamalarına engel üç durumdan söz edebiliriz:
Doğruluk, dürüstlük, iletişimde politik olmamak adına o kadar ciddi hatalar yapılır ki. Siz bunlardan kaçının. Anlamamızı zorlaştıran dört önemli dil örüntüsünden bahsedebiliriz:
Konuşan kişi etliye sütlüye dokunmamak adına belgisiz zamirlere yüklenecektir. İletişim esnasında anlatmak istediği çok şey vardır ama sizin yanlış anlayacağınızı düşünüyordur ya da alınacağınızı, rahatsız olacağınızı, sözünü ettiği olumsuzluğun sizin çevrenizden biri ile ilgili olması durumunda da bu zamirleri belirsiz tutacaktır. Bu durum karşısında yapacağımız şey aslında hiç de zor değildir. Ama bu haksızlık, diyen biri için, haksızlığın ne olduğunu, kimle ilgili olduğunu sorduğumuzda sorunu çözeriz. İletişim esnasında kullanılan fiillerdeki belirsizlikler de dilin anlaşılmasına engel olacaktır. “Geçen sene büyüdüm.” diyen biri, için nasıl büyüdüğü, uzunluk kısalık bakımından mı, cüsse bakımından mı, sorunların üstesinden gelme bakımından mı büyüdüğü gibisinden birçok belirsizlikler çıkar karşımıza. Biz bunlardan herhangi birini algılar ve hangi alanda büyüdüğü konusunda yanılabiliriz. Yanılmak istemiyorsak sorarız. Hangi alanda büyüdün, büyümekten kastettiğin nedir, diye. Soyutlaştırmalar da bazen iletişimi zorlaştırır. Sizin anlamanızı zorlaştıracak kişi iki türlü soyutlaştırma yapacaktır: Birincisi belirsiz isimler kullanarak ikincisi de eylemleri isme dönüştürerek. Eşiniz size “Heyecan bitti.” diyorsa belirsiz isim kullanarak bir soyutlaştırma yapıyordur. Siz ona: “Eskiden seni heyecanlandıran ve şimdi olmayan şey ne?” diye bir soru sorarak sorunu somutlaştırmış olursunuz. “Bugün benim için reddedilmelerle doluydu.” diyen biri de reddetmek eylemini isim (mastar kalıbıyla) yaparak soyutlaştırma yapıyorsa siz ona: “Gün boyunca ne şekilde reddedildin?” diye sorun. Alacağınız cevaplar çok işe yarayacaktır. Bazen “aşırılıklar” bazen “dayatılan sınırlar”, bazen de “dayatılan değerler” yaşantımızı zorlayacaktır. “Daima acı içindeyim.” diyen eşiniz aşırılık içindedir, bu cümledeki anlamı aşırılıktan çıkarmaya yönelik sorular sorabilirsiniz. “Patronum ne derse yapmak zorundayım.” diyen bir arkadaşınız ise kendini dayatılan bir sınırın içine itmiştir. Patronunun dediklerini yapmazsan ne olur, diye sorabilirsiniz. Politikacıların ahmak olduğunu söyleyen bir dostunuz ise dayattığı bir değerin kurbanıdır. Ahmak olmayan politikacı olup olmadığını ya da politikacıların ahmak olduğu sonucuna nasıl vardığını sorarak yardımcı olabilirsiniz. Hepimiz yaşam modelimizdeki çarpıklıkları sorgulamalıyız:
Dili anlaşılır kılmak istiyorsak, yaşam modelimizdeki çarpıklıkları sorgulamalıyız. Bazen neden -sonuç hataları yapabileceğimizi göz ardı etmemeliyiz. Karşımızdakinin aklını okuyabileceğimiz ukalalığından vazgeçmeliyiz. Varsayımlarımızın bazen bizi yanıltabileceğini unutmamalıyız. Anlamadın Savurdun bu gençliği Aşkın kör bahçesini Güneşi yağdırdım karbeyaz düşlere Sen beni anlamadın Aşılmaz duvarları Toz ettim yüreğimde Aşkın kör pençesi saplandı gönlüme Sen beni anlamadın Anlamadın, anlamadın Bir kez olsun sen beni anlamadın Bu kentin akşamları Son bulur gözlerimde Kelebekler özgürdür hislerime tutsak Sen beni anlamadın Aşılmaz duvarları Toz ettim yüreğimde Aşkın kör pençesi saplandı gönlüme Sen beni anlamadın Anlamadın, anlamadın Bir kez olsun sen beni anlamadın Haluk Levent Not: Yazıyı okumadan önce bu şarkıyı Haluk Levent gibi güçlü bir yorumcudan bir kez dinlemeniz önerilir.
Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
__________________ Aman dikkat!!! Aklınıza gelen, başınıza gelebilir. Bu yüzden pozitif düşünün, olumlama yapın, her anın tadına varın. Güzel düşünün, iyi yaşayın. Karamsarlıktan, umutsuzluktan, enerjinizi düşürecek her şeyden uzak durun. |
![]() | ![]() |
![]() |
Bookmarks |
| |
Hayatım Değişti Klubü ve Serbest Kürsü DİLİ ANLAŞILIR KILMAK Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Kaynak: M. Abduulah YILMAZ Düşündüğünüz, Söylemek istediğiniz, Söylediğinizi sandığınız Söylediğiniz, Karşınızdakinin duymak istediği, Duyduğu, Anlamak istediği, Anladığını sandığı, Anladığı… arasında farklar vardır. Dolayısıyla insanların birbirini yanlış Anlaması için en az 9 ihtimal var. Sylviane Herpin TÜRKÇE KONUŞ ANLAMIYOM ÇOK GÜCÜME ...
ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Serbest Kürsü telkin cd indir izle İstanbul Serbest Kürsü nerededir kimdir Serbest Kürsü çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Serbest Kürsü hipnoz Serbest Kürsü olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Serbest Kürsü hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Serbest Kürsü kuantum düşünce kitap haberi