Kemiklerin Sessiz Hırsızı Osteoporoz

[Bluesky24]

Kemiklerin Sessiz Hırsızı OsteoporozOsteoporoz, son zamanlarda adından sıkça söz edilen bir hastalıktır. Kemikleri çok narin ve kırılmaya hazır bir hale getiren bu hastalık daha çok kadınlarda görülüyor. Genellikle menopoz sonrası ortaya çıkan osteoporoz ne yazık ki 30lu ve 40lı yaşlarda da etkili oluyor. Bir kadının osteoporoz nedeniyle kalçasını kırma riski, meme, rahim ağzı ve over kanserlerine toplam yakalanma riskinden daha yüksek. Kalçası kırılan her beş kişiden biri, bir yıl içinde ölüyor. Yaşayanların önemli bir bölümü de yatağa va başkalarına bağımlı kalıyor. Bu karanık tabloya rağmen umutsuzuğa kapılmaya gerek yok. Bu riski azaltmak elinizde…

Kemik Yoğunluğu Ölçümü

Her ne kadar söz ettiğimiz risk etmenleri yüksek altında olanların saptanmasına yardımcı olsa da, osteoporozun kesin tanısı kemiklerin yoğunluğunu doğrudan ölçebilen bir testin yapılmasıyla mümkündür. Bunu sağlayan en güvenilir test, kemik yoğunluğu ölçüm cihazıyla yapılam kemik dansitometresidir. Bu özel bir röntgendir. Ağrısız ve güvenilirdir. Bu test, osteoporoz olup olmadığınızı belirtmekle kalmaz, gelecekte osteoporoz olup olmayacağınız konusunda da bir fikir vermektedir.

Osteoporoz Riskini Azaltmak İçin

Her hastalıkta olduğu gibi osteoporozda da erken teşhis çok önemli. Çünkü osteoporozun ilk dönemleri ağrısız ve hastaların çoğu herhangi bir kemiği kırılana kadar hasta olduğunun farkına varmaz. Bunun için osteoporoza kemiklerin "sessiz hırsızı" da deniyor.

Osteoporoz Riskinizi Öğrenmek İster misiniz?

Aşağıda osteoporoz olma olasılığınızı artırıcı etmenlerin olup olmadığını bazı sorular bulacaksınız. Bu sorulardan bir tanesine bile "Evet" cevabı verirseniz, osteoporoz riski ile karşı karşıya olabilirsiniz. Hemen bir hekime başvurmalısınız.

·48 yaşını geçtiniz mi?

·Menopoz dönemine girdiniz mi?

·Menopoz sonrası dönemdeyseniz, son adet kanamanız 46 yaşından önce miydi?

·Adetten kesilmenizin nedeni rahminizin ya da yumurtalıklarınızın alınması mı?

·Hiç düzensiz veya seyrek kanamanız oldu mu?

·Hekiminiz size hiç 6-12 aydan daha uzun süre kortizonlu ilaçlar verdi mi?

·Hekiminiz size hiç 6-12 aydan daha uzun süre yüksek dozda tiroid hormonu verdi mi?

·İlk adetinizi 16 yaşından daha mı geç gördünüz?

·Hiç doğum yaptınız mı?

·Çocuğunuzu uzun süre mi emzirdiniz?

·Sigara içiyor musunuz?

·Aşırı alkol alıyor musunuz?

·Aşırı kahve içer misiniz? (Günde 3-5 bardaktan fazla)

·Zamanınızın çoğunu oturarak ya da tekerlekli sandalyede geçirmenize sebep olan fiziksel bir sakatlığınız var mı?

·Beslenmenizde süt ürünlerine ve taze sebzelere az mı yer verirsiniz?

·Doğal güneş ışığına nadiren mi çıkarsınız?

·Küçük bir kaza ya da düşme sonucu hiç kemiklerinizin özellikle kalça, omurga, omuz veya el bilek kemiğinizin kırıldığı oldu mu?

Oldu ise belki sizde zaten osteoporoz vardır. Başka bir kemiğinizin hatta aynı kemiğin ilerde kırılma ihtimali oldukça yüksek olabilir.

·Mide asidini düzenleyici ilaçlar kullanıyor musunuz?

·Aşağıdaki hastalıklardan herhangi birine sahip misiniz / herhangi birini geçirdiniz mi?

-Tiroid bezinin aşırı çalışması.

-Karaciğer hastalığı.

-Anoreksia nervosa (psikiyatrik nedenlerden dolayı yemek yiyememe durumu)

-İnce barsak hastalığı

-Böbreküstü bezleri hastalığı

·Minyon ya da zayıf mısınız?

·Durağan, fiziksel aktiviteden yoksun bir yaşam tarzı mı sürdürüyor musunuz?

·Boyunuzun kısaldığını (santimetrelerce) fark ettiniz mi?

Yaşlandıkça boyda kademeli bir kısalma olur ise de belirgin bir kısalma omurganızda bulunan ve omur (vertebra) adı verilen kemiklerinizden bazılarının osteoporoz sonucu kırılarak çöktüğü anlamına gelebilir.

·Sırtınızda kavislenme, kamburlaşma var mı?

Boyun kısalmasında olduğu gibi yuvarlak veya kambur bir sırt özellikle yaşlılarda çok sayıda omurun çekmesi sonucu oluşur.

·Sırt ağrılarından yakınıyor musunuz?

·Ailenizin herhangi bir ferdine (büyükanne, anne, kız kardeş) osteoporoz tanısı koyulduğu yönünde bir bilginiz var mı?

Bu soruların ne kadar çoğuna evet cevabı veriyorsanız osteoporoza o kadar yakınsınız demektir. Bu durumda hemen bir doktora başvurursanız, kemiklerin bu sessiz hırsızını erken yakalamış olursunuz ya da risk altında olmadığınızı anlayarak içiniz rahatlar.