![]() |
Büyük Üstat Mevlana .. Ne Düşünürseniz O Olursunuz Birçok kişisel gelişim kitabı, "Düşüncenin Gücü", "Olumlu Düşünmenin Gücü", "Olumlu Yaşama", "Büyük Düşünmenin Büyüsü" gibi isimler taşır ya da bu isimle bölümler içerir. Hayattaki her şey, gerçeğe dönüşmeden önce birisinin zihninde bir düşünce, dilek, ümit veya hayal olarak filizlenmiştir. Düşünceleri gönülde biten bitkiler olarak niteleyen Mevlana, düşüncenin gücünü Mesnevi'de çok güçlü ve açık bir şekilde vurgular: "Evlere, köşklere bak, bunlar da yapılmadan önce, mühendisin zihninde, düşüncesinde birer masala benzerdi. Hoşumuza gittiği için seyrettiğimiz, sofası düzgün, tavanı, kapısı uygun bir şekilde yapılmış filan ev, mühendisin zihnindeydi. Mühendisin zihnindeki o düşünce aletleri hazırladı. Ormanlardan kesilen direkleri getirdi. Böylece ev yapılıp meydana çıktı. Her sanatın, her hünerin aslı, temeli, mayası, hayalden, düşünceden başka nedir ki? Önce düşünce vardır. Sonra bu düşünce eyleme dönüşür. Dünyanın kuruluşunu ezelden beri böyle bil. Meyveler, önce gönül düşüncesinde tohum halindedir. Sonra meyve olarak ortaya çıkar, görünür. Sen bir işe girişip bir meyve fidanı dikince, sonunda meyvenin meydana gelmesi yolunda ilk harfi okudun, yani ilk adımı attın." Her düşünce, sonuca götüren bir araçtır. Işık gök gürültüsünden, düşünce de eylemden önce gelir. İkbal'in söyleyişiyle, "Bak tefekkür işe yol gösterir. Şimşek çakar, arkasından gök gürler" Kafamızın içindeki "sohbet" hakkında bir fikir vermek için söyleyelim. Dakikada 1200 kelimelik bir hızla düşünürüz. Diğer yandan, her gün zihnimizden yaklaşık 60 bin düşünce geçer. Bunların %95'i de bir gün önce düşündüklerimizin aynısıdır. Zamanınızın büyük bölümünde neyi düşünürseniz, başınıza gelecek olan da odur. Ne düşünüyorsanız o olacağınıza göre, bırakın düş gücünüz aşağıları değil yukarıları seyretsin. Bakın Mevlana herkesi nasıl büyük düşünmeye çağırıyor:"Eğer bir karınca Hz. Süleyman'ın derecesine ulaşmaya çalışırsa, şaşma; onun isteğini hor görme! Sen ondaki himmete, gayrete, cesarete imrenerek bak! Elinde, zenginlik ve yetenek olarak ne varsa, isteyerek, düşünerek elde etmedin mi? Beyin Negatifi Kabul Etmez Olumlu düşünce hayatımızın yakıtıdır. Ancak, olumlu düşüncenin gücünü ve etkisini gösterebilmesi için beynimizdeki engelleri, önyargıları ve sınırları kaldırmak şarttır. Beynimiz negatifi kabul etmemektedir. Çünkü bilinçaltı aklımızdaki her şey pozitiftir. Bembeyaz bir at düşünme cümlesini duyduğunuzda aklınıza ne geliyor? Bembeyaz bir at, değil mi? Bu nedenledir ki, Mevlana "Gerçekten de 'yapma, etme, görünme' demek isteği arttırır sadece, başka şeye yaramaz." der. Onun için anne-babalar çocuklarına, öğretmenler öğrencilerine 'yapma, konuşma, koşma' derken aslında onların bilinçaltlarına 'yap, konuş, koş' emirleri verdiklerini bilmeliler. En doğrusu, Mevlana'nın "Men edilen şeyi yapmayan kimdir?" uyarısını hatırlayıp bunları, 'sessiz ol, sakin ol' gibi olumlu ve "ma" eki içermeyen kelimelerle ifade etmektir. Olaylara İyi Bak! Mevlana'nın ifadesiyle "nasıl bakarsan öyle görürsün". Hayat bize derslerini çeşitli şekillerde ve boyutlarda sunar. Olumlu dersler her zaman olumlu durumlardan çıkarılmaz. Arabanızın lastiğinin patlaması, olumlu bir olay değildir ama size kabullenme, sabır, plan yapmanın değeri, başka biri size yardım etmişse yardım görme sevinci, teşekkür etmenin değeri, şükür gibi pek çok dersler verebilir. Aynı olayı, stres ve sıkıntı yaratıcı dersler çıkarmak için kullanabiliriz: "Aksilikler hep beni bulur, hayatımda her şey ters gidiyor" gibi… Görüldüğü üzere, hayat okulunda size sunulan derslerden ne öğreneceğinizi siz seçersiniz. Hatta Mevlana iyi bakışın bela diye nitelendirilen durumlarda bile işe yaradığını söyler: "Bir adam belada safa görürse, bela tatlılaşır. Hasta, iyileştiğini görünce ilaç, kendine hoş gelir." Yaşam aynı zamanda inatçı bir öğretmendir. Bir dersi öğrenilinceye kadar tekrar tekrar anlatır. Davranışınızı değiştirmişseniz yaşam dersinizi öğrendiğinizi anlar. Aksi halde, aynı dersi devam ettirir. 'Bunda da bir hayır vardır' anlayışıyla en kötü olayda bile, onun daha ötesine bakabilmek, olumlu yanları ve dersleri bulabilmek için çalışmak insanın gelişme ve büyümesinin anahtarıdır. Hayatınızdaki olayları olumlu bir bakış açısı ile yorumlamayı, bunlardan gerekli dersleri çıkarmayı öğrenmelisiniz. Olumlu şeyleri aradıkça ve olumlu şeylerin olacağına inandıkça, önünüzde pek çok kapının açıldığını göreceksiniz. Dolayısıyla, olayı değiştiremezsiniz, ama ona olan bakışınızı değiştirebilirsiniz. Olayı kızgınlık veren, kötü bir olay yerine, komik ve size ileride aynı tip olaylar karşısında nasıl tavır almanız gerektiğini öğreten ders verici bir olay olarak yeniden çerçeveleyebilirsiniz. Düşündüklerinizin, iç konuşmalarınızın, başkalarıyla konuştuklarınızın sağlığınızla yakından ilgisi vardır. Örneğin, kendinizi kötü hissetmekten ne kadar çok söz ederseniz, o kadar sık hastalanırsınız. Bir an için dikkatinizi konuşmalarınıza verin. Genelde olumlu konuşmalar mı, yoksa olumsuz, kötümser ve şikayet dolu sözler mi? Konuşmanız zihninizi etkiler. Eğer sürekli işlerin kötüye gideceğini söyleyip duruyorsanız, bir kâhin olmak için iyi bir fırsat yakalamışsınız demektir. Bakın Mevlana ne der: "Kötüye yormak ve vehim yapmak insanı derdi yokken bile hasta eder. Onun için olaylara iyi bak." Düşünce yapınıza ve hayata bakışınıza göre, hayat deneyimleri sizi ya yıpratır ya da parlatır. Olumsuz düşünen ve bakış açıları olumsuz olan insanlar, daima 'niçin' diye sorarlar ve sorunları görürler. Fırsatlar kapılarını çaldığında da tokmağın sesinden rahatsız olurlar. İyimser ve olumlu insanlar ise 'nasıl' sorusunu sorarlar, daima çözüme odaklanırlar. Zehirli Düşüncelerin Gücü Zihniniz bir bahçeye benzer; olumlu düşünce, iç konuşma, hayal ve telkinlerle onu beslerseniz başarı ve mutluluk sizin olacaktır. Endişe, kaygı, ümitsizlik ve korku ile beslerseniz, bunlar adeta zehirli atıklar gibi sonuç doğuracaktır. O yüzden, bir tek olumsuz düşüncenin zihninize yerleşmesine izin verme lüksünüz yoktur. Zira, Mevlana'nın deyişiyle, "Sen kötü düşünceyi zehirli tırnak gibi bil. Bu tırnak derinleştikçe canın yüzünü tırmalar." Negatif İç Sesinizi Dinlemeyin! Olumsuzlukların zihninizi ve bilinçaltınızı etkilememesi konusunda çok kararlı olun. Olumlu bir insan olmak istiyorsanız, olumlu insanları arayın, onlarla dostluk geliştirin. Mevlana bir rubaisinde olumsuz, karamsar ve kötümser kişilerle arkadaş olmama ve konuşmalarına kulak vermeme konusunda insanı şöyle uyarır: "Gamlı yoldaşlarla oturma dedim sana! Sakın hoş meşrepli neşeli dostların yanından ayrılma. Bağa geldiğin zaman dikenlik tarafına gitme. Gülden, yaseminden, sarmaşık gülden başkasıyla ilgilenme ." Günümüzde çevreden beynimize dolan olumsuz ve zehirli söz ve görüntülere televizyondan duyduklarımız ve izlediklerimiz de eklenmiştir. Bakın Sidney J.Harris ne der: "Benim televizyona karşı olmam sadece programların düşük kalitede oluşundan değil, ekranda gösterilenlerin izleyenlerin büyük çoğunluğu üzerinde önemli etkiler bırakmasındandır. Bu, aklın korkunç bir şekilde köleleşmesidir ve Aristo'nun bizi uzun yıllar önce uyardığı gibi " Köleliğin en kötü yanı, sonunda kölelerin de ondan hoşlanmaya başlamasıdır." Sabır Vitamini Olumlu düşünmeyi sabırla pekiştirin. Brian Adams'ın dediği gibi, "Sabretme sanatını öğrenin. Bu disiplini, bir hedefin sonucu konusunda endişelendiğinizde, düşüncelerinize uygulayın. Sabırsızlık; endişe, korku, cesaretsizlik ve başarısızlığı besler. Sabır; güven, kararlılık ve aklı başında bir görüntü yaratır, ki bu insanı sonunda başarıya götürür." Bakın Mevlana sabır sanatını uygulayan kişiye ne müjdeler verir: * "Sabretmek insanın içini açar, gölünü ferahlandırır." * "Eğer tamamıyla zorluklara daldınsa, daralıp kaldınsa sabret. Çünkü sabır rahatlığın, genişliğin anahtarıdır." * "Dileği, isteği sabır elde ettirir. * "Tohum toprak içinde gizlendiği, zahmetlere katlandığı için bahçe yeşerir, güzelleşir…" * "Gam ve kederin anahtarı sabırdır." * "Amaca sabırla varılır. Acele ile değil…" Sonuç Mevlâna eserlerini olgunluk dönemlerinde meydana getirmiş ve yılların birikim, tecrübe ve mesajlarını çelişkiye düşmeden eserlerinde yansıtmıştır. Belki de bu yüzdendir ki onun eserleri, düşünceleri yedi asrı aşkın bir süre geçmesine rağmen, hâlâ güncelliğini yitirmemiştir. Mevlânâ; bize hep mükemmel insan reçetesini sunar, güzel huylu, dürüst, çalışkan, alçak gönüllü, hoşgörülü, kısaca örnek ve olgun insan olmanın yollarını anlatır. Özellikle Mesnevî'nin; kendisiyle, yaratıcısıyla ve dış dünyadaki bütün varlıklarla barışık, huzurlu ve mutlu insan olmanın tarifi üzerine kurulduğu açıkça müşahede edilir. O, eserlerinde sunduğu anlamlı fikirleriyle, insanı ve toplumu inceleyip problemlerine çözüm sunan bir düşünür; psikolojik analizleri, olumlu telkin ve ümit aşılayıcı sözleriyle bir yaşam koçu, aynı zamanda bilimsel konularla ilgili olarak söylediği beyitleriyle de gizemli bir bilim adamı hüviyetindedir.O0 |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. ABD'nin son 50-60 yıllarında keşfettiği bilinçaltı mantığını Hz. Mevlana 800 yıl öncesinde uyguluyormuş ve bunları tavsiye ediyormuş. Bir bilgin, bir âlim olmasının yanı sıra gizemli konulara ve psişik yeteneklere de hakimdi. Kısacası gerçek ve büyük bir üstad. Paylaşım için teşekkürler. Çok güzel oldu bu. Kaynak nedir acaba, onu da öğrenebilir miyiz? |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. Taş olarak ölmüştüm, bitki oldum. Bitki olarak öldüm ve hayvan oldum. Hayvan olarak öldüm, o zaman insan oldum. Öyleyse ölümden korkmak niye? Hiçbir sefer kötüye dönüştüğüm, ...Ya da alçaldığım görüldü mü? Bir gün insan olarak ölüp, ışıktan bir yaratık, rüyaların meleği olacağım. Fakat yolum devam edecek, Allah’tan başka her şey kaybolacak. Hiç kimsenin görüp duymadığı birşey olacağım. Yıldızların üstünde bir yıldız olup, Doğum ve ölüm üzerinde parlayacağım. Mevlana Celaleddin Rumi |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. Bu şiiri reenkarnasyona inandığını hatta inanmaktanda öte bildiğini gösteriyor, ruhlarımız uzun bir yolculukta olduğuna bende inanıyorum artık. |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. Harika bir şiir içim ürperdi |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. İnsan tenini öğrendim. Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu... Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim. Evreni öğrendim. Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim. Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek gerektiğini öğrendim... MEVLANA |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. Sesini değil,sözünü yükselt! Zira Yağmurlardır yaprakları büyüten,gökgürültüleri değil. . . ! Mevlana Celaleddin-î Rûmî ♥ |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. hepsi birbirindeng uzel tesekkurlerrrrr.. |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. Eşi yok sevgili bir tatlı oyun sundu cana, "tek mi,çift mi dileğin neyse,hemen söyle bana!" Gülerek,çift olalım,gel güzelim,haydi"dedim, "Çift olup tek kalalım sevdiceğim,anlasana... MEVLANA.. |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. Üzülme der Mevlana ..! istediğin bir şey olmuyorsa ya daha iyisi olacağı için ya da gerçekten de olmaması gerektiği için olmuyordur. . . ! |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. Hangi renk camdan bakarsan güneşi o renkte görürsün. Camı kır ki NUR görünsün! [Hz. Mevlâna] |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. *Can yücelere kanat açmak istedikçe, beden tırnakları ile yere sarılır, onu salmak istemez. #Mevlana #Rumi |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. Bir gün Mevlana eve girer ve hanımı ona sorar bu kadar aşıksın Mevlaya şükürler olsun bu aşkı yaşayıp yaşatana peki bana ne kadar aşıksın der; Mevlana hanımına şöyle der; Sen benim;Yaradan’dan ötürü yaradılanı sevişim, Bir adım gelene on adım gidişimsinVe herkesi olduğu gibi kabul edişimsin. Sen benimBugünüme şükür ve ......yarınıma dua edişim, AzLa yetinişim çoğa göz dikmeyişimsin Ve kapanmayan avuç içimsin..! |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. Alıntı:
|
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. Hepsi birbirinden güzel, paylaşım için teşekkürler. |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. Kötülük yaptın mı kork, çünkü o bir tohumdur, Allah yeşertir karşına çıkartır. Mevlana |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. Günün birinde yolu bir dergâha düsen kendi halinde bir adam, dergâhta, bir Mevlevi ile bir Bektaşi''nin sohbet ettiklerini görünce yanlarına yaklaşır. Kendini tanıtır ve dergâhı merak ettiğini, nasıl zikir edildiğini izlemek için geldiğini söyler. Erenler başlar adama çeşitli nasihatlerde bulunmaya, her biri kendi yolunu mümkün olan en tatlı dille anlatmaya çalışır. Adam bir yandan onları dinlerken, bir yandan da gözleri onların giysilerine takılır. Mevlevi'nin giydiği kıyafette kollar o kadar geniş ve uzundur ki hem içine üç kişinin birden kolu sığabilir, hem de uzun olduğu için yalnızca kolları değil, elleri de kapatmaktadır. Bektaşi’nin kıyafetinde ise tam tersi bir durum vardır. Elbisenin kolu daracıktır, neredeyse tene yapışmıştır; üstelik kısa olduğu için, eller ta bileklere kadar açıktır. Bu duruma hayret eden adam, sebebini öğrenmek ister. Büyük merakla, önce Mevlevi'ye sorar: "Pirim, kıyafetinizin kolları neden o kadar geniş ve uzun; bunun özel bir sebebi var mı?" Mevlevi hiç beklemediği bu soru karşısında oldukça şaşırır. İki kolunu da biraz yukarıya kaldırır, sonra ellerini birleştirerek kollarını daire sekline getirir ve şöyle der: "Evet, özel bir sebebi vardır. Çünkü biz insanların günahlarını, ayıplarını, kusurlarını örteriz. Başkaları görmesin diye üzerini kapatırız." Yanıttan oldukça hoşnut olan adam ayni merakla bu kez Bektaşi''ye döner: "Peki ya siz, pirim? Sizin kıyafetinizin kolları neden bu kadar dar ve kısa? Siz insanların günahları ve ayıplarını örtmez misiniz?" Bektaşi kendi kollarına bakar, birkaç saniyelik bir dalgınlıktan sonra gülümser ve adama bakarak şöyle der: "Biz mi? Bizim geniş kıyafetlere ihtiyacımız yoktur. Çünkü biz insanların günahlarını ve kusurlarını görmeyiz." |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. Biraz fıkra gibi olacak ama bluegirl'in anlattığı hikayeden geldi aklıma. Bir Mevlevi ile bir Bektaşi zikirleri konusunda bir sohbete girerler. Bektaşi, Mevleviye neden dönüp dönüp Allah dediklerini sorar. Mevlevi de "Biz Allah'a olan aşkımızdan dolayı Allah der der döneriz" yanıtını verir. Buna karşılık Bektaşi'nin verdiği cevap ise şudur: "Biz bir kere Allah dedik mi bir daha dönmeyiz." |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. Alıntı:
|
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. Alıntı:
|
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. La Tahzen!Bir yandan korku, bir yandan ümidin varsa iki kanatlı olursun. Tek kanatla uçulmaz zaten…La Tahzen!Sopayla kilime vuranın gayesi, kilimi dövmek değil, tozu almaktır. Allah sana sıkıntı vermekle tozunu, kirini alır. Niye kederlenirsin?... La Tahzen! Taş taşlıktan geçmedikçe parmaklara yüzük olmaz. Yüzük olmak dileyen ezilmeyi ve yontulmayı göze almalıdır... LA TAHZEN! İNNALLAHE MEANA!... (Üzülme Allah bizimle beraberdir).. Üzülme!.. Kaybettiğin her şey başka bir surette geri döner!.. bende bu sözünü çok severim..gerçi sevilmeyecek hiçbir sözü yoktur ya... ayrıca yazı çok güzeldi bizimle paylaşan arkadaşımıza çok çok çok teşekkürler. |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. Her yağmur damlası bir yeşil yaratmak içindir. Sanmasınlar yıkıldık, sanmasınlar çöktük. Bir başka bahar için sadece yaprak döktük... Hz Mevlana |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. Mevlana 13. asırda atom bombasının tehlikelerinden söz ediyor. Dokuz gezegenin bulunduğunu söylüyor. Oysa bilim bunu ancak 1930 da ortaya koyabildi. Selçuk Üniversitesi (SÜ) Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Abdullah Öztürk, mezarı vasiyeti üzerine Paris’ten Konya’ya nakledilen, "Mecalisi Sebai", "Fihi Mafih ve Mesnevi"yi Fransızca’ya çeviren Eva De Vitray Meyerovitct’in, Mevlana’nın 13. asırda atom bombasının tehlikelerinden haberdar olduğunu ortaya koyduğunu bildirdi. Meyerovitct’in manevi oğlu, Selçuk Üniversitesi (SÜ) Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Abdullah Öztürk AA muhabirine yaptığı açıklamada, Meyerovitct’in mezarını, vasiyeti üzerine 17 Aralık 2008’de uzun uğraşlar sonucu Paris’ten alıp Mevlana’nın mezarının bulunduğu Mevlana Müzesi’nin yanındaki Üçler Mezarlığı’na naklettiklerini anımsattı. İslamiyeti seçen Meyerovitct’in aynı zamanda bir sufi olduğunu ve Müslüman olduktan sonra "Havva" ismini kullandığını dile getiren Öztürk, "Mevlana’nın eserleri Mecalisi Sebai, Fihi Mafih ve Mesnevi’yi Fransızca’ya çeviren Meyerovitct, aslında Mevlana’nın mesajlarındaki şifreleri çözmeyi başarmış ender kişilerden biridir. Pek çok Batılı’nın Mevlana’yı tanıması hatta Müslüman olmasına vesile olan Meyerovitct, verdiği konferanslarda Mevlana’nın eserlerinde işaret ettiği hikmetleri açıklıyordu" dedi. Öztürk, bugün herkesin Mevlana’yı daha fazla merak ettiğini ve modern yaşamda başa çıkamadığı dertlerine Mevlana ile çözüm yolu bulmaya çalıştığını dile getirerek, "Meyerovitct’in videoya aldığım konferanslarından, Mevlana’yı anlamak isteyenler için, O’nun ağzından bir sunum hazırladım. Görüntülü ve yazılı olarak bu anlatıları paylaşmayı, hem Hazreti Mevlana’nın hem de İslamiyet’in bir batılı gözüyle doğru tanıtımı için çok önemli görüyorum. Meyerovitct; modern bilimin 1930’da ortaya koyabildiği atom bombasının tehlikesini ve 9 gezegenin bulunduğunu Mevlana’nın daha 13. asırda bildiğini ortaya çıkardı" diye konuştu. Prof. Dr. Abdullah Öztürk’ün hazırladığı Meyerovitct’in Mevlana’yı, Batılı bir aydının dilinden anlatan açıklamaları şöyle: "Fransız dini yetkililerden aldığım bilgilere göre Müslümanlığı kabul edenlerin çoğu aydın kişilermiş. Bunlar bir şeyler arıyorlardı ve aradıklarını, özlemlerini İslam dininde buldular. Çünkü yaradılış efsanesi artık bu özlemleri karşılamıyordu ve maddecilik de onları bütünüyle düş kırıklığına uğratıyordu. Ben Mevlana aracılığıyla, okulda, üniversitede okutulandan, gazetelerde, televizyonlarda anlatılanlardan çok farklı bir İslam dini keşfettim. Buna "derin bir İslam dini" diyebiliriz. Söylemekten gurur duyuyorum, Mevlana’nın son çevirdiğim eseri benim 10 yılımı aldı. Olağanüstü güzel ve büyük bir eserdir bu... Maddeciliğin bütün kimlik ağırlıklı yanına karşın, sanıyorum batı maneviyata susamıştı. -MESNEVİ, KÖKTEN DİNCİLİĞİ, BAĞNAZLIĞI VE TUTUCULUĞU REDDEDİYOR Bunun da yaşadığımız dönem için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Her yıl Konya’ya gidiyorum ve Mevlana’nın kenti olduğu için O’nu çok seviyorum ve orada olduğum sırada kendimi Konyalı hissediyorum. Kaldı ki benim için İslam ile yakınlaşmayı temsil eden Türkiye’yi de çok seviyorum. Mesnevi’de, kökten dinciliği, bağnazlık ve tutuculuğu, gelenekselliği, kuralcılığı reddeden, çok nitelikli, bütünüyle samimi, hoşgörülü, benim inanışıma uygun bir İslam dini buldum. Türkiye’de çok mutlu oluyorum ve kendimi Türk hissediyorum. Bugün, dünyanın her yanı bilinmektedir. Oysa birkaç yüzyıl önce durum hiç de böyle değildi. Herkes kendi yurdunda yaşıyor, başkalarını tanımıyordu. Dönemimizin ihtiyacı olan ve tatmin edilmemiş maneviyat ihtiyacı nedeniyle, kabuğuna çekilerek yaşamanın artık mümkün olmadığını düşünüyorum. Ayrıca bilimdeki gelişmeler evrenin eskiden sanıldığı gibi olağanüstü değil çok şaşırtıcı olduğunu göstermiştir. -İŞTE MEVLANA’NIN SIRLARI- Düşündüğümüzde, bir milyar yıl önce sönmüş bir yıldızın ışığı saniyede 300 bin kilometre hızla bize ulaşır, dolayısıyla aramızdaki mesafe çok kilometre etmektedir, gördüğümüzü anlıyoruz. Ama aynı zamanda Mevlana’da olağanüstü olan şey, kaldı ki İslamı kabul etme nedenim de bu değildir, sanıyorum öngörüleridir ve insanları özellikle de bilime tutkuyla sarılan gençleri etkilemektedir. Düşünün, Mevlana atomu keserseniz güneş sistemini bulursunuz diyor. İçinde ve çevresinde dönen gezegenler bulunduğunu söylüyor, ama dikkat etmek gerektiğini de belirtiyor. Çünkü bu atomlar ağızlarını açtıklarında, bütün dünyayı yok edebilecek bir ateşin çıkacağını ekliyor. Görüldüğü gibi, 13. asırda atom bombasının tehlikelerinden söz ediyor. Dokuz gezegenin bulunduğunu söylüyor. Oysa bilim bunu ancak 1930 da ortaya koyabildi. Daha önceleri yedi gezegenin bulunduğu sanılıyordu. Sekizincisini 1840’larda bir Fransız bilim adamı, dokuzuncusunu 1930 da Amerikalı bir bilim adamı buldu. Ama Mevlana daha o dönemde dokuz gezegen olduğunu biliyordu. Batı’da güneşin dünya çevresinde döndüğü söylenirken, Mevlana dünyanın öbür gezegenler gibi, küçük bir gezegen olduğunu söylüyor. Hatta gerçekten olağanüstü başka şeyler de söylüyor. Dünyada yaşayan bütün canlılar yıldızların etkisindedir. Güneş bitkileri, hayvanları etkiler, ay denizi etkiler gibi ve dahası bilinmeyen birçok şey daha söylüyor. Ben Sorbonne Üniversitesinde İslam Felsefesi doktorası yaparken, İslam dinini keşfettim, ama Mevlana üzerine olan bu doktorayı yapmadan önce, üniversitede öğrenim görürken bize, Müslüman düşünürlerden hiç söz etmediler. |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. Ey oğul, herkesin ölümü kendi rengindendir. Düşmana düşmandır, dosta dost! Ayna Türk'e nazaran güzel bir renktedir. Zenciye nazaran o da zencidir. Ey can, aklını başına devşir. Ölümden korkup kaçarsın ya; doğrusu sen, kendinden korkmaktasın. Gördüğün, ölümün yüzü değil, kendi çirkin yüzün. Canın bir ağaca benzer; ölüm onun yaprağıdır. İyiyse de senden yetişmiş, yeşermiştir; kötüyse de. Hoş nahoş.. gönlüne gelen her şey senden, senin varlığından gelir. Hz.Mevlana |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. Hz Mevlana "Ne Arıyorsan Kendinde Ara"... Kişinin değeri nedir? - Aradığı şeydir! Eğer sen, can konağını arıyorsan, bil ki sen cansın. Eğer bir lokma ekmek peşinde koşuyorsan, sen bir ekmeksin. Bu gizli, bu nükteli sözün manasına akıl erdirirsen, anlarsın ki Aradığın ancak sensin, sen. Madendeki inciyi aradıkça madensin. Ekmek lokmasına heves ettikçe ekmeksin. Şu kapalı sözü anlarsan, anlarsın her şeyi; Neyi arıyorsun, sen osun. Senin canın içinde bir can var, o canı ara! Beden dağının içinde mücevher var, o mücevherin madenini ara! A yürüyüp giden sufi, gücün yeterse ara; Ama dışarıda değil, aradığını kendinde ara. Hz.Mevlana |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. Mevlana'ya ait olduğundan tam emin değilim ama güzel bir sözüde ben yazayım. "Mum olmak kolay değildir. Işık vermek için önce yanmak gerekir." |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. Ey gözyaşı! Madem ki gözümün kapısından çıktın gidiyorsun, Bari sevgilinin kapısına git de başını onun eşiğine koy. "HZ. MEVLANA" |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. paylaşım için tşk. |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. Her şey üstüne gelip seni dayanamayacağın bir noktaya getirdiğinde sakın vazgeçme! Çünkü orası gidişatın değişeceği yerdir. Mevlana |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. Düşünmeyi öğrendim. Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim. Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek olduğunu öğrendim. Mevlana |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. Toplam 1 Eklenti bulunuyor. |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. Büyük Mevlana'nın çok güzel bir sözüne rastladım; Bal çanağının üzeri kapalı, sen ise yanından yöresinden ona ulaşmaya çabalıyorsun, Çanağı yere çal |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. güzelll lllllllllll |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. Zıddı meydana çıkaran, onun zıddı olan şeydir. Bal, sirkeyle belirir. Mevlana |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. Sen şekillerde kalırsan, put'a tapıyorsun demektir/ Herşeyin şeklini bırak/ manasına bak. Mevlana |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. çok güzell:):) |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. Arkadaşlar bu siteye benzer özellikte ama tamamen mevlana felsefesi üzerinden kişisel gelişimi anlatan bir site varmı..bilen arkadaşlar varsa lütfen paylaşsınlar.. |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. BEN MEVLANANIN NE KADAR ULU BİR OLDUĞUNU BİLİYORUM AŞKIN GÖZYAŞLARI 1 VE 2 YİOKUDUM DİYARI AŞK IOKUDUM ŞİMDİ 2DİLEĞİM VAR ONU RÜYAMDA GÖRMEYİ DİLEMEK 2İNCİ İSE NURLU MEKANINI ZİYARET ETMEK RABBİM HERİKİSİNİDE BANA NASİB ETSİN İNŞALLAH AŞK -A ULAŞMANIZI DİLERİM ] |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. bilen yokmu böyle bir site:( |
Cevap: Büyük Üstat Mevlana .. Taş, taşlıktan çıkıp yok olmadıkça Mücevher olup Yüzüğe takılır mı hiç? Mevlana |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 12:01 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.