Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   İlişkiler (http://www.hayatimdegisti.com/forum/iliskiler/)
-   -   Bir Sevgilim Olsun İstiyorum! (http://www.hayatimdegisti.com/forum/iliskiler/616483-bir-sevgilim-olsun-istiyorum.html)

Işıldayan Safir 20-11-2010 07:52 PM

Bir Sevgilim Olsun İstiyorum!
 

Bir Sevgilim Olsun İstiyorum!

Kime sorarsanız sorun eğer bir sevgilisi yoksa bir sevgilisi olsun ister. Herkesin isteği de birbirinden farklıdır. Kimi zaman benzerlikler gösterse de aslında herkes kendi dünyasından yansımalar yaparak karsısındaki kişiden beklentilerini dile getirir. Aradığı tüm özellikler kendi iç ihtiyaçlarından başka bir şey değildir. Çünkü kendisini sevgili diye nitelediği kişiyle bütünleme, tamamlama ihtiyacındadır.

Biz bu arayış içindeyken bir gün karşımıza biri çıkagelir. Birileri vesile olmuştur yada biz tesadüfen bir yerlerde karşılaşmışızdır. Bu tesadüf bizi bazen gerçek dünyamızda, bazen de sanal dünyamızda bulabilir. İlk isteğimiz olmuştur ve birisiyle tanışma fırsatını bulmuşuzdur.

İlk adım tamamlandıktan sonra bizi bir başka heyecan alır. Acaba beni beğenecek mi? Acaba sevecek mi? Benim için doğru insan mı? Hayatımın aşkı olabilir mi? Yoksa ruh eşim mi? Onu nasıl elde edebilirim? Mutlaka beni beğenmesini sağlamalıyım… Giderek artan heyecanımız artık iyice kafamızı karıştırmış, bizi kontrolsüz bırakmıştır. Sevelim ki sevilelim beklentisi bizi alır götürür bir yerlere.

Kendimize olan güvenimizi öylesine kaybederiz ki o kişiyle ilgili beklentilerimizi unutur, ilk heyecanla koşulsuz kabul gösteririz. Koşulsuz kabulün ardında bizim gerçeğimizle örtüşmeyen belki de bir sürü şey vardır ancak tüm bunları görmezden geliriz. Çünkü artık hedef değişmiştir. İkinci hedefimiz kendimizi beğendirmek, sevilmek ve karşımızdakini elde etmektir.

İkinci hedef yolculuğu oldukça yıpratıcıdır. İlk kabullenişin ardındaki güvensizlik duygusu giderek ilişkideki birlikteliğin getirdiği rahatlamayla sanal özgüvene dönüşmeye başlar. Özgüvenin ardındaki görünmeyen gerçek; karşımızdaki kişi tarafından beğenildiğimiz, önemsendiğimiz için özgüvenimizde artış olduğudur. Tensel temas da özgüvenimizin artışında büyük rol oynar. Yani aslında kendi değerimiz ve önemli olduğumuz gerçeğini içselleştirip kendi özümüze güven duymamızla ortaya çıkması gereken özgüven; içimiz yerine dışımızdan destek görerek kendini ifade etmiştir.

Artık ikinci hedefteki endişe, telaş, beğenilme kaygısı yerini sahiplenmeye bırakmıştır. Çünkü onu çok sevdiğimizi ve onsuz olamadığımızı düşünmeye başlarız. Bu kez sahiplenme beraberinde kaybetme korkusunu getirir. Yine kendimiz olmaktan uzaklaşmış başka bir mücadelenin kapısını açmışızdır. Bu durumda farkında olmadan karşımızdaki kişiyi kontrol etmeye başlayarak baskı altında tutmaya çalışırız. “Ya terk ederse?” kaygısı ile endişelendikçe de endişelerimizin artmasına neden olan deneyimlere tabi oluruz. Sonuçta kaybederiz ve bir gün ilişki bitme noktasına gelir. Onca emek, onca mücadele sona ermiştir.

Onunla var olmaya çalışırken onsuz olmanın getirdiği büyük çöküntüyü yaşarız. Bu acı aslında belki de bize içimizdeki sevgisizliğin bir işaretidir. İçimizde hissettiğimiz acı aslında ne ayrılıktır, ne kayıptır. Asıl gizlenen gerçek kendimizi sevmediğimiz ve kendimize acıdığımızdır, çaresizliğimizdir, hiçliğimizdir. Bu ilişkiden aslında bunları öğrenmişizdir ve işte en büyük acı kendimizi yok saydığımız gerçeğidir. Kendimize hiç önem vermediğimiz, kendi değerimizin hiç farkında olamadığımızdır. Varoluşumuzun neredeyse temeli o olmuştur ve var olma duygusu sözde sevginin içinde kaybolmuştur.

İşte şimdi ayağa kalkmanın tam zamanıdır! İşte şimdi yaraları sarma zamanıdır! İşte şimdi kendi gerçeğimizle, kendimizle buluşma zamanıdır! Başkasından beklediğimiz sevgiyi kendimize verme zamanıdır! İçimizden dışımıza taşma zamanıdır! Belki de bu bir vuslat günü, içimizdeki sevgiliyle buluşmak zamanıdır!

Her kayıp bir kazançtır aslında... Kendimizle buluşmak, kendimizle bütünlenme zamanıdır! Haydi, izin verin kendinize, haydi uzatın elinizi özünüze, açın kalbinizi, görün aşkı, görün sevginin aşkınlığını… Çok uzak değil hemen şimdi birleşin kendinizle. Sizin de içinizde bir sevgiliniz olsun. O aslında hep orada ve sizi beklemekte. Farkedin...

Rüya Yüksel

http://img185.imageshack.us/img185/5967/16471606.gif

abcçde 20-11-2010 08:11 PM

Cevap: Bir Sevgilim Olsun İstiyorum!
 
çok güzel bi yazı , teşekkür ederim paylaşım için .

Işıldayan Safir 20-11-2010 09:44 PM

Cevap: Bir Sevgilim Olsun İstiyorum!
 
Evet ben de çok beğendim. Ben teşekkür ederim abcçde. ttli3

smyrna1 20-11-2010 10:05 PM

Cevap: Bir Sevgilim Olsun İstiyorum!
 
kasımda da aşk başka olur, böyle güzel paylaşımlar insanın içini çikolata gibi eritiyor:)

Işıldayan Safir 21-11-2010 01:27 PM

Cevap: Bir Sevgilim Olsun İstiyorum!
 
Kasımda aşk başka mıdır bilemiyorum ancak benzetmenize bayıldım. Teşekkür ederim smyrna1 :zpzp:

Sevgilerimle. actionsmile

suyahapsettim 21-11-2010 04:22 PM

Cevap: Bir Sevgilim Olsun İstiyorum!
 
harika bir paylaşım........teşekkürler

matri 21-11-2010 04:44 PM

Cevap: Bir Sevgilim Olsun İstiyorum!
 
iyi ozetlenmis :) tesekkurler

-EGE- 26-11-2010 03:43 AM

Cevap: Bir Sevgilim Olsun İstiyorum!
 
Alıntı:

Zerynthia Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 779304)

Bir Sevgilim Olsun İstiyorum!

Kime sorarsanız sorun eğer bir sevgilisi yoksa bir sevgilisi olsun ister. Herkesin isteği de birbirinden farklıdır. Kimi zaman benzerlikler gösterse de aslında herkes kendi dünyasından yansımalar yaparak karsısındaki kişiden beklentilerini dile getirir. Aradığı tüm özellikler kendi iç ihtiyaçlarından başka bir şey değildir. Çünkü kendisini sevgili diye nitelediği kişiyle bütünleme, tamamlama ihtiyacındadır.

Biz bu arayış içindeyken bir gün karşımıza biri çıkagelir. Birileri vesile olmuştur yada biz tesadüfen bir yerlerde karşılaşmışızdır. Bu tesadüf bizi bazen gerçek dünyamızda, bazen de sanal dünyamızda bulabilir. İlk isteğimiz olmuştur ve birisiyle tanışma fırsatını bulmuşuzdur.

İlk adım tamamlandıktan sonra bizi bir başka heyecan alır. Acaba beni beğenecek mi? Acaba sevecek mi? Benim için doğru insan mı? Hayatımın aşkı olabilir mi? Yoksa ruh eşim mi? Onu nasıl elde edebilirim? Mutlaka beni beğenmesini sağlamalıyım… Giderek artan heyecanımız artık iyice kafamızı karıştırmış, bizi kontrolsüz bırakmıştır. Sevelim ki sevilelim beklentisi bizi alır götürür bir yerlere.

Kendimize olan güvenimizi öylesine kaybederiz ki o kişiyle ilgili beklentilerimizi unutur, ilk heyecanla koşulsuz kabul gösteririz. Koşulsuz kabulün ardında bizim gerçeğimizle örtüşmeyen belki de bir sürü şey vardır ancak tüm bunları görmezden geliriz. Çünkü artık hedef değişmiştir. İkinci hedefimiz kendimizi beğendirmek, sevilmek ve karşımızdakini elde etmektir.

İkinci hedef yolculuğu oldukça yıpratıcıdır. İlk kabullenişin ardındaki güvensizlik duygusu giderek ilişkideki birlikteliğin getirdiği rahatlamayla sanal özgüvene dönüşmeye başlar. Özgüvenin ardındaki görünmeyen gerçek; karşımızdaki kişi tarafından beğenildiğimiz, önemsendiğimiz için özgüvenimizde artış olduğudur. Tensel temas da özgüvenimizin artışında büyük rol oynar. Yani aslında kendi değerimiz ve önemli olduğumuz gerçeğini içselleştirip kendi özümüze güven duymamızla ortaya çıkması gereken özgüven; içimiz yerine dışımızdan destek görerek kendini ifade etmiştir.

Artık ikinci hedefteki endişe, telaş, beğenilme kaygısı yerini sahiplenmeye bırakmıştır. Çünkü onu çok sevdiğimizi ve onsuz olamadığımızı düşünmeye başlarız. Bu kez sahiplenme beraberinde kaybetme korkusunu getirir. Yine kendimiz olmaktan uzaklaşmış başka bir mücadelenin kapısını açmışızdır. Bu durumda farkında olmadan karşımızdaki kişiyi kontrol etmeye başlayarak baskı altında tutmaya çalışırız. “Ya terk ederse?” kaygısı ile endişelendikçe de endişelerimizin artmasına neden olan deneyimlere tabi oluruz. Sonuçta kaybederiz ve bir gün ilişki bitme noktasına gelir. Onca emek, onca mücadele sona ermiştir.

Onunla var olmaya çalışırken onsuz olmanın getirdiği büyük çöküntüyü yaşarız. Bu acı aslında belki de bize içimizdeki sevgisizliğin bir işaretidir. İçimizde hissettiğimiz acı aslında ne ayrılıktır, ne kayıptır. Asıl gizlenen gerçek kendimizi sevmediğimiz ve kendimize acıdığımızdır, çaresizliğimizdir, hiçliğimizdir. Bu ilişkiden aslında bunları öğrenmişizdir ve işte en büyük acı kendimizi yok saydığımız gerçeğidir. Kendimize hiç önem vermediğimiz, kendi değerimizin hiç farkında olamadığımızdır. Varoluşumuzun neredeyse temeli o olmuştur ve var olma duygusu sözde sevginin içinde kaybolmuştur.

İşte şimdi ayağa kalkmanın tam zamanıdır! İşte şimdi yaraları sarma zamanıdır! İşte şimdi kendi gerçeğimizle, kendimizle buluşma zamanıdır! Başkasından beklediğimiz sevgiyi kendimize verme zamanıdır! İçimizden dışımıza taşma zamanıdır! Belki de bu bir vuslat günü, içimizdeki sevgiliyle buluşmak zamanıdır!

Her kayıp bir kazançtır aslında... Kendimizle buluşmak, kendimizle bütünlenme zamanıdır! Haydi, izin verin kendinize, haydi uzatın elinizi özünüze, açın kalbinizi, görün aşkı, görün sevginin aşkınlığını… Çok uzak değil hemen şimdi birleşin kendinizle. Sizin de içinizde bir sevgiliniz olsun. O aslında hep orada ve sizi beklemekte. Farkedin...

Rüya Yüksel

http://img185.imageshack.us/img185/5967/16471606.gif

harika bir yazı teşekürler

Işıldayan Safir 10-12-2010 11:49 AM

Cevap: Bir Sevgilim Olsun İstiyorum!
 
Bu yazıyı ben de çok beğeniyorum. Teşekkürler arkadaşlar. actionsmile

himmel 19-12-2010 09:51 PM

Cevap: Bir Sevgilim Olsun İstiyorum!
 
nekadarda dogruu! harika bir paylaşım..


WEZ Format +3. Şuan Saat: 12:41 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.