Geri git   Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri > Kişisel Gelişim Klubü > Alternatif Kişisel Gelişim > Kuantum Düşünce

Uyarılar

Kuantum Düşünce kuantum düşünce gücü, kuantum düşünce teknikleri, şanal kuantum düşünce, kuantum düşünce teknigi, kuantum düşünme, kuantum düsünce, kuantum düşünce nedir, kuantum düşünce kitap, kuantum düşünce tekniği, kuantum fiziği düşünce, kuantum düşünce, kuantum ve düşünce, kuantum duşunce, kuantum düşüncesi, kuantum düşünce şanal günseli, kuantum düşünce tekniği şanal, kuantun düşünce, kuantum düşünce grubu, kuantum düşünce gurubu, kuantun düşünce tekniği, kuantum düşünce tarzı, kuantum düşünce tekniği nedir, kuantum düşünce yöntemi, kuantum düşünce kitabı, kuantum düşünce sanatı, kuantum düşünce tekniği kitabı, kuantum düşünce tekniği eğitimi, kuantum düşünce tekniği kitap, kuantum düşünce seminerleri, kuantum düşünce merkezi, kuantum düşünce ve yaşam merkezi, kuantum düşünce nasıl uygulanır, kuantum düşünce tekniği nasıl uygulanır, kuantum fiziği ve düşünce, kuantum düşünce sistemi,

kuantum kargo

Alternatif Kişisel Gelişim ve Kuantum Düşünce kuantum kargo Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Chi dergisi, Mart 2006) Kuantum teorisi ile şok olmayan kimse, onu anlamamıştır. Niels Bohr Bir maddeyi bir noktadan diğer bir noktaya taşımak için enerjiye ve bir araca ihtiyaç vardır. Bir yükü taşırken genellikle kamyon, treyler, insanları taşırken otobüs, uçak, tren; ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Kuantum Düşünce telkin cd indir izle İstanbul Kuantum Düşünce nerededir kimdir Kuantum Düşünce çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Kuantum Düşünce hipnoz Kuantum Düşünce olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Kuantum Düşünce hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Kuantum Düşünce kuantum düşünce kitap haberi

kuantum kargo

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 15-04-2008, 10:37 AM   #1 (permalink)
Binbaşı
 
cent - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
cent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to all
Standart kuantum kargo

Chi dergisi, Mart 2006)

Kuantum teorisi ile şok olmayan kimse,

onu anlamamıştır.
Niels Bohr




Bir maddeyi bir noktadan diğer bir noktaya taşımak için enerjiye ve bir araca ihtiyaç vardır. Bir yükü taşırken genellikle kamyon, treyler, insanları taşırken otobüs, uçak, tren; bilgiyi taşırken de kitap, dosya ve bilgisayar disketlerini kullanırız. İlk yazılı kayıtlarına ulaşabildiğimiz taşımacılık bugüne kadar çok gelişme kaydetti. Artık “Online” işlemi sayesinde paramız anında başka şehirde, bir başka hesapta görünüyor. Okyanus ötesi ülkelerden maçları naklen izleyip gecenin karanlığında veya güneşin altında evrene değişik açılardan, değişik zaman algılamalarıyla bakan milyonlarca insan atılan bir golle havalara fırlıyor; çünkü kaleye giren golün görüntüsünün elektromanyetik frekansları televizyon kameralarından yayın yapan istasyona, oradan da yansıtıcı uydu aracılığıyla odalarımızdaki televizyona ulaşıyor. Fourier denklemine uygun olarak televizyon, kendine ulaşan frekansları tekrar görüntüye dönüştürerek atılan golü gördüğümüz hissini veriyor. Gerçekleşen, sadece ışık-foton taşımacılığıdır ki, hiç birimiz bunu sorgulamayız; televizyonu satın alıp, maçları, konferansları, konserleri gezegenin diğer ucundaki diğer insanlarla birlikte aynı anda izleriz.

Bir maddeyi veya görüntüsel enerjiyi bu kadar uzaklara eşzamanda taşımak mümkünse başka neleri bir noktadan bir diğer noktaya taşıyabiliriz?

Mesela DÜŞÜNCELERİMİZİ?

Düşüncemiz bir enerjidir, bir varoluş dalga boyudur. Zihnimizden çıktığı andan itibaren yayılır, dalga dalga evrene açılıp gider.

Beynimiz düşünce ve duygu, kısaca enerji üreten bir dinamodur. Hem düşünce enerjisi ile yayın yapar, hem de diğer yayınları yakalar. Aslında tanrının yarattığı ve insanlığın sahip olduğu en mükemmel yayın istasyonu ve muhteşem bir alıcı antendir. İnsanoğlu böyle bir yeteneğinden ve gücünden habersiz, kendi beyninin yarattığı TV önünde, onun yakaladığı dalga boylarını izler. Kendi kendisinin kapasitesini kullanmayı unutmuştur.

İlim, ilim bilmektir,
İlim, kendin bilmektir “
Y. Emre

20. yüzyıl başında Reiki ile başlayan kavrayış, şu anda kendi içimize yaptığımız yolculuklarda, dışarıda aranacak fazla bir şey olmadığını deneyimletip, en güçlü kaynağın kendimiz olduğunu kanıtlamaya başlamıştır.

Reiki II seviyesinde güç ve mental sembolleri, yine taşıyıcı olan başka bir sembolle bir başka kişiye veya yere şifa amacıyla gönderilir. Reiki II aşamasına uyumlanan kişiler bunu hiç sorgulamadan kabullenirler. Bu hem çok hoş hem de gariptir! Çünkü en muhteşem metafiziksel işleyiş devreye girmiştir ve kimse bunun mekaniğini veya çalışma prensiplerini sorgulamaz. Bu, bir bakıma olumludur; akıl fazla karışmadan olduğu gibi kabullenilir. Daha da doğrusu, zaten öz kayıtlarında olan ve bildiğini unuttuğu evrensel bir yasayı hayatına katar, bilmeden hatırlar!

Tibet’te rahipler tapınaklar arasında birbirleriyle telepatik olarak görüşüp haberleşirler.

Dünyada çok gelişmiş kadim insan formunun hayatta kalan tek türü olan Oberjinler kendi vücutlarıyla, kırılan kemikleri ve organlarıyla konuşabilirler.

Einstein formülüne göre madde, enerjinin yoğunlaşmış bir biçimidir. Varolan her şey enerjinin bir şeklidir ve Einstein bunu E=mc2 ile kanıtlamıştır.

Madde ve enerji birbirine denktir. Aynı evrensel özün ifadesidir. Fiziksel bedenimiz ve çevremizde algıladığımız her fiziksel oluşum “Birer enerji alanı” olup diğer enerji alanlarla sürekli iç içe titreşir.

Her şey bir enerji ve dalga boyu olduğuna göre; bu enerji denizinde onunla “BİR” olan insan beyni de bu dalga boylarını ve enerji titreşimlerini okuyabilir.
İsterse;
“Su, su! Su arıyorum…” Diyerek dut ağacı dalıyla da su da arayabilir!

Evrenin bütünlüğü sonu olmayan bir okyanus gibidir. Bu birlik halinde bütün varlıklar birbirleriyle iletişim içinde varolurken zaman ve mekan sınırları yoktur. Her şey bütünün parçasıdır ve okyanusun bir damlasındaki bilgi okyanusun bütün bilgisini taşır. Dualite sadece optik bir yanılgıdır, fizikçi David Bohm’un araştırmalarında ulaştığı noktadaki gibi “Tüm evren holografik bir yapıdır” ya da mistiklerin yüzyıllardır söylediği gibi sadece bir hayaldir.

Vücudumuzu çevreleyen “Aura” ya da daha spesifik isimlendirirsek, enerji bedenimiz katman katmandır. Bedenimizin en küçük oluşumu hücre ve enerjisi, bütün bedene ait tüm bilgiye sahiptir. Zaten yine dişi ve erkek olan iki bilginin birleşmesinden oluşmuştur. En içteki hücreden, fizik bedenimizin en dışındaki enerji alanına kadar her katmanda bize ait bilgiler vardır. Bu bilgilerin enerjisi gözle yakalanamayan titreşimlerdir. Enerji bedenlerimiz içeriğinde duygusal, zihinsel, ruhsal olan kayıtlarıyla üst üste genişler, genişler, içinde taşıdığı bilgi ile dalga dalga evrene yayılır. Ve evren tek bir hücreymiş gibi hareket eder. Bunun anlamı, dünyanın herhangi bir yerindeki bir insanın bilgi yüklü enerji alanı, dünyanın diğer ucundan da geçebiliyor demektir.

Öyleyse hepimizin bilgisi, bilgi enerjisi, dalga boyu üst üstedir. Diğer bir kavrayışla; her bilgi, her yerdedir!

Kişisel bilgilerimiz evrende vardır ve evrenin bilgisi de bizim özümüzde vardır.

Buna her birimizin varoluştan beri ruhsal deneyimlerimizi de kaydettiğimizi ve bunun bilgisinin de açıkta olduğunu düşünürsek; varoluştan beri VAR olan bütün bilgiler titreşimsel olarak evrende asılı durur. Ve bütün bilgiler iç içedirler, birliktedirler. Hep sözü edilen bir tür BİR’lik halindedirler.

Bunun en şaşırtıcı deneyimi Bert Hellinger metodu ile Avrupa’da ve ülkemizde de yapılan “Aile Kökleri” terapisidir ki, bu çalışmada ailenin hayatta olan ve olmayan üyelerinin enerjileri bir geçmiş yaşam toplantısı gibi bir araya getirilir ve bu kişilerin enerjilerini giyinen kişiler onlar gibi konuşur ve hareket eder.

Bütün bu enerjinin yeteneklerini ya da zaten hep var olan kuramını kullanarak “Şifa”yı da kargoya verebiliriz.

İster bir uçakta uçuyor olalım, ister Everest tepesinde ya da açık denizlerde, şehirlerden uzakta herhangi bir yerde bu zincir kullanılarak ihtiyaç olan şifa alıcıya ulaşır. Kargonun göndericisi şifayı gönderen zihin, alıcısı da şifayı isteyen kişinin enerji alanıdır. Enerji alanına ulaşan şifanın titreşimsel bilgisi, daha sonra fiziksel bedende de bilgiyi şifa enerjisine dönüştürecek, yapması gereken her neyse yapacaktır.
Güçlü bir araç olan “Bilinçli Niyet” bir tercih oluşturarak serbest hareket eden enerjinin giderek artan bir yoğunlukla adeta bir girdap oluşturarak kişiye doğru akmasına neden olur. Bilinç, beraberinde belirgin bir odaklanma yaratır. Enerji düşünceyi izler ve dikkatin yoğunlaşmasıyla istenilen yöne akabilir. Bu gerçekleştiğinde şifa enerjisi istenilen yöne yüksek bir enerji yoğunluğuyla yönlenip o kişide titreşimi artıracaktır.

Atmosferde bulunan ve maddenin, madde olmayana dönüşümüne olanak veren kuantum parçacıklarını düşünce ve niyetlerimizle yönlendirebiliriz. Bu teknolojiyi kullanan gelişmiş metotlar, hatta cihazlar var.

“Her şey düşünceden doğar”

Kuantum mekaniğinin yaratıcılarından Erwin Schrödinger’in ünlü “Schrödinger’in Kedisi” deneyinde, kedinin ışığa ve tüm sinyallere karşı yalıtılmış kutunun içinden sağ veya ölü çıkmasına, deneyi gözlemleyen kişilerin düşünceleri karar verecektir.

Hiçbir fiziksel gücün etkisinde olmayan fotonların hareketini ve onların yatay mı yoksa dikey mi hareket edeceğini ancak fizik ötesi bir şey tetikler: Bu deneyi gözlem odasında izleyen insanların niyetleri ve düşünceleri!

19. yüzyılda ilk önce maddenin atom denilen küçük parçacıklardan oluştuğu keşfedildi. Sonra da atomlardan küçük olan elektron, proton ve nötronlar. 20. yüzyılda ise proton ve nötronların da “Kuark” adında, daha küçük taneciklerin birleşmesiyle oluştuğu anlaşıldı. Fakat daha sonra fizikçi Jack Schwarz ve Michael Green’in kuramı daha öncekileri yetersiz kılarak evrendeki en temel parçacıkların noktalardan değil, gitar teli gibi gerilmiş “Sicim”lerden oluştuğunu ortaya koydu. Bunlara da “Üstün Sicim” denildi ve en küçük atom altı parçacıklardan çok daha küçük olduğu keşfedildi. Üstün sicimler suptil bir alan olup, dalgasal hareketlerle titreşerek enerji taşırlar.

Fiziksel bedenimiz bir enerji alanıdır ve çevresindeki enerji alanıyla iç içedir. Her şey titreşen enerjidir ve biz yanılgılarla her şeyi farklı algılarız. Her şey bir enerji kaynağından ortaya çıkar. Algıladığımız her madde ışığın sıkışmış bir formudur.

“Bizler fiziksel bir oluşum değil, sadece algılanan enerjisel titreşimleriz.”

Zihnimiz her yerde var olan enerjiyi yönlendirerek iyileştirici şifa enerjisini ihtiyacı olan yere nasıl gönderiyor? Evrensel alan kişisel alanın dışında gibi görünse de, bu tam olarak böyle değildir.
Araştırmacı yazar Poul Brunton’a göre “Alışılmış ve yanlış olarak yapıldığı gibi, zihin uzay içinde değil, uzayın kendisi zihnin içine yerleştirilmektedir. Nesne gerçekten zihin kaynaklıdır.”

Titreşimleri farklı iki alandan bireysel olanı, diğer suptil alanı nasıl etkiler? Ya da birey suptil alan üzerine nasıl bir kuvvet uygulayabiliyor ki, ondan istediği yönde şifa enerjisinin istediği kişiye gitmesini gerçekleştirebiliyor.

Evren ve bireysel alan birbirinden farklı algılandığı için iç içe olmasına karşın ayrı dursalar da etkileşimleri sadece bizim üç boyutlu uzayımızda değildir. Uzay ötesinde de birbirlerine bağlıdır ve bu bağ nedeniyle gördüğümüz üç boyutlu uzayın ötesinde, kişisel zihin evrensel alanın çok uzak herhangi bir parçasını etkileyebilir.

“Düşüncelerinizden sorumlusunuz!”

Şifayı hastaya göndermeyi amaçlayan “Niyetin Gücü” terapistten evrensel alana ulaşana kadar uzay içinde değil, uzayın dışında yol alır. Her şey uzayın dışında da birbirleriyle bağlantılıdır ve böyle olduğu için uzaydaki en uzak noktalar bile birbirini etkileyebilir.

Fizik, evrendeki bütün etkileşimlerin yersel olduğu ve etki-tepki prensibinin işleyişine göre A nesnesi B nesnesini etkilediğinde bu etkinin uzay içinde fiziksel temas veya sinyaller aracılığı ile taşındığını kabul etti. Bu, eğer iki nesne bir şekilde birbirine bağlı değilse, birbirini etkileyemez anlamındaydı. Bell, 1964’te iki şey arasındaki etkileşimin uzay dışında da mümkün olduğunu bulana kadar bu böyle kabul edilmişti. Buna göre, birbirinden uzak iki nesne birbirini etkileyebilir ve etkiyi taşıyan aracın uzay içinde hareket etmesi gerekmez.
Bu teoreme göre, birbirinden uzak bireyler birbirini etkilerken, etkilenen kişi, etkilendiği kuvveti dış yollardan değil, kendi içinden alır. A nesnesi etkiyi gönderirken uzay yoluyla değil, kendi iç yoluyla, yani kendi içinden gönderir.

“Bir Ben var benden içre”

B nesnesi de bu etkiye karşılık gelen tepkiyi kendi içinden yaratır.

“Dışarıda hiçbir şey var”


Üçüncü göz deneyimi olanlar bilirler, gözlerini kapadıklarında perdelerini açan ekranda oluşan ışıklar, havai fişek gösterileri zihnimizin stüdyolarında evrensel prodüktörler tarafından sahneye konur. Veya rüyalar; hangi sürrealist senaristlerin eseridir ki, sinemaskop bir reji tekniğiyle kişiye özel Kandinski’vari senaryolar üretir. Fizikçi Alain Wolf rüyaları, bilincin başka boyutlara seyahati olarak tanımlamıştı.

Üç boyutlu uzayımızda ayrı varlıklar gibi algıladığımız, uzay ötesinde ise birbirleriyle bağlı olan nesneler daha üst bir boyutta TEK ve BİR’ dirler. Bu bütünlükle varlıklar gelen etkileri dışardan değil, içsel olarak toplayabilirler. David Bohm’un kuantum fiziği açıklamasına göre “Atom altı parçacıklarında sabit bir yer söz konusu olmayacağı için uzayda her yer eşittir ve herhangi bir şeyi başkasından ayırmak imkansızdır. Buna “Mekansızlık” denir.” Uzayda geçerli olan kuantum potansiyeline göre bütün parçacıklar mekansız olarak birbiriyle ilişkidedir. Bir şey holografik olarak organize edilirse orada her türlü mekan anlayışı kalkar. Ayrıca holografik filmin küçük bir parçasının, tümdeki bilgiyi taşıması, bilginin de mekansızca dağıldığını gösterir. Diğer bir kuantum fizikçisi Niels Bohr, atom altı parçacıkların uzayda her zaman var olmalarına karşın sadece bir gözlemci tarafından izlendiğinde meydana çıktığını, parçacıkların özelliklerini ve karakteristikleri hakkında görüş bildirmenin anlamsız olduğunu belirtmiştir.

Bir kişiyle evrensel alanın en uzak noktası birbirine bağlıdır çünkü onlar aynı zamanda uzay ötesidirler. Onlar daha üst boyutta tek ve aynıdırlar.

“Yıldız gibi tertemiz, parlak ruhlar gökyüzündeki yıldızlara ders verir, yardım eder. Görünüşte bize hükmeden bu yıldızlardır fakat aslında içrek bilgimiz göklere hükmeder. Bu sebeple sen, bedende küçük bir alemsin, fakat hakikatte ise kainat sensin.”

diyen Mevlana bütün bunları belki de 700 yıl önce deneyimleyip farkına varmış, o zamanın şartları ve bilim diliyle bize bazı mesajlar vermiştir ki; biz şimdi ancak farkına varabiliyoruz. “Evraka “ diye bağırmaya gerek yoktur. Ya da “Kah seyrederim alemi / kah seyreder alem beni” diyen Nesimi, bilimi bilgisizlerden önce bildiği için mi bedel ödemiştir? 700 yıl önce Batı’da ilim-bilim henüz beşiğinde mışıl mışıl uyurken, Bizden bildiğimiz yerler bilimi çoktan bilmiş de, derisi mi yüzülmüştür?

Bütün bu yazdıklarımı bilim adamı ve fizikçilerin kuram ve teorilerinden derledim. Ben onların yalancısıyım. Daha fazla açıklama ve yorumlama yine onların işidir ki benim bildiğim somut bir uygulamadır. Ben sadece kuantum parçacıklarını düşüncemle yönlendirebilen, onlardan enerjisel bir şeyler oluşturan bir uygulayıcıyım. Her gün kendi enerji alanıma düzenli transfer yaptığım mineral ve bitkisel yağ enerjileri var- sonuçlarını da ölçebiliyorum.

Yakınlarıma, arkadaşlarıma istedikleri zaman her yere paket şifa enerjileri gönderebiliyorum. Önemli bir işimin olduğu veya zorlanacağım bir günün enerjisini çok önceden saati saatine programlayıp “Sonsuz Şimdi” düzleminde gelecek gibi algıladığım zamana gönderiyorum. Geçmişime terapi yapıyorum. Bana ağır blokajlar yaratan travmatik olaylara şifa gönderiyorum.

Burada yazdıklarım aslında her an değişmekte olan bilimin sınırlarında dolaşıyor olsa da bu yazıyı okuduğunuz şu sırada bu kavramlar bile geçersiz olabilir. Bir yüzyıl önce geçerli olan fizik kuralları ve kavramları bugün nasıl geçerli değilse bugünün kuramları da yarın ilkel formüller olarak kalacaktır. Bilim de; bugün artık bireyler arasında kişisel bilinç, bilgi seviyesi, deneyimlerinin neler olduğu ve en önemlisi, göz kamaştıran değişime ne kadar ayak uydurabildiği ile göreceli olacaktır. Artık hayal gücünün dümenine geçmiş olduğu bilim gemisi mantık halatlarından kurtulup evrensel bilinç okyanusunda son sürat yol alıyor.
Prangalarından kurtulamayan bireysel zihinler ise evrenin bilgeliğine tam olarak güvenemedikleri için boşluğa atlama cesareti gösteremeyip fizik ve metafiziğin düzenlediği çılgınlar partisinde geminin dümen suyunda sürükleniyor. Dördüncü boyut kavramlarına sıkı sıkı yapışmış bilimsel otoriteler, beşinci boyut tozu yutmuş şifacılarla kendilerini altıncı boyut sürprizlerine hazırlayan yeni çağ metafizikçilerinin ortaklaşa düzenledikleri kaosta altın çağ adına her biri daha önce seçtikleri görevlerini yapıyorlar.

Eğer Bütün bunlara ütopik bir zırva diyorsanız;
Mesafeler ötesi şifanızı son yüzyılda teknolojik tıpta öncü olan ve şimdi de Kuantum rüyasını yine sonsuz fırsatlara dönüştüren Amerika’dan sipariş verebilirsiniz….

http://www.distancehealing.net/energetichealing.htm

Şifanın nereden geldiğinin ne önemi var?

Yine Bohm’un ürkütücü tespitine göre evren akan dev bir hologram, günlük yaşamımızda gerçekte sadece holografik bir görüntüyse!!.
Öyleyse;
Ne zaman var, ne de mekan ! Ne siz, ne ben, ne de bu dergi var!
Hepsini biz yarattık, her şey kuantum parçacık, bir hayal, geleceği oluşturan illüzyon.! Kozmik bir şaka!
Aslolan ise sadece,
Aşk ve Işık

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

__________________
yokluk ,varlıgın aynasıdır.



Dünyayı isterken de sus,
Bir dileğe kavuşmak isterken de.
Öylece seyre dal gitsin…
mevlana
cent isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 15-04-2008, 11:52 AM   #2 (permalink)
Administrators
♥Ozlem Şahin ♥
 
shamanic - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2007
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 5,030
Tesekkür: 13,842
2,276 Mesajinıza toplam 13,392 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
shamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond repute
Standart Ynt: kuantum kargo

uzun bir yazı ama mutlaka okunmalı.. super sağol cent cim..
__________________
ben mevlana değilim, insan ol öyle gel..
shamanic isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 15-04-2008, 11:56 AM   #3 (permalink)
Binbaşı
 
cent - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
cent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to all
Standart Ynt: kuantum kargo

ay cancazım nerelerdeydin özledim yazılarını sitede senin yazılarını aradım taradım bişey yok degilmi herşey yolunda


begendigim bir yazıydı paylaşmak istedim




sevgiyle kal cancazım
__________________
yokluk ,varlıgın aynasıdır.



Dünyayı isterken de sus,
Bir dileğe kavuşmak isterken de.
Öylece seyre dal gitsin…
mevlana
cent isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 17-06-2008, 04:35 PM   #4 (permalink)
Üsteğmen
 
disik82 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: May 2008
Mesajlar: 266
Tesekkür: 27
89 Mesajinıza toplam 236 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
disik82 is an unknown quantity at this point
Standart Ynt: kuantum kargo

ya burada öğrendiğim herşeyin sonu matrix e çıkıyor:)filmi defalarca severek izlemiştim şimdi hepimiz gerçekten uyanıyoruz ve aslında tüm var olanlar bizim eserimiz:)çok heyecan verici bu...
disik82 isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 17-06-2008, 07:38 PM   #5 (permalink)
Üsteğmen
 
Üyelik tarihi: May 2008
Mesajlar: 164
Tesekkür: 0
39 Mesajinıza toplam 101 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
meryemi is an unknown quantity at this point
Standart Ynt: kuantum kargo

Alıntı:
cent Nickli Üyeden Alıntı
Chi dergisi, Mart 2006)

İlim, ilim bilmektir,
İlim, kendin bilmektir “
Y. Emre

20. yüzyıl başında Reiki ile başlayan kavrayış, şu anda kendi içimize yaptığımız yolculuklarda, dışarıda aranacak fazla bir şey olmadığını deneyimletip, en güçlü kaynağın kendimiz olduğunu kanıtlamaya başlamıştır.




Alıntı:
cent Nickli Üyeden Alıntı
Chi dergisi, Mart 2006)
İster bir uçakta uçuyor olalım, ister Everest tepesinde ya da açık denizlerde, şehirlerden uzakta herhangi bir yerde bu zincir kullanılarak ihtiyaç olan şifa alıcıya ulaşır. Kargonun göndericisi şifayı gönderen zihin, alıcısı da şifayı isteyen kişinin enerji alanıdır. Enerji alanına ulaşan şifanın titreşimsel bilgisi, daha sonra fiziksel bedende de bilgiyi şifa enerjisine dönüştürecek, yapması gereken her neyse yapacaktır.
Güçlü bir araç olan “Bilinçli Niyet” bir tercih oluşturarak serbest hareket eden enerjinin giderek artan bir yoğunlukla adeta bir girdap oluşturarak kişiye doğru akmasına neden olur. Bilinç, beraberinde belirgin bir odaklanma yaratır. Enerji düşünceyi izler ve dikkatin yoğunlaşmasıyla istenilen yöne akabilir. Bu gerçekleştiğinde şifa enerjisi istenilen yöne yüksek bir enerji yoğunluğuyla yönlenip o kişide titreşimi artıracaktır.






Alıntı:
cent Nickli Üyeden Alıntı
Chi dergisi, Mart 2006)


“Her şey düşünceden doğar”


“Düşüncelerinizden sorumlusunuz!”




Alıntı:
cent Nickli Üyeden Alıntı
Chi dergisi, Mart 2006)

Zihnimiz her yerde var olan enerjiyi yönlendirerek iyileştirici şifa enerjisini ihtiyacı olan yere nasıl gönderiyor? Evrensel alan kişisel alanın dışında gibi görünse de, bu tam olarak böyle değildir.
Araştırmacı yazar Poul Brunton’a göre “Alışılmış ve yanlış olarak yapıldığı gibi, zihin uzay içinde değil, uzayın kendisi zihnin içine yerleştirilmektedir. Nesne gerçekten zihin kaynaklıdır.”






Alıntı:
cent Nickli Üyeden Alıntı
Chi dergisi, Mart 2006)

Şifayı hastaya göndermeyi amaçlayan “Niyetin Gücü” terapistten evrensel alana ulaşana kadar uzay içinde değil, uzayın dışında yol alır. Her şey uzayın dışında da birbirleriyle bağlantılıdır ve böyle olduğu için uzaydaki en uzak noktalar bile birbirini etkileyebilir.

Fizik, evrendeki bütün etkileşimlerin yersel olduğu ve etki-tepki prensibinin işleyişine göre A nesnesi B nesnesini etkilediğinde bu etkinin uzay içinde fiziksel temas veya sinyaller aracılığı ile taşındığını kabul etti. Bu, eğer iki nesne bir şekilde birbirine bağlı değilse, birbirini etkileyemez anlamındaydı. Bell, 1964’te iki şey arasındaki etkileşimin uzay dışında da mümkün olduğunu bulana kadar bu böyle kabul edilmişti. Buna göre, birbirinden uzak iki nesne birbirini etkileyebilir ve etkiyi taşıyan aracın uzay içinde hareket etmesi gerekmez.
Bu teoreme göre, birbirinden uzak bireyler birbirini etkilerken, etkilenen kişi, etkilendiği kuvveti dış yollardan değil, kendi içinden alır. A nesnesi etkiyi gönderirken uzay yoluyla değil, kendi iç yoluyla, yani kendi içinden gönderir.

“Bir Ben var benden içre”

B nesnesi de bu etkiye karşılık gelen tepkiyi kendi içinden yaratır.

“Dışarıda hiçbir şey var”





Alıntı:
cent Nickli Üyeden Alıntı
Chi dergisi, Mart 2006)

“Yıldız gibi tertemiz, parlak ruhlar gökyüzündeki yıldızlara ders verir, yardım eder. Görünüşte bize hükmeden bu yıldızlardır fakat aslında içrek bilgimiz göklere hükmeder. Bu sebeple sen, bedende küçük bir alemsin, fakat hakikatte ise kainat sensin.”

diyen Mevlana bütün bunları belki de 700 yıl önce deneyimleyip farkına varmış, o zamanın şartları ve bilim diliyle bize bazı mesajlar vermiştir ki; biz şimdi ancak farkına varabiliyoruz. “Evraka “ diye bağırmaya gerek yoktur. Ya da “Kah seyrederim alemi / kah seyreder alem beni” diyen Nesimi, bilimi bilgisizlerden önce bildiği için mi bedel ödemiştir? 700 yıl önce Batı’da ilim-bilim henüz beşiğinde mışıl mışıl uyurken, Bizden bildiğimiz yerler bilimi çoktan bilmiş de, derisi mi yüzülmüştür?


ASLINDA....






















çok güzel bir paylaşım telekkürler...


yazının tamamını dikkatle okudum seçtiklerimin dışında daha bir çok paragraf bana bir çok şeyi hatırlattı.

birçok soruma da cevaplar buldum yazıda...

kendimce mantığımda ve bilgilerimde tarttım kimisinde muhalif fikirler kimisinde yandaş fikirler yürüttüm.

merak ettiğim bir konuydu tekrar tekrar teşekkürler güzel paylaşım...



__________________
"Şüphesiz kusurlu olan değişmek değildir;önemli olan değişmeden direnmek veya direnmeden değişmek değil, değişerek direnmektir."
meryemi isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 19-06-2008, 06:49 PM   #6 (permalink)
Teğmen
 
Üyelik tarihi: Jun 2008
Mesajlar: 1
Tesekkür: 0
0 Mesajinıza toplam 0 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
aleynamerve is an unknown quantity at this point
Standart Ynt: kuantum kargo

selam konu çok ilgimi çekti ben kuantum düşünceyi nasıl başaracağım ya da yapabilir miyim beni daha ayrıntılı bilgilendirirsen sevinirim 96
aleynamerve isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 20-06-2008, 12:51 AM   #7 (permalink)
Üsteğmen
 
maxim - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 272
Tesekkür: 93
182 Mesajinıza toplam 943 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
maxim is on a distinguished road
Standart Ynt: kuantum kargo

sevgili cent çok güzel bir yazı teşekkürler
teorikte zihin pratikte vücut
sanırım artık aldıladığımızın ötesinde bir boyutta olduğumuzun farkına varıyoruz,
başlangıçla bu günü kıyaslayınca insanın gelişimindeki bu hız inanılmaz,bir zamanlar mağaralarda yaşayan insanların araçlar geliştirip uça biliyor olması,yakında ufo tipi araçlar ve ışınlanma gibi olaylarıda keşfedeceğiz gibi geliyor,insanlar son yüz yılda inanılmaz gelişmeler kaydetti,ben bu gelişmelerle dünyanında değiştiğine inanıyorum,yaşam şartları değişiyor,ihtiyaçlar değişiyor,gelişimini sürdüren insanlar olarak ulaşa bileceğimiz en uç noktaya doğru hızla gittiğimizi düşünüyorum..araştırmacılar 120 milyon yıl önce dünyada bir küresel ısınma yaşandığını keşf ettiler ilk 40 milyon yıl yeryüzündeki canlı hayat ve sonraki 40 milyon yıl denizdeki canlı hayat sona ermiş geri kalan 40 milyon yıl yeryüzü değişimi buzul çağ ve bu gunkü dünya,tüm bunlar olurken yeryüzünde sadece bir tek canlı türü hayatta kalabilmiş oda komodo ejderi....evrim teorisine karşı tutumum vardı ama şimdi bu bilgilerle gelişimin sınırsız olduğunu anlıyorum....yine bir araştırmacı mısır piramitlerinin yasaklı odalarından birinde duvarlara kazılmış helikopter ve uçak figürleri bulmuş üç bin yıl önce bunları kim görmüş olabilir..., belki biraz saçma gelebilir ama,madem zaman kavramı yok ve küresel ısınmanın dünyaya etkisi hızla artarken insanlar çaresizlik pisikolojisi ile keşfin sınırlarını zorlaması,insanların gelişimdeki bu hız ve bu hızla sürüklendiğimiz mecra neresi,neyi keşf etmemiz isteniyor olabilir,zaman mademki bizim algıladığımızdan farklı bir anlama sahipse,zaman üst üste dizilmiş bir halkaysa,mısırlılar bizi görmüş olamazmı ve ufo dediklerimiz ya bizden sonraki ırk olamazmı ????????
''O kusursuzca yaratandır,O şekil ve suret verendir,O herşeyi hakkıyla bilendir.'' hamd olsun
maxim isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 20-06-2008, 06:26 PM   #8 (permalink)
Üsteğmen
 
Üyelik tarihi: Jun 2008
Mesajlar: 173
Tesekkür: 0
83 Mesajinıza toplam 297 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
alen is an unknown quantity at this point
Standart Ynt: kuantum kargo

titreşiyoruz ve madde gibi gözüküyoruz ya.titreşme durursa ne olur acaba :=) gerçi milyonlarca yıl durmamış böyle bir şey olmaz ama benim memet abi diye bir arkadaş var onda durabilir.bütün ilkler o arkadaşta yaşanır çünkü :=) bir insanın hayatı onunki kadar aksi gidemez :=)..neyse..paylaşımın için çok teşekkürler...ufkum genişliyor yahu..hayat felsefem değişecek galiba...
birde maximin yazdığı mantıklı geldi..
alen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


kuantum kargo

Alternatif Kişisel Gelişim ve Kuantum Düşünce kuantum kargo Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Chi dergisi, Mart 2006) Kuantum teorisi ile şok olmayan kimse, onu anlamamıştır. Niels Bohr Bir maddeyi bir noktadan diğer bir noktaya taşımak için enerjiye ve bir araca ihtiyaç vardır. Bir yükü taşırken genellikle kamyon, treyler, insanları taşırken otobüs, uçak, tren; ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Kuantum Düşünce telkin cd indir izle İstanbul Kuantum Düşünce nerededir kimdir Kuantum Düşünce çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Kuantum Düşünce hipnoz Kuantum Düşünce olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Kuantum Düşünce hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Kuantum Düşünce kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 06:52 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.