Geri git   Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri > Hayatım Değişti Klubü > Serbest Kürsü > Hayat Soruları

Uyarılar

Hayat Soruları Yaşamla ilgili sorular merak ettikleriniz cevapları nedir ne değildir

Osmanlı mezar taşları

Serbest Kürsü ve Hayat Soruları Osmanlı mezar taşları Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız [ Resimler için http://benzebercet.blogspot.com/ ] Osmanlı Mezar Taşlarının Dili Başta İstanbul olmak üzere, caddeleri ve sokakları ile hЃ¢lЃ¢ Osmanlı kokan hangi şehre uğrasanız, yolların kıyılarında irili ufaklı kavukları ile sizden dua bekler gibi duran mezar taşlarına sahip uçsuz bucaksız Mezarlıklar ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Hayat Soruları telkin cd indir izle İstanbul Hayat Soruları nerededir kimdir Hayat Soruları çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Hayat Soruları hipnoz Hayat Soruları olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Hayat Soruları hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Hayat Soruları kuantum düşünce kitap haberi

Osmanlı mezar taşları

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 29-12-2008, 05:01 AM   #1 (permalink)
Albay
 
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
bluemoon24 is an unknown quantity at this point
Standart Osmanlı mezar taşları

[ Resimler için http://benzebercet.blogspot.com/ ]



Osmanlı Mezar Taşlarının Dili



Başta İstanbul olmak üzere, caddeleri ve sokakları ile hЃ¢lЃ¢ Osmanlı kokan hangi şehre uğrasanız, yolların kıyılarında irili ufaklı kavukları ile sizden dua bekler gibi duran mezar taşlarına sahip uçsuz bucaksız Mezarlıklar görürsünüz. Günümüzde olduğu gibi şehrin dışarılarında değildir bu mezarlıklar. Bilakis şehir ile iç içedirler. Hatta birçok yabancı gezgini şaşırtan haliyle şehrin en güzel yerlerine kurulmuşlardır.



Ünlü Fransız yazar ve gezgin Gerard de Nerval, defalarca geldiği İstanbul'da, Mezarlıklar hakkında bakın neler söylüyor:Boğazda son derece güzel ve serin bir yerdeyiz. Buranın bir mezarlık olduğunu söylememe gerek yok sanırım. İstanbul'un bütün güzel yerleri, gezilecek ve zevk alınacak sahaları mezarlıklardır. Bakıyorsunuz yüksek ağaçların arasında, şuradan buradan güneş ışınlarının sızıp renklendirdiği, sıra sıra beyaz hayaletler var. Bunlar bir insan yüksekliğinde, mermerden yapılmış mezartaşlarıdır. Başları sarıklı, üzerleri yazılı mezar taşlarıdır. Sarığın biçimi, ölünün hayattayken işgal ettiği mevkii, sosyal seviyesini veya mezarın yapılış tarihini belli ediyor. Bazı mezartaşlarının başları koparılmış. Bu koparılmış olanların çoğu yeniçeri mezarlarına ait (II. Mahmud döneminde hal edilmeleri üzerine). Kadınların mezarlarında da sütun taşlar var. Fakat bunlarda baş yerinde gül veya demet şeklinde bir süs bulunuyor. Kabartma veya oyma şeklinde çiçeklerle süslenmişler.Osmanlı Mezarlıkları, her bakanın rahatlıkla görebileceği konumlarıyla, çevrelerinde yaşayan tüm insanlara bu dünyanın geçiciliğini, kalınacak asıl yurdun buralar olmadığını fısıldamaktadırlar. Osmanlı toplumunda hayat ölümle o kadar iç içedir ki, kişiler evlerinin önlerindeki bahçelerine, yada her gün gittikleri camilerinin bir köşesine bile gömülebilmektedirler. Bugün İstanbul Karacahmet, Eyüp yada Edirnekapı Mezarlıkları'nın etrafındaki tüm duvarlar 1950 lerden sonra örülmüştür. Normalde hiçbir Osmanlı mezarlığını çevreleyen duvar yoktur. Herkes rahatlıkla bu mezarlıkların aralarından geçebilmekte, yolunu mezarlık aralarından geçirerek kısaltabilmekte, hatta özellikle bayanlar, çocukları ve komşuları ile hazırlık yapıp bir mezarlık alanında bir ikindi sohbeti yapabilmekteydiler.

Tüm bunlarla Osmanlı insanının amaçladığı şey, dünyanın bu en güzel öğüdünü hep gözlerinin önünde tutmak ve öldükten sonra da yaşayan ve kendilerine dua edebilecek insanlara kendilerini daha iyi gösterebilmektir. Bu nedenledir ki, Osmanlı Mezarlıklarında mezar taşı yazıları çoğunlukla yolun geçtiği tarafa bakmaktadır. Karacaahmet Mezarlığında çokça göreceğimiz şekilde, eğer bir kişi kendisine, mezarlığın yol kenarına bakan kısmında bir mezar bulamazsa, mezar taşının bir numunesini mezarı içeride olduğu halde yol kenarına diktirebiliyordu. Böylece yoldan geçenler bu mezar taşlarını okuyabilecek ve bu kişilere ismen duada bulunabileceklerdi.





Osmanlı Mezar taşları o kadar özellikli ve sanatlıdır ki, bu mezarlıkları birer açık hava müzesi olarak görebiliriz. Gerard de Nerval'in az önce yukarıda da belirttiği gibi, Osmanlı Mezar Taşlarının başlarındaki serpuşlarından, üzerlerindeki desenlere kadar birçok işaret o mezarlarda yatanlar hakkında bizlere bilgiler vermektedir.





Bir kere eğer bir mezar taşının başında bir başlık varsa bu mezar muhakkak bir erkeğe aittir. Hanım mezar taşları ise, bir kadının incelik ve letafetini en güzel şekilde ortaya koyan şeyler, yani çiçekler, buketler ve bahar dalları ile süslüdür. Osmanlı Hanımları günlük hayatlarında saçlarına hotoz taktıkları için, hotoz başlı mezar taşları da görmek mümkündür. Hatta bu hotozun altında hanımların alınlarına yada boyunlarına taktıkları altın sıralı kolye ve alınlıklar aynen mezar taşlarına da işlenmiştir.





Günümüzde bir bayan, evlenmeden önce öldüğünde nasıl tabutunun üzerine duvak konuluyorsa, Osmanlı'da da, bu tarz muradına eremeden genç yaşta ölen bayanların mezar taşları duvak şeklinde yapılmakta, hatta bu mezarların ayak taşına da kırılmış bir gül goncası işlenmektedir. Bazı hanım mezar taşlarında da yıldız şeklinde bir arma bulunmaktadır.

Hanım mezar taşları bu şekilde gruplandırılırken, erkek mezar taşları ise daha çeşitlidir. Çünkü erkek mezar taşlarında bulunan başlıklar, mezar sahibinin meslek ve meşrebine göre şekillenmektedirler. Osmanlı Mezarlıklarını gezdiğimizde gördüğümüz mezar taşı başlıklarını kendi içlerinde en sade şekliyle; sarıklı, kavuklu, başlıklı ve fesli olarak dörde ayırabiliriz. Osmanlı erken dönem mezar taşlarında, sarık sarılan başlık hemen hiç görülmezdi. Bu tarz serpuşlara sarıklı mezar taşları diyoruz. Bunların en erken örneklerinden olan Kalın ve yukarıdan aşağıya dilimli sarıklarda, içerideki başlığın sivri tepesi az da olsa görülürdü. Daha çok 16.yy civarında kullanılan bu sarık çeşidini, Eyüp Semtinde Sokullu Mehmet Paşa türbesinde ki birçok mezar taşında görmek mümkündür.

Mezar taşlarındaki sarıkların bir başka çeşidi ise, Çapraz Dilimli Sarıklardır. Minyatürlerde Çelebi Mehmet ve Fatih'in de giydiğini gördüğümüz bu çeşitteki sarık, kalın ve ensiz bir şekilde sarılmaktadır. Sarıklı Mezar taşlarının son örneği olan Kafes Dilimli Sarıklarda ise içerideki başlık daha çok görülmektedir. Bu başlıklarda alttan itibaren yarısına kadar sarık kumaşı kafes oluşturacak şekilde çapraz olarak sarılmakta ve bu tarz sarıkları daha çok Müderrisler ve defter emini vb. görevliler giymektedirler.





Osmanlı Mezarlıklarında 17.yy sonrasında daha çok gördüğümüz diğer bir başlık çeşidi ise Kavuklardır. Normal hayatta dış yüzü çuhadan olan ve içi bez astar ile kaplı olup, arasına pamuk tepilen bu başlıkların üzerlerine, farklı desenler oluşturacak şekilde dikim yapılmaktadır. Kavukları sarıklardan ayıran yegane özellik, sarığın sarıldığı iç başlığın büyük bir kısmının görülebiliyor olmasıdır. Bu nedenle de bu iç başlık bir hayli süslü olarak hazırlanmaktadır.





Osmanlı Kavuklu mezar taşlarının tipik örneklerinden biri Çubuk Başlıklı olanlardır. İçeride bulunan başlıkta yukarıdan aşağıya doğru kalın çizgiler bulunan bu türü daha çok orta dereceli memurlar giymekteydi. Bu örneğin bir diğer çeşidinde ise içerideki başlık baklava dilimlerine sahiptir.





Osmanlı Kavuklu mezar taşlarında sarıkları yanlardan şişkinlik yapacak derecede olan bir tür vardır ki bu tarz kavukları daha çok saraylılar tercih ediyorlardı. Bunlarda kendi içlerinde Çubuk Başlıklı ve Kafes Dilimli Kavuklar olmak üzere ikiye ayrılmaktadırlar. Özellikle Surname adlı eser incelendiğinde birçok görevlinin bu tarz başlıklar taktıkları görülecektir.



Mezarlıklarda görülen en görkemli kavuk türü ise Kallavi Kavuk dediğimiz büyük boyutlu, aşağıdan yukarıya doğru daralan türdür. Kallavi Kavuklar, Osmanlı Yönetiminde Sadrazam, Kubbealtı verzirleri ve Kaptan-ı Deryalar tarafından kullanılmaktaydı. İstanbul Vezneciler'de, Şehzadebaşı Cami yanında, kendi yaptırdığı Dar'ül Hadis'in haziresinde yatan Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'nın mezar taşı buna örnek olarak gösterilebilir.





Yazımızın başında, mezar taşlarındaki başlıkların, kişilerin meslekleri yanında meşrepleri hakkında da bilgi verebileceklerini söylemiştik. Osmanlı toplumunda insanlar inançlarına göre de farklı başlıklar giyebiliyorlardı. Bir tekkede yada zaviyede görevli olan kişi bağlı bulunduğu yola göre bir başlığı giyerken, farklı bir işle uğraştığı halde meşrep olarak bir yola bağlı olanlar da arzularına göre bu durumlarını mezar taşlarında belirtebiliyorlardı. Mesela Mevleviler, uzun Mevlevi külahları giyerler, mezar taşlarına da bu bu tarz başlık şekilleri verilirdi. İstanbul'daki çeşitli Mevlevihanelerde Mevlevi külahlı yüzlerce mezar taşı görülebilmektedir.

Mevleviliğe bağlı olduğu halde başka bir mesleğe sahip kişiler ise mezar taşlarında mesleği ile ilgili bir başlık taşırken, taşın karnına bir Mevlevi sikkesi kazıtabiliyorlardı.







Birçok tarikatın bu mЃ¢nЃ¢da özel işaretleri vardı. Mesela Nakşibendilerin mezar taşlarında, Nakşi yıldızı denilen süslemeyi çokça görmek mümkündür. Süleymaniye' de ki Nakşi Mezartaşları bunların en güzel örneklerindendir. Bazı yollarda vardı ki, kendilerini toplum içinde çok belli etmezler, diğer tarikatlar içinde yaşarlardı. Bunların en meşhurlarından biride Melamilerdi. Onları en iyi tanıyabileceğiniz yer muhakkak mezar taşlarıydı. Bir Melami, kendisine başsız ayaksız der ve mezar taşında kesin likle bir başlık bulunmaz, aksine mezar taşının köşeleri kesik olurdu.







Osmanlı mezar taşlarında en çok görülen başlık türü şüphesiz festir. Kuzey Afrika'da bir hayli yaygın olan fes, 2.Mahmud'un giyimde yenileşmeye gitmesi üzerine Osmanlı halkı ve ordusu tarafından da kullanılmaya başlanmıştır. Bu dönem sonrasın da da , mezarlıklarda fesli mezar taşları görülmeye başlanmıştır. Bu taşlar kendi aralarında dört çeşit olarak ele alınabilir.





Fesli mezar taşlarının en büyük ve görkemlileri Fesin Osmanlı toplumunda kullanılmaya başlandığı 2.Mahmud döneminde kullanılan feslerdir ki biz bu feslere, en yaygın olarak kullanıldığı bu döneminden dolayı Mahmudi Fes diyoruz. Bu feslerin üst kısımları alt kısımlarından daha geniş idi. Alışılmış fes tarzının dışında olarak birden fazla yerinden püskül sarkabiliyordu. Hatta bizzat 2.Mahmud'un, her yerinden püskül sarkan fes kullandığını biliyoruz. Hatta, feslerdeki püskül sayısı fazla olunca çevrede püskül tarayan çocuklar ortaya çıkmıştı. Bu ilk kullanılan fesler sadece kırmızı değil, mavi renkte olabiliyorlardı.





2.Mahmud'un küçük oğlu Sultan Abdülaziz döneminde, üst kısmı gayet dar ve basık, daha kısa fesler ortaya çıktı. Bizzat padişahta bu tarz fesi kullanınca dönemin modası haline geldi. Bu şekildeki feslere Azizi fes diyoruz.



Sultan 2.Abdülhamid ise yine toplum içinde uzun yıllardır kullanılan, üst kısmı alt kısmından daha dar, fakat Azizi fese göre bir hayli yüksek olan bir diğer fes çeşidini kullanmış ve bu tür, Hamidi Fes adını almıştır.





Feslerin son bir çeşidi ise üzerlerine yine sarık kumaşı sarılan ve daha çok cami hocaları ve dervişlerin tercih ettiği tarzdır. Bugün de camilerimizdeki imamlar ibadet esnasında bu tarz başlıklar giymektedirler.





Osmanlı mezar taşlarını incelerken bizi fazlasıyla şaşırtacak kadar ilginç başlıklar da görmek mümkündür. Bunlardan en meşhuru Lahana başlı mezar taşlarıdır. Evet bu mezar taşlarının başlarında ve ayak taşlarında kocaman birer lahana bulunmaktadır. Çünkü burada yatan kişi, Osmanlı'nın en meşhur takımlarından Lahanacıların ya bir üyesi yada üyesinin yakınıdır. Lahana'nın ünü Çelebi Mehmet dönemine kadar gitmektedir. Amasya'da sançak beyliği yapan padişah, yıllar sonra Amasyalı bir gurup ile Merzifonlu bir gurubun aralarında gerçekleşen cirit oyununu izlemektedir. Amasya'lılar lahanaları meşhur olduğu için takımlarına Lahanacı, Merzifonlular'da bamyaları meşhur olduğu için kendilerine Bamyacı adını takmışlardır. Bu oyun ile meşhur olan bu iki takımın adları unutulmaz ve yüzyıllarca Osmanlı'nın sportif faaliyetlerinde takımlar bamyacı ve lahanacı adlarını alırlar. Bu takımlara ait kişiler öldüklerinde de takımlarının amblemlerini mezar taşlarının başlarına koydurmayı adet haline getirmişlerdir.







Osmanlı mezar taşlarına ait özellikler anlatmakla bitmez. Bir mezarda yatan kişinin mesleğini, başlığı yanında, taşın üzerindeki bir takım işaretlerden de anlamak mümkündür. MeselЃ¢ bir denizci mezar taşında çapa, hatta gemi direği ve yelken bezi bir kЃ¢tibinkinde hokka ve kalem görebilirsiniz.





Çok ilginç bir mezar taşı türü de üzerleri yazısız taşlardır. Herkes yaşayanlar tarafından görülmek ve dua almak için neler neler yaparken, mezar taşlarına yazı bile yazdırmayan bu kişiler, toplumun pek sevmediği bir meslek gurubundandırlar. Onlar suçlulara ölüm cezasını uygulayan cellatlardır. Her ne kadar yargı kararına göre görevlerini yapsalar da, ileride birileri tarafından bedduaya uğramamak için mezar taşlarına isimlerini yazdırmamışlardır.





Mezar taşları ile ilgili son bir ayrıntı ise taş yapıldığı dönemde kendisine nakşedilen bir özellik değil, taşa sonradan verilen bir şekil ile ilgilidir. Osmanlı mezarlıklarında bazı mezar taşlarının başları kırıktır. Bu tarz mezar taşlarının çoğunluğu Yeniçeri mezarlarıdır. 3.Murad döneminden sonra bozulmaya başlayan Yeniçeri ocağı 2.Mahmud döneminde Vakay-ı Hayriye ile kaldırılmış ve bu sırada şehirde Yeniçerileri hatırlatan ne varsa tahrip edilmiştir. Bu tahripten Yeniçeri mezar taşları da nasiplerini almış ve hemen hepsinin başları kırılmıştır. Bugün İstanbul'da, Yeniçerilere ait mezar taşı görebileceğiniz çok az yer vardır. Bunlardan biride Üsküdar'da ki Ayazma Cami'nin bahçesidir.







Anlatılan birçok örnekte görüldüğü üzere Osmanlılar, toplumun hemen her kolunda olduğu gibi mezar taşları hakkında da kılı kırk yaran bir sanat örneği göstermişler ve dünyanın bu alanda şahit olmadığı şaheserleri ortaya koymuşlardır. Sanıyoruz bu bilgilerden sonra, tarih içinde gayri Müslimlerin, sadece Osmanlı mezarlıklarını görerek nasıl hidayete erdiklerini, birilerinin; kılıç kullanmaktan başka bir şey bilmezlerdi diyerek karalamaya çalıştığı bu sanatkЃ¢r insanları ve dünyaya adalet dağıtan bir devletin ölüme ve öbür dünyaya nasıl baktığını daha iyi anlayabiliriz.

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

bluemoon24 isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Osmanlı mezar taşları

Serbest Kürsü ve Hayat Soruları Osmanlı mezar taşları Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız [ Resimler için http://benzebercet.blogspot.com/ ] Osmanlı Mezar Taşlarının Dili Başta İstanbul olmak üzere, caddeleri ve sokakları ile hЃ¢lЃ¢ Osmanlı kokan hangi şehre uğrasanız, yolların kıyılarında irili ufaklı kavukları ile sizden dua bekler gibi duran mezar taşlarına sahip uçsuz bucaksız Mezarlıklar ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Hayat Soruları telkin cd indir izle İstanbul Hayat Soruları nerededir kimdir Hayat Soruları çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Hayat Soruları hipnoz Hayat Soruları olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Hayat Soruları hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Hayat Soruları kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 11:17 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.