![]() |
TEK ŞİŞMAN BEYNİNİZ/Düşünce Gücüyle Zayıflama https://www.ilknokta.com/urun/T/91779.jpg Mucize! Yasemin Soysal, Yüksek Lisans Tezi araştırması olarak zihnin beden üzerindeki etkilerini araştırmaya başladığında, insanların kolayca kilo vermelerini sağlayacak bir sistem geliştirebileceğini hayal bile etmiyordu. Fakat geliştirdiği yöntemi kilo problemi yaşayan yaklaşık 1000 kişi üzerinde denedi. Sonuçlar inanılmazdı! Kilo sorunu yaşayan kişiler hızla ve son derece sağlıklı bir şekilde kilo vermekle kalmıyor aynı zamanda yaşamlarının pek çok alanında da olumlu ilerlemeler kaydediyorlardı. Üstelik karmaşık diyetlere, özel egzersizlere, kendini bir şeylerden yoksun bırakmaya ihtiyaç kalmadan. Şu ana kadar 1000 kişi üzerinde test edilen ve inanılmaz sonuçlara ulaştıran "Zihin Gücü ile Zayıflama" tekniğini ve bu kitap yardımıyla artık siz de kullanabilirsiniz. |
Kilo vermek için bin bir çeşit yol denediniz ama zayıflayamadınız mı? “Bütün mesele Beyninizde” Yasemin Soysal geçtiğimiz hafta çıkan “Tek Şişman Beyniniz” isimli kitabında modern yaşamın en büyük problemlerinden biri olan aşırı kilo sorununa farklı bir bakış açısı getiriyor. Kitap yüzlerce örneğini gördüğümüz diyet reçeteleri ile dolu kitaplardan bir hayli farklı tarzda yazılmış. Soysal kitabında “mucize” bir diyet reçetesi ya da listesi vermiyor, kitapta, zayıflamaya çalışırken yapılan hataları, beynimizi nasıl yanlış programladığımızı neşeli ve kolay anlaşılır bir dille aktarıyor. Tartılardan Kurtulun Kitabında, son derece masum görünen tartıların bizlere nasıl kilo aldırdığını, olumlu düşünce sandığımız pek çok şeyin aslında nasıl kilo almamıza neden olduğunu, askıda duran eski kıyafetlerimizin bedenimizi kilo almaya nasıl programladığını ve geçmişimizden getirdiğimiz şartlı reflekslerin ne yaparsak yapalım bizi kilo sorunu ile baş başa bıraktığını da okuyucularıyla paylaşıyor. Pozitif düşünce diye bir şey yoktur! Sadece düşünce vardır… Yasemin Soysal kitabında, zihnin illüzyonların etkisinde olduğunu açıklıyor. Zihin, olumlu ya da olumsuz düşünce gibi şeyleri algılamakta zorlanıyor diyor Soysal, onun için olumlu ya da olumsuz düşünme diye bir şey yok; yalnızca düşüncenin kendisi var. Bu nedenle bizler belli düşüncelere programlandığımız sürece bu düşüncenin arkasındaki niyet iyi de olsa sonuç o kadar iyi olmayacaktır. Sonunda o pastayı yersiniz Beyninize, “pasta yeme!” diye bir komut verdiğinizde bu komut olumlu bir niyet içeren olumlu bir komut olabilir. Fakat zihin eyleme değil pasta düşüncesine odaklanır ve pasta düşüncesi aklından geçtiğinde onu yemek için gerekli olan fizyolojik süreçleri başlatır. Siz istediğiniz kadar pasta yememeye çalışın içinizdeki gerilim artar ve sonunda o pastayı yersiniz. Bu nedenle zihnin, yaşanılan ortam ve doğru düşünme alışkanlığı ile düzenlenmesi gerekir. Bunun için örneğin büyük tabaklar yerine küçük tabaklarda yemelisiniz. İstediğiniz şeyi yeyin; isterseniz pasta yiyin; ama bunu büyük bir tabakta değil küçük bir tabakta yiyin. Büyük tabağın içinde bir porsiyon pasta size küçük gelecektir; ama aynı pastayı küçük bir tabağa koyarsanız, zihniniz bunun çok fazla olduğunu düşünmeye başlayacaktır. Kitaptan inciler… Tartının kilo aldıran cazibesi Kilo vermeye başladığınızda tartıya çıkmak en büyük hatadır. Kilo vermek isteyen biri, sıklıkla şu cümleleri kurar: “Ben 10 kilo veririm ve daha sonra kilo vermem durur” “Ben daha 70 kilonun altına inmedim, Allahım 70’e kadar geliyorum sonra kilo vermem duruyor.” Bu cümleleri çok masumca kurduğunuzu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Eğer 70 kilonun altına inemeyeceğinize inanıyorsanız, o zaman bu gerçekleşecektir. Eski kıyafetler kilo aldırır Azimle hırsla 10 kilo verdiğinizi kabul edelim. Peki, eski kıyafetleriniz niçin hala dolapta duruyor? Cevabı çok açık: “ Ya tekrar kilo alırsam, o zaman giyecek kıyafetim olmaz” “Zaten sürekli kilo alıp veriyorum, şişmanlamamam için hiçbir sebep yok. Tekrar kilo aldığımda giyerim ” Esasında bilinçaltına verdiğiniz komut şöyledir: Nasılsa yeniden kilo alacağım o yüzden bu kıyafetleri saklamalıyım. Doğru bildiğiniz yanlışları düzeltin 1- "En kötüsüne hazırlan, daha iyisini elde edersen mutlu olursun!” Bu fikri unutun 2- "Daima olabileceğiniz en mükemmel “size” odaklanın" Bu hayalperestlik değildir 3- "Zayıflayamayacağınıza “inanıyorsanız” kendinizi kandırmayın" Kesinlikle zayıflayamayacaksınız 4- Gerçekten zayıflamak istiyorsanız buna inanın! 5- Şişman olduğunuzu düşünüyorsanız yemek istediğinizde “Ben böyle de güzelim” demeyin. 6- Güzel bir fiziğe sahip olmak için dua edin. 7- Kilo alırken tartılabilirsiniz ama kilo verirken tartılmayın 8- Size büyük gelen kıyafetlerinizden kurtulun 9- İnmek istediğiniz bedene uygun bir kıyafet alın ve onu ayrı bir yere asın 10- Büyük ve çukur tabakları çöpe atın 11- Zayıflama sürecinde siyah renge takılıp kalmayın Kimler okumalıMalumunuz yaz geliyor, kış ayları boyunca aldığımız kiloları verme telaşıda başlıyor. Kadın ya da erkek kilo sorunu yaşan kişiler, hızlı ve sağlıklı bir şekilde kilo vermek isteyen, aynı zamanda hayatlarının pek çok alanında olumlu ilerleme kaydetmek isteyenler bu kitabı okumalısınız. Alıntı... |
bu kitap en çok bana lazım galiba, çünkü gerçekten şişman bir beyne sahibim.. :) geçen baharda piyasaya yeni çıkan, daha doğrusu çinden getirtilen tarım bakanlığı onaylı (sağlık bakanlığı değil!), bir ilacı kullandım..Aman Allahım! az kalsın hakkın rahmetine kavuşuyordum! ilaç önce yerlerde gezinen tansiyonumu alıp tepeye çıkardı, baş dönmesinden ölüyordum...aylarca bu şekilde sersem sersem dolaştım üstelik..3 ayda 17 kilo verdim! baharda 65 kiloyken yazın 48 kiloydum ve ayakta bile duramayacak haldeydim..psikolojim de bozuldu, sürekli hastanelerin acillerine koşuyor, tansiyonumu ölçtürüyordum..bir zaman sonra sokağa çıkmak istememeye başladım..insanlar üzerime geliyor gibi oluyor, sürekli sendeliyordum..birgün yeğenim gelip beni zorla dışarı çıkardı, üzerime giyecek uygun giysim olmadığından en küçük eşofmanımı giyip çıktım..halimi görmeliydiniz; yeğenimin koluna sıkı sıkı tutunmuş, iki adımda bir birilerine çarparak hasta gibi yürüyordum..sonra bir vitrinde kendi yansımamı gördüm..işte o an durumun vahim olduğunu tüm çıplaklığıyla gördüm...(çünkü o ana kadar şişman beynimin etkisiyle, çok da fazla zayıf görünmediğimi sanıyordum!)y789 bir daha da o ilaca rastlayamadım! dl67 |
aynen. bu kitap banada lazım en yakın zamanda alcam.duru79 siz bu konuyu açmasaydınız ben kitaptan haberdar olamayacaktım.çok çok teşekkürler |
Rica ederim sibel benimde zaten yeni haberim oldu y789 kitap zaten yeni çıkmış. Alıntı:
|
Bendeeeee isterimmmmmmmmmmmmmmmmmm. De nerden ve nasil:S Bir arkadasim tr de bu aralar , hemen yarin rica edicem , bulabilirse alsin benim icin... Tskler paylasim icin. |
Duru79 ,yasmin ,sibel80 sizlerle netten tanışmıştık sanırım beni hatırlarsınız!!!;) Sizlerle burada karşılaştığıma sevindim. Sevgimle.. |
Merhaba daadacım tabiiki hatırladım nasılsın?Bende seni gördüğüme çok sevindim. Sevgiler... Alıntı:
|
İyiyim durucum teşekkür ediyorum.Kızım 10 aylık oldu.:)Doğumdan önce verdiğiim kiloların hepsini aldım.Tekrar vermek istiyorum onun için buralardayım ve okuyorum işte..Sen neler yapıyorsun uzun zaman oldu görüşemedik? Sevgimle. |
Sevgili Daada .Konuyu dağıtmamak için sana özelden mesaj attım.Görüşmek üzere.. Alıntı:
|
Cevap: TEK ŞİŞMAN BEYNİNİZ/Düşünce Gücüyle Zayıflama Ben fransiz kaldim daadakhkh56khkh56khkh56 |
Cevap: TEK ŞİŞMAN BEYNİNİZ/Düşünce Gücüyle Zayıflama Düşünce gücüyle zayıflama 2 Bir önceki postta bahsettiğim 232 sayfalık kitabı yaklaşık 3 saat içinde okudum. Çok fazla bir şey beklemiyordum aslında kitaptan sadece fikir vermesi açısından faydalı olabileceğini düşünmüştüm,öyle de oldu. Gel gör ki benim gibi konsantre olmak konusunda başarısız bir insan nasıl kitapta anlatılanları uygular bilmiyorum ama ben bunu deneyeceğim. Geelelim kitabın can alıcı noktalarına. 1- Kilo vermek istiyorsak zihnen, bedenen ve ruhen buna hazır olmalıyız.( ağlayarak yaptığımız diyetler, zorla yaptığımız koşular işe yaramaz.) 2- Tartıyı hayatımızdan çıkarıyoruz. ( Çünkü istediğimiz kiloyu tartıda gördüğümüz andan itibaren beyin yine kilo almaya programlanıyormuş) 3- Kilo verdikten sonra dolapta eskiye dair hiçbir şey kalmamalı. Nasıl olsa tekrar kilo alırız mantığıyla kıyafetleri atmamak niyetindeysek o zmn niye kendimize işkence edip kilo veriyoruz ki? 4- Büyük tabaklar yerine küçük tabaklarda yemek yiyerek beynimizi yanıltıyor ve önce gözümüzü doyuruyoruz. 5- Algımız her zaman zayıflıkta olmalı. Alışveriş yaparken şişmanlığımızı nasıl kapatacağımızı değil zayıfladığımızda ne giyeceğimizi düşünüyoruz. 6- Sevdiğimiz şeyleri yemek için kesinlikle bahanelere başvurmuyoruz. Çikolata yiyeceksekte bunu verdiğimiz 1-2 kiloya ÖDÜL olarak yemiyoruz. Zaten bize kilo aldıran bir şey ödül değil ancak ceza olabilir diye düşünüyoruz. 7- Kendimizi sürekli olarak zayıf hayal ediyoruz. Zayıfken ne giydik? ayna karşısında zayıf halimizle nasılız? insanların zayıf görüntümüze tepkileri neler? bunları düşünüyoruz. 8- Beynimize "çikolata istemiyorum, çikolata istemiyorum" diye komut verdiğimizde, zihnimizde çikolata kavramı canlanacak ve bunu gerçek sanacak hal böyle olunca bunu yapılması gereken bir komut olarak algılayacaktır. Bir başka deyişle çikolata istediğimiz halde çikolata istemiyorum diyerek beynimizi kandıramıyoruz. 9- Sürekli yemememiz gereken şeyleri zihinde hayal etmek en büyük yanlışlardan biri. Onun yerine faydalı yiyecekler hayal ediyoruz, zararlı şeyleri yesek bile yarısını yediğimizi düşünüyoruz. Yemekleri paylaştığımızı ayrıca koştuğumuzu, yüzdüğümüzü sıklıkla hayal ediyoruz. 10- İnsanların sizin kilolarınızla ilgili söylediği şeylere kulağınızı tıkıyorsunuz. 11- Yemekleri tatlarını ala ala, sindire sindire, yavaş yavaş yiyoruz. Lezzet için yemek yiyoruz ve midemizi tıka basa doldurmuyoruz. 12- Biz yemekleri beynimizin ihtiyacını karşılamak için değil bedenimizin ihtiyacını karşılamak için yediğimizde vücut depolama yapmaz, dolayısıyla kilo almayız. Bu sebeple zihnimizin istediğini değil bedenimizin istediğini yemeliyiz. Eğer şekerli bir şey istediğimizde bir kaç kuru üzümde bizi tatmin ediyorsa bu bedenimizin ihtiyacını karşıladık demektir ve bu kilo yapmaz. 13- Eğer beynimiz açsa dünyaları yesek doymayız bu da sürekli diyet yapmaktan, yasaklar koymaktan beynimizde kıtlık bilincinin oluşmasındanmış. Kıtlık bilincinden kurtulmak için zararlı yiyecekleri kendimize tamamen yasaklamıyoruz, en azından yarım yiyoruz, tıka basa midemizi doldurmuyoruz. Ve yazarın önerisi üç hafta boyunca ne yerseniz yiyin yarısını bırakıp 30 dak. sonra yiyin, bolluk bilinci için masanızda ufak sağlıklı atıştırmalıklar olsun diyor. |
Cevap: TEK ŞİŞMAN BEYNİNİZ/Düşünce Gücüyle Zayıflama arkadaşlar aşağıya kopyalayacağım fikri anlayamadım bu sitede bu konuları bilinçaltı konularını çok iyi bilen arkadaşlarımız var görüşlerinizi bekliyorum........................................ ............................................ 2- Tartıyı hayatımızdan çıkarıyoruz. ( Çünkü istediğimiz kiloyu tartıda gördüğümüz andan itibaren beyin yine kilo almaya programlanıyormuş) alıntıdır.............................. neden beyin olmak istediğim kiloyu tartıda görünce kilo almaya odaklansın anlamıyorum.inşallah öyle değildir çünkü ben tartılmadan duramam. |
Cevap: TEK ŞİŞMAN BEYNİNİZ/Düşünce Gücüyle Zayıflama Kendimce cevaplamaya çalışayım kitabı okudum.Bu kitabta anlatılanları hayatına geçirip yaşayan daha önce başka bir forumda anlatan bir arkadaşımız vardı yeniden niki ile onun anlatıklarıyla bu kitapta anlatılanlar birebir örtüşüyor.O nun yazdıklarınıda buraya alıntılamak istiyorum bir sakıncası yoksa..Bana çok yardımcı olmuştu çünkü.. Tartı konusu şöyle düşünelim diyorum.Hayatları boyunca hiç diyet rejim yapmamış insanlar hep ideal kilolarında kalmış insanlardır.Peki bu insanlar hiç bizler gibi(kilo sorunu olanlar) sürekli tartıya çıkma ihtiyacı duyuyorlarmı.Tartı gödüklerinde tartıya çıkmadan önce ne kadar uzun zamandır tartılmadıklarını söylerler bizlere belki yıllar olmuştur ama tartıya çıkmadan ben 70 kiloyumdur derler mesela ve tartıya çıktıklarında aynı rakamı görüp hayrete düşürürler bizleri. Geçenlerde tvde rastgele bir kanalda Mimin sekmana denk geldim.HAYAT PEŞİN ÇALIŞIR.Dedi. Bence çok önemli bir söz biz hayata güvenmiyoruz önce bize versin biz sonra gerekli olan neyse onun bedelini öderiz düşüncesindeyiz.İdeal kilomuzda olmamızı istiyorsak fazla kilolarımızı alırken yaptıklarımızın tam tersini yapacağızki yani;Acıkınca karnımızı doyuracağız ve kilo alırken eğer doyduğumuzdan fazlasını yemeseydik yani vucudumuza gerektiğinden fazla yükleme yapmasaydık kilo alırmıydık kesinlikle HAYIR.Yerken hareketli olsaydık yediklerimizi fazlasıyla harcaydık kilolar depolanmayacaktı şimdi ne yapacağız .Sadece vucudumuzu dinleyeceğiz acıktığı zaman istediği besinlerle karnımızı doyuracağız tabi bu tıka basa doyurmak değil bunu zamanla öğreneceğiz zaten bide en kolay olan yürüyüşle destekleyeceğiz.Bedenimiz muhteşem yaratılmış bunun farkına varıp haksızlık yapmayacağız bu güzelim bedenimize. Tartı konusu kitapta bazı insanları belirli bir kiloya geldikten sonra daha fazla kilo veremeyecekleri gibi bir takıntıları olduğu için önerilmiyor.mesela ben 70kg nun altına çok zor inerim gibi bir düşünceye sahibim onun için yazar tartılmayın diyor eğer tartıda 70kg yu görürsem bundan fazlasını veremeyeceğimi için vucudum ideal kilosuna düşmesi içn benimle birlikte gerekli çalışmayı yapmayacağını o kiloda kendini sabitleyebileceğinden bahsetmeye çalışıyor. Yeniden nikli arkadaşımızın yazdıklarını alıntılıyorum.. Sevgimle. |
Cevap: TEK ŞİŞMAN BEYNİNİZ/Düşünce Gücüyle Zayıflama Sevgili arkadaşlar, 28 yaşında bir bayanım. Uykum kaçmıştı, sörf yapıyordum ve rastladım bu siteye... Ne olur anlatacaklarımı iyi dinleyin eğer sokağa çıkmaktan utanıyorsanız kat kat yağlarınız yüzünden, bacaklarınız birbirine sürtünmekten pişik olduysa, kendi ailenizin yanında bile utana sıkıla yemek yiyorsanız, odanız gizlenmiş yemekler/suçluluklar/utançlar ama yine de hiç durmadan çatlarcasına yemeler cehennemine dönmüşşe, sırf pantolonlarınızın fermuarları kapanmıyor diye üstüne uzun,upuzun,çuval misali penyeler tişörtler giydiğiniz halde mağazaya gidip yeni bir pantolon almaya utanıyorsanız isteyeceğiniz bedenin haşmeti yüzünden, hiçbir işe yaramadığı halde karnınızı gün boyu içinize çekmekten müthiş gaz krampları yaşıyorsanız, sizden 10-15 yaş büyük adamlar/kadınlar size abla/teyze diye hitap ediyorsa, makyaj malzemesi alacakken bile utanıyorsanız “sanki makyaj yapsan ne olacak?” tarzı bakışlardan ve sırf bu yüzden makyaj bile yapmıyorsanız artık, bir erkeğe/kadına değil sahip olmayı ona bakmayı bile yasaklıyorsanız kendinize, dolabınızın gizli köşelerinde duran, bir ayin yapar gibi çıkarıp baktığınız, alırken “falancaya alıyorum” diye aldığınız küçük beden kıyafetler saklıyorsanız onları birgün giyeceğiniz umuduyla, siz şişmanken içinizde incecik bir kadın/adam yaşıyorsa ve kabullenmek istemiyorsa XXL olmayı, ve yiyorsanız bunlar başınıza her geldiğinde, tıkanıncaya, çatlayıncaya, midenizi değil her yönden aç kalmış ruhunuzu doyurmak isteğiyle yanarcasına yiyorsanız ama doymuyorsa içinizdeki o aç, o zavallı, o hor görülmüş, o gizli gizli ağlayan, o şişmanladıkça kırılganlaşan, ama sanki şişmanladıkça dayanma gücü de artacakmış gibi daha da itilen,dışlanan,paramparça edilen ruh, anlatacaklarımı iyi dinleyin, çünkü bunların hepsini, hepsinden fazlasını yaşadım ben... Ama bitti, bitirdim... O günleri her anımsadığımda şu anki gibi gözlerim dolsa da, bitirdim artık. Ben tam 42 kilo zayıfladım arkadaşlar. Kolay mıydı? Hayır. Peki çok mu zordu? Yine hayır. Gerçek anlamda zayıflamaya başladığım güne kadarki zamanı es geçiyorum, hepiniz bilirsiniz çünkü o malum pazartesiler vs, unutun bunları. Ben bir Çarşamba günü başladım zayıflamaya.Ama öncesi var. 21 mart 2005 gecesi: Internette malum sörflerimi yapıyorum bir elimde çikolatamla,google’da aramalar,anahtar cümlelerim hep aynı: diyet,rejim listeleri,kilo verdim,mucize diyet...Birden farkettim ki şu diyet,rejim sözcükleri sinirimi bozuyor.Okudukça kocaman kocaman ısırıyorum çikolatamı hırsla,sanki gelip onu benden alacak şu diyet denen şey,sanki bir canavar o.. Bunu farkedince “neden diyet ya?” dedim, “ben diyet yapmayacağım,ben zayıflayacağım”. Bilgisayarı kapattım. Yatağıma uzandım.Düşündükçe nefret ediyorum diyet,rejim sözcüklerinden,nefret ettikçe kaçıyorum,kaçtıkça kovalıyorlar beni,bir kbrit kutusu beyaz peynirler,ince bir dilim kızarmış ekmekler.. Normal zamanda pekala kabul edilebilecek bir dilim peynir,bir diyet listesinde yeralınca en iğrenç yiyecekten daha iğrenç görünüyor gözüme.Oysa diyet yapmasam?Yapmayacağım desem,diyet ve rejim sözcüklerini atıversem kafamdan, kimbilir? Böyle garip düşüncelerle uyuyakalıyorum. 22 mart Salı günü,kızarmış ekmek kokusuyla uyandım,annem mutfakta,her zamanki kahvaltı menümü hazırlamış,bir dilim kızarmış ekmek+1 salatalık+ 1 domates+ bir kibrit kutusu beyaz peynir.. Şişmanlar bilirler,ailenizdeki herkes bir diyet uzmanıdır,kendince bir diyet uygulatır size mutlaka.Akşamki düşünceler geldi aklıma.Gittim mutfağa “ben diyet falan yapmıyorum yeter artık böyle de mutluyum”dedim anneme.Sanki yıllardır uygulattığı sözümona diyet çok işe yaramış da ben hainlik etmişim gibi kızgın kızgın baktı bana ve “ne halin varsa gör”dedi. Birden o kızarmış ekmek mis gibi koktu bana:) oturdum karnımı doyurdum(kahvaltı sonrası gizli gizli başka şeyler yemek zorunda kalmayacağım için rahattım)ve geçtim tv karşısına.kumanda elimde,zap yapıyorum,ama aklım başka yerlerde,aklımda diyete dahil etmediğim an mis gibi kokan o kızarmış ekmek,kütür kütür tadını ala ala yediğim o salatalık var,peynir bile hiç bu kadar beyaz olmamış sanki..tıpkı annemin hiç bu kadar sinirli olmadığı gibi:)) halbuki bilse onun diyet kahvaltıları sonrası gizlice neler yediğimi,yaptığım bu “diyet olmayan kahvaltı” için gelip alnımdan öpecek:)) O 22 mart salısı bana birşeyler oldu işte,ya da ben bana,ben beynime birşeyler yaptım ve düşündüm durmadan.Düşündüm.Kendimle konuştum. -Zayıflayabilirim.Neden olmasın ki?Yapacağım tek şey,yiyeceğim şeyleri bir diyetin veya rejimin değil,zayıflama isteğimin belirlemesi. -Peki o istek yeterince güçlü mü bende?Hem de dağları devirecek kadar. -E o halde,derdim ne ki benim?Derdim kendimi bağımlı ve mecbur hissetmem. -Neye karşı?Bana dayatılanlara karşı,içinde diyet/rejim sözcüğü geçen bütün cümlelere karşı,bir kibrit kutusu beyazpeynirlere karşı -Yani?Yanisi,beni en çok istediğim şeyi yapabilmekten alıkoyan şey,beni en çok istediğim şeye ulaştıracak yolun başka yerlerden geçtiğini zannetmem _Peki nereden geçiyor ki o yol? Benden,kendimden,beynimden,herkesin bildiğinden değil benim bildiğimden.Çünkü bu beden benim.Onun ne istediğini benden daha iyi kim bilebilir,ne hissettiğini,neyin onu acıttığını,neyin cesaretlendirdiğini... -Zayıflayabilirim o zaman.Evet,tabi ki,neden olmasın ki,neden? Kendimle konuştum durdum bütün gün ve bütün gece.23 mart sabahı uyandığımda,ne bir diyete/rejime başlama kararı almıştım,ne de o gün pazartesiydi:)) basit bir çarşambaydı işte.Mutfağa gittim,bir portakalı,bir elmayı,bir armutu,bir salatalığı,bir avuç çileği(sanırım hormonluydular ama ne yapayım daha yeni çıkmışlardı ve kıpkırmızıydılar:))) blendıra attım,püre yaptım ve oturup yedim.Kendime sözüm vardı ama,bu bir diyet değildi.Değildi işte!!Sadece akşam yediğim makarna yüzünden doluydu midem ve canım sabah sabah o soğuk meyve püresini çekmişti.O püre yumuşak yumuşak mideme kayarken garip bir huzur duydum arkadaşlar.”Ben diyet yapmak için değil,mideme destek olmak için yapıyorum bu hafif kahvaltıyı”düşüncesine inanmıştım çünkü. Arkadaşlarım sizlere hikayemi yazmaya devam edeceğim eğer kabul ederseniz,ama şimdi çok uykum geldi biraz uyuyayım.Görüşmek üzere,ne olur ne olur umutlu olun! Sevgili arkadaşlarım, öncelikle hoşbuldum:) diyeyim ve devam etmeden önce sorularınızı cevaplayayım. (aslında ona da geçmeden önce bir öneri arkadaşlar: Günlük tutun! Diyet/rejim günlüğü değil ama, sakın öyle saçma isimler vermeyin yazdıklarınıza) Sevgili emekli, herşey hiç olmadığı kadar yolunda, olmalıydı çünkü yapabilirdim, niye bekleseydim ki? Sevgili bormin, su anda (ve neredeyse 8 aydır) 51 kilodayım. Boyum 1.60 (aslında her 1.58-1.59 civarı olanlar gibi 60’a tamamlıyorum işte çaktırmayın:)), yola çıkarken 93 kiloydum. Sevgili freestyle, artık zayıf olduğumu farkettiğimde aradan yaklaşık 4-4.5 ay gibi bir süre geçmişti, yaklaşık diyorum çünkü hiçbir zaman diyet/rejim yapmadığım için diyetin/rejimin beklenen bir bitiş tarihi de olmadı benim için. Şunu çok iyi hatırlıyorum ama: 6 Ağustos 2005’te, çok sevdiğim bir arkadaşımın düğününe giderken, hayatımda ilk defa ama ilk defa daracık, bütün o bol siyahlara inat daracık, askılı, açık pembe bir tuvalet giydim. Hayatımda ilk defa kalabalık bir ortamda gerçek bir kahkaha attım. Hayatımda ilk defa kalabalık bir ortamda utanmadan çatal tuttum. Hayatımda ilk defa “bitsin bu işkence de oturayım yerime” demeden bir erkekle dansettim ve onun belimde duran elinden haz aldım... O gece eve geldim, dolabımda hala duran çuvalımsı bir bluza elime alıp baktım ve ağladım. Meyve püresi meselesine gelince, hiç olur mu sadece meyve püresiyle? Dedim ya, o bir gece önceki makarnanın bedeliydi diye:)) Şaka bir yana, arkadaşlar, size anlatmaya çalışacağım nasıl bir beslenme mantığının peşine düştüğümü. Inanin deli gibi istiyorum bunları okuyan herkesin,hepinizin artık birşeyler yapmasını, diyet/rejim yapmasını değil ama,unutun onları. Diyet yok, rejim yok, zayıflamak var sadece. Düşünün bir.. Bu kiloları alırken aklımızda var mıydı hiç şişmanlamak düşüncesi, şişmanlamaya yönelik özel çabalar sarfettik mi de onca kilo depolandı bedenimizde kolayca? Neden öylesine sinsi, öylesine kolay, öylesine farkettirmeden şiştik? Düşünün, çok uğraştığı halde kilo alamayan(ve insanı delirten) sıskalar yok mu? Ellerinde bizimkilere içerik olarak olmasa da biçim olarak benzeyen diyet listeleriyle dolaşan, bizim açken suratımızı buruşturduğumuz gibi önlerindeki bir dolu yemeğe bakarken suratını buruşturan sıskalar yok mu? Neden onlara sinsice saldırmıyor bu kilolar? Metabolizma diyeceksiniz.. tamam, metabolizma olsun, peki yemek yemenin onlara bize olduğu gibi delice bir zevk vermemesinin suçlusu da mı metabolizma? Ben metabolizmanın işleyişine, sırlarına, kilo üzerindeki etkilerine inanıyorum arkadaşlar, ama ona inandığımdan daha fazla inandığım bir şey varsa da, metabolizmanın patron değil sadece bir uşak olduğu ve aracılık etmekten öteye gidemeyeceği. Bedenimizle beynimiz arasındaki gariban bir aracı, bir elçi. Şimdi söyleyin bakalım, elçiye zeval olur mu? :) Neyse,kaldığım yere döneyim. Kahvaltıda meyve püresini yedikten kısa bir süre sonra midem bir kazındı ki sormayın. Deliricem neredeyse. Ama neden delireyim ki? Ne diyet yapıyorum ne bir şey,niye tutayım ki kendimi? Kalktım usulca,mutfağa gittim,dolabı açtım,gözüme ilk ilişen kapaklı bir kapta etli biber dolması,çok da severim,aldım bir tane öyle elimle, tabiri caizse yuttum.Ben onu çiğnemeye çalışırken ne oldu hatırlamıyorum kapı mı çaldı,telefon mu,annem mi seslendi,araya bir şeyler girdi işte ve midemin bir sonraki kazıntısını duyduğumda öğlen olmuştu! Annem sofra hazırlıyor. Bu arada,ailenizdeki herkes diyet uzmanıdır demiştim ya,aynı zamanda çift kişiliklidir de!Bir yandan mantıları börekleri kızartmaları koyarlar sofraya,bir yandan “aman şundan az ye bundan yeme”bilmemne.Annem de mevsimin ilk patlıcanından misler gibi kızartma yapmış,üstünde sarmısaklı yoğurt,yanında biber patates köfte domates sosu... Çöktüm bütün haşmetimle masanın başına,annemde yine aynı suçlayıcı bakışlar üzüntüyle karışık, “bakma bana öyle anne” dedim, “diyet falan yapmıyorum,yiyeceğim canım ne istiyorsa banane” İşin garibi,kendim de inanarak söylüyorum bunu, öyle arka planda “yine de az yiyeyim” gibi bir düşünce falan yok arkadaşlar,arka plandaki tek düşünce,bir gece önceden düşündüğüm şey: Zayıflayabilirim,yapabilirim! Ama yiyeceğim işte bu kızartmayı çünkü canım çok istiyor... Ve yedim. Tıkabasa. Artık diyet yapmayacağım düşüncesinin keyfiyle,tadına vara vara... Yaklaşık 1 haftayı böyle geçirdim arkadaşlar.İstediğimi özgürce yiyerek.Bir haftanın sonunda bir duş sonrası tartıya çıktığımda ibre 93. E bir hafta önce de 93’tü? E herhalde 93 kalacak,ben diyet/rejim yapmıyorum ki.Tabii ya... Bir hafta kadar sonra.Nisanın 7’si. Gece 12 suları.Dert ortağım yastığıma sarılmış düşünüyorum.Şeytan dürtüyor durup dururken,fırlayıp tartının üstüne çıkıyorum.91 mi??Nasıl ama?Ne diyet ne başka bir şey yaptım ben,hatta hayatımda ilk defa diyet yapmadım!Yatağa dönüp geçen haftayı kafamdan geçiriyorum.Farklı olan şey ne?Duramıyorum kalkıp bir sigara yakıyorum ama ellerim titriyor sevinçten,birşeyler var,birşeyler var ama ne..Buluyorum sonra ne olduğunu.Başardım,2 kilo zayıfladım,çünkü nefret ettiğim diyeti kovdum kendi cumhuriyetimden,o diyet ki ne zaman “hadi yap beni”dese arkamdan çivili sopalarla iterdi beni buzdolabına,marketin cips reyonuna,köşedeki nefis dürümler satan büfeye.Çünkü o çok uzaklarda ulaşamayacağım yerde duran bir cansimidi gibiydi,”gel bana tutun kurtul boğulma”derdi ve ben ona her ulaşmaya çalıştığımda denizin daha derinine daha derinine batardım.Öğrenmem gereken tek şey çarenin uzaktaki cansimidinde degil kendi kollarımda olduğuydu.Bilinçsizce öğrenmiştim.Sigaram biterken(içtiğim son sigara oldu)geçirdiğim haftanın farkını buldum.Bir hafta boyunca kaybetme korkum olmadan yemek yemiştim.Bu yüzden bilinçsizce değil,doyduğum anı hissederek ve doyduğum an masadan kalkarak yemiştim.Düşünün arkadaşlar.Diyet yapmaya karar verdiğiniz pazartesilerin öncelerini düşünün,nasıl yangından mal kaçırır gibi yemek yediğinizi düşünün.Ben çok yaşadım bunu ya siz?Bir keresinde bir pazar günü iki kere kendimi zorlayarak kusmuştum daha çok yiyebilmek için. Doymayan midelerimiz değil içimizdeki o aç ruhtur,kendisinden esirgeneceğini anladığı an daha bir açgözlülükle saldırır normal zamanda belki hiç yemeyeceği şeylere bile.Çünkü beyin ona “bak bir daha yiyemeyeceksin bunları”sinyalini verir siz farkında olmadan ve o da yer yer yer,ta ki diyet sudan sebeplerle bir sonraki pazartesiye ertelenene kadar yer.. (yarım saatlik işim var,sonra devam:) |
Cevap: TEK ŞİŞMAN BEYNİNİZ/Düşünce Gücüyle Zayıflama Bir sonraki hafta ilk ve son yanlışımı yaptım. Tartıda gördüğüm –2 kilo beni heyecanlandırmıştı,hangi şişmanı heyecanlandırmazdı ki?Yanlışım ise farkında olmadan yeniden garip bir hırsa kapılmak ve o şuursuzca yiyeceklere saldırmayı bekleyen aç ruha açık kapı bırakmaktı.Hırsım,hadi şundan daha az yiyeyim hadi patates kızartmasına hiç dokunmayayım diyen o diyetlere alışkın beynim 3. hafta korkunç bir oyun oynadı bana.Evet tartıda –2.5 kilo gördüm hafta sonunda,evet sevindim bu doğru,hatta o kadar sevindim ki tartıdan indikten sonra soluğu telefonun başında alıp sözümona ödül verdim kendime: tam 5 tane kıymalı pide ısmarladım ve bir solukta yedim.1 litre kola içtim.Üstünden yarım saat bile geçmemişken 2 tane bademli magnum yedim.Ardından 250 gramdan fazla fındık.Ardından neredeyse kurumuş ve tüm cazibesini kaybetmiş (ama aç ruhum için ne farkeder ki?) 7-8 dilim baklava.Sonra öğlenden kalan kısır, sarmısaklı yoğurt, 2 muz... Ne de olsa kilo verebiliyordum,gene verebilirdim değil mi?öyleyse o maratona yeniden başlayana kadar bişeyler daha bişeyler daha yesem ne çıkardı ki?İşte arkadaşlar,beynimin oyununa gelişim böyle oldu.Ama iyi ki de olmuş.Korkunç bir mide bulantısıyla tuvalete koşup bağıra bağıra kusarken herşeye lanet ettim.Aptallığıma,gözümün önünde duran gerçeğe o bana o kadar yaklaşmışken sırt çevirmeme,herşeye. İşte günlük tutmaya o gece başladım. Yazdığım ilk şeyleri aynen aktarıyorum size: GERÇEK: BEDENİM BEYNİMİN KONTROLÜNDE SORUN : BEYNİM BEDENİMİ ZAYIFLATMAYI REDDEDİYOR NEDENİ: BEYNİME ÖYLE HATALI ŞEYLER YÜKLEMİŞİM Kİ O ÇARESİZ KALIYOR ÇÖZÜM: BEYNİME BEDENİMİ ZAYIFLATMASI İÇİN İHTİYACI OLAN DOĞRU BİLGİLERİ YÜKLEMELİYİM BEYNİME ÖĞRETECEKLERİM: 1-BEN DE ZAYIF OLABİLİRİM.BENİM İSKELETİM DE İNCECİK BİR İNSANINKİNDEN FARKSIZ!!!.NEDEN ONUNKİ DÜZGÜN KASLAR VE YETERLİ MİKTARDA YAĞLA KAPLIYKEN BENİMKİ KATMAN KATMAN YAĞLARLA ÇEVRİLİ OLSUN Kİ? 2-KENDİMİ ZAYIFLAMAK İÇİN KISITLAMAM GEREKMEYECEK,ZATEN DOĞAL OLARAK OLMASINI BU KADAR İSTEDİĞİM BİRŞEY İÇİN NİYE KISITLAMALARA VE ZORLAMALARA İHTİYACIM OLSUN? 3-AŞIRI YEMEK YEMEKTEN ALDIĞIM HAZ GERÇEK BİR HAZ DEĞİL,O,YAŞAYAMADIĞIM BÜTÜN O ŞEYLERİN YERİNİ DOLDURUYOR SADECE 4-YEMEKLER HİÇBİR YERE KAÇMAYACAK,OLDUKLARI YERDE DURACAKLAR,BEN GEÇİCİ BİR SÜRE DAHA FAZLA HAZ ALACAĞIM BİR ŞEYE ULAŞMAK İÇİN ONLARA ÇOK FAZLA YOĞUNLAŞMAYACAĞIM 5-BU YEMEKLERE SIRT ÇEVİRECEĞİM ANLAMINA GELMİYOR,HEM NEDEN SIRT ÇEVİREYİM Kİ,ONLARIN NE SUÇU VAR,BUGÜN ŞİŞMANSAM SUÇ YEDİKLERİMDE DEĞİL YEDİKLERİMİN MİKTARINDAYDI VE MİKTARI BEN AYARLADIM Arkadaşlar,en başta dediğim gibi zayıflamam çok kolay olmadı,ama zor da değildi.O geceden sonra bu yazdıklarımı yüzlerce binlerce defa okumam gerekti.Umutsuzluğa düştüğüm anlarda günlüğümü alıp bunları okudum,yenilerini yazdım,yaptıklarımı,yanlışlarımı,korkularımı,doğru larımı yazdım.Ama çok iyi bildiğim bir şey var ki,sanırım ben beynime bu doğruları yerleştirmeyi başardım kısa bir süre sonra.Arkadaşlar ben herşeyi yedim ama herşeyi.Sadece beynime az yersem de çok yersem de tadın ve hazzın değişmeyeceğini;ama az yersem bedenimi inceltirken çok yersem kalınlaştıracağımı soktum.Mantığım hep şu oldu arkadaşlar:haksızlık etme.. ne kendine ne bedenine ne de kilolarına(vallahi onlara bile haksızlık etmedim,bazen onlardan yana oldum:)).. Bakın mesela şöyle açıklayayım.Birgün oturuyordum,aklıma birden şu mantık geldi:ben bu kiloları alırken oturup durdum yayıldım durdum ve aldım,peki şimdi gene böyle oturursam nasıl azalsınlar ki,yani onları oluşturma aşamasında eğer hareketli olsaydım hiç oluşmayacaklardı değil mi?hem hırsızlık yaptır,hem arka çıkma hapse at misali.ben onlara haksızlık yaparsam onlar da bana yapar tabii.yürümeye başladım.gözünüz korkmasın öyle ani bir geçiş değildi,bilirim şişmanlar kadar nefret eden yoktur spor düşüncesinden,ilk gün 15 dakika yürüdüm mesela,arttırdım sonra.Neredeyse 2.5-3 saat yürüyordum sonlara doğru.İnanın bir süre sonra cazip gelmeye başladı temiz havada ciğerlerimi şişire şişire yürümek,kendimle gurur duymak bunları yapabildiğim için.tavsiyem,mutlaka yürüyün arkadaşlar,kesinlikle sıkı sarkmamış,haksızlığa uğramamış:) bir beden istiyorsanız yürüyün.onu şişiren formunu bozan bizdik,düzeltecek olan da biziz.yapabilirsiniz,tek adım atmaya üşenen ben yaptıysa siz uça uça bile yapabilirsiniz.yürüyüş göbeğimi de etkiledi,bacaklarımı da,hatta gıdımı da,bütün vücudu çalıştırıyor.size garanti ediyorum,bir süre sonra zevk almazsanız yürüyüşten ve onun bedeninize yaptıklarından tekrar şişman olayım.Sevgili ay_cel hiçbir yerim sarkmadı,kimsenin sarkmaz eğer şişmanlarken yaptıklarınızı zayıflarken telafi ederseniz ve haksizlık yapmazsanız o güzelim bedeninize. Haksızlık konusu demişken,biraz da beslenmekten bahsedeyim.Arkadaşlar her zaman inandığım bir düşünce geliştirmiştim kafamda: Doğa doğal olmayana izin vermez.. Bunu yazinca size “aman sadece doğal gidalarla beslenin zayiflayin”falan gibi bir zirvalik söyleyeceğimi zannetmeyin sakın.Bu düşünce şunu içeriyor bana göre: doğa bedeninin ihtiyacı olan besinleri alması,bu besinlerden zevk duyması için tüm canlıların bedeninde bir program oluşturmuştur,canlılar da doğaya ait, ondan olan varlıklar çünkü.Dikkat edin doğada yaşayan şişman hayvan yok,şişmanlık insanlarla birarada yaşayan,insanların müdahale ettiği evcil hayvanlarda görülebiliyor ancak.Neden bir düşünün.Çünkü hayvanların bizimki gibi gelişmiş bir beyinleri yok.Bizim gelişmiş beyinlerimiz milyarlarca faydalı bilgiyi depo ettiği gibi milyarlarca yanlışı da depo ediyor ve beynimizi doğru tarafa çekmediğimiz sürece o zaman zaman bizi bu yanlışlarla idare edebiliyor.Günlüğüme yazdığım,size de ilettiğim yukardaki şeylere bir bakın.Beynimdeki bütün o yanlış şeylere bir bakın.Örneğin,beynimde koca bir dilim çikolatalı pastayı yemenin çoook güzel olacağı kayıtlı,ama aslında o pastanın bir lokması da aynı güzelliği yaşatır bana ve üstelik şişmanlamam!Yapmanız gereken kendi beyninizdeki yanlış kayıtları bulup doğruya,doğaya,doğal olana çevirmek.Sevgili halee sormuş pasta çikolata olayını,evet yedim ben pasta da çikolata da,nasıl vazgeçebilirdim ki o güzelliklerden.Ama haz almam için yetecek kadarını beynimde kayıtlı yanlış bilgiye dayanarak belirlemedim,önce o bilgiyi doğal ve doğru olanla değiştirdim,sonra yedim.gün geldi bir ısırık çikolata bana şişmanken yediğim 2 paket çikolatanın zevkinin toplamından kat kat fazlasını verdi.Çünkü ben o bir ısırık çikolatayla direkt olarak içimdeki çikolata isteğine hitap ediyordum ve yetiyordu;oysa 2 paketi birden yerken,çikolata isteğimi bastırdığımı sanıp içimdeki hırsı,birikmiş öfkeleri,özlemlerimi,ulaşamadıklarımı,kompleksleri mi,ezilmişliğimi,yaşayamadıklarımı bastırmaya çalışıyordum aslında ve onlar öyle büyük öyle büyüktü ki hiçbir zaman bastırılmıyorlardı,2 paket değil 2 ton çikolatayla bile bastırılmazlardı.canınız neyi çekiyorsa yiyin arkadaşlar.ama birşeyleri bastırmak için değil isteğinize hitap etmek için,göreceksiniz doğanın mükemmel bir parçası olan bedeniniz kendine yetecek kadar olanıyla yetinmesini bilecek.Yiyeceklere haksızlık etmeyin.Tabakta mis gibi duran çıtır çıtır kızarmış patatesin ne suçu var? Suç “aaa bundan şöyle koca bir tabak yemezsem zevk almam” diye direten beyninizde,beyninizi eğitin ve atın ağzınıza bir dilim kızarmış patates,o mis tadını şöyle damağınıza yaya yaya yiyin.yetecek göreceksiniz.hiçbir meyveden yok şekerliymiş yok bilmemneymiş diye uzak durmayın.öyle olsa doğa bol keseden verir miydi onları bize?teknolojiden önce doğayla içiçe yaşayan,tıpkı hayvanlar gibi besleneyim,ısınayım,uyuyayım,çoğalayımdan başka hiçbir isteği olmayan insanlar arasında var mıydı obez olan,şişman olan? Onlar aman üzüm yemeyeyim çok şekerli,aman avokado çok yağlı,aman muz kilo yapar diyerek mi yiyorlardı meyveleri?ne sebzelere ne meyvelere sakın haksızlık yapmayın.tuz konusuna biraz dikkat edin.aslında bedenimizin ihtiyacı olan tuzu sebze ve meyvelerden alabiliyoruz,mümkün olduğunca azaltın,kilo vermek için değil normalde bile.yağlar için ben şu mantığı kurmuştum:yağ insan bedeninde mutlaka olmaşı gereken bir şey,ama benim bedenimde bir sürü yağ var,bunların fazlasının yakılması lazım,yakıyorum azaltıyorum iyi hoş da,peki ya kendince bir algısı olan bedenim benim yaktıklarımı fazlalık olarak algılamayıp kendince bir sonuca varır ve “bende olması gereken birşeyleri yokediyor” telaşıyla o yağları korumaya alırsa?bunun için yapmam geeken şey ne? Bedenimi ikna etmek.Peki nasıl?Ona onu kandıracak az miktarda yağ vermeye devam edip,verdiğimden daha fazlasını almak. Arkadaşlar yağı keserseniz bedeniniz artık dışardan alamayacağı korkusuyla mevcut yağı depolar,çünkü bedeniniz doğaya ait ve doğa doğal olanı koruyor,doğal olan da bedenin işleyişinin devamı için belli miktarda yağ almak.uzmanlar bu konuda ne diyor bilmiyorum,çünkü çok uzun süredir ne diyetlerle ne diyetle ilgili söylenenlerle ilgili değilim ama benim kişisel fikrim yağı beslenmenizden asla çıkarmayın,almanız gereken yağ bir dilim patates kızartmasının içerdiği kadarı olsa bile alın ve akışkan yağları tercih edin,kan bir sıvı,aldığımız yağ da akışkan olsun ki kanımızın önüne öyle setler barajlar kurmasın değil mi:)) Sevgili arkadaşlarım,kör bir kuyudaydım,yüzüme günışığı vuruyordu,çıkmak istiyordum ama yapamıyordum,ta ki birgün “buraya düşmenin bir yolu vardı,neden aynı yoldan çıkamayayım ki”diye düşünene kadar.Şimdi günışığı sadece yüzüme vurmuyor artık,her yerimde.Ben bunu haketmiştim,siz de ediyorsunuz.Hergün her an kendime tekrarladığım bir şeyi siz de unutmayın ve deyin ki kendinize “ben de zayıf olabilirim,benim iskeletim de incecik bir insanınkinden farksız!” Sorularınız olursa seve seve cevaplarım.. Sevgiler hepinize |
Cevap: TEK ŞİŞMAN BEYNİNİZ/Düşünce Gücüyle Zayıflama Selamlar herkese, İzmir’de yaşıyorum arkadaşlar, özel bir şirkette ithalat dep.da çalışıyorum,şişmanken kimse bana bakmadı,zayıfken de ben onları beğenmediğim için bekarım:))) (Ama zayıflayınca göreceksiniz,şişmanken hayalini bile kurmaya çekindiğiniz insanlar zayıflayınca karşınızda süt dökmüş kediye dönüyorlar,bu sefer de tüm cazibelerini kaybediyorlar gözünüzde:))) Didem802,hep söylediğim gibi ben hiçbir diyet listesi,yiyecek raporu falan dinlemedim.Diyet/rejim sözcüklerinden hep nefret ettim,hala ediyorum! Siz de nefret ediyorsunuz,bırakın onları defolup gitsinler hayatımızdan.Şişmanız diye neden yemek zevkinden mahrum kalalım ki? Unutmayın arkadaşlar,yemek yemek bir suç değil,insanın sahip olduğu en doğal istek ve zevklerden biri,bir suçlu arayacaksanız o YEDİĞİNİZ YEMEK DEĞİL,YEDİĞİNİZ MİKTAR.. Buna çok dikkat edin.Kendinizle birtakım anlaşmalar yapın,midenizle konuşun,yemeklerle oyun oynayın,kendinize göre yöntemler geliştirin işte,zafere giden yolda herşey mübah:)Kendi oyunumdan örnek vereyim:),sabah kalktim diyelim,kahvaltıda peynir,zeytin vs var,bir dilim ekmek alıyorum elime,içimden peynire soruyorum:bugün canım seni çekti, yesem bana ne yaparsın?,peynir masum masum bakıp: ne kadar yediğine bağlı diyor,e şimdi burda suç zavallı peynirin mi olur çok fazla yesem yoksa benim mi?O bana “al istediğin kadar ye hiçbişeycik olmaz”deyip beni kandırmıyor ki.Yiyorum.Zeytine bakıyorum,aklıma “aman ha zeytin çok yağlı, yeme”diyen diyet reçeteleri geliyor,bir de o güzelim zeytin ağaçları öte yandan, nasıl olur da doğaya,doğala ait o güzelim ağaçların güzelim meyvesindeki o kadarcık yağ bana zararlı olabilir ki diyorum,hiç korkmadan birkaç tane yiyorum. İnanın yemekten korkup kaçtığınız yiyecekler kafanızda bir süre sonra öyle yer ederler ki,bedeniniz zayıflamak istese bile beyniniz şişman kalır ve bedene gerekli komutları vermez.Yiyeceklerden korkmayın.Ekmeği mutlaka yiyin,ama yarım ekmek değil,korkmadan yediğiniz müddetçe bir dilimi de yetecektir size.Tekrar söylüyorum,HERŞEYİ yedim ben.İşyerinde birgün bile çıkan yemeklerden yemediğim olmadı,mantı da yedim,döner de,börek de.Ama mantıya öcü gibi bakmadığım için o da bana zarar verecek şekilde saldırmadı.Doğada hiçbir şey kendisinden korkmayana saldırmaya cesaret edemez.Kozlar sizin elinizdeyken her zaman galipsinizdir ve yemek konusunda kozlar sizin elinizde..Şöyle düşünün,bu da bir oyun,diyelim ki siz bir savaşçısınız ve bir meydanda ayakta duruyorsunuz,karşınızda da başka bir savaşçı(mantı),siz bir anda onun gücünden korkup sinip kaçmaya başlasanız ne olur? Peşinizden gelir ve sizi en sonunda yakalayıp mağlup eder.Kaybettiniz,çünkü korktunuz,çünkü onun gücünü çok abarttınız.İşte diyet mantığı... Belli bir süre kaçar kaçar kaçarsınız,ama savaşçı arkanızdadır ve sizi mutlaka yakalayacaktır,10 gün kaçarsınız ama 11. gün kendinizi tıka basa çatlayıncaya kadar yerken bulursunuz, bu mağlup olduğunuz andır işte.Oysa korkmasaydınız,o üstünüze geleceğine siz onun üstüne gitseydiniz kazanacaktınız.Mantıdan korkmayın:) Bir kaşık yiyin,kesmedi mi,bir kaşık daha,inanın yetecek gözünüzü doyurmaya,o kadar kesin söylüyorum yeteceğini çünkü biliyorum ki yiyeceklere karşı uyanan aşırı istek onları yememek gerektiği düşüncesinden doğar. Yine de mideniz hala aç mı,saldırın salatalığa domatese elmaya armuta,düşünün “mantı yememek için bunları yemek zorundayım diye bir şey yok,mantı da yedim işte bal gibi” deyin kendi kendinize.Yalan da değil yediniz işte:) Arkadaşlar hiç zor değil hiç değil! Zayıflama günlüğü tutmak konusuna gelirsek,hepinize öneriyorum arkadaşlar,basit bir defter alın ya da şatafatlı bir tane,zevkinize kalmış:) ve ona hissettiğiniz herşeyi ama herşeyi yazın,yediklerinizi yazın,canınızın çektiği şeyleri yazın(ama bunu yazdığınızın ertesi günü mutlaka canınızın çektiği o şeyden yiyin ve onu da yazın)kendinize ne kadar güvendiğinizi yazın,göreceksiniz bir süre sonra kendi gücünüzü farketmeye başlayacaksınız.Mükemmel bir bedeniniz var,mükemmel bir işleyişi var,mükemmel bir şeye yani doğaya aitsiniz,yapmanız gereken tek şey kendinizi o mükemmel işleyişe teslim etmek,sadece bu işte.Çok mu zor yani?Siz odalarda saklanırken dışarda salına salına yürüyen o incecik insanlar sizden daha mı akıllı,daha mı güçlü,daha mı üstün?Hayır, sadece onlar doğanın mükemmel işleyişine daha fazla teslimler,onlar mantıdan korkmuyorlar, mantıdan korkmayı bir kere bile düşünmemişler,korkmadıkları için savaşçı/mantı onları kovalamıyor, bu yüzden sadece kendilerine yetecek kadarını yiyorlar ve bu sistem öyle doğal işliyor ki,öyle incecik kalıyorlar.Ne yani siz yapamayacak mısınız?Kalıbımı basarım ki şişman insanlar diğerlerinden bin kat daha zeki insanlardır,çünkü bizler derinlemesine düşünmeye,kendimizi korumaya,incinmemek için çırpınmaya,varolabilmek için çabalamaya o kadar ihtiyaç duyduk ki,o kadar çabaladık ki tüm bunlar için,hepimiz düşünceden ibaret birer varlığa dönüştük sonunda.Zekanıza güvenin,yiyeceklerden korkmayın,başaramamayı aklınıza bile getirmeyin,bedeniniz doğaya ait ve doğada başaramamak diye bir şey yok,başarısızlıklar hep dış etkenler sonucu olur doğada,hangi hayvan dış etkenler sonucu hastalanmamışsa hamile kalmaz,hangi tohum dış etkenler etkilemedikçe toprağı delip çıkmaz,hangi su dış etkenler olmaksızın kirlidir?Hergün tekrarlayın, BEN DE ZAYIF OLABİLİRİM.BENİM İSKELETİM DE İNCECİK BİR İNSANINKİNDEN FARKSIZ,çünkü doğal olan bu,çünkü ben doğanın bir parçasıyım... Zayıflayacaksınız yaaa vallahi olacak 5-) Asıl yazacağım şeyi unutmuşum gevezelik etmekten Sakın yemek öncesi,şunu yiyeyim bunu yiyeyim diye plan yapmayın,kendinize listeler hazırlamayın,bu insanda "mecburiyet" psikolojisi yaratıyor.Bu da sizi kısıtlar,zorunlu bırakır ve korkutur ki korkmak yok!! Kısıtlandıkça daha çok açılmak ister insan. Nüfus sayımlarını düşünün,hani sokağa çıkma yasağı olur ya o gün,sıkıntıdan patlar oflar puflarız evdeyiz diye,oysa yasak olmasaydı kısıtlanmasaydık belki hiç çıkmayacaktık bile,aklımıza gelmeyecekti bile. aynı şey işe.. Oturun sofraya,şöyle bir bakın ne var ne yok,o anda verin ne yiyeceğinizin kararını.. |
Cevap: TEK ŞİŞMAN BEYNİNİZ/Düşünce Gücüyle Zayıflama Didem802 annemin tepkisini sormuş, valla annem bana o süre boyunca “aa şundan az ye,bak şunu yeme” demeye hep devam etti,hala söylüyor,alışmış ne yapsın,söylerken kendi bile gülüyor artık:)))) değişen tek şey eskiden beni “tontişim,tombul kuşum” diye severken şimdi “fıstığım,cicegim” vs demesi:) Ayda ne kadar zayıfladım.. ortalamaya vurursak ayda 10 kg civarı vermişim, ama tartılıp kaydettiğim tarihlere bakarsak (diyetten nefret ettiğimi farkettiğim tarihi baz alarak) öyle kesin bir düzen yok 23 mart 2005: 93 31 mart “ : 93 7 nisan “ : 91 15 nisan “ : 88.5 23 nisan “ : 85.5 2 mayıs “ : 82.5 10 mayıs “ : 79 16 mayıs “ : 77.5 30 mayıs “ : 73.5 8 haziran “ : 71.5 17 haziran “ : 68 9 temmuz “ : 62.5 22 temmuz “ :57 14 ağustos “ :52 21 ağustos “ :51 23 mart 2006 : 51 20 nisan “ : 51 tartıya çıkmak bir süre sonra anlamsız hale geliyor zaten çünkü artık ordaki rakamla değil bedeninizin verdiği görüntüyle değerlendiriyorsunuz vücudunuzu.doğrusu da bu zaten. Diyet/rejim sözlerini unuttum Yemeklerden korkmadım,onları sevdim,az da yesem aynı hazzı alacağımı farkedip bu hazdan vazgeçmedim,yedim Hiçbir gün “bugün sadece şunu yiyeceğim” diye planlayıp beynimi korkutmadım,ne varsa tattım Mutlaka yürüdüm,sarkmayacak işte hiçbir yerim deyip yürüdüm(ve sarkmadı),yürürken kurallar koymadım, suyumu da içtim, hızlı yürüyeyim derdine de düşmedim, yorulunca oturup dinlendim bile, ama yürüdüm,temiz havayı,baharı içime çeke çeke.. Hergün herşeyi yazdım,yorulduğum anlarda onları okuyup yeniden güç topladım Tartıya değil aynaya güvendim Oluyor işte.Yapabilirsiniz.Yarın başlayayım demeyin,hem başlayacağınız bir şey yok ki:) bugünkü ilk öğünde yemeklerle konuşun,onları sevin,yiyin,ama 2 tabak da yeseniz 2 kaşık da yeseniz alacağınız tadın ve hazzın aynı olacağını farkedin bugünkü ilk sofrada.Tamam mı? 7-) Günaydın arkadaşlar:) Tamam,yatırın masaya beni, kesin, biçin, yeter ki birazcık faydası olsun size ben razıyım:)) Hekimden sorma çekenden sor demiş eskiler.Ben şişmanlığın acısını çok derin yaşadım,hem bazılarınız gibi 7-8 kilo fazlam yoktu,obezdim,ilkgençliğimi bunalımlarla geçirdim,herkes her şeyi yaparken ben saklandım,hayatı es geçtim,hayatı yaşayarak değil yaşayanları seyrederek geçirdim. Bir şişmanın ne hissettiğini çok iyi anlıyorum, bu yüzden hiçbiriniz şişman kalmayın istiyorum, biraz bile faydam olsa ne ala.. Yani sorun aklınıza gelen herşeyi, cevaplarım. emekli abla sağol çok iyiyim,hepiniz iyi olun inşallah. beni bir kere (zayıflamaya başlamadan 1-2 sene önce) dr.a götürdü annemler,hani hormonal olabilir mi diye,bisürü test yapıldı,herşey normaldi,ama ben zaten gitmeden biliyordum benim şişmanlığımın hormonal değil psikolojik olduğunu,bir daha hiç gitmedim.Zaten hormonlara bağlı şişmanlık öyle çok sık görülebilecek bir şey değil demişti dr. da.Bence insan kendisinin,yaşam tarzının farkındadır,gerçekten normal yemek yiyip normal şekilde hareket eden bir insan kilo almaya başladıysa ve bunun önüne geçemiyorsa bazı kontrollerden geçmesi kesinlikle şart. Ama ben dr.a gitmeden de biliyordum benim şişmem öyle sebepsiz değildi. Senin için hemen baktım günlüğe,28 nisan 2005 de yediklerim bunlar: (arada açıklamalarını da yazdım) -kahvaltı öncesi: (saat 7 civarı) blendırda hazırlanmış karışım: 1 bardak yağsız süt+2 çilek+ bir mandalin+1 armut -kahvaltı saat 7:30 civarı: Biber salçası sürülmüş 1 simit+peynir+domates (peyniri yemeden 2-3 dk önce üstüne sıcak su döküp bekletiyorum,hem fazla yağı hem fazla tuzu çıkıyor,tadı da çok güzel oluyor) -işyerinde (9 civarı) bir kase çilek -10:30 civarı kendi yaptığım müsli(tarif bir dr.dan ama yazmam kurallara aykırı mı bilemediğim için yazmadım)+bir bardak yağsız süt (burda sütü yağsız içiyorum çünkü yaptığım müslideki yağ oranı yeterli) -11:30 civarı yeşil çay(şekersiz,ben içine birazcık tarçın serpiyordum mis gibi kokuyordu) -öğle yemeği (12:30) (işyerindeki yemekler tamamen normal pişmiş) üçte bir karnıyarık,3 kaşık pilav,bir kase semizotlu sarmısaklı yoğurt, 1 elma -biraz sonra yeşil çay -(14:00 civarı) dolu bir avuç erik -(15:00 civarı) 2 ısırık elmalı kurabiye, bir ısırık kıymalı poğaça(ziyan edicem kalanı demeyin,atın gitsin,ya da ne kadar yiyeceğinin sınırını bilemeyenlere verin yer onlar:)) -biraz sonra 1 şişe, limon sıkılmış maden suyu (hergün bir tane maden suyu içtim içindeki mineraller için) -serviste (17:00-18:00 arası) 1 bardak boyutunda,içine 1 yemek kaşığı kaşık keten tohumu(dövülmüş değil tohum şeklinde) atılmış yoğurt+ birkaç kuru erik (3 tane falan yerdim bir seferde) -akşam yemeği öncesi 2 kaşık patates salatası (mis gibi koktu diye) -akşam yemeği: (20:00 civarı) 1 ortaboy ızgara balık(bol limonlu azıcık tuzlu), koca bir tabak az zeytinyağlı bol elma sirkeli tuzsuz çoban salata(elma sirkesi koyunca tuz aramıyor insan salatada), bir tabak haşlanmış, sarmısaklı yoğurt dökülmüş brokoli(sarımsak da tuz eksikliğini hissettirmez), bir lokma mozaik pasta -yemekten yarım saat sonra yeşil çay tobidiksibos, aslında doğru düzgün bişey yememiş değildim,yedim,o bir tane patatesi örnek verdim ben,bir değil beş ye,ama tabağın hepsini değil.. sadece tat duygunu besleyecek olanın ille de o koca tabak olmadığını bil yeter,buydu prensip:) akşamları canım bişey çekiyorsa yedim tabii,şu saatten sonra hiçbişey yemem diye kural koymadım,koysaydım eminim tam o saatten sonra aç kediler gibi dolabın önünde dolanacaktım. Bir de zaten koca gün gözümü hep doyurduğum için genelde çay meyve falan çekiyordu canım aycel bravo sana,adım gibi eminim başaracaksın,çok kolay, gördün işte,beyin senin beynin,onu en iyi sen tanıyorsun,o senin kölen,hizmetçin,emir ver yapsın işte ne işi var :) haberine çok sevindim çok,ha gayret.. nurcancım,eminim birçok kişi senin yazdıklarını da örnek aldı,bak 18 kilo vermişsin sen de. 70 kilosun,60’a ne kalmış ki,vallahi en geç 1.5 ayda 60’ı görürsün yürürsen ve yemeklerden korkmayıp onları korkutursan. Git tepelerine “seni yiceeeeem”de gözlerini kocaman aça aça :) ye, ne yediğin değil ne kadar yediğin önemli! emanet,kiloyu bedeni falan boşver,her 36 beden olanın görüntüsü tıpatıp aynı mı?kimi 40 bedendir incecik görünür,kimi 36 bedendir popo basen hak getirir.kendi kendinin gözünü korkutursun kiloya bedene çok takarsan,bir süre sonra da bahane yaparsın bunu.tıpkı zayıflarsam sarkarım bahanesi gibidir bu da.hiç bakma onlara,önemli olan kilo sayın değil kaç beden olduğun değil,aynada kendini beğenip beğenmediğin canım.. |
Cevap: TEK ŞİŞMAN BEYNİNİZ/Düşünce Gücüyle Zayıflama Günaydın arkadaşlar... Sevgili ece78, öncelikle moralini bozma ve canını sıkma, beynin yıllardır aynı yanlış bağımlılıkta olduğu için kilo aldın zaten, o yanlışları 1-2 günde düzeltemeyebilirsin, ama pes etme,ona hükmetmeyi başaracaksın. Bana gelirsek... Değerlendirmeni yaparken dikkat etmediğin bir nokta var. Senin gibi 15 kilo fazlası olan biriyle benim gibi 40+ kilo fazlası olan bir obezin bir haftada verdiği kilo sayısı aynı olamaz. Kabaca hesaplarsak, 15 kilo fazlası olan biri için “3 kilo”, fazla kilolarının toplamının %20 sidir ama 40 kilo fazlası olan için “3 kilo” fazla kilolarının sadece % 7.5 kadarıdır. Bu durumda tüm fazla kilolar dikkate alındığında 3 kilo birinci kişi için önemli bir kiloyken ikinci kişi için o kadar büyük bir sayı değildir. Benim verdiğim kilo bir haftada en fazla 3.5 oldu, o 4 kilo ve üstü olarak gördüğün kilolar bir haftalık ölçümlere ait değil, tekrar dikkatle bakarsan göreceksin, bazen 2 haftada bir tartılmışım –4 kilo, bazen 3 hafta sonra tartılmışım –5.5 kilo, zaten belirtmiştim öyle bir düzen yoktu kiloların gidişinde diye. Bir hafta biraz fazla yemişim 1.5 kilo gitmiş, öbür hafta daha az yemişim daha çok yürümüşüm, 3.5 gitmiş vs. Ayrıca sıkı bir spor yapmamış değilim, başlarda evet ufak sürelerle başladım kendimi yürüyüşten korkutup soğutmamak için, sonra günde 2.5 saate kadar çıkardım yürüyüş süremi. Ve yürüyüşü küçümseme, bütün vücudu aynı anda çalıştıran, kalbi yormadan yağ yakan en güzel ve (zayıflamak için) en etkili spordur yürüyüş. Herşeyi yemek konusunu sanırım tam açıklayamamışım. Tekrar söyleyeyim, ben zayıflama sürecinde normal zamanda yediğim herşeyi! yedim, ama normal zamanda yediğim miktarda! değil. Bunu yaparken amacım beni şişmanlatacak şeylerle midemi değil gözümü doyurmak, irademle savaşa girmemekti. Zaten eskisi gibi onlarla gözümü değil midemi doyuruyor olsaydım 1 gram bile veremezdim, kimse veremez. Hiçbir zaman "istediğinizi dilediğiniz miktarda yiyin, haftada x kilo verirsiniz" gibi yanlış bir mesaj vermek istemedim, hiç olur mu, 10 kilo fazlası olanla 40 kilo fazlası olan aynı kiloyu verebilir mi bir haftada? Ben sadece yaşadıklarımı, yaptıklarımı anlatmak ve sizlere cesaret vermek, kafanızda "yapabilirim" fikrini uyandırmak niyetiyle yazdım çünkü yapılabildiğini bizzat yaşadım gördüm öğrendim. Ayda veya haftada kaç kilo verdiğimi yazmamıştım, yazmazdım da çünkü önemli olan o değildi, bazı arkadaşlar merak edip sorduğu için ekledim sonradan. Yine de bir yerlerde hata ettiysem affola.. Son olarak sevgili ece, yazdıklarında kızdığım değil ama kırıldığım tek bir nokta oldu: dalga geçiyor olabileceğimi düşünmen. Kızmadım çünkü şişman bir insanın psikolojisini,kendi kendisine karşı başlattığı “yapamam” savaşını ve bu savaşta her silahı+bahaneyi kullanabileceğini kendimden çok iyi biliyorum. Ama kırıldım, çünkü ben şişman olmayı çok acı bir şekilde yaşadım, dalga geçilmenin nasıl bir şey olduğunu çok iyi biliyorum.. Kırıldım, çünkü yazdıklarım 1-2 cümlelik, yazılıp yazılıp eğlenilecek şeyler değildi, onları izinde olmayı fırsat bilip ciddi zamanlar ayırarak, o günleri tekrar tekrar yaşayarak, zaman zaman gözlerim dolarak ve sizlere gerçekten yapılabileceğini anlatmayı amaçlayarak yazmıştım. Birkaç arkadaşın onlardan etkilendiğini okuyunca ne kadar sevindiğimi hiç söylemeyeyim bile. Bir an bile aklıma gelmezdi sizlerden birinin böyle bir şey düşünebileceği... 9-) Sevgili ece, Şüphe duymanı şimdi daha iyi anlıyorum çünkü bu mesajında farkettim ki kafan “hiçbir diyet yapmamak” kısmına takılı kalmış. Bir kere bu sabit ve yanlış fikri at kafandan. Bu benim kendimle oynadığım bir oyundu, belki yediklerim senin elindeki diyet listelerinde yazanlardan daha azdı, ama ADI “diyet” değildi benim için. Diyet yapacağım dediğim an yemek saplantısına kapıldığımı farketmiştim çünkü. Gözüm aç kalmasın diye bir lokmacık tattım canımın çektiklerinden. Size de önerdiğim buydu, iradenizle savaşa girmeyin, onu bir lokmayla kandırın, hem siz mutlu olun hem o olsun. 9 temmuz-22 temmuz arası 13 günde 5.5 kiloyu neden verdiğime baktım (günlüğüme), bir önceki dönem tam 3 haftada sadece 5.5 kilo verebildiğimi görmüşüm, sayıyı az bulmuşum ve kendime yüklenmişim. Sanırım o dönemde senin şimdiki kilon civarında olduğum için bir özdeşleştirme yapmışsın kafanda ve 1.5 ayda 11 kilo olmaz demişsin. Olur ece, oldu. Sen de yapabilirsin. Psikolog değilim ece, keşke olsaydım... Bu foruma yazma nedenim Taylan Kümeli ismiydi, buradaki insanların gerçekten kilo verme niyetleri taşıdığını ve daha da önemlisi forumda bir “denetleme mekanizması” olacağını düşünmemdi. Psikolog olsam yazmama ne gerek kalırdı? Benden önce zaten bu forum vardı ve herkese açıktı, gelir okur okur kendime malzeme toplar giderdim. Ya da ısrarla sizlerin fikirlerinizi anlatacağınız konular açardım ne bileyim. Ben okunacak şeyler yazdım, cevap verilecek şeyler değil. Ben kendimi anlattım, sizlerin anlatmasını teşvik edecek konular açmadım. Araştırma yapacak bir psikolog için başvurulabilecek en kısır kaynak olurdu burası herhalde. Kaldı ki eğer bir psikolog olsaydım yaptığım şeye “sizleri kandırarak duygularınızı öğrenmek” değil, “gönüllü destek” denilebilirdi olsa olsa. Keşke ben şişmanken birisi de beni böyle kandırsaydı.... |
Cevap: TEK ŞİŞMAN BEYNİNİZ/Düşünce Gücüyle Zayıflama Sevgili ece hiç sorun yok, zaten yanlış anlamalar olmuş, boşver, önemli olan bundan sonrası, yani yapabileceğine inanman ki ben inanıyorum:) Keten tohumunu hamile bayanların kullanmaması gerektiğini biliyorum, sen emziriyorsan dilersen ya çok az miktarlarda kullan ya da hiç kullanma. Zaten keten tohumunun direkt yağ yakma özelliği falan yok (içilen ya da yenilen hiçbir şeyin yağ yakıcı olduğuna inanmıyorum,en azından benimkileri yakmadılar, mucize sonuçlar beklemeyin hiçbirinden) sadece sindirime faydalı bir etkisi var ki bunu da çok bol su içerek zaten telafi edebilirsin. Bulguru sanırım süt yapıyor diye yemek istiyorsun, bildiğime göre hiçbir yiyeceğin süte bir etkisi olmuyor, süt sadece bol su içerek arttırılıyor, hani soğan ye, bulgur ye falan derler ya, aslında sütü arttıran bunlar değil, bunları yemek insanı doğal olarak susatacağı ve su içireceği için süt artıyor ama geriye böyle yanlış bir inanış kalıyor. Yine de süt için değil ama sağlıklı şekilde zayıflamak için kesinlikle ye bulguru da makarnayı da pilavı da, ama bir tabak dolusu değil, tabağına 3 kaşık koy mesela, yanına sebze yemeği, ızgara et, salata veya yoğurt doldur ki tabağın zengin olsun, pilavın azmış gibi görünmesin gözüne. Özellikle sen herşeyden yemelisin ece, ama kararında.. Bir de oğlanın peşinde koşturayım derken gör bak nasıl zayıflayacaksın. Allah bağışlasın bebeğini:) Aycel haftasonu yediklerin hiç falsolu değil bence(kutu kola dışında-ve pizzanın bütün bir pizza olmadığına inanarak söylüyorum bunu:)), hem spor da yapmışsın, tek kötü tarafı sadece 2 öğün yemiş olman. Daha sık yersen hem her öğünde yediğin miktar azalır hem de bedenin bunu birsürü yiyecek geliyor olarak algılayacağı için hiçbirini depo etmeye yani yağa dönüştürmeye uğraşmaz. Emanet aycelin yediklerinin yarısını yemiyormuşsun, e tabi zayıflamazsın, benzin koymadan çalışır mı araba, sen yemedikçe metabolizman paniğe kapılıp elindeki yağlara vargücüyle sarılıyor. Ye biraz ye:) Spor yapmak fikri itici geliyorsa çık vitrinlere bak, yürü, zayıflayınca alacağın giysileri gözüne kestir, eve gelince bir bakacaksın ki 2 saat geçmiş, e ne yaptın 2 saat boyu, yürüdün..Al işte sana spor.. Spor kelimesi de tıpkı diyet gibi itici. Spor yapmıyorsun vitrin bakmaya çıkıyorsun işte öyle düşün:)) Şu kola için geçenlerde (nerede hatırlayamadım) bir yerde bir şey okumuştum, tam da benim zamanında düşündüğüm bir şeydi. Şöyle: bir deneme yapın, kolayı bir bardağa koyup ağzı açık şekilde bir gün bekletin gazı iyice kaçana kadar. Kaçınca alın içmeye çalışın, tadı nasıl? İğrenç bir şey! Demek ki biz kolanın tadını değil içindeki karbondioksit gazının verdiği etkiyi seviyoruz. Peki ne yapabiliriz? Ben hergün bir maden suyu içiyordum ama sade değil. Bazen limon sıkardım bazen de herhangi bir meyvenin suyunu eklerdim. Mesela maden suyuna portakal suyu ekleyin, bakın tadına Fanta'dan hiçbir farkı yok, ya da yaz geldi vişneler dolacak pazarda, sıkın ekleyin. Gerçekten harika bir tad olacak. Kola şişman bir insanın baş düşmanı arkadaşlar, çok çok seviyorsanız sakın tamamen vazgeçmeyin ters teper, ama birkaç yudum için yetsin o. Düşman birliğini bile bile kaleye sokmaya ne gerek var, oysa sadece birkaç askeri sokarsanız onları halletmek kolay olur:) Sevgili ranıp22 çok teşekkür ederim, bir parça faydam olduysa ne mutlu bana:) Tekrar hatırlayın arkadaşlar, hiçbir şişmanlatıcı yiyecek onu doyumluk olarak değil tadımlık olarak yediğiniz sürece size zarar veremez, sizi şişmanlatamaz, sizi pes ettiremez! 11-) Gene unuttum yazacağım şeyi... Arkadaşlar, piyasada oryantal dansı öğreten çeşit çeşit vcd'ler var uygun fiyata. Neden denemiyorsunuz? Hem güzel dansetmeyi öğrenirsiniz, hem deli gibi eğlenirsiniz hem de hiç farketmeden birsürü egzersizin yerine geçebilecek harika bir spor yapmış olursunuz. Oryantal dans müthiş çalıştırıyor vücudu, tecrübeyle sabit... |
Cevap: TEK ŞİŞMAN BEYNİNİZ/Düşünce Gücüyle Zayıflama sevgili didem, eğer bir sağlık problemin yoksa ve böyle bir şeye dayanarak söylememişse eğer diyetisyenin(ki sanmıyorum çünkü hiçbir kontrolden geçirmediğini söylüyorsun) 40 dk yürüyüş masalına inanma. Düşünsene, aktif bir işte çalışan bir insan bile günde 40 dakikadan daha fazla yürür! O diyetisyen sanırım sana verdiği açlık listesinin ancak 40 dk yürüyüşü tolore edebileceğini düşünüp söylemiş onu. canının çektiği kadar yürü,yorulunca otur dinlen,kalk gene yürü.Belki canın 40 değil 10 dk isteyecek o gün,öbür gün 2 saat isteyecek,zaten gerekli olan kadarını vücudun sana söyler,belli eder. Hadi o diyetisyen yiyeceklerine sınır getirmiş de, atacağın adımlara da sınır mı koyacak yahu?Boşver gitsin. İlle de uzman yardımı diyorsan işinin ehli birini seç yol yakınken,paran da emeğin de boşa gitmesin arkadaşım.. Didem bende t.. marka su+yağ gösteren tartı var. Asla almazdım, hediye geldi. Bence boşu boşuna 50 küsür milyon vermeye değmez, ne yapacaksın yağ oranını falan? şişmansan şişmansın işte, yağ oranı az çıksa "yağım azmış" deyip zayıflamayacak mısın? Bunlar bir yana, ben inanmıyorum öyle çıplak ayakla basacakmışsın da yağ oranını ölçecekmiş, bu kadar basit mi bu iş? Hepsi hepsi hepsi şişmanların bir şeylerden medet umma durumunu kullananların işi. Bırak tartıyı, aynaya bak, o sana söyler yağ oranını.. elif yediklerine baktım da,sabah sadece şekersiz çay,peynir, zeytinle olur mu,bütün gece sen uyurken çalışıp durmuş o kadar saat besinsiz kalmış vücuduna yazık değil mi? sen onu düşünmezsen o sana yardım etmez ki. sen kestikçe o depolar,sen azalttıkça o azıtır. daha iyi kahvaltılar yap arkadaşım, en azından biraz ekmek, hergün olmasa da yumurta, hiç sınırsız domates salatalık, meyve vs.. kahvaltı vücudunu "bak senden hiçbir şey kısmıyorum,hadi sen de depolamaktan vazgeç" diye kandırmak için en uygun öğün.. (iyi ki izindeyim,alıştım valla ahkam kesmeye bu saatlerde kimsecikler yokken:)) ) Sevgili elifkeles,önce ağlamayı bırak sonra 52 kiloyken nasıl yediğini,nasıl yaşadığını hatırla çok şanslısın farketsene,sen zayıf olduğun günler yaşadın,en azından "asla zayıf olamam" saplantın yok yoketmek çok kolaydır,yaratmak çok zor sen içinde bir can yaratıp onu büyütebilmiş,dünyaya getirebilmiş,böyle bir mucize yaratabilmiş bir insansın fazla yağlarını yoketmek ne ki bu yaratma mucizesinin yanında??? ağlama ve yapabileceğin en kolay şeyi yap, zayıfla! elif aycelin söyledikleri çok doğru. ama tatlarını sevmiyorsan kendini kandır, ben blendıra canımın çektiği meyveleri ve sütü koyup karıştırırdım al işte meyveli süt, tadı da harika, yoğurtla da yapabilirsin bunu, yoğurdu muzu koy karıştır püre yap. yoğurdu ayrıca mesela bol nane sarmısak pulbiberle karıştırıp sos hazırla sebzelerin makarnanın hatta etlerin üstüne döküp ye, arada pirinçli yoğurt çorbası yap, yoğurt salatası yap:ıspanak, semizotu, brokoli, kereviz, ister hepsini ister sadece birini blendırda çek,dök yoğurdu içine, iki-üç ceviz de koy, çok az tuz, az zeytinyağı, bol sarmısak, bak bakalım yeniyor mu yenmiyor mu:) su için durum başka. ya içeceksin ya içeceksin. ilaçmış gibi düşün hiç olmadı, onu içtikçe hiçbir şey yapmadan zayıflayacakmışsın gibi:) su içmek için susamayı bekleme. 1 litrelik bir şişeye doldur suyu, gidip geldikçe bir yudum bir yudum, bitecek o zaten hemen. doldur yeniden. suyu içmezsen kurur kalırsın, vücudun bir sürü zararlı toksinle dolar, bitkin de düşersin, sonra ne zayıflamak görür gözün ne birşey.. hadi kalk hemen bir bardak su iç gel:) siboş söylediğin aletin başka markası var bende. bence de çok faydalı, sadece 10 dk bile kullanılsa günde işe yarıyor. ben hala günde 3-5 dk çıkarım üstüne. bacakların ağrıyorsa başlamadan önce kaslarını ısıt biraz, bir bacağını ileri uzat ötekinin üstünde esne, sonra diğeriyle aynı hareket; ayağını yerde sabit tutup bilekten çevir; dik dur kolların yanda yapışık olsun, o halde yanlamasına eğil, birkaç defa yap bunları sonra çık alete. bir de aletin üstündeyken kollarını da oynat mutlaka. o naylonları da at:)) Arkadaşlar şu terlemek için naylonlar falan sarma olayını çok araştırdım zamanında, denedim de, deneyimlerime göre: spor yapıyorsanız zaten zayıflıyorsunuz, naylonlara sararak yapıyorsanız +bol bol terliyorsunuz ama bu terlemenin yakılan yağla hiçbir ilgisi yok, sadece fazladan su kaybı oluyor ki bu da öyle susayarak falan farkedilebilen ve telafi edilebilen bir kayıp değil ve uzun süre devam ederseniz zararlı çıkabiliyorsunuz (su kaybına bağlı bitkinlik,halsizlik olabiliyor) e ben suyumu da telafi edecek şekilde bol içerim naylonumu da sararım derseniz, arabaya 1 lt benzin koyup 5 km kullanmak yerine 10 lt benzin koyup 50 km kullanmakla aynı şey olur, sorun çıkmaz ama benzin de kalmaz, halbuki 10 lt benzin koyup 5 km kullansanız, size yetecek bol bol benzininiz kalsa geriye fena mı olur? doğal olan su kaybı vücudun spor esnasında attığı terle olan kayıp spor aynı spor, yanan yağ miktarı aynı miktar, niye fazladan sular seller götürsün ki ortalığı? bırakın suyunuzun lazım olanı içerde kalsın, çıkması gerekeni dışarı çıksın, müdahale etmeyin o dengeye |
Cevap: TEK ŞİŞMAN BEYNİNİZ/Düşünce Gücüyle Zayıflama Daadacım paylaşımın için teşekkürler.Şu diyeti-rejimi hayatımızdan çıkarmamız lazım.Gerçi ben rejimleri oldum olası sevmem Dr.Ozan Tunçeri'nin kitabını okuyunca hiç yapmaz oldum.Aslında beynimizdeki kayıtları değiştirmemiz gerekiyor.Doyduğumuzu anlamamızın en iyi yoluda bence lokmalarımızı yavaş yavaş çiğnemek.Ama herşeyden önemlisi (sevgili Shamanic'in bana herzaman anlattığı şey;Önce bedenimizi sevmemiz,bedenimizle konuşmamız ona teşekkür etmemiz gerektiği)kendimizi bu şekildede sevmemiz gerekiyor.Ben şimdi Zero limit kitabında ki yöntemi uyguluyorum.Sevgiler... |
Cevap: TEK ŞİŞMAN BEYNİNİZ/Düşünce Gücüyle Zayıflama dada çok teşekkürler.okuyunca bu mesajlrı daha önce okuduğumu hatırladım.duru o iki yöntem nedir bahsedebilirmisin |
Cevap: TEK ŞİŞMAN BEYNİNİZ/Düşünce Gücüyle Zayıflama dadaa alıntılarını yaptığın yeniden nickli arkadaşa buradan teşekkür ediyorum öyle güzel anlatmışki... |
Cevap: TEK ŞİŞMAN BEYNİNİZ/Düşünce Gücüyle Zayıflama dadaa kitabı aldın herhalde benim alıntı yaptığım maddelerden başka ekstra birşeyler varmı.faydalandınmı kitaptan.ben burada bulamadım int. alacağım |
Cevap: TEK ŞİŞMAN BEYNİNİZ/Düşünce Gücüyle Zayıflama Sibelcim önce Dkz uygulamaya çalışıyorum yani acıkınca herşeyden yemeğe,doyunca bırakmaya çalışıyorum.DkZ hakkında forumda bilgiler var bakabilirsin ben bulabilirsem linki buraya yazarım. Diğeride bedenimle konuşuyorum ve zero limit kitabında yazan dörtlüyü yani"seni seviyorum,özür dilerim,lütfen beni affet,teşekkür ederim"tekrar ediyorum.Çok rahatlatıyor ve iştahımda bir azalma oldu sanki denemeni tavsiye ederim. |
Cevap: TEK ŞİŞMAN BEYNİNİZ/Düşünce Gücüyle Zayıflama anladım teşekkür ederim dkz yi biliyorum bende diyet yapmıyorum.doğum kilolarımı vermeye çalışıyorum |
Cevap: TEK ŞİŞMAN BEYNİNİZ/Düşünce Gücüyle Zayıflama Aslında Dkz yöntemiyle sağlıklı kilo vermek mümkün.Ama sabırlı olmak lazım maalesef ben o sabrı gösterememiştim ağla2 Şimdi uygulamaya çalışıyorum.Aslında diyetten daha kolay sayılır.Sadece acıkmanı,doymanı anlamak yeterli... Alıntı:
|
Cevap: TEK ŞİŞMAN BEYNİNİZ/Düşünce Gücüyle Zayıflama duru bedeninden mi özür diliyorsun anlamadım.zero limit topiğinin hepsini okudum her durumda tanrıdan özür dileniyor gibi anladım ben.değişik sorunlarda ,durumlarda kimden özür diliyoruz.kilo anlamında bu yöntem nasıl uygulanıyor |
Cevap: TEK ŞİŞMAN BEYNİNİZ/Düşünce Gücüyle Zayıflama Evet sibel bedenimden özür diliyorum.Bugüne kadar hep benimle birlikte olduğu için teşekkür ediyorum ve seviyorum.Daha iyi anlaman için sana kitaptan bir bölümü alıntı yapıcam. Ona ne sormam gerektiği konusunda biraz düşündüm.hayatım gayet güzeldi.Kitaplarım vardı,başarıya,arabalara,evlere,hayat arkadaşıma,sağlığa ve pek çok insanın aradığı bir mutluluğa sahiptim.35 kilo vermiştim ve çok iyi hissediyordum,ama vermem gereken 15 kilo daha vardı.Hala kilo verme problemi ile mücadele ettiğime göre,Dr.hew Len'e bu konuda danışmaya karar verdim.Öyle de yaptım.24 saat içinde yanıt verdi ve bana şu e-postayı yazdı: yanıtın için teşekkür ederim Joe. Baktığımda duyduğum şey"O gayet iyi"idi. Bedeninle konuş.Ona de ki:"Seni bu halinle seviyorum.benimle olduğun için teşekkür ederim.Eğer herhangi bir nedenle benim tarafımdan kötüye kullanılmış olduğunu hissetiysen,lütfen beni affet."Şimdi dur ve günün geri kalanında bedenini ziyeret et.Ziyaretinin sevgi ve şükran ziyareti olmasına izin ver."Beni taşıdığın için sana teşekkür ederim.Nefes alıp verdiğim için,kalbim attığı için teşekkür ederim." Zero Limit kitabından alıntıdır... Sibel biraz önceki mesajımda da yazmıştım.Sevgili Shamanic daha bu kitap yokken bana "önce kendini sevmelisin,teşekkür etmelisin sen seni sevmezsen kimse seni sevmez.Bedenine seni bugüne kadar taşıdığı için,sağlıklı olduğun için seni koruduğu için teşekkür et,haksızlık yapma" demişti.Şimdi nedemek istediğini daha iyi anlıyorum.Kendisine burdan teşekkür ediyorum. Alıntı:
|
Cevap: TEK ŞİŞMAN BEYNİNİZ/Düşünce Gücüyle Zayıflama kitabı okudum sanki yazar benimle yaşıyor çevremde zayıflamak için gitmedik doktor kamplar diyetler yapan insanlar var hepside bir şekilde verdiklerini aldılar işin tuaf yanı ben ne zaman rejim yapsam kilo alırım bir senedir eve tartı alcm herşeyi aldım onu alamadım kitapta zayıflayacaksanız tartı almayın diyor ben zayıfladığımı anladığım anda sevinçten kilo alıyorum zaman bunun nedenini kitabı okuyunca çözdüm |
Cevap: TEK ŞİŞMAN BEYNİNİZ/Düşünce Gücüyle Zayıflama Alıntı:
Sevgimle. |
Cevap: TEK ŞİŞMAN BEYNİNİZ/Düşünce Gücüyle Zayıflama mrb daada anattıkların aynene beni anlatıyo evlenirken 72 kiloydum şimdi112 kiloyum kendimi bildim bileli kilo verme peşindeyim ben şu anda almanyadayım ve 2.5 ay sonra türkiyeye geleem nasipse ve kilolarımı biran önce vermek istiyorum bu konuda destegini bekliyorum acıkmadıgım halde yemek istiyorum bu alışkanlıgımı yenemiyorum aynaya bakmaya korkuyorum napcam bilmyorum daha dogrusu biliyorumda uygulayamıyorum |
Cevap: TEK ŞİŞMAN BEYNİNİZ/Düşünce Gücüyle Zayıflama Konu ile tamamıyle aynı farkındalıkla ilgili olduğu için ve bu kitabı okuduktan sonra kendimin farkında olarak uyguladığımdan aşağıdaki alıntılayacağım yazı çok güzel bir ışık olduğu için yayınlayana bana uygulatana şükürler olsun.. Başta kulağa gerçek olamayacak kadar iyi geliyor. Yani diyet yapmamak, istediğinizi yemek, yemeği bir takıntıya dönüştürmemek ve sonuçta kilo vererek zayıflamak. Bu yöntem için bir fiyat belirleyip satışa sunarsanız, paraya para demeyeceğiniz kesin. Oysa biz bir diyet hilesinden bahsetmiyoruz. Bunlar herkese açık ve bedava olan gerçekler... Yöntemin adı 'akıllıca yemek'. Bunun anlamı, içinde bulunduğunuz anda tamamen bilinçli olmak. Uygulamaya koyduğunuzda, vücudunuzun küçük ve doğal sinyallerine dikkat etmeniz gerekecek. Özellikle de "beni besle" ve "tamam doydum" diyen sinyallere. Bu yöntemin çekici yanı, tamamen zihninize yönelik olması. Böylece bir diyet programı uygulamak zorunda kalmayacaksınız. Gene diyetlerin aksine, bu yöntemde protein, karbonhidrat ve gram hesabı yapmaya, yediklerinizi tartmaya gerek yok. Bu yöntemi bir alışkanlığa dönüştürdüğünüzde, amacınıza ulaşmada başarılı olduğunuzu göreceksiniz. Hatırlamanız gereken noktaysa şu: Bir anda sonuç almayı beklemeyin. Adım adım ilerleyin. Başlamaya hazır mısınız? İşte beslenme listesi içermeyen akıllıca yemenin beş günlük programı: 1. Gün: Yaklaşık Yüzde 80 doyana kadar yiyin. Bugün normal bir şekilde beslenin. Ancak doyma duygusuna odaklanın. Doymak kelimesini düşünün, tüm tabağı silip süpürmek zorunluluğunu hissetmeden yediklerinizden zevk alın. Rahat olmayı düşünün, şişkin değil. Amerikalı psikoterapist Rivka Simmons'ın yarattığı ve üniversitelerde ders olarak da okuttuğu yöntemi, benzin göstergesine benzeyen bir açlık göstergesi hayal etmenizi öneriyor. 0'ın en düşük, 10'un da en yüksek değer olduğu göstergede, 0 midenizin boş olma durumunu, 10 da yılbaşı yemeği yemişcesine dolu olma durumunu temsil ediyor. İlk sormanız gereken soru, yemeye başlarkan ne kadar aç olduğunuz. Yemek yerken açlığınızın durumunu düzenli olarak kontrol edin. Göstergenizin ibresi 6 ila 8 arasındayken durun. Bilim adamları, beynin vücuda besin girdiğini anlaması için 20 dakikaya ihtiyaç duyduğunu belirtiyorlar. Bu nedenle, yüzde 100 doyana kadar yerseniz, ihtiyacınız olandan yüzde 20 daha fazla yemiş olacaksınız. Kontrol soruları 1. Kendinizi tamamen doymuş hissetmeden önce yemeyi bıraktınız mı? EVET/HAYIR 2. Normalde yediğinizden daha az yediniz mi? EVET/HAYIR Eğer her iki soruya da "evet" cevabı verdiyseniz, bravo! Bu, yediklerinize ve doyma seviyenize odaklanmaya başladığınız anlamına geliyor. Öğrendiklerinizi uygulamaya devam edip, ikinci günün programına geçin. Eğer sorulardan birine ya da her ikisine birden "hayır" cevabı verdiyseniz, burada önerilenleri yarın da tekrarlayın. Soruları "evet" şeklinde yanıtlayana dek böyle devam edin. Daha sonra ikinci günün programına geçin. 2. Gün: 30 saniye kadar duraklayın. Doyma seviyenize odaklanmanın yanı sıra, bugün kendinize sormanız gereken soru şu: "Açlığını çektiğim şey aslında ne?" Orta ölçüde bir açlığın iyi olduğunu ve bu açlığın, bir şeye ihtiyaç duyduğunuzu gösterdiğini anlayın. Ancak çekmecenizde duran gofrete veya mutfaktaki bir paket cipse, ya da bir dilim keke uzanmadan önce bir an durup, vücudunuzu ve duygularınızı dinleyin. Mideniz boş ve siz aç mı hissediyorsunuz, yoksa olan biten başka bir şeyler mi var? Atıştırmaya başlamadan önce 30 saniye bekleyin. Eğer açlık gerçekten fiziksel bir açlıksa, bunu neyin geçireceğini kendinize sorun. Tuzlu mu, tatlı mı, galeta tarzı bir şey mi? Arzularınıza en iyi cevabı verecek yiyeceği (bu, vücudunuzun o anda en çok ihtiyaç duyduğu şey de olabilir) bulun ve sadece açlığınızı dindirecek kadar yiyin. Eğer canınız tatlı çekiyorsa, iki bisküvi yiyin, ya da sevdiğiniz bir bar çikolatadan iki ısırık alın. Daha sonra kendinize sorun: "Gerçekten daha fazlasını istiyor muyum?" Eğer açlığınız fiziksel değilse, içinde bulunduğunuz duygusal durumu değerlendirin. Canınız mı sıkılıyor? Depresif mi hissediyorsunuz? Stresli misiniz? Bunlar, çoğunlukla aşırı yemeyi tetikleyen duygusal durumlardır. Beden imajı üzerine çalışan psikoterapist Alice Rosen, çoğu zaman yemenin her şeye cevap olduğuna inandığımızı söylüyor. Kendimize sormamız gerekense şu: "Neye ihtiyacım var?" Eğer açlığını hissettiğiniz şey, yanınızda birinin olması veya rahatlamaysa, bir şeyler yemeden bu ihtiyaçları gidermenin yollarını aramak gerekiyor. Kontrol soruları 1. Yemek yeme dürtüsü kendini yoğun bir şekilde hissettirdiğinde, 30 saniye durup, kendinize "Neye ihtiyacım var?" diye sordunuz mu? EVET/HAYIR 2. Açlığınızın gerçekten fiziksel olup olmadığını tayin ettiniz mi? EVET/HAYIR Eğer her iki soruya da "evet" cevabı verdiyseniz, gerçek açlığı tanımlayabilmek için doğru yoldasınız. Bu, hem fiziksel, hem de ruhsal sağlığınız için değerli bir alışkanlıktır. Eğer sorulardan birine ya da her ikisine birden "hayır" cevabı verdiyseniz, kendinize bir şans daha tanıyın (Kendinize sert davranmayın, bu işler alıştırma yaparak gelişir.). Her iki soruya da "evet" şeklinde cevap verebildiğinizde, üçüncü günün programına geçin. 3. Gün: Not alın Bu yeni yöntemle ne derece başarılı olduğunuzu anlamanın en iyi yollarından biri, bir beslenme günlüğü tutmaktır. Yediklerinizi not almanın dışında, yemeden önce ve sonra fiziksel ve duygusal olarak ne hissettiğinizi ve doydğunuzda yemeyi bırakıp bırakmadığınızı da yazın. Ayrıca hangi saatlerde yediğinizi ve dikkatinizi dağıtan şeyleri de not alın. Yediklerinizi yazmak, sizi fazladan atıştırmaya, ya da öğünlerde aşırı yemeye yönelten duyguları keşfetmenize yardımcı olur. Eğer günlüğünüze aşırı yediğinizi yazmışsanız, yargılama yapmaksızın kendinize bunun sebeplerini sorun. İlk iki günün alıştırmaları olan yüzde 80 doygunluk ve 30 saniyelik bekleme prensiplerini uyguladınız mı? Sizi yemeye iten olaylar veya duygular nelerdi? Günlüğünüz potansiyel tuzakları anlamanızı sağlayacaktır. Sizi tetikleyenin ne olduğunu anladığınızda ve akılcı olmayan yeme dürtüsü ne zaman kendini gösterse (belki de öğünler arasında çok fazla zaman bekliyorsunuzdur), bunları geri püskürtebilirsiniz. Kontrol soruları 1. Akıllıca yemekte özellikle zorlandığınız bir zaman dilimi oldu mu? EVET/HAYIR 2. Yemek yemenizi etkikeyen yeni duygu ve durumlarla ilgili yeni bir şeyler keşfettiniz mi? EVET/HAYIR Eğer her iki soruya da "evet" cevabı verdiyseniz, akılsızca yemekle savaşı kazanmada doğru yoldasınız. Kulağa fazla kolay geliyor belki ama, en iyi savunmanız dikkat etmek, en iyi silahınız da yediklerinizi not etmek olacak. Eğer sorulardan birine ya da her ikisine birden "hayır" cevabı verdiyseniz, belki de bugğn fazla yoğun bir gün geçirdiniz. Yarın tekrar deneyin. 4. Gün: Dikkatinizi dağıtacak bir şey olmadan atıştırmalık bir şey yiyin. Şimdiye kadar öğrendiklerinizle devam edin. Yüzde 80 doyduğunuzda yemeyi bırakın, açlık dürtülerinizi gözden geçirin ve hepsini not alın. Bugün de akıllı yeme tekniklerini kullanarak bir atıştırmalık yemeye, ya da (hırslıysanız) bir öğün yemeye odaklanın. Bunu yapmak her zaman çok pratik olmasa da, düzenli olarak alıştırma yapmak (alışkanlığa dönüştürmek için günde bir kezle başlayabilirsiniz) işe yarayacaktır. Yalnız başınıza oturun ve dikkatinizi dağıtacak unsurları uzak tutarak (televizyonu kapatın, faturaları bir yere koyun, gazeteyi elinizden bırakın) sadece o ana odaklanın. Yemeyi seçtiğiniz şey ister bir elma, ister bir parça çikolata olsun, şekline, rengine ve tadına konsantre olun. Daha sonra tadını çıkararak yavaş yavaş yiyin. Normal yemek yerken bu egzersizi anımsayın. Bu, size yavaşlamanız ve yediğinizden zevk almanız için yardımcı olacaktır. Yediğiniz her lokmaya dikkatinizi yüzde 100 veremeseniz bile, dikkatinizi dağıtan şeylerden kaçınmayı öğrenmek çok önemlidir. Kontrol soruları 1. Dikkatinizi yediğiniz şeye vermeyi başarabildiniz mi? EVET/HAYIR 2. Dikkatinizi dağıtacak şeyleri ortadan kaldırdınız mı? EVET/HAYIR Eğer her iki soruya da "evet" cevabı verdiyseniz, iyi bir iş çıkardınız. Artık yemek konusuna 'kalite' açısından bakıyorsunuz, 'miktar' açısından değil. Eğer sorulardan birine ya da her ikisine birden "hayır" cevabı verdiyseniz, kendinize zaman verin ve bu odaklanma egzersizlerini yarın tekrarlayın. 5. Gün: Bu deneyimlerinizi alışverişe taşıyın Doymanız için ne kadar yemeniz gerektiği, canınız bir şeyler çektiğinde, hangi besinlerin bunu giderdiği, gerçekten aç olup olmadığınız ve yediklerinizi ve nasıl hissettiğinizi yazmanın ne kadar önemli olduğu konularında artık daha bilinçlisiniz. Ancak akıllı yemenin sırlarından biri de çeşitli sağlıklı besinleri yanınızda bulundurmaktır. Bu da önceden düşünmeyi gerektirir. Öncelikle alışverişe gitmeden önce atıştırın ki, aç olmayın. Aç olarak giderseniz, size çekici görünen her şeyi satın almak isteyebilirsiniz. Ayrıca sağlıklı beslenmek için gereken öğünleri ve atıştırmalıkları da önceden planlayıp bir liste hazırlarsanız, alışverişinizi daha kolay ve etkili bir şekilde gerçekleştirebilirsiniz. Dengeli öğünler yemez, öğün atlarsanız (bir sonraki öğünde çok aç olacağınız için daha da fazla yersiniz) veya kendinizi bir şeylerden mahrum bırakırsanız akıllı yeme metodunun bir işe yaramayacağını unutmayın. Bunun için sevdiğiniz sebzeleri, meyveleri ve sağlıklı atıştırmalıkları depolayın. Ama bu arada o canınızın çok çektiği bir kutu dondurmayı da alın, kendinize bir porsiyon koyun ve kendinizi en ufak bir şekilde suçlu hissetmeden tadını çıkara çıkara yiyin. Unutmayın, yiyecekler zevk almak içindir, yoksa gizli gizli mutfaktan aşırıp tadını hissedemeden yutmak için değil. Aç olmanızın hakkını verin, yemekten zevk alın ve midenizi doldurmadan doymanın keyfini yaşayın |
Cevap: TEK ŞİŞMAN BEYNİNİZ/Düşünce Gücüyle Zayıflama Kontrol soruları 1. Sağlıklı öğün ve atıştırmalıklardan oluşan haftalık menünüzü planladınız mı? EVET/HAYIR 2. Sağlıklı atıştırmalıklardan yeterince depoladınız mı? EVET/HAYIR 3. Suçluluk hissine kapılmaksızın kendinize sevdiğiniz bir şeyden yeme hakkı tanıdınız mı? EVET/HAYIR Eğer her iki soruya da "evet" cevabı verdiyseniz, tebrikler! Akıllı yemek seçimleri yapmayı öğreniyorsunuz. Bu beş öneriyi günlük olarak uygulamaya devam edin. Ne kadar çok pratik yaparsanız, alışkanlığa dönüşmeleri de o kadar hızlı ve kolay olur. Eğer sorulardan birine ya da her ikisine birden "hayır" cevabı verdiyseniz, vazgeçmeyin! Bu yöntemde başarısızlık diye bir şey yok. Bunu, hayatınızdaki pozitif bir değişiklik olarak görün ve küçük adımlar atın. Önünüzdeki her gün sağlıklı bir yaşamı seçmek ve kendinizi harika hissetmek için umut vadediyor. Sizleri seviyorum ..Herşey için teşekkürler... Farkınlağınızın farkında olun!!! |
Cevap: TEK ŞİŞMAN BEYNİNİZ/Düşünce Gücüyle Zayıflama Sevgili Daada yine çok güzel bir paylaşımda bulunmuşsun .ÇOk teşekkür ederim. Not:(özel mesajımı aldın mı?) |
Cevap: TEK ŞİŞMAN BEYNİNİZ/Düşünce Gücüyle Zayıflama alıntı yapılan bölümlerde açlık ve tokluğu öğretmeye çalışıyor yazar.ben açlık ve tokluğu öğreneli çok oldu.diyet yapmıyorum kendimi kısıtlamıyorum acıkınca yiyorum.doyduğumu ilk hissettiğimde bırakıyorum.spor yapıyorum.su içiyorum ama yinede bir şeyler eksik sanki.benim duyduklarımdan buyuk beden kıyafetleri yok etme fikri ilginç geldi.henüz alamadım kitabı en kısa zamanda alacam. |
Cevap: TEK ŞİŞMAN BEYNİNİZ/Düşünce Gücüyle Zayıflama Gercekten dogru. Hamilelikten once 48 kiloydum. Su anda 85 kiloyum. Cunku o zaman benim fark etmedigim ama annemve kizkardesimin fark ettigi sey benim hamilelik sendromu yasadigimdi. Eskiden moralim bozulsa yemek yiyemezdim, mutfagin onunden bile gecmezdim. Simdi gece uyanip buzdolabinda ne varsa bitirmeye calisiyorum, ustelik yediklerim yuzunden siddetli karin agrisi cekmeme ragmen. |
Cevap: TEK ŞİŞMAN BEYNİNİZ/Düşünce Gücüyle Zayıflama Evlendiğimde 47 kiloydum.Üç evlat sahibiyim şimdi.70-60 kilolar arasında dolanıp duruyorum son 14 yıldır.Gençken herşeyi doyasıya yememe rağmen gram kilo alamazdım.Hatta kilo alabilmek için neler neler yapardım(balık yağı içmek filan).Kitabı henüz alamadım;ama vermek istediği mesajı anladım.Gerçekten de şişman olan beynimiz.Birgün anneannem:bizim ailenin kadınları doğum yapana kadar sıska olur;doğumdan sonra aldıkları kiloları veremez demişti.O sözü nasıl benimsediysem,yıllardır zayıflamak için pek çok şey denememe rağmen tam bir başarı yakalayamadım.Ama son bir-kaç gündür bu topikte okuduklarım çok yol gösterici oldu bana.Kendimi dinlemeyi,kendimi farketmeyi ve kendimle samimi olarak konuşmayı öğrendim.Bunun için öncelikle daada nickli arkadaşa çok teşekkür ediyorum paylaşımları için.Bu cümleleri yazarken hala karnımı içime çekiyorum-eski alışkanlıklar,malum...- Ama artık nasıl yol almam gerektiğini biliyorum.İnşallah güzel sonuçlara ulaşırım...Herkese sevgiler... |
Cevap: TEK ŞİŞMAN BEYNİNİZ/Düşünce Gücüyle Zayıflama Alıntı:
"Sonsuza kadar benden önce ,ben ve benden sonra gelecek olan tüm sevdiklerim hayatlarında sürekli İçimdeki özümün bana verdiği gerçek açlık -tokluk duygularıyla beslenerek sürekli ideal vucud ağırlığında olduğunu görüyor ve kabul ediyorum.." |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 07:19 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.