Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Ben de pozitif yaklaşımlarınız için teşekkür ederim Sn.Atakan the Admin Bey.

--------------0----------------

Kollu canavarda kazanılan büyük ikramiye "jackpot" den sonra diğer bir oyun olan kelime oyunlarına geçelim.

Bu oyunda krupiyer kağıtları dağıtıyor ve siz elinizdeki kağıtlardaki kelimeleri cümle yapıyorsunuz. Severim kelime oyunlarını. Kelimeye anlam yüklemeyi; dabıl, triple dabıl, Mehmet Okur, ben de yazmaya çalışırım. ehehe.

Bİr nefeste dalacağınız yer sığ sulardır. Açıktır görüntü, ışığın kumlar üzerindeki kırılmış yansıması, ayağınız yere basar. Oysa ki birkaç derin nefeste daha derinlere dalarsınız. Orada neler görebileceğini kimseye söyleyemem, çünkü oradaki bulanıklık, kulaklardaki basınç, anlatılmışın dışında bir gerçeklik yaşatır insana. Orada anlamları görüp kabullenmezsiniz kumların üzerindeki ışık oyunları gibi çünkü herkes farklı oyunlara maruz kalır. Halüsinasyonlar, vücutlarındaki bakterilerin sebebiyet verdiği ışımalardan dolayı parlayan duyargaçlara sahip elektrikli canlılar, elektrikli ev aletleri, planktonlar, plazma yapısına sahip tv'ler.

Sağlıklı insan oksijenle dalar, benim gibi saylonlar oksijene ihtiyaç duymadığı için sigara ile dalar. Suda sönmese daha derini de olurdu belki de.

--------------0----------------

Şarjör kavramı türk askeri için önemlidir. Çünkü türk askerine mermi dayanmaz deyü bir söz vardır. Bulursa boşaltır şarjörü.

Anlam itibariyle düşman niteliğindeki şeyler; insanlar "terbiyesiz olanları", dört ayaklılar ( karanlıktan dolayı şarjör boşaltımı sendromuna bağlı vücudundaki demir oranının yükselmesi nedeniyle meka-organizmaya dönüştürülenler) vb.

Ben, sen, biz...olabiliriz. Kendi kendimize, birbirimize.

--------------0----------------

Düşman kim?

Dün akşam Nasyonal Coğrafik kanalda aslan-bizon karşılaşması (dabıl anlam yüklemesi yapılabilir) vardı.

Oyun belliydi. Aslan hoyratça saldıracak, bizon "mee leyerek" (bir ters, bir düz anlam mahiyetinde ) kaçacaktı.

Bizim delikanlı aslanlar - ki dişi olurlar kendileri - bir bizonu tartaklıyor tam ifadesini almaya başlayacakken bizonun arkadaşları boynu gerisinden bir taarruzla arkadaşlarını kurtarıyordu. Maç 1-0, aslan pusu timleri bataklık ortamda "tekli kol" da ilerleyip bir bizon yavrusunu temizlediler. Faul. Sonra yine büyükleri tartaklama ve kurtarma operasyonları.

Maç 7-0 oldu. Bizonların iki golü de verilmedi. Sebep çalılıkların arasında aslan yavrularına saldırarak onlara çift dalmışlar. Yok "aslanlar" (double) gibi çıkıp oynamamışlar efendim.

İşte düşman kim sorusunun cevabına geldik. Ayrıntılar anlatılmasaydı reytingi nasıl alacaktık. Azz sonra.

1. Malum aslanlar dişi hem de delikanlı. Yavruları var ve operasyonlar sırasında (hayvanlar aleminde dişi ve çocuk kavramı olmadığından) saklanıyorlar. Bunlara kimi zaman yaşlı teyze aslanlar bakıcılık yapıyor.

İşte düşman.

Daha önce aslan topluluğunda çeşitli zamanlarda belirsiz yavru ölümleri olmuş. Dişilerden birisi bu yaşlı teyzenin "ki kendisinin de bir zamanlar yavrusu varmış ama son dönemlerde bir çeşit evlat acısı değil de kıskançlık gibi bir hastalığa yakalandığı rivayeti var" yavrularını kötü niyetli süzüp dışarıya "onları yalayıp koruyorum" mesajına kanmadı ve teyzeyi Allah ne verdiyse dövdü. Saçını başını yoldu ve yavrularını muhtemel bir ölümden kurtardı.

Düşman 1. Teyze - Aslan savunma oyuncusu

2. Aslan grubu bir bizonu bayağı dövdüler. Elemanın ağzı burnu kan içinde kaldı. ve yere her düştüğünde askerlik arkadaşları! "hani sağlam arkadaşlıklarının kurulduğunun rivayet edildiği yer" gelip kurtardı. Bizon da şanslıydı ki ufak tefek berelerle atlatmıştı ve bu grubuna katılmasını engellemiyordu. Daha sonra iki, üç ve dördüncü taarruzlardan yine kurtuldu ama vücudu da bitkin hale gelmişti.

İşte düşman.

Artık bizon doğrulurken, hemen yattığı yerden fırlayamıyor, oflayıp puflayarak ellerinden yardım alıp doğrulmaya çalışıyordu. O sırada daha önceden hiyerarşi katlarında karşılaşıp küfürleştikleri bir hasmı elemanı karnından bir iki kez boynuzladı. Delmek maksadıyla değilde düşene bir boynuz da ben vurayım manasında. Meğer maçtan önce aslanlar para yedirmiş. böylelikle eleman da bunu da bana yaptınız şeklinde bir davranış içinde artık manevi direncini de kaybetti. ve aslanlar 90+3 te a bir gol attılar. ve eti kemiğinden ayırdıktan sonra bizondan geriye kalan kaburga bütünü ve başını belgeselcilere son bir görüntü bazında bataklığın kenarına özenle bırakıp! gittiler.

Uzun oldu kusura bakmayın arkadaşlar. "Uzun masalları kırpıp kırpıp yıldız yapmayayım" dedim. Hmm bi laf ettim ama kimse alınmaz inşallah. Sadece sanat adına (nasıl oluyorsa), kelime oyunları ve süsleme ve kağıt katlama sanatına katkım olsun istedim.

Biraz ders çıkartalım mı? (Yav bırak hemşerim. Böyle bilen ve irdeleyen adam ayaklarını. Yiyen yemiş, yenilen kemik yığını olmuş. efenim. Yazıdan sonra görüşelim istersen)

Bir yere giderken bir amaç için, toplumun iyiliği için arkanızda ne olacağı belli olmaz. Geldiğinizde herşey eskisi gibi olmayabilir. Sizi yadırgayanlar, sahip çıkmayanlar, emanetinizi parçalamaya çalışanlar, hıyanet ve dalalet içinde olanlar olabilir.

Sevgili şehitler, emanetiniz emin ellerde!?

Bir şeyi savunurken bu kendiniz olur, topluluk olur. Güçlüce direnirken hasımlarınız bile ses çıkarmaz, hatta yardım edermiş gibi görünürler. Ama yere düşüp te biraz hırpalandığınızda onlarda sizi tekmelemek için uzun kuyruklar oluşturabilir.

Ben bizon diyeyim siz "İngiliz, amerikan, fransız mandası" anlayın (triple (ülke) double manalı manda)

Bu kısım çok ağır ve anlamlı oldu sanki. Gerisini yazmaya gerek yok zannımca.

-Ders bittiyse biz çıkalım.
-Dersin konusu neydi ki?
-Boşverin biz uzaklaşalım.
-Please stop these things.
-Who's gonna tell me what's going on here?
-Hey, wazzup men?
-Sus.
-Sorry.
-Kim bu ecnebiler.
-Ne biliyim abi kim çağırdı bunları?
-Hişş Gardaşşş gel bakayım sen şöyle.
-Help!

---------------0----------------------

Ellerinden tutup bir insanı çıkarmaya çalışırsınız bataklıktan. Sağlam basıyorsunuz ve güçlüsünüzdür. Onu da çıkarırsınız.
Ellerinden tutup bir insanı çıkarmaya çalışırsınız bataklıktan. Temeliniz sağlam değildir ve o arkadaş ağırdır. Siz de batarsınız.

O yüzden bir ipi sağlam bir yere bağlayıp uzatmakta fayda var. Ne siz de batma tehlikesine girersiniz, ne de o arkadaş ipin ucunun sağlamlığını tartışır. Ne de sizi de çekeceğini.

Yav bu alfa durumu mu yazıyor kimsin sen? çık dışarı.

Bataklık.

-Bir kez daha üzerinden geçip düzeltmeyeceğim bakalım ne çıktı ortaya.

-Çorba.

-Teşekkürler.

Biri beni durdursun. Klavye monitör kafa üçgeni birleşecek birazdan.

"Telkin dinleyelim kendimizden geçelim"