![]() |
fıkralar OTOBÜS ŞÖFÖRÜ HİDAYET Hidayet ölünce cennetin kapisinda kuyruga girer. Hemen önünde bekleyen adam pederdir. Kapida bir melek beklemektedir. Melek pedere sorar: )))Hiç günahın var mı peder ? Aziz melek ben rahiptim. Tüm hayatım boyunca hep tanrıma dua ettim. Karıma ve çocuklarima sadik kaldim. Insanlara ve hayvanlara hep yardim ettim .. Melek : Çok iyi, bunları biliyorduk zaten. Al sana cennetin gümüş anahtarı der. Ve sonra Hidayet'e döner. ))) Senin hiç günahın var mı? Hidayet: Ben de her zaman hayvanlara ve insanlara iyilik yapardım. Tanrıya dua etmedim açikçasi, inancim da zayifti ve bir günahim vardi.. Çok sert ve hizli otobüs kullanirdim .. Melek Hidayet'e döner ve bunu da biliyoruz.. )))Çok iyi al sana cennetin altın anahtarı.. Peder bu olaya çok sinirlenir: Ben hayatımı tanrıya adadım siz de gidip Bu adamı cennette benden üstün tutuyorsunuz, haksızlık değil mi ?!! 789569 Melek gülerek: ..))) Oglum sen vaaz verirken herkes uyuyordu ama Hidayet otobüs kullanirken herkes dua ediyordu. Skor farkli yani! sevincli |
hadi biraz da fıkra zamanı Bir Karadenizli, bir Kayserili ayni trafik kazasinda ölmüs. Cenazeleri dualarla, goz yaslariyla kaldirilmis. Iki uc gun gecmis, bir de bakmislar ki Karadenizli, cikmis mezardan, ustunu silkeleyerek geliyor. hismiley Once buyuk bir panik yasanmis haliyle, sonra bakmis zombi mombi degil, bayagi kanli canli, cesaret edip yanina yanasmis terli345 ve merakla sormuslar: - Yahu sen oteki dunyadan nasil geri dondun? Anlatmis: - Ote tarafta da isler buradaki gibi yuruyormus meger, rusvet, haksizlik, yolsuzluk... Geri gondermek icin 5 bin dolar istediler, bastim parayi geri geldim. sung66 - Eee, diger arkadas niye gelmedi? - Vallahi ben gelirken, Kayserili -abi 3.500 dolara olmaz mi, yap bir indirim de ayagimiz alissin!' khkh56 |
hadi biraz da fıkra zamanı Biri Adanalı diğeri Kayserili iki çiftçi zenginlikleriyle övünüyorlarmış. Adanalı desteksiz atmış: - Bizim orda sabah güneş doğmadan biniyoz arabaya, akşam oluyo, biz hâlâ çiftliğin öteki ucuna yetişemiyoz... Kayserili kısa kesmiş: - Bizim de vardı öyle hurda bir arabamız, geçenlerde satıp yeni modelini aldık. sevincli |
hadi biraz da fıkra zamanı Istanbul'dayiz ..Dolmuşa bindik, dolmuş doldu,tam kalkicak, elemanın biri açtı kapıyı, içerde tıkış tıkış oturmuşuz, ayakta duranlar adım atılacak yerleri doldurmuş. Eleman sordu: - "Kaptan, yer var mi?". Şöför de arkasını dönüp cevap verdi: - "Bilmiyorum, üst kata bi bak bakalım" khkh56 |
hadi biraz da fıkra zamanı sabahın kör vakti herkes işe yetişme telaşında otobüse bindik.şoför sakin ilerliyor.sesizligi bozan arkadan gelen bi ses duyuluyor.Adamın biri gayet aceleci bir tavirla Kaptan orta kapıyı rica edebilirmiyim?? Bizim soför olaya hakim: - Tabi abi ayıp ettin. al götür senden kıymetli mi khkh56 khkh56 khkh56 |
hadi biraz da fıkra zamanı sevgili arkadaşlarım umarım yukarıdaki ekler yüzünüzde az da olsa bi tebesüme yol açmışıtr... hismiley |
hadi biraz da fıkra zamanı art56art56 teşekkür ederim çok güldüm.Bu Kayserililer bir acayipler yauv khkh56 |
hadi biraz da fıkra zamanı Elinize saglı.Harbi çok güzel.Gece gece güldürdünüz beni.Allah cümlemizi güldürsün. blissy |
hadi biraz da fıkra zamanı rica ederim arkadaşlar begendiginize çok sevindim blissy bir kaç tane daha ekleyem f678h |
hadi biraz da fıkra zamanı Küçük bir kız öğretmeni ile balinalar hakkında konuşuyordu. Öğretmen bir balinanın insanı yutmasının fiziksel olarak imkansız olduğunu söyledi, çünkü balinaların boğazı çok küçüktü. 44 Küçük kız Jonah'ı (Yunus peygamber) bir balinanın yuttuğunu söyledi, sinirlenen öğretmen balinanın insanı yutamayacağını tekrarladı, bu imkansızdı. kizgin1 Küçük kız şöyle dedi, "Cennete gittiğim zaman Jonah'a soracağım" Öğretmen "Ya Jonah cehenneme gittiyse?" dusun diye yanıtladı. Küçük kız " O zaman sen sorarsın" blissy |
hadi biraz da fıkra zamanı Çocuklar öğle yemeği için okulunun kafeteryasında sıraya girmişlerdi. Masanın başında büyük bir elma yığını vardı, Rahibe bir not yazıp elma tepsisinin üzerine asmıştı: "Sadece BİR tane alın. Tanrı izliyor" Sırada biraz daha ilerleyince, masanın diğer ucunda büyük bir çikolatalı çörek yığını vardı. Bir çocuk not yazmıştı, "İstediğiniz kadar alın. Tanrı elmaları gözlüyor" sevincli Çocuklar hep birlikte fotoğraf çektirmişlerdi, öğretmen her birini bir fotoğraf almaya ikna etmeye çalışıyordu. " Düşünün, büyüdüğünüz zaman bu fotoğrafa bakıp 'Bu Jennifer, o avukat,' veya 'bu Michael, o doktor' demek ne kadar güzel olur" Sınıfın arkasından zayıf bir ses çınlar "Ve bu öğretmen, o öldü." derty |
hadi biraz da fıkra zamanı ya süper hakkaten 25emel teşekkürler. Arkadaşlar bu arada iki gündür İstanbuldaydım. İstanbulda girdim sınava bölümüm gereği sizlerden ayrı kaldım ve aklıma geldiniz açık konuşmak gerekirse. Bi buluşma olsaydı kaçırmazdım inanın çok merak ediom sizi. Her zaman nasip olmuyo gitmek. Aslında Mayıs gibi bi buluşma süper olurdu ne dersiniz? Hava çok kötüydü hiç gezemedim ama atmosferi yetti. Süper hissediyorum.Bu arada özlemişim sizi blissy |
hadi biraz da fıkra zamanı Bul vallaha lerzan güzel güzel fıkralar.Hep beraber okuyup gülüp eglenelim... thumbsanim ya arkadaşlar karikatür köşeside hazırlasakmı acaba oda baya eğlenceli olur sanki... ne dersiniz? |
hadi biraz da fıkra zamanı temel askere gider.karısı fadime mektup yazar: -temel sen askere gittun bizum tarla kazılacak pen ne yapacagum! temel: -fadime sakın o tarlaya bi kazma vurayım deme bütün yaptıgım silahları oraya gömmüşüm.harap edersun! terli345der. e komutan askerin mektubunu alır.temel seni mahveddim der bi manga asker alır gider tarlaya gider alt üst ederler tarlada silah falan yok. temel arkadan bi mektup daha yazar: -fadime nasi tarla güsel kazıldimi? khkh56 |
hadi biraz da fıkra zamanı 44 Fizikçi,kimyacı ve antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur bastırır. Hemen yakındaki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şeyler ikram etmek için biraz ayrılır. Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır. dusun Soba yerden 1 m. kadar yukarda, altındaki dizili taşların üzerindedir. Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar. Kimyacı, "adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış"; fizikçi, "adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş"; antropolog, "adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş". Bu sırada ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini sorarlar., Adam cevap verir: - "Boru yetmedi." sevincli sevincli |
hadi biraz da fıkra zamanı Benden de bi tane uy897 Kirc :) Tabura yeni bir komutan gelmis ve askerleri toplayarak bir konusma yapacagini belirtmis. Butun askerler toplanmislar ve komutan baslamis konusmaya: "Bugun tanismak icin sizleri buraya topladim. Benim adim Ahmet, soyadim Kirc. Tekrar ediyorum, Kirc. Arada R var. Sakin ola diliniz surcmesin cok fena yaparim. Herkes iyice ezberlesin hata istemem !" Askerler dagilmislar ve herkes "Arada R var, arada R var" diye icinden ezbere koyulmus. Komutan ise bu konuda ne kadar hassas oldugunu gostermek icin sagda solda gordugu askere soruyormus: "Sen!" "Emredin komutanim!" "Soyadim ne benim?!" "Kirc komutanim." "Aferin! Isinin basina!" Komutan boyle boyle hergun bir kac kere soyadini soruyor ancak kimse sasirmiyormus. Temel ise bu konuda cok sanciliymis. Ya bir gun piyango kendisine cikarsa ve sasirirsa diye daralip dururmus. Nihayet bir gun toren esnasinda komutan aniden arkasina donmus ve Temel'i isaret ederek: "Sen! Soyadim ne benim ?!" Temel heyecandan konusamiyor, nutku tutulmus. Yaprak gibi sallanmaya baslamis. Komutan gayet sinirli: "Sana soyluyorum, cevap ver, asabimi bozma! Hemen arkasindaki arkadasi bakmis Temel'in basi belaya girecek hemen fisildamis: "Arada 'R' var, arada 'R' var..." Bunun uzerine Temel rahatlamis ve cevap vermis: "Gort!!!" |
hadi biraz da fıkra zamanı khkh56 khkh56 |
FIKRALAR http://img.blogcu.com/uploads/berra06_vak.gif Coca Cola' nin pazarlama temsilcilerinden biri Ortadogu'daki gorevinden buyuk bir hayal kirikligiyla geri donmus. Bir arkadasi "sence Araplar uzerinde niye basarili olamadiniz?" diye sorunca :"Beni Ortadogu'ya ilk gonderdiklerinde kendime cok guveniyordum, tek sorun Arapca bilmememdi. Onlara vermek istedigim mesaji yanyana 3 poster halinde duzenledim. Birinci posterde kizgin colde kumlarin ustunde surunen, susuzluktan kavrulmus bir adam cardi. Ikinci posterde adam, yerde buldugu Coca Cola'yi iciyordu. Ucuncu posterde ise adam, diriliyor, ayaga kalkiyor ve capcanli oluyordu." Bunu duyan arkadasi "Eeee .. bu harika bir reklam, niye ise yaramadi ki?" deyince pazarlamaci su cevabi verir : "Tamam da, Araplarin sagdan sola dogru okuduklarini bilmiyordum ki !!" BAS GAZA Tırcı Dursun'la muavin Temel, kamyonlarına altı metre yüksekliğinde mal yüklemiş giderlerken, birden bir tünel ve önünde bir uyarı işareti görürler: "Azami yükseklik 4,5 metre". Muavin Temel, etrafa dikkatlice baktıktan sonra Dursun'a döner: -Bas gaza usta! Etrafta polis molis yok... cocugun biri parkta elinde seker seker yiyormus yaşlı bir adam cocugu görmüş yanına yaklaşmış - yavrum cok seker yeme bak dişlerine zarar sonra mazallah seker hastası olursun demiş. cocuk kafasını kaldırmış adama sinirli sinirli bakıp - benim dedem 101 yaşında ve halen yaşıyor demiş yaşlı adam meraklı bakışlarla sekermi yerrdi demiş cocuk sinsi bi gulumsemeyle - hayır sadece herseye burnunu sokmazdı demiş Adamin biri sinemaya gider. Tam sinemada film baslarken önüne saçini kazitmis biri oturur ve sinemanin isiklari bu saçini kazitmis adamin kafasina vurur... Arkasindaki adam bir türlü filmi izleyemez. Adam içinden "sunun ensesine bi tane yapistirayim" der sonra "Oglum adam iri yari... Ellese bile beni parçalar" diyip vazgeçerken yanina Temel oturur.. Adam Temel'e donup "Su kafasini kazitmis adamin ensesine bi tane vur sana 5 milyon verecem" der. Temel de dayanamaz adamin ensesine bi tane yapistirir ve devam eder "Ulan Hasan sen burada miydin" der. Adam dönüp "Ne Hasani kardesim" der Temel de "Pardon kardesim karistirdim" der ve adam önüne dönünce 5 milyonunu alir. Adam dayanamaz ve Temel'e donup "Kardes bi tane daha yapistir sana 10 milyon verecem" der. Temel bi tane daha adamin ensesine vurur ve ilave eder "Hasan sensin be yeme beni" Adam dönüp "Hasan degilim kardesim be " diyip ön koltuklardan birine oturur. Temel'in yanindaki adam artik filmi birakip bu kafasini kazitan adami aramaya baslar ve bulur hemen Temel'e dönüp "Bak kardesim iste oraya oturmus. Git ensesine bi tane daha vur sana cebimdeki tüm parayi verecem" der. Temel hemen kafasini kazitmis adamin arkasina geçip ensesine bi tane yapistirip "Ulan Hasan burda miydin, ben de yarim saattir arkadaki adami sen sanip ensesine vuruyorum" der... http://www.sempanze.net/icerik/resim.../COCUK1586.JPG |
Ynt: FIKRALAR Baba, ortaokul üçüncü sınıfa giden oğlunun elinde karneyle salona girdiğini görür. "Allah allah, dönem ne çabuk bitmiş..." diye düşünür ve oğluna seslenir: -"Getir bakayım şu karneyi!" -"Al baba..." Adam karneye bir bakar ki, beden eğitimi ve resim dışındaki tüm dersler zayıf. -"Bir dediğini iki etmiyoruz, bilgisayar dedin, bilgisayar aldık, ingilizce kursu dedin ingilizce kursuna gönderdik, gitar kursu, müzik aletleri, ne istersen yapıyoruz. Kız arkadaş uğruna harcadığın çiçek parasının haddi hesabı yok. Ne bu notların hali, rezil şey!" -"Baba... O benim karnem değil ki, senin kitaplarını karıştırıyordum, birinin arasında karnelerinden birini bulmuştum..." |
Ynt: FIKRALAR Kız erkek arkadaşını arayıp akşam yemeğe davet etmiş. Hem ailesiyle tanıştıracak, hem de ailesi dışarı çıktıktan sonra erkek arkadaşıyla birlikte olacakmış. Çocuk kız arkadaşının evine gitmeden önce bir eczaneye uğrar. Eczacıya: - "Bana prezervatif verir misiniz?", der; eczacı da ne yapacağını sorar. Çocuk da kız arkadaşının evine gideceğini, kızın ailesi gittikten sonra birlikte olacaklarını söyler. Akşam yemek yemek için masaya otururlar. Yemekten önce dua edilir herkes yemeğe başlar ama çocuk hala dua ediyordur. Kız çocuğa, "ben senin bu kadar dindar olduğunu bilmiyordum", der. Çocuk da kıza: - "Ben de senin babanın eczacı olduğunu bilmiyordum!!!" khkh56 |
Ynt: FIKRALAR HERKESİ TANIYAN KADIN Bir mahkeme salonu düsünün... Bir davada tanıklık etmesi için kürsüye yaşlı bir teyzeyi çagırırlar.. Kadın yerine oturur ve davalının avukatı kadına yaklaşır... - "Bayan Jones.. Beni tanIyor musunuz?" Yaşlı teyze cevap verir: - "Ah evet Bay Williams sizi çocukLugunuzdan beri tanIyorum.. siz taa o zamanlar bile aileniz için tam bir bas belasıydınız.. sürekli yalan söylüyorsunuz, karınızı komsunuzla aldatıyorsunuz, en yakınım dediginiz insanların arkasından konusuyorsunuz, 2 dolar fazla kazanmak için herkesi satarsınız..." Davalının avukatı basta olmak üzere bütün salon sok oLur.. Adam ne yapacağını bilemez bir halde kadına tekrar sorar: - "Peki Bayan Williams, ya karşı tarafın avukatını tanıyor musunuz?" Kadın yine cevaplar: - "Elbette tanıyorum.. çocukluğunda ona dadılık yapmıştım.. Tembel, ödlek ve alkolik adamın tekidir.. etrafında bir tek dostu yoktur ve herkes onun hala geceleri altına kaçırdığını söylüyor.." Yine herkes şokta.. bütün salonu bir gürültü kaplar.. hakim kürsüye tak tak tak vurup herkesi susturur ve her iki tarafın avukatını da kürsüye çağırır.. Ve ikisine de eğilmelerini söylerek kulaklarına sunu fısıldar... - "Eğer bu kadına beni tanıyıp tanımadığını sorarsanız ikinizi de harcarım sevincli ____________ blissy __________ Kadının biri bir gün golf oynarken topu ormana kaçmış. Topunu aramaya koyulmuş ve tuzağa yakalanmış bir kurbağa görmüş. Kurbağa ona, "Beni bu tuzaktan kurtarırsan, sana 3 dilek hakkı tanıyacağım". Kadın onu kurtarmış, kurbağa da "Teşekkür ederim, ama sana dileklerinle ilgili bir koşulu söylemeyi unuttum. Ne dilersen dile, kocan 10 kat iyisine veya fazlasına sahip olacak!" Kadın "Tamam" demiş. İlk dilek olarak dünyadaki en güzel kadını olmak istemiş. Kurbağa onu uyarmış, "Bu dilek, senin kocanı da dünyanın en yakışıklı adamı yapacak ve kadınlar onun başına üşüşecek" Kadın, "Bu önemli değil, çünkü ben en güzel kadın olacağım, onun gözü benden başkasını görmeyecek". KAZAM ve dünyadaki en güzel kadın olmuş. İkinci dilek olarak, dünyadaki en zengin kadın olmak istemiş. Kurbağa da, "Bu kocanı dünyadaki en zengin adam yapacak, senden de 10 kat zengin olacak" demiş. Kadın, "Bu da önemli değil, çünkü benim olan onun, onun olan da benimdir", KAZAM ve dünyadaki en zengin kadın oluvermiş. Kurbağa, üçüncü dileğini sorduğunda, kadın "Hafif bir kalp krizi geçirmek istiyorum" demiş... Bu hikayeden çıkarılacak ders: Kadınlar akıllıdır. Onlarla uğraşmayın sevincli ____________ blissy _________ Mahallenin iki afacan kardesi tüm mahalleliyi biktirmis. Sürekli ana-babalarina sikayet geliyor mahalleliden. Kirilan camlarin, kuyruguna teneke baglanan kedilerin,lastigi indirilen arabalarin sorumlusu hep afacan kardesler. Ana-babasi usanip bu durumdan kilisenin papazina anlatirlar durumu ve yardim isterler. Papaz "gönderin çocuklari konusayim" der. Çocuklari gönderirler. Papaz önce büyük oglani çagirir. "Söyle bakiim evladim,Tanri nerede?". Çocuk susar. Papaz tekrar sorar:"evladim söylesene Tanrimiz nerede?". Çocuk susmaya devam eder. Papaz israrla sormaya devam eder, çocuk susmaya.. Sinirlenir Papaz,"konussana be çocuk nerde Tanri?". Çocuk aniden firlar,kiliseden kosarak kaçiyorken seslenir kardesine "kaçalim çabuk!". Eve giderler,odalarina çikip kapiyi iyice kapatirlar,küçük oglan sorar büyügüne "neden kaçiyoruz?" Büyük yanitlar: "iste simdi hapi yuttuk, Tanri kaybolmus bizden biliyorlar!!!" |
Ynt: FIKRALAR khkh56 khkh56 khkh56 |
Ynt: FIKRALAR Temel bilim adamı iken bir arkeoloji araştırmaları konferansına davet edilir. Amerikalılar anlatmaya başlar; -Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 25 metre aşağı indik ve telefon kabloları bulduk. Öyleyse bizim atalarımız asırlar önce telefon kullanmışlardır. Sıra türkiyeye gelir ve Temel başlar anlatmaya -Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 50 metre aşağı indik ama birşey bulamadık. Öyleyse atalarımız telsiz telefon kullanmışlardır. _____________________ Dursun Temel'e sormuş - Uşağum oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyepilursun? Temal - 100 tane demiş. Dursun - Hadi oradan yesen yesen 1 tane yersin geriye kalan 99 hamsiyi oruçsuz yersin demiş. Bu espri Temel'in çok hoşuna gitmiş. Yolda Cemal'i görmüş ve hemen sormuş - Uşağum oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyepilursun ? Cemal - 50 demiş. -Ha uşağum 100 deseydun sana müthiş bir espiri yapacaktum demiş _____________________ ASLAN VE BOĞA Aslan ile boğa barda oturmuş,sohbet ediyorlardı..Aslan bir ara saatine baktı ve telaşla ayağa kaktı; -"Geç olmuş gideyim..Hanım bekler şimdi.. Boğa güldü; -"Koca ormanlar kralı hanımdan mı korkacak canım.. Aslan; -"Öyle deme.beni evde bir dişi aslan bekliyor..Seninki gibi inek değil... http://212.175.20.108/cnt/kmk/84-16-...5_tf0s-04s.jpg __________________ Laz Yılanlar İki laz yılan olan Temel'le İdris yolda gidiyorlarmış. Birden Temel İdris'e dönüp: -"Ula İdris biz zehirli miydik yoksa zehirsiz mu?" diye sormus. İdris şaşırmış: -"Ula ne oldu gene" demiş. Temel de: -"Ula biraz once dilimi isirdim da," demiş... ________________ Akıllı Köpek Buyukce bir kopek agzinda bir torbayla kasap dukkanina girer. Agzindaki torbayi yere birakir, kasabin karsisina oturup bekler. "Bu da nesi" der kasap diger musterilerine bakarak. "Herhalde et alacak" der birisi. Kopek de tasdik eder : "hav" "Nasil et istiyorsun bakalim, kiyma, kusbasi, biftek?" "Hav" diye keser kopek kasabin sozunu. "Peki ne kadar?, bir kilo, iki kilo?" Tekrar "hav" sesi duyulur. Sasiran kasap siparisi sarar ve torbaya yerlestirirken, etin parasinin da torbada oldugunu gorur. Kopek dukkani terk ederken kasap meraktan catlayacagina kopegi takibe karar verir, dukkani da yardimcisina emanet eder. Kopek bir kac sokak otede bir apartmana girer, ucuncu kata cikar ve bir kapinin onunde durarak pencesiyle kapiya vurmaya baslar. Kapiyi kizgin bir adam acar ve baslar kopege bagirmaya. Izlemede olan kasap ortaya cikar ve adama ; "Dur bir dakika " der "Ne yapiyorsun? Gordugum en akilli kopek, ona niye bagiriyorsun ?" Adam ;"Akilli mi ?" der," bu hafta uc oldu, anahtarini yanina almayi unutuyor. http://212.175.20.108/cnt/kmk/80-237...7_aupd-04s.jpg __________________ khkh56 khkh56 khkh56 |
Ynt: hadi biraz da fıkra zamanı DOĞRU ERKEK Kadının biri kumsalda yürürken ayağı eski bir lambaya takılmış, kadın lambayı kumların içinden çıkarmış,ovalamış. Lambadan cin çıkmış ve; -Sadece bir dilek hakkın var, iyi düşün öyle dile demiş. Kadın hiç tereddüt etmeden, cebinden bir harita çıkararak -Orta Doğu´da barış istiyorum. Bu haritadaki ülkeleri görüyor musun? Bu ülkelerin birbiriyle savaşmayı bırakmasını, barışın tesis edilmesini diliyorum diyivermiş.Cin haritaya bakmış ve dehşetle;- Tanrı aşkına Kadın! Bu ülkeler binlerce yıldır savaşıyorlar. Tamam işimde iyiyim ama o kadar da değil! Bunu yapılabilecğini sanmıyorum.Başka bir dilekte bulun. diye bağırmış.Kadın birkaç dakika düşünmüş ve ;- hayatım boyunca doğru erkeği bulamadım bilirsin; hem düşünceli, hem karizmatik, hem eğlenceli biri, sevecen, ilgili, sürekli futbol izlemeyecek ve ömür boyu sadık olacak erkek diliyorum demiş.Cin derin bir iç çekmiş: -Uzat şu kahrolası haritayı!!! khkh56 khkh56 sevincli |
Ödünç vermiş :) Evli bir çift cadılar partisine davetliydi. Gitmek için hazırlanırlarken kadının migreni tuttu, evde kalmak zorundaydı. Kocasına, partiye yalnız gitmesini, onun eğlencesini bozmak istemediğini söyledi. Biraz tartıştıktan sonra adam kostümünü giydi ve partiye gitti kadın da birkaç ilaç alıp yattı. Biraz uyuduktan sonra kendini daha iyi hissederek uyandı ve partiye giderek kocasına sürpriz yapmaya karar verdi. Tam hazırlanırken "acaba ben yanında değilken kocam neler yapıyor" diye düşündü ve kocasının kendisini tanımaması için değişik bir kostüm giyerek partiye gitti. Bir kenarda onu izlemeye başladı. Kocası arka arkaya değişik kızlarla ve onlarla biraz fazla yakınlaşarak dansediyordu, ne kadar ileri gidebileceğini görmeye karar verdi.Kocasına yaklaştı ve onunla çok samimi bir şekilde dansetmeye başladı,kulağına dışarıya çıkabileceklerini fısıldadı. Arabalardan birine girerek seviştiler ve gece yarısından önce maskeler çıkarılmadan kadın eve gitti, kocasının dönüşünü beklemeye başladı. Adam sabaha karşı döndü ve doğru yatağa gitti. Kadin : "Parti nasıldı kocacığım" diye sordu, Adam da: "Sensiz hiç eğlenemedim aşkım" diye yanıtladı. Kadın, "inanmıyorum" diye cevapladı, "bahse girerim ki çok eğlenmişsindir Adam "Gerçekten hayatım. Partiye gittiğimde bazı arkadaşlarla sıkıldık, alt kata inip bütün gece poker oynadık. Fakat kostümümü ödünç verdiğim o Allah'ın cezası herif bir eğlenmiş, bir eğlenmiş, anlata anlata bitiremedi.... |
BOŞ VERSENE GÜZELİM BOŞ VERSENE GÜZELİM Adam, lüks erkek kuaföründe oturmuş bir yandan sakal tıraşı yapılırken bir yandan da elleri manikürlenmektedir. Manikürü yapan sarışın fıstık adamın ilgisini çekmekte gecikmez. - Güzelim, bu gece benimle çıkmaya ne dersin? Kız gülümser ; - Özür dilerim ama ben evliyim. - Boş versene!!! der adam ve : - Seninkine telefon et bu gece işin çıktığını eve gelemeyeceğini söyle! - İstersen sen söyle, şu anda seni tıraş ediyor. |
SÜPERMAN > >SÜPERMAN Adamcagiz hayli alkollü ve de bitkin üstelik gecenin saat üçünde evine gelir. Karisi son derece zinde, duruma kesinlikle hakim, kocasini sorgulamaya baºlar. - Söyle bakalim Süpermeeen. Neler yaptin bu aksam? - Valla karicim, patronla beraber müsterileri yemege çikarttik. - Eeee, sonra ne yaptiniz süpermen? - Oradan striptize gittiiik... Ben sadece seyrettim. - Yani sen bisiyler yapmadin degil mi, süpermen ??!!! - Ben hiç bisicikler yapmadim, ama sen niye bana ikidebir süpermen diyorsun? Valla, ben bir seni bir de süpermeni gördüm donunu pantolonunun üstüne giyen !!! |
AZRAİL AZRAİL Kadının biri, 46 yaşındayken kalp krizi geçiriyor ve hastaneye kaldırılıyor. Ameliyat masasındayken, ölüme yakın, birden bir Hayal görüyor. Azraili görüyor ve soruyor: 'Benim saatim geldimi?' Azrail cevap veriyor: 'Hayır, senin daha 43 sene, 2 ay vede 8 günün var'. Narkozdan uyandığında, estetik yaptırmaya karar veriyor. Yüzünü gerdirttiriyor, dudaklarını doldurtturuyor vede Göğünslerini düzelttiriyor. Kısacası: 'Yeniden doğmuş gibi' Daha uzun bir süre yaşıyacağını bildiği için şimdi, o kadar >> ameliyatın değdiğini düşünüyor. Son ameliyattan sonra, hastaneden tamamen yeni bir insan gibi çıkıyor. Tam karşıdan karşıya geçiyor ki, ambülans çarpıyor. Ölüyor. >> Cenette Azrail'e soruyor: '40 seneden daha fazla yaşıyacağımı sanıyordum! Neden o zaman bana o ambülansın çarpmasını sağlayıp, Beni öldürttün?' Azrail cevap veriyor: 'Kız, allah canını almasın ben seni tanıyamadım... |
berber kel ve aptal....:))))))) Bir berber, bir kel, bir de aptal birlikte yolculuk yapıyorlardı. Yollarını kaybettikleri için açık havada gecelemek zorunda kaldılar. Herhangi bir tehlikeye karşı da sırayla nöbet tutmaya karar verdiler.İlk nöbeti berber tuttu. Nöbet sırasında vakit geçirmek için, deliksiz uyuyan aptalın saçlarını traş etti.İkinci nöbetçi aptaldı. Vakit gelince berber onu uyandırdı. Aptal uyandı ve başını kaşımak için elini attığında, sevinçle bir çığlık attı.- Yaşasın! Berber benim yerime keli uyandırmış. Nöbeti kel tutacak... |
Ynt: FIKRALAR ROMAN YAZMIŞ Bir akıl hastanesinde bir deli, öteki deliye: - Ben bir roman yazdım, al oku; bakalım beğenecek misin, demiş. Ve kendisine kalınca bir kitap vermiş. Öteki deli, bir hafta boyunca okumuş romanı. Sonunda arkadaşı deliye: - Romanın çok ilginç, demiş; yalnız biraz kalabalık, çok isim var içinde. Kitabı veren deli: - Al, demiş, ikinci cildini de oku. Ve kalınca bir kitap daha vermiş. Yine aradan bir zaman geçmiş. Romanın ikinci cildini de alan deli: - Bunu da okudum, demiş; gerçekten çok ilginç ama, bu da çok kalabalık; çok isim var içinde... O sırada akıl hastanesinin doktoru gelmiş üstlerine: - Verin bakayım, demiş, o telefon rehberlerini. Ne zaman aldınız bunları; ben de kaç gündür onları arıyordum YAMYAMLAR Bir bankada 5 tane yamyam, programcı olarak görevlendirilirler. Müdürleri onlara hitaben: - "Şimdi burada çalışabilirsiniz. Burada iyi para kazanabilirsiniz. Ama yemek yemek icin bankanın kafeteryasına gideceksiniz ve diğer çalışanları rahat bırakacaksınız" der. Yamyamlar hiç bir çalışanı rahatsız etmeyeceklerine söz verirler. hafta sonra müdürleri gelir: - "Çok iyi çalışıyorsunuz. Yalnız katınızdaki temizlikçi kız kayıp. Ona ne olduğunu biliyor musunuz?" diye sorar. Yamyamlarin hepsi hayır derler ve bu işle hiç bir ilgilerinin olmadığını söylerler. Müdür gidince yamyamların şefi yamyamlara döner: - "Aranızdan hangi maymun temizlikçi kızı yedi?" diye sorar. En arkadaki yamyam alçak bir sesle cevap verir: - "Ben yedim" Bunun üzerine şef söyle cevap verir. - "Ulan aptal! Biz 4 haftadır grup müdürleri, bölüm müdürleri, proje yöneticilerini yiyip duruyoruz ki kimse farkına varmasın diye, nasıl olsa onların bir işe yaradıkları yok senin durup dururken temizlikçi kızı yemen şart mıydı?!" SINAV SORUSU Biyoloji dersinden yapılacak sınav için sınıftaki herkes acayip çalışmış, notlar fotokopiler havada uçuşmuş. Daha sonra sınavın yapılacağı gün gitmişler bir de bakmışlar, ortada kağıt kalem yok sadece sıra sıra mikroskoplar. Hocada başlarında bekliyorken demiş ki, "Bu mikroskoplarda lam'da bir böceğin bacağı var, sınavınız bacağından böceği tanımak" Tabi hemen itirazlar, ama fayda etmemiş, hoca dediği dedik. Öğrenciler mikroskopların başına geçmiş. Ama bir şey yapamıyorlar. En sonunda biri dayanamamış, kapıyı çarpıp çıkmış. Hoca arkasından seslenmiş : ''Kimsin ulan sen, kapıyı çarpıp çıkıyorsun?" Kapı hafifçe aralanmış ve bir bacak uzanmış : "Tanısana hadi, tanısana kim olduğumu" |
Ynt: FIKRALAR sokakta dolasirken yanima pasakli, pejmurde gorunuslu, muhtemelen evsiz bir bayan yaklasti ve aksam yemegi icin bir kac dolar vermemi istedi. cuzdanimdan 10 dolar cikardim ve sordum: "eger bu parayi sana verirsem, bununla aksam yemegi yerine sarap almaz misin? "hayir, yillar once ickiyi biraktim" diye cevap verdi evsiz bayan. "bu parayla yiyecek almak yerine alis verise gitmez misin?" diye sordum. "hayir, alis veris icin bos zamanim yok" diye cevap verdi evsiz bayan. "butun zamanimi hayatta kalmak icin harcamaliyim." "bu parayi yiyecek almak yerine guzellik salonunda da mi harcamazsin" diye sordum. "deli misin" dedi bayan; "20 yildir saclarimi yaptirmiyorum. " "pekala" dedim. "sana bu parayi vermeyecegim. onun yerine seni, kocam ve benimle beraber aksam yemegine restorana goturecegim." evsiz bayan cok sasirdi. "bunu yaptigin icin kocan sana kizmayacak mi? cok kirliyim ve muhtemelen igrenc kokuyorum." dedim ki: "sorun degil. onemli olan kocamin alisveristen, kuaforden ve saraptan vazgecen kadinlarin neye benzeyecegini gormesi." 44 |
Ynt: FIKRALAR VETERİNER Bir toplantıda bir genç Mehmet Akif küçük düşürmek için : Affedersiniz,siz veteriner misiniz? demiş. M. Akif hiç istifini bozmadan şu cevabı vermiş : Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu? NİSBET Bernard Shaw ile Churchill hiç geçinemez ve sık sık birbirlerini iğnelermiş.. Bernard Shaw, bir oyununun ilk gecesine, Churchill'i davet etmiş ve davetiyeye de bir pusula iliştirmiş : “Size iki kişilik davetiye gönderiyorum. Bir dostunuzu alıp gelebilirsiniz. Tabii dostunuz varsa." Churchill , hemen cevap göndermiş: “Maalesef o gece başka bir yere söz verdiğim için oyununuzu seyretmeye gelemeyeceğim. İkinci gece gelebilirim, tabii oyununuz ikinci gece oynarsa." |
Ynt: FIKRALAR ÇOCUK KALANLAR (aslında fıkradan ziyade,tatlı bir anlatım var ama nereye koyacağımı bulamadım) ttli3 - Gel oğlum kalk bakalım tahtaya, sana bir sorum var. - Buyurun, sorun tabii öğretmenim, - Canlılar kaça ayrılır? - Dörde ayrılır öğretmenim... - Bana yanlış gibi geldi ama, say bakalım... - Bitkiler, Hayvanlar, İnsanlar, Çocuklar... - Çocuklarda insan değil mi oğlum? - Haklısınız, o zaman canlılar üçe ayrılır öğretmenim... - Peki, şimdi yeniden say bakalım.... - Bitkiler, Hayvanlar ve Çocuklar... - Oğlum peki, insanlara ne oldu? - Düşünebilenleri hep çocuk kaldılar, düşünemeyenleri de zamanla hayvanlaştılar öğretmenim. smiliyface (alıntı) |
Ynt: FIKRALAR IQ VE GALATASARAY bir adam bara girmiş.barmenden bir içki istemiş.ama bakmış barmenin yerinde son teknoloji bir robot varmış.robot içkiyi vermiş ve adama -IQ nuz kaç, demiş adam -150 civarı ,demiş. robot demiş. -sizinle atomdan,fizikten konuşalım demiş ve konuşmuşlar. adam robotu denemek istemiş.cıkmış dışarı.beş dakika sonra yine gelmiş.bir içki istemiş.robot yine sormuş -IQ nuz kaç, adam -110-120 arası demiş robot -sizinle arabalardan ,kadınlardan,spordan konuşalımdemiş ve yine bir süre konuşmuşlar adam dışarı cıkmış.bir süre sonra gelmiş.bir içki istemiş. robot içkiyi getirmiş ve yine srmuş. -IQ nuz kaç. adam -50 demiş robot biraz düşünmüşve adama demiş -hadi sizinle GALATASARAY ı konuşalım demiş. BÜYÜK HATA Dünya çapında katılımcıların olduğu silahla atıcılık yarışması yapılmış ve elemelerden sonra 3 kişi finallere kalmış. Hedef dah zor tabi.. Bir kişinin ağzındaki sigara.. -Birinci yarışmacı silahına koyduğu tek mermi ile hedefe nişan almış ve sigaranın ucundan vurmuş.ve demiş "I am Jhone". -ikinici yarışmacı öncekinden daha hızlı hareket ederek nişan almış ve ateş etmiş.(Çünkü bu arada sigara yanıyor.)o da hedefi vurmuş ve demiş I am Smith. Sıra Temele gelmiş nişan almış ve hedefdeki adamı alnının ortasından vurmuş ve "I am sorry" demiş. HARBİ TARAFTAR Temel maç seyretmek için stadın gişesine gelmiş.Gişe memuruna: -Bilet ne kadar? diye sormuş. -Beş milyon Temel iki buçuk milyon uzatmış. Gişe memuru: -Beş milyon dedik ya kardeşim! Temel: -Ben sadece bizim takımı seyredeceğim, demiş. Öbür takımı seyretmeyeceğim. BERBER DÜKKANI Bakanliklar Caddesinde mutevazi bir berber dukkani... Mutevazi ama unlu bir berber dukkani... Fikret usta yillardir musterilerini ayni mekanda tras etmekte.. Gunun birinde kapi acilir... Iceri giren musteri Aziz YILDIRIM dir... -Acelem var...! der... Saclarimi soyle bir duzeltir, sakal trasimi yeniler misin ? Onemli bir randevum var , gec kaldim... Fikret usta meslegine ozgu maharetini sergiler, bir cirpida sac-sakal trasini bitiriverir... - Eline saglik usta...Borcum ne kadar? ?? diye sorar gayet memnun bir bicimde Aziz YILDIRIM... - Aaaa, olur mu? Siz koskoca Fenerbahce baskanisiniz... Sizden para almam soz konusu olamaz... Dukkanimi sereflendirmeniz yeter bana... Kesinlikle almam... Israr falan....nafile..... Tekrar tekrar tesekkur eder, dukkandan ayrilir Aziz YILDIRIM...! Fikret usta ertesi sabah dukkanini acmaya geldiginde, kepengin hemen onunde koca bir paket ve pakede ilistirilmis bir zarf bulur.... Pakette 15 adet sari-lacivert forma, zarfta ise 15 adet 100 Dolarlik bankonot vardir... Mutlu mutlu kafasini iki yana sallar Fikret usta,ne geregi vardi.... Aradan bir kac gun gecmistir, dukkaninin kapisi acilir... Iceri giren musteri Suleyman SEBA dir... - Seyyy..der...Acelem var...! Saclarimi soyle bir duzeltir, sakal trasimi yeniler misin ? Biyiklarima dokunma ama.. Onemli bir randevum var , gec kaldim...?? Fikret usta meslegine ozgu maharetini sergiler, bir cirpida sac-sakal trasini bitiriverir... - Eline saglik usta...Borcum ne kadar? diye sorar gayet memnun bir bicimde Suleyman SEBA... - Aaaa, olur mu? Siz BESIKTASlilarin onursal baskanisiniz...Turk sporuna hizmet etmis cok degerli bir insansiniz..Sizden para almam soz konusu olamaz... Dukkanimi sereflendirmeniz yeter bana... Kesinlikle almam.. Israr falan....nafile..... Tekrar tekrar tesekkur eder, dukkandan ayrilir Suleyman SEBA.... ! Fikret usta ertesi sabah dukkanini acmaya geldiginde, kepengin hemen onunde kucuk bir paket ve pakede ilistirilmis bir zarf bulur.... Pakette 15 adet BJK rozeti, zarfta ise 15 adet 1? er milyonluk Turk Lirasindan toplam 15 Milyon TL vardir... Mutlu mutlu kafasini iki yana sallar Fikret usta. Ne geregi vardi....Hem de emekli maasindan...!!! .......... Tesaduf bu ya....aradan bir kac gun daha gecmistir,dukkanin kapisi aralanir... Iceri giren musteri Faruk SUREN dir... -Cok acelem var...! der... Bir yandan da telasli telasli saatine bakmaktadir... Saclarimi soyle bir duzeltir, sakal trasimi yeniler misin ? Onemli bir randevum var , gec kaldim.. Fikret usta hemen ise koyulur, meslegine ozgu maharetini sergiler, bir cirpida sac-sakal trasini bitiriverir... - Bravo sana usta...Dedikleri kadar hizliymissin...Borcum ne kadar? diye sorar gayet memnun bir bicimde Faruk SUREN .. - Aaaa, olur mu? Siz koskoca UEFA sampiyonu Galatasaray'in baskanisiniz... Sizden para almam soz konusu olamaz... Dukkanimi sereflendirmeniz yeter bana...Kesinlikle almam.... Peki usta...Nasil istersen der...aceleyle berber dukkanindan ayrilir Faruk SUREN.... Fikret usta ertesi sabah dukkanini acmaya geldiginde, kepengin hemen onunde 15 adet Galatasaray yoneticisi sira beklemektedir.... |
Ynt: FIKRALAR Halepli Abdurrahim ) Halepli Abdürrahim Efendi uzun entarisi ile dolaşır, altına don giymezmiş.. Bir gün Halep çarşısında dolanırken şiddetli bir rüzgâr çıkmış.. Entari havalanmış.. Halepli Abdürrahim Efendi'nin açıkta kalan maslahatını herkes görmüş.. Esnaf kendi arasında homurdanmış, bu uygunsuz durumu Kadı'ya kadar duyurmuşlar.. Kadı da Abdürrahim Efendi'yi adaba mugayir davranışlarından dolayı yargılamak üzere mahkemeye çağırmış.. Dava görülmeye başlamış.. Kadı kimlik tespiti yaparken sormuş: "Evli misin?" "Evliyim.. Dört karım, dört de cariyem var.." "Kaç çocuğun var?" "Dur hele Kadı efendi düşüneyim?" Halepli Abdürrahim Efendi başlamış düşünmeye, düşünürken de parmak hesabı yapmaya.. "Birinci karıdan altı çocuk.. İkinciden dört çocuk.. Üçüncüden iki kızım var ellerinden öper.." "On iki etti.. Başka?" "Küçük karıdan da üç çocuk.. Cariye kullarından ikişer çocuk daha.." Bizimki sadece sayı söylüyor.. Hesabı Kadı yapıyor.. "On dokuz etti.. Başka?" "Başka yok Kadı efendi.. Hanımlardan üçü hamile.. Cariye kullarından da ikisi yüklü.." "Yani beş çocuk daha yolda.." "Sayende Kadı efendi.. Halep Kadısı bu ifade üzerine biraz düşünmüş.. Uzun, kır sakallarını karıştırmış.. Karşısında boynu bükük duran Abdürrahim Efendi'ye uzun uzun baktıktan sonra "Yaz kâtip" deyip hükmünü açıklamış.. "Halep'de mukim, Abdülmecit'ten olma Razıya'dan doğma Abdürrahim Efendi'nin don giymeye fırsat bulamadığından beraatine.." |
Ynt: FIKRALAR y789 |
Ynt: FIKRALAR ateistin birisi ormana gider ve gezinmeye başlar. gördüğü herşeye büyük bi hayranlıkla bakar ve içinden doğaana nelerde yaratmışsın böyle harikasın der. gezintisini sürdürürken peşine kocaman bir ayı takılır.kaçmaya başlar ve ayıda arkasından koşmaya. koşarlarken bakar ki ayı yakalıcak artık ,ellerini havaya açar ve ey allahım bugüne kadar sana inanmadım ama nolursun bana yardım et ve bu ayı peşimi bıraksın diye dua eder. birden herşey durur ,kelebekler, şelaleler, ve gökten bir ses gelir:bugüne kadar inanmadın, zorda kalıncamı dua ediyorsun!!! tekrar şelaleler akmaya kelebekler uçmaya başlar ve ayı tekrar kovalamaya devam eder. birsüre koştuktan sonra adam iyice yorulur ve yere düşer.ayı üstüne çıkar ve adam tekrar dua eder:ey allahım bana iman vermedin bari şu üstümdeki ayıya iman ver yarabbim der. sonra ayı pençesini kaldırır : allahım senin rızan için ortuç tuttum senin verdiğin nimetle orucumu açıyorum... ttli3 |
Ynt: FIKRALAR Kilise nin papazı zangoçun karısına kötü gözle bakmaya başlar. Zangoç fark eder ama bir şey elinden gelmez. Papaz işi biraz ileri götürünce, zangoç dayanamaz ve papazın değerli şaraplarını içmeye başlar. Papaz bakar şaraplar eksiliyor, takip eder ve zangoçun yaptığını öğrenir. Seslenir.. - Zangoç efendi, uzun zamandır günah çıkartmıyorsun, (Zangoç kalsın ben almayım diyemez.) - Doğrudur sayın peder işler işte der. Papaz - olmaz öyle, geç bakalım kafese. Papaz sorar: - Papazın şaraplarını kim içoor? - Duyulmoor. - Yahu nasıl duyulmaz? - Duyulmoor işte. Papaz daha yüksek sesle: - Zangooç papazın şarapları kim içooor. - Duyulmooor. - Nasıl duyulmaz aramızda bir karış yok. - Buradan duyulmoor işte - Peki yer değiştirelim sen seslen birde bakalım. Zangoç ve papaz yer değiştirirler. Zangoç ses denemesi için sorar: - Papaz efendi Zangoçun karısını kim götüroor? Papaz cevap verir - Hakket duyulmoor .. !! |
Ynt: FIKRALAR İmam ve Tanrı ... Bir köyün camisinde, imam cemaate vaaz vermektedir.Ansızın içeri dalan bir köylü, köyü sel basmakta olduğunu haber verir. Bütün cemaat hemen kendilerini dışarı atıp kaçar. Sadece imam, bütün ısrarlara rağmen köyü terketmeyi reddeder ve Tanrı'nın kendisini koruyacağını söyleyerek camide kalır. Kısa bir süre sonra sular camiye ulaşır, imam çaresiz minareye çıkar.Sular minarenin ilk katına yükselirken bir tekne imamı kurtarmaya gelir.Ancak dini bütün imam, Tanrı'nın kendisini koruyacağını söyleyerek tekneye binmez. Sular yükselir. İmam ikinci kata çıkmak zorunda kalır. Bir tekne daha gelir, ancak imam yineTanrı'nın kendisini koruyacağına inancının tam olduğunu söyleyerek tekneye binmez. Sular iyice yükselir.İmam artık minarenin en tepesindedir.Bir helikopter yaklaşır. İçindekiler, durumun kötü olduğunu anlatarak , imama helikoptere gelmesi konusunda ısrar ederler.İmam helikoptere binmeyi dereddeder.Bir süre sonra sular iyice yükselir ve imam boğularak ölür. Kendisini ahiretin kapısında melekler karşılar. Melek: "Hoşgeldiniz, buyrun... "İmam: "Cennete girmek istediğimden emin değilim..". Melek: "Neden?.. "İmam: "Tanrı'ya biraz kırgınım.... " Melek: "Ne oldu ki?.." İmam: "Ben hayatımı ibadet ederek geçirdim, insanlara hep iyilik yaptım, günahtan uzak durdum. Yaşadığım köyüsel bastı, herkes kaçtı ama Tanrı'nın beni kurtaracağına inandığımdan ben kaldım.Görüyorsunuz ki şimdi burdayım...." Tam bu sırada yukarıdan Tanrı'nın sesi duyulur. "Salağa, iki tekne, bir helikopter gönderdik..Kurtarmak icin daha ne yapacaktik? Böylesine gerizekâlının benim katımda da yeri yoktur.." |
Ynt: FIKRALAR y789 alk78ya süpermiş bu fıkra ehüehü |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 08:48 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.