Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Geliştiren Yazılar (http://www.hayatimdegisti.com/forum/gelistiren-yazilar/)
-   -   Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir. (http://www.hayatimdegisti.com/forum/gelistiren-yazilar/615847-bir-dakika-hayatinizi-degistirebilir.html)

Işıldayan Safir 16-10-2010 04:04 PM

Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
Merhaba arkadaşlar, http://img151.imageshack.us/img151/6702/0006zs9.gif

Bu başlık altında Steve Goodier'in Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir başlıklı kitabından alıntıları paylaşacağım.

Sevgilerimle.

Işıldayan Safir 16-10-2010 04:14 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://img78.imageshack.us/img78/321...dfc924ec89.gif

Destek Sisteminiz

Hiç dikkatinizi çekti mi? Yardım tam da ihtiyacınız olduğunda yetişiverir bir biçimde.

Birkaç sene önce, California’da bir sanatçı Connecticut’ta yaşayan ailesi için kendi başına bir yılbaşı hediyesi hazırladı. Bu 120 cm boylarında, başparmağı havada otostopçunun heykeliydi. Hediyesi alışılmadıktı belki ama heykeli ailesine ulaştırma biçimi daha da garipti. Sanatçı, heykeli yolun kenarına koydu ve kıtanın öbür ucuna “otostop” yaparak gitmesi için kendi haline bıraktı. Heykelin boynuna da ailesinin New England adresinin yazılı olduğu bir levha astı ve ayrıca göğsüne büyük harflerle “Connecticut” yazdı. Birkaç hafta sonra bilinmeyen eller tam yılbaşı zamanı hediyeyi, tahta oymacının 2500 mil uzaktaki ailesine teslim etti.

Her zaman yardım etmek isteyen birilerinin olacağını bilmek çok yüreklendirici bir şey bence. Ve bu her koşul için geçerli. Elini uzatmaya, sizi dinlemeye ya da duygularınızı paylaşmaya hazır birileri vardır her zaman. İster geçici bir ihtiyacınız olsun, ister hayatınızda büyük bir çöküntü olsun, yanınızda olmak isteyen birileri hep olur.

Şunu bilin ki; hiçbir zaman gerçek anlamda yalnız kalmazsınız. Çünkü hiç tanımamış olduğunuz insanların bile dahil olduğu bir yaşam “destek sistemi”ne sahipsiniz ve bu sistem sizin en büyük kaynaklarınızdan biridir.

http://img78.imageshack.us/img78/321...dfc924ec89.gif

Işıldayan Safir 16-10-2010 04:17 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://sl.glitter-graphics.net/pub/8...lypz8lipc1.gif

Hayır Diyebilmek

Adamın biri zayıflamak için rejime girmişti. İşe giderken, vitrininde enfes görünüşlü hamur işleri sergileyen, yolunun üstündeki fırından uzak durabilmek için yolunu bile değiştirir olmuştu. Ama günlerden bir gün işe elinde kocaman bir kakaolu pastayla çıkageldi. İş arkadaşları, rejimi bıraktı diye onunla dalga geçtiler.

Adam, cevaben gülümsedi ve şöyle dedi: “Bugün yanlışlıkla fırının önünden geçtim, vitrine baktım ve bir sürü kurabiye gördüm. O zaman bunun bir yanlışlık olmadığını hissettim ve dua ettim. Tanrım, eğer bu lezzetli pastalardan birini yememi istiyorsan, fırının önünde bir park yeri ihsan et. Ve umduğum gibi, fırının önünden sekizinci geçişimde bir de baktım, boş bir park yeri!”

Bazen irade bir şeye hayır diyebilme gücüdür. “Artık bu davranışa ya da tavra devam etmeyeceğim” diyebilmek için içinizdeki gücü ortaya çıkartmaktır.

İç disiplin, düzenli ve sağlıklı bir yaşam kurmanın önemli bir parçasıdır. Bugün sizi rahatsız eden bir şeye “yapmayacağım” demeniz gerekiyor mu? Öyleyse size tavsiyem; boş bir park yerinin ‘hayır’ demenize engel olduğu gibi bir bahane bulmaya çalışmayın.

Sadece yapmayın.

http://sl.glitter-graphics.net/pub/8...lypz8lipc1.gif

Işıldayan Safir 16-10-2010 04:21 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://sl.glitter-graphics.net/pub/1...w47bds1lz7.gif

Nereye Gidiyorsunuz?

Bir ordu papazı, kendisinden karargaha 20 mil mesafedeki bir kilisede vaaz vermesi istendiğinde olan bir şeyi anlatır.

Papaz o gün kiliseye, ailesini de birlikte götürür, ancak altı yaşındaki kızına nereye gittiklerini söylemeyi ihmal eder. Birkaç mil yol aldıktan sonra ufaklık sorar: “Babacığım, gittiğimiz yere gidince, nerede olacağız?”

İyi bir soru! Ve hepimizin kendimiz için sorması gereken bir soru.

Hayatımızın, o uzun ince yoluna bakın, gittiğiniz yere gelince nerede olacaksınız? 1 yıl, 5 yıl, hatta 20 yıl sonra eğer hala tutturduğunuz yolda ilerliyorsanız ve şu an yaptığınızı yapmaya devam ediyorsanız, hayatınız neye benzeyecek, hiç düşündünüz mü? Yalnızca mesleki ve mali açıdan değil, mesela nasıl bir insan olacaksınız? İşlerin olmasını istediğiniz şekline dair kafanızda belirgin bir fikir var mı? Yoksa siz de diğerleri gibi şartlar değiştiğinde şaşırıp kalacak mısınız?

Çoğu insanın bu sorularla pek zaman harcamadığını gördüm. Ancak Henry David Thoreau’nun bir zamanlar dediği gibi, “hayatta, ancak nişan aldıklarımızı vururuz.”

Amaçsızca yaşamak hayatın bu değerli hediyesini ziyan etmektir. Ama bir gaye ile yaşamak, dolu dolu yaşamaktır.

http://sl.glitter-graphics.net/pub/1...w47bds1lz7.gif

Işıldayan Safir 16-10-2010 04:22 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://sl.glitter-graphics.net/pub/1...jfqgz76cvn.gif

Başından Sonuna Kadar

Bir öğrenciden Kuveykırlar (Şiddete karşı olan bir Hıristiyan mezhebi) hakkında bir yazı yazması istenmişti. Küçük öğrenci şöyle yazdı: “Kuveykırlar hiçbir şeye karşı koyamayan ya da tartışmayan sessiz, mazlum kişilerdir. Bence babam bir kuveykır. Ama annem değil.”

Bazı insanlar, bu çocuğun annesi gibi, tartışma sırasında ağız dalaşına daha fazla girer. Bazıları ise o konuyu konuşmadan önce üzerinde biraz kafa yormak ister. Ancak tartışma, ilişkilerin doğal, hatta sağlıklı bir parçasıdır. Özellikle önem verdiğimiz kişilerle olan sorunu gidermek önemlidir ve çatışma doğru biçimde ele alınırsa, bizleri birbirimize yaklaştırabilir aslında.

Yazar ve danışman Charlie Shedd eşiyle uzlaşamadıkları bir tartışmanın ardından, karısından şöyle bir not aldığını söylüyor:

“Sevgili Charlie, senden nefret ediyorum. Sevgiler, Martha.”

Ne ilginç bir not! Eşi O’na kızgın olduğunu söylüyor ama bir şey daha ekliyor. O anki duygularına rağmen, O’nu hala sevdiğini söylüyor.

Kişilerin birbirini seveceğine dair verdiği söz, karşılıklı şefkate dayanan ilişkilerin temelini oluşturur. Size en yakın olanlarla çatıştığınızda, seveceğinize dair verdiğiniz o karar tartışmanın başından sonuna kadar hayati bir önem taşır. Tekniği bilmek ve eğitimli olmak ne denli önemli olursa olsun, sizin bu zor zamanlarınızda, hiçbir şey verdiğiniz o sözden daha fazla işinize yarayamaz.

http://sl.glitter-graphics.net/pub/1...jfqgz76cvn.gif

Işıldayan Safir 16-10-2010 04:25 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://img209.imageshack.us/img209/5290/e4rc0.gif

Bütün Dünya “Hayır!” Dediğinde

Henry Ward Beecher genç bir öğrenciyken başından, hayatı boyunca unutmadığı bir olay geçti ve bundan kendine güven dersi çıkardı.

Henry’den sınıfın önüne çıkıp konuyu anlatması istenmişti. Tam başlamıştı ki öğretmen araya girdi ve “Hayır!” dedi. Henry, baştan tekrar başladı ama öğretmen yine gürledi: “Yapma!” Onuru kırılan Henry yerine oturdu.

Bir sonraki çocuk dersi anlatmak için ayağa kalktı ve tam başlamıştı ki öğretmen yine gürledi: “Yapma!” Bu öğrenci ezberini okumaya sonuna kadar devam etti. Otururken öğretmeni bu kez çocuğa “Aferin!” dedi.

Henry tedirgin olmuştu. Öğretmene şikayet etti: “Ben de onun gibi okudum ama…” Öğretmen şöyle cevap verdi: “Dersi bilmen yeterli değil, emin olmalısın. Benim seni durdurmama izin vermen emin olmadığın anlamına geliyordu. Bütün dünya hayır dese bile, senin görevin evet demek ve bunu ispat etmektir!”

Dünya bin bir biçimde hayır der:

Dur! Onu yapamazsın.

Dur! Hatalısın.

Dur! Çok yanlışsın.

Dur! Çok zayıfsın.

Dur! Bu hiçbir zaman işe yaramaz.

Dur! Yeterli eğitimin yok.

Dur! Temelin yok.

Dur! Paran yok.

Dur! Bu yapılamaz.

Duyduğunuz her bir ‘hayır’ın kendinize olan güveninizi yavaş yavaş uflayan bir etkisi olur; ta ki siz pes edinceye kadar. Çevrenizdekiler her gün size hayır dese bile siz evet demeye devam eder ve bunu kanıtlamayı kafanıza koyar mıydınız?

http://img209.imageshack.us/img209/5290/e4rc0.gif

Işıldayan Safir 16-10-2010 04:27 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://img504.imageshack.us/img504/6...on9iw83iz0.gif

Ya Herrü, Ya Merrü

“Tramplenden nasıl atladığıma bak baba” diye seslendi 10 yaşındaki oğlum. Başımı kaldırıp 3 metre yüksekliğindeki atlama tahtasına baktım ve onun tahtanın ucunda durup kollarını açarak atlayış yapmasını bekledim. Daha önce pek çok kez tramplenden atlamıştı ama şimdi şimşek gibi balıklama atlamayı düşünürken cesareti iyice kırılmış görünüyordu.

Yüzme havuzu rahat atlayabilmesi için boşaltılmıştı. “Yapabilirsin Robby” diyerek cesaret vermeye çalıştım. Ama yapamadı. O akşam yapamadı. 20 dk boyunca dalışı yapabilmek için gereken cesareti toplamaya çalıştı ve havuz kapanınca sonunda vazgeçti.

“Hayal kırıklığına uğradım” dedi. Robby eve giderken “Çok kötü hissediyorum. Aslında yapabileceğimi biliyorum. Biliyorum yapabilirim.”

Ertesi akşam beni tekrar yüzmeye gitmeye ikna etti. Önceki akşam gibi yüzmeye giden bir biz vardık. “Bu sefer yapacağım” dedi. Kendinden emin. “Seyret!”

Ben seyrederken o merdivenleri tırmandı ve tahtanın ucuna yürüdü. Ben yine O’nu cesaretlendirdim. O yine tereddüt etti. Bir önceki akşam gibi cesaretini kaybetti. Korkusunu hiçbir zaman yenemeyip atlayamayacakmış gibi görünüyordu.

Görevli cankurtaranlar onu neşelendirmeye yardım ettiler. Hepimiz teşvik ettik. “Hadi atla. Düşünme. Sadece atla!”

30 dk boyunca O’nu zorladık. O da 30 dk boyunca hamle yaptı ve durdu. Eğildi ve doğruldu ve O’nu engelleyen korkuyla cebelleşti.

Ve sonra oldu. Kollarını uzattı, kenardan eğildi ve suya balıklama atladı!

Sudan gülüşler ve tebrik sesleriyle çıktı. Yapmıştı. Sonunda yapmıştı ve eve gitmeden önce üç kez daha yaptı.
Robby, o akşam korkularıyla yüzleşmeyi öğrendi. Ama aynı zamanda, bazı şeylerin, ona kendinizi adamadan yapılamayacağını da öğrendi. Boşluğa iki küçük sıçrayışla, adım adım atlanamaz ve bir dalışın bir seferde küçük bir parçası yapılamaz. Bazı şeyleri tümüyle yapmanız gerekir.

Bazı şeyler kendinizi adamayı gerektirir. Peki sizin başarmanız için ne gerekiyor? “Haydi başlıyorum” diyecek misiniz?

http://img504.imageshack.us/img504/6...on9iw83iz0.gif

Işıldayan Safir 16-10-2010 04:29 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://img517.imageshack.us/img517/4884/80xu5.gif

Yükseğe Çıkmak

Eski Birleşik Devletler Başkanı John F. Kennedy meydandan ülkeyi nasıl yöneteceğine dair sonsuz sayıda öneri ve eleştiri almıştı. Çoğunu da iyi niyetle karşılamıştı. Meydanın daha iyi nasıl başkan olunacağına dair yorum ve düşüncelerine cevaben sık sık sevdiği bir hikayeyi anlatırdı. Hikaye şöyle:

Bir zamanlar medya, her zaman kusursuz oynayan efsanevi bir beyzbol oyuncusundan bahsederdi. Bu oyuncu, topa vurma sırası ondayken hiç ıskalamazdı. Köşe noktasındayken hiç gol kaçırmazdı. Meydan oyuncusu olarak topu hiçbir zaman düşürmezdi ve hatasız bir isabetle atlardı. Çok hızlı koşar, mükemmel oynardı.

Aslında bir şey dışında bütün zamanların en iyi oyuncuları arasında olmasına hiçbir engel yoktu. Sadece kimse onun birasını ve sosisli sandviçini bırakıp oynamak için basın odasından dışarı çıkmaya ikna edemiyordu! Medyaya açıklama yapmaktan oynamaya fırsat bulamamıştı.

Çoğumuz bunun ne demek olduğunu anlayabiliyoruz, çünkü hepimizin hayatında eleştiren ve ahkam kesen insanlar vardır. Hataları çabucak bulmada üstlerine yoktur ve akıl hocalığında da oldukça beceriklidirler.

İş eleştiri almaya gelince, bence anlamamız gereken ilk şey bütün eleştirilerin de yararsız olmadığıdır. Akıllı insani eleştirinin içindeki cevheri bulup çıkartır ve daha sonra geliştirmek üzere biriktirir. Ama eleştiri haksız gibi görünüyorsa, atmacayı hatırlatmakta yarar var.

Kargaların saldırısına uğradığında atmaca karşı saldırıya geçmez. Bunun yerine gittikçe genişleyen daireler çizerek gökyüzüne yükselir. Ta ki baş belaları onu rahat bırakıncaya kadar…

Peki siz, eleştirilerden öğrenilecek bir şey olmadığında, yükseklere çıkıp süzülebilir misiniz?

http://img517.imageshack.us/img517/4884/80xu5.gif

Işıldayan Safir 16-10-2010 04:31 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://img511.imageshack.us/img511/9257/flow3yv2.gif

Şemsiyenizi Getirin

Bir yaz mevsimi kuraklık küçük bir kasabadaki ekin için tehdit oluşturdu. Sıcak ve kuru bir pazar, kasaba papazı cemaatine şöyle dedi: “Bizi yağmur duasından başka hiçbir şey kurtaramaz. Eve gidin, dua edin, inanın ve gelecek oazar Tanrı yağmur gönderdiği için teşekkür etmeye hazır olarak gelin.”

İnsanlar kendilerine söylenenleri yaptılar ve bir sonraki pazar kiliseye geldiler. Ama papaz onları görür görmez küplere bindi.

“Bugün dua edemeyiz. Henüz yeterince inanmıyorsunuz.” dedi.

“Ama” diye itiraz ettiler. “Dua ettik ve gerçekten inanıyoruz.”

“İnanmak mı?” diye sordu papaz. “O zaman nerede şemsiyeleriniz?”

Hikaye hepimiz için geçerli. Şemsiyelerini evlerinde bırakan insanlar vardır. Bu insanlar, hayatları boyunca yalnızca dilek ve dualarının sonuç vermesini umarlar ama aslında olacağını da pek beklemezler.

Bazı insanlarsa, rüyalarının ve isteklerinin gerçek olmasını beklerler. Hayatlarının başından sonuna dek her an sanki bir şey olacakmış gibi hazırlıklı yaşarlar.

Bugün dua ettiğiniz şey yaklaşmak için ne yapacaksınız. Dualarınızı bekleyecek ve istenilen sonuçları elde etmek için çalışacak mısınız? Şemsiyenizi getirecek misiniz?

http://img511.imageshack.us/img511/9257/flow3yv2.gif

Işıldayan Safir 16-10-2010 04:33 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://img152.imageshack.us/img152/5681/801jt8.gif

Farklı Bir Şey Dene

Aynı şeyleri yapmaya devam ederseniz aynı sonuçları alır durursunuz. İki meraklı geyik avcısı vardı. Her sene Kanada’nın av bölgelerine gitmek üzere uçak kiralarlardı. O sene av özellikle iyiydi. Ve sadece birkaç gün içinde her ikisi de birer geyik avlamışlardı. Telsizle pilotlarına gelip onları alması için mesaj gönderdiler. Uçak geldiğinde pilot hayvanlara şöyle bir baktı ve avcılara bu kadar ağır bir yükü alamayacaklarını söyledi.

Adamlar, “Ama bütün haftayı bunları avlamak için geçirdik” diye itiraz ettiler. “Ve ayrıca geçen yıl kiraladığımız pilot geyiklerin ağırlığından korkmamıştı.”

Epeyce tartıştıktan sonra pilot sonunda insafa geldi ve geyikleri yüklemelerine izin verdi. Yüklerden ağırlaşmış uçak, irtifa kaybetmeye başladığında yalnızca birkaç dakikadır havadaydı ve sonunda dağın yamacına çarpıp parçalandı.

Adamlar enkazdan çıkmaya çalışırken avcılardan biri diğerine sordu “Neredeyiz?” Arkadaşı cevap verdi. “Geçen yılkinden bir mil kadar daha uzaktayız.”

Aynı şeyleri yapmayı sürdürürseniz hep aynı sonucu alırsınız. Bu hem uçuşun gerçeği, hem de hayatın gerçeği.

Sizin için ne iyi gitmiyor? Kurtulmaya çalıştığınız bir alışkanlık mı var? Bir ebeveynle, eşle, evlatla ya da arkadaşla ilişkiniz mi kötü? Devamlı hayal kırıklığı yaratan bir olay mı var? Bitirmeye söz verip durduğunuz projeye zaman mı bulamıyorsunuz? Hiçbir zaman faturaları ödeyecek paranız olmuyor mu? İşyerinde aynı duvarlara bakmaktan mı sıkıldınız?

Gerçek şu ki aynı şeyleri yaparsanız aynı sonuçları alırsınız. Bu yüzden eğer olayların sonuçlarından pek memnun değilseniz, bir şeyler değişmek zorunda. Yeni bir şey denemeye hazır mısınız?

http://img152.imageshack.us/img152/5681/801jt8.gif

Işıldayan Safir 16-10-2010 04:37 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://img517.imageshack.us/img517/3866/1521qw2.gif

Kişilik Meselesi

Büyük tenisçi Arthur Ashe otobiyografisi “Days of Grace”’de 17 yaşındayken meydana gelen bir olayı anlatır:

Arthur, Batı Virginia’da bir turnuvada oynuyordu. Çoğunlukla olduğu gibi turnuvada oynayan tek siyahi yarışmacıydı. Bir gece çocuklardan birkaçı bir kabine zarar verdiler. Kabini neredeyse tamamen mahvetmişlerdi. Sonra bundan Arthur’un sorunlu olduğunu söylemeye karar verdiler. Olay gazetelerde çıktı. Arthur bu işle ilgisi olduğunu reddetti ama çocuklar yalanlarına devam ettiler. Arthur için en kötüsü babasının ne diyeceği ve ne yapacağı hakkındaki korkusuydu. Sonunda korktuğu telefon konuşmasını yaptı.

Tahmin ettiği gibi babasının durumdan zaten haberi vardı. Ses tonu sertti. Arthur’a yalnızca bir soru sordu. “Arthur, bilmek istediğim tek şey bu pisliğe bulaştın mı?

Arthur cevap verdi: “Hayır baba, bulaşmadım!” Babası bu konuda başka hiçbir soru sormadı. Arthur o gün neden her zaman doğruyu söylemeye teşvik edildiğini anladı. O’na inanılması gereken bir gün gelebilirdi ve bu öyle bir andı.

Babasının güvenini ve saygısını çok önceden kazanmış olduğundan kendisine inanmış olduğunu biliyordu. O günden sonra dürüst bir hayat yaşamaya her şeyden daha fazla önem verdi.

Ne yazık ki her alanda kişisel doğruluk ve dürüstlüğe öncelik vermeyen günümüz liderlerinden önemli örnekler görüyoruz. Ama bizim azizlere ihtiyacımız var. Dürüstlükleriyle ön plana çıkacak olanlara, erdemleriyle yaşamaya kararlı olanlara, yaşları ve sosyal mevkileri ne olursa olsun başkalarının güven ve saygısını günden güne kazanacak kişilere… Kişiliğin önemi üzerinde ısrarla duranlara…

Dünyamızın yeni bir azize ihtiyacı yok. Size var…

http://img517.imageshack.us/img517/3866/1521qw2.gif

Işıldayan Safir 16-10-2010 04:39 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://img299.imageshack.us/img299/2...mgx4xs3mm8.gif

Harekete Geçin

Küçük ayı yavrusunun yürüme konusunda kafası biraz karışmıştı. Annesine sordu: “Önce ne yapmam lazım? Sağ ayağımla mı başlamalıyım? Yoksa sol ayağımla mı? Yoksa her iki ön ayağım ve sonra iki arka ayağımla mı? Yoksa sağ taraftaki iki ayağım ve sol taraftaki iki ayağımla mı?” Annesi cevap verdi: “Düşünmeyi bırak ve yürümeye başla.”

Anne doğru söylüyordu ve bilgece konuşmuştu. Çünkü büyün işler düşünmeyi ve konuşmayı bir yana bırakıp yapmaya başlayınca ilerler.

Atarinin yaratıcısı Nolan Bushnell’in dediği gibi duşa giren herkesin bir fikri olur. Farkı yaratan kişi duştan çıkıp kurulanıp bu fikri hayata geçirendir. Ya da köşe yazarı Sydney Harris’in ifade ettiği gibi “Yaptığımız şeyler için, duyduğumuz pişmanlık zamanla hafifler. Avutulamayan yapmadıklarımız için duyduğumuz pişmanlıktır.” Alabileceğimiz en iyi derslerden biri iyi bir fikir bulunca harekete geçmektir.

http://img299.imageshack.us/img299/2...mgx4xs3mm8.gif

Işıldayan Safir 16-10-2010 04:42 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://img230.imageshack.us/img230/5...on452vpqy1.gif

Çalışmak, Çalışmak, Çalışmak

Tanıdığım birisi, hayatıyla bankasının birbirine çok benzediğini söylemişti. Doğru; her ikisine de ne yatırdıysan o oranda geri alabiliyorsun ki bu benim bankam açısından, pek geçerli değil! Bu demektir ki eğer yaşamıma yaptığım yatırımlara dikkat edersem, hayattan çok büyük zevk ve tatmin elde edebilirim.

Gary Player uzun yıllan yerel ve uluslar arası golf turnuvalarında başarıyla oynayan usta bir golf oyuncusuydu. İnsanlar ona sürekli şöyle diyorlardı: “Topa sizin gibi vurabilmek için her şeyimi verirdim.”

Bir gün yine aynı sözlerle karşılaşan Player, sonunda kendini tutamayıp karşılık verdi: “Hayır, vermezdiniz. Topa benim gibi vurabilmek için her şeyi ancak kolay olsaydı yapardınız! Topa benim gibi vurmak için ne yapmanız gerekiyor biliyor musunuz? Her sabah saat 05:00’de kalkıp golf sahasına gidip bin tane topa vurmanız gerekiyor. Elleriniz kanamaya başlayınca kulüp binasına gidip elinizdeki kanı temizledikten sonra bir bant yapıştırıp, dışarı çıkıp bin topa daha vurmanız gerekiyor. Topa benim gibi vurabilmek için gereken işte bu.”

Player’ın hedefi yaptığı sporun zirvesinde olmaktı. Bu yüce hedef, çalışma, çalışma ve daha çok çalışmayı gerektiriyor. Hepimiz yaşamda mükemmelleşmeyi arzu ediyoruz. –sevmek, sevilmek, eğlenmek ve iyi ilişkiler kurmak- Ama kaçımız buna gerçekten yatırım yapıyoruz. Aynen topa vurmak gibi, böyle şeyler de ancak çok çalışmakla mümkün olur.

İçinizde istek duymasanız bile sevmek için çabalıyor musunuz? Mutsuz olsanız bile zevk almak için uğraşıyor musunuz? Zor ilişkiler için mesai harcıyor musunuz? Biliyorum bu kolay bir şey değil ama sonuçları için bence uğraşmaya değer.

http://img230.imageshack.us/img230/5...on452vpqy1.gif

Işıldayan Safir 16-10-2010 04:44 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://img62.imageshack.us/img62/9090/bloem479wy.gif

Yaşlanmanın Yaşı

Bu adar uzun yaşamanın nasıl bir şey olduğu kendisine sorulduğunda, 91 yaşındaki hanım şöyle cevap verdi: “Sanırım Tanrı akrabalarımın sabrını ölçüyor.”

Ne zaman “artık çok yaşlı” olunur? Hangi yaşta pes ederiz?

Yüz yaşındayken büyükanne Momes hala resim yapıyordu ve Titian “Battle of Lepats”i yaptığında 98’indeydi.

93’ünde George Bernard Shaw “Farfetched Fables”i yazdı.

91’inde Eamon de Valera İrlanda başkanı olarak görev yaptı.

90’ında Pablo Picasso hala çiziyor ve oyuyordu.

89’unda Arthur Rubinstein New York Carnegie Salonu’nda en muhteşem resitallerinden birini verdi ve Pablo Casals 882inde hala çello konserleri veriyordu.

82’sinde Winston Churcill 4 ciltlik kitabı İngilizce Konuşan Halkların Tarihi’ni yazdı. Leo Tolstoy, Sensiz Kalamam isimli eserini tamamladı ve Goethe aynı yaşta Faust’u bitirdi.

81’inde Benjamin Franklin Amerika Anayasası’nın kabulünü sağlayan diplomasiyi geliştirdi.

Ne zaman çok yaşlısınız? Gerçekten verecek bir şeyiniz kalmadığı gün… Ve iyi haber de şu: O günün ille de gelmesi gerekmiyor.


http://img62.imageshack.us/img62/9090/bloem479wy.gif

Işıldayan Safir 16-10-2010 04:46 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://i27.tinypic.com/eg7g4h.gif

Yaşamın Darbelerine Karşı Koymak

Hikaye gerçek değil ama iyi bir noktaya değiniyor.

Bir kadının kanaryası çok güzel ötüyor ve sahibesine mutluluk veriyormuş. Ta ki kadın elektrikli süpürgeyle kafesi temizlemeye kalkışıncaya kadar…

Ne yazık ki Pretty Pete’i süpürge yutuvermiş. Kadın süpürgenin torbasını açmış ve elini sokup bir ayın tozunun ve pisliğinin içinde canlı canlı gömülen kaskatı kesilmiş kuşu el yardımıyla bulmuş. İşleri daha da beter karıştırıp elinde kuşla lavaboya koşuşturup kuşu bacaklarından suyun altında tekrar sarılaşıncaya kadar tutmuş.

Birkaç gün sonra bir arkadaşı Pretty Pete’in nasıl olduğunu sormuş.

“ah sanırım oldukça iyi” demiş kadın. “Yalnız artık ötmüyor. Kafesinde öylece oturup gözlerinde donuk bir ifadeyle boşluğa bakıyor.”

Ben bu bakışı gördüm! Ve belki siz de birkaç kez bunu aynada görmüş olabilirsiniz. Özellikle çok acı bir darbe aldıktan sonra.

Eski bir Rus atasözü şöyle der: “Demir bir çekiç camı kırabilir ama demirden çelikte yapılabilir.” Yani acımasız olayların üzerine çekici indirdiğinde, kırılgansanız tuzla buz olabilirsiniz. Ancak yeterince güç ve inancınız varsa çekiç sizi çeliğe de döndürebilir.

Hepimizin çelik olması gerek! Her gün hayatın darbeleri bizleri camdan çok çeliğe dönüştürmeye yardımcı olabilir gerçekten de.


http://i27.tinypic.com/eg7g4h.gif

Işıldayan Safir 16-10-2010 04:49 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://s45.radikal.ru/i109/0903/3b/35b0f65211a2.gif

Birbirine Tutunmak

Sık sık yalnız hissederiz kendimizi. Ancak elimizden tutacak birisi vardır her zaman. Uzun yıllar hastanelerde çalışmış tanıdığım bir hemşirenin çok güzel bir hikayesi vardır.

Hemşire, bir gün hastasının yanına yorgun bir genç adamı getirir. Yaşlı hastaya doğru eğilip yüksek sesle “Oğlunuz geldi” der.

Hasta güçlükle gözlerini açar ve tanımayan gözlerle bakar karşısındakine. Sonra, gözleri kapanır. Genç adam ihtiyar eli avuçlarına alır ve yatağın yanında oturur. Gece boyunca elinde hastanın eli oturur öylece, teselli sözleri fısıldayarak.

Gün ışıdığında, hasta çoktan ölmüştür. Birkaç dakika içinde hastane görevlileri odaya dalar, makineleri kapatmak ve iğneleri çıkartmak için. Hemşire genç adamın yanına gelir ve acısını paylaşmak ister ama adam keser sözlerini. “Kimdi o adam?” diye sorar. Hemşire şaşkın cevap verir: “Babanız olduğunu sanmıştım!” “Yoo, hayır, babam değildi” der adam. “O’nu daha önce hiç görmemiştim.”

“O zaman sizi ona götürdüğümde niçin bir şey demediniz?”

“Yaşlı adamın oğluna ihtiyacı olduğunu ama onun burada olmadığını fark ettim.” diye açıklar adam.” “Ve beni tanıyamayacak kadar hasta olduğundan bana ihtiyacı olduğunu anladım.”

Hemşire Teresa bizlere kimsenin yalnız ölmemesi gerektiğini hatırlatırdı. Aynı şekilde kimse tek başına ne yas tutup ağlamalı, ne de yalnız gülüp, yalnız kutlama yapmalıdır.

Hayat yolunda el ele yürümek için yaratılmışız. Bugün elinizi sıkıca tutmaya hazır birisi mutlaka vardır ve onların ellerini tutmanızı umut eden birileri…

http://s45.radikal.ru/i109/0903/3b/35b0f65211a2.gif

Işıldayan Safir 16-10-2010 04:51 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://i42.tinypic.com/2kh3pw.gif

Sarılmak

Yazarı bilinmeyen bu cümleler bizlere bir ilişkide fiziksel temasın ne denli önemli olduğunu hatırlatıyor.

Sarılmak iyi bir şeydir:

Vücudun bağışıklık sistemini güçlendirir, depresyonu uzak tutar, stresi azaltır, uykuyu getirir, insanı canlandırır, gençleştirir ve hiçbir olumsuz yan etkisi yoktur. Sarılmak tamamen doğaldır ve organiktir. Tarım ilacı, koruyucu ve yapay madde içermez ve %100 yararlıdır. Sarılmak mükemmeldir. Oynak parçaları bulunmayan, tükenen piller yoktur, periyodik check up’lar yoktur, düşük enerji tüketimi ve yüksek enerji kazanımı vardır, enflasyon geçirmezdir. Şişmanlatmaz, aylık ödemeler v sigorta gerektirmez, hırsızlara karşı korunaklıdır, vergiden muaftır, çevreyi kirletmez ve tabii ki bütünüyle geri dönüştürülebilir.

Şimdi, hadi bakalım, uygulamaya!


http://i42.tinypic.com/2kh3pw.gif

Işıldayan Safir 16-10-2010 04:56 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://img146.imageshack.us/img146/290/bloem31ev5.gif

Arkadaşlık

Adamın biri yalnızlıktan şikayet ediyordu. Kendisine şu tavsiye edildi:

“Üç yeni arkadaş edin ve neler olduğunu gör.”

Bir süre sonra, adam şöyle dedi: “3 yeni arkadaş edindim ve hiçbir şey olmadı. Şimdi üç yeni arkadaşa mahkum oldum!”

Arkadaş edinmeyi bilmek yararlıdır. Ancak arkadaş olmayı bilmek de bir o kadar önemlidir. Birileri olayı çok iyi açıklamış:

Önümde yürüme. Seni izlemeyebilirim.

Arkamda yürüme. Önder olmayabilirim.

Yanımda yürü. Ve sadece arkadaşım ol.

Arkadaş olmayı bilmek mutlu bir yaşam kurmanın önemli bir parçasıdır.

http://img146.imageshack.us/img146/290/bloem31ev5.gif

Işıldayan Safir 16-10-2010 05:01 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://sl.glitter-graphics.net/pub/5...vg46qyrk4i.gif

Seçim Yapmak

Joseph Henri çocukluğuyla ilgili oldukça garip bir hikaye anlatırdı. Hikaye şöyle:

Büyükannesi Joseph’in ayakkabılarını ayakkabı tamircisine yaptıracaktı. Adam Joseph’in ayaklarının ölçüsünü aldıktan sonra, O’na iki modelden birini seçebileceğini söyledi: Küt burunlu ya da domuz burunlu ayakkabı. Küçük Joseph karar veremedi. O’na bu vereceği karar çok önemliymiş gibi geliyordu. Nihayetinde uzun süre giyeceği tek ayakkabısı o olacaktı.

Tamirci düşünüp taşınması için ona birkaç gün mühlet verdi. Joseph artık her gün dükkana geliyordu, bazen günde üç dört kere! Her seferinde tamircinin ayakkabılarına bakıp karar vermeye çalıştı. Küt burunlu ayakkabılar daha kullanışlıydı ama domuz burunlu ayakkabılar modaya daha uygundu. Ertelemeye devam etti. Karar vermek istiyordu ama bunu bir türlü yapamıyordu.

Epeyce bir zaman geçtikten sonra, yine bir gün dükkana girdiğinde, tamirci bu kez ona kahverengi kağıda sarılı bir kutu uzattı. Bunlar yeni ayakkabılarıydı. Eve koştu. Paketi açtı ve bir çift deri ayakkabı gördü. Ayakkabılardan birisi küt burunlu ve diğeriyle domuz burunluydu!

Joseph kararlar hakkında acı bir ders almıştı. Eğer kararı biz vermezsek, başkaları bizim adımıza verir ve yaşamda bütünlük ancak kendi kararlarımızın sorumluluğunu aldığımızda yakalanabilir.

http://sl.glitter-graphics.net/pub/5...vg46qyrk4i.gif

Işıldayan Safir 16-10-2010 05:03 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://www.angelfire.com/oh4/mystique8/lrose/23.gif

Değişimin Başladığı Yer

Yaşlı bir sufi, kendisi hakkında şunları demişti: “Gençken devrimciydim ve Tanrı’ya dua ederken Tanrım bana dünyayı değiştirecek gücü ver derdim. Orta yaşa yaklaştığımda ve yaşamımın yarısının tek bir insanı bile değiştiremeden uçup gittiğini fark ettiğimde duamı şöyle değiştirdim: “Tanrım, benimle birlikte olan insanları değiştirmem için bana yetenek ver, özellikle de ailemi ve arkadaşlarımı. O zaman mutlu olurum.”

Şimdi yaşlı bir adamım ve günlerim sayılıyken ne kadar aptal olduğumu görmeye başladım. Artık tek duam şöyle: “Tanrım, bana kendimi değiştirecek kuvvet ver. Eğer baştan beri böyle dua etseydim, hayatımı boşa harcamamış olurdum.”

Yıllarımızı başkalarını değiştirmeye çalışarak harcayabiliriz. Ama gerçekte değiştirebileceğimiz tek bir kişi vardır: Kendimiz… Sonuç itibariyle zaten bu da yeterli olacaktır.

http://www.angelfire.com/oh4/mystique8/lrose/23.gif

Işıldayan Safir 16-10-2010 05:19 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://sl.glitter-graphics.net/pub/1...wdx5z2khsx.gif

Güzel Bir Şey Düşleyin

Beş yaşındaki kıpır kıpır kızın annesi Ulusal Kadın Örgütü’nün toplantısından yeni dönmüştü. Kadınların potansiyeliyle ilgili kurdukları heyecan verici düşlerin verdiği mutlulukla, kızına büyüyünce ne olmak istediğini sordu. Küçük Lisa çabucak yanıtladı: “Hastabakıcı.”

Hastabakıcılığın bir kadın mesleği olarak düşünüldüğü bir dönem vardı ve bu cevap anneye pek de tatmin edici görünmedi. Ne de olsa bir kadın konferansından henüz dönmüştü.

“İstediğini olabilirsin” diye hatırlattı kızına. “avukat olabilirsin, cerrah, bankacı, ülkenin başkanı, her şey…”

“Her şey mi?” diye sordu Lisa.

“Her şey” diye gülümsedi annesi.

“Tamam” dedi Lisa. “O zaman At olmak istiyorum.”

Lisa’nın hayaline biraz çeki düzen vermek gerekebilir ama bunun için daha çok zaman var. Gelecekle ilgili hayal kurmayı ne zaman bırakırız? Ne zaman geçmişteki hayallerin tekrarına razı oluruz?

Belki Lisa’nın düşlerinin biraz olgunlaşmasına ihtiyaç var ama At olmak isteyen beş yaşındaki bir çocuğun iyimserliğine sahip olmayı mı yeğlerdiniz, yoksa umutsuzlukla “Benden hiçbir şey olmaz” diyen bir yetişkinin kötümserliğini mi?

Teddy Roosevelt şöyle demişti: “Gözleriniz yıldızlarda olsun, ayaklarınız da yerde.” Hayalleri gerçekleştirmenin yolu işte budur. Her şey gözlerinizi yukarıya kaldırıp güzel bir şey düşlemekle başlar.


http://sl.glitter-graphics.net/pub/8...bp8a9ahe4k.gif

Işıldayan Safir 16-10-2010 05:29 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://img224.imageshack.us/img224/3671/bloem5yr2.gif

Ne İçin Dua Edersiniz?

Mahatma Gandhi’nin cesaret hakkındaki sözlerini sık sık hatırlarım. Gandhi, Hindistan’ın özgürlük mücadelesinin önderiydi. Britanya İmparatorluğu’nu tek bir kurşun bile atmadan dize getirmekle hatırlanan bir adam.

Cesaretinin nereden geldiğinden söz ederken, bir keresinde güney Afrika’da olan bir olayı anlatmıştı. Özellikle Hintlilere karşı olan bir yasaya muhalefet etmek için Gandhi, Güney Afrika’ya gitmişti. Yolculuk ettiği gemi limana vardığında kendisini linç etme niyetini açıkça dile getiren düşmanca tavırlı bir çete tarafından karşılanmıştı. Gandhi’ye kendi güvenliği için güvertede kalması salık verildi. Ama o yine de sahile çıktı.

Daha sonra kendisine neden böyle tehlikeli bir karar verdiği sorulduğunda şöyle açıkladı: “Ciddi biçimde taşlandım, tekmelendim ve dövüldüm. Ama zaten güvende olmak için değil, bu çeteyle yüzleşebilmek için gerekli cesarete sahip olmak için dua etmiştim. Cesaretim geldi ve umudumu boşa çıkarmadı.

Yalnızca güvenlik, sağlık ve korunma için mi dua ediyorsunuz? Yoksa aynı zamanda her ne olursa olsun bunu göğüsleyebilme cesareti için de mi? Eninde sonunda sağlığınız bozulacak, bir kötülük, hastalık ve hatta ölümden bile kurtuluş umudunuz kalmayacak. Ama yaşam ne getirirse getirsin, Tanrı’dan onunla başa çıkma gücü isterseniz, bu cesaret sizi yüzüstü bırakmaz.

http://img224.imageshack.us/img224/3671/bloem5yr2.gif

Işıldayan Safir 16-10-2010 05:38 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://i147.photobucket.com/albums/r...03/Flowers.gif

Durdurulamaz

200 yöneticinin bulunduğu bir gruba, kişiyi başarılı kılan şeyin ne olduğu soruldu. Grubun %80’i hevesi en önemli nitelik olarak listenin başına koydu. Beceriden daha önemli, eğitimden daha önemli, hatta tecrübeden bile daha önemli…

Suyun, lokomotifi çalıştıracak buharı üretebilmesi için önce kaynaması gerekir. Buhar makinesi, buhar göstergesi 212 dereceyi göstermeden, treni bir milim bile oynatamaz. Aynı şekilde hevesi olmayan bir insan da aslında hayatın çarkını ılık suyla döndürmeye çalışmaktadır. Sonuç şudur: O kişi stop eder.

A.B. Zu Tavern, hevesin pildeli elektrik olduğunu söyler. O havadaki enerji, ateşteki sıcaklıktır. Yaşayan her şeyde nefestir. Başarılı insanlar, yaptıkları şeye hevesli ve istekli olan insanlardır. İyi işler asla duygu katılmadan yapılmaz. “Ne olursa olsun, her şeye biçim vermek için ısıya gereksinim vardır. Her büyük başarı yanan bir yüreğin hikayesidir.” der Tavern.

Yeterli beceriniz, eğitiminiz ve tecrübeniz olabilir. Şimdi, bu değerlere bir de hevesi ekleyin ve gerçekten durdurulamaz biri olun!

http://i147.photobucket.com/albums/r...03/Flowers.gif

Işıldayan Safir 16-10-2010 05:49 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://i013.radikal.ru/0903/b6/4422ea60c6a2.gif

Örnek Alın!

Aşağıdaki yaşanmış hikaye insanlar hakkındaki evrensel bir gerçeği gösteriyor. En iyi taklit ederek öğreniriz.

Başkan Calvin Coolidge bir keresinde memleketinden arkadaşlarını Beyaz Saray’da yemeğe davet etmişti. Yemek adabından emin olamayan misafirler başkanı taklit etmeye karar verdiler. Hangi çatal bıçağın kullanıldığını, neyi ne zaman yediğini dikkatle izlediler.

Stratejileri kahve ikram edilene kadar başarılı gitti. Coolidge fincanına biraz kahve koydu. Onlar da aynısını yaptılar. Başkan şeker ve krema ekledi. Misafirleri de koydular. Sonra başkan yere eğilip fincanı kedinin önüne koydu!

Coolidge’nin doğduğu kasabanın sakinleri gibi biz de en iyi taklit ederek öğreniriz. Çocuklar küçükken anne babalarını gözlemleyerek öğrenirler ve biraz daha büyüdüklerinde arkadaşlarının yaptıklarını yaparak… Televizyon ve sinema karakterlerine bakarak gerçek insanların yaşamlarını olduğu gibi öğrenirler. Yetişkinler en iyi işledikleri bir kişilik özelliğini veya beceriyi modelleme yaparak öğrenirler.

Belki de sosyal becerilerinizi geliştirmek istiyorsunuz. Ya da organize etmeyi, bir ürünü satmayı ya da bir çocukla iletişim kurmayı istiyorsunuz. Kişilik özelliklerinin ve becerilerin hepsi öğrenilebilir. Sadece ona sahip olan birisini bulun ve örnek alın. Ve iyi yanı da şu: Bunu her gün yapabilirsiniz.

http://i013.radikal.ru/0903/b6/4422ea60c6a2.gif

Işıldayan Safir 16-10-2010 06:00 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://sl.glitter-graphics.net/pub/1...un4ri81n5z.gif

Bakış Açınız Ruh Halinizi Belirler

Hayattaki bazı şeylerden farklı olarak bakış açımızı kendimiz seçebiliriz. Bazen mutluluğun yalnızca seçtiğimiz tavırların bir sonucu olduğunu hatırlamaya ihtiyacımız vardır.

Bugün erken kalktım. Saat gece yarısını vurmadan önce yapmam gerekenlerin heyecanını duydum içimde. Yerine getirmem gereken sorumluluklarım var bugün. İşim bugün nasıl bir gün geçireceğime karar vermek.

Bugün hava yağmurlu diye şikayet edebilirim ya da çimler bedavaya sulanıyor diye müteşekkir olabilirim.

Bugün daha çok param yok diye üzülebilirim veya bütçem alımlarım daha akıllıca planlamama teşvik ettiği ve beni müsriflikten uzak tuttuğu için memnun olabilirim. Bugün sağlığımdan yakınabilirim veya hala hayatta olduğum için sevinebilirim.

Bugün büyürken ailemin bana vermediği bütün o şeylerin yasını tutabilirim ya da benim doğmama izin verdikleri için minnettar olabilirim.

Bugün güllerin dikeni var diye ağlayabilirim ya da dikenlerin gülleri var diye bayram edebilirim.

Bugün arkadaşlarım yok diye kederlenebilirim veya heyecanla yeni ilişkiler keşfetmek için bir çabaya girebilirim.

Bugün işe gitmek gerektiği için sızlanabilirim ya da bir işim olduğu için mutluluktan haykırabilirim.

Bugün okula gitmem gerektiği için ah vah edebilirim ya da şevkle zihnimi açıp içini zengin bilgilerle doldurabilirim.

Bugün ev işi yapmak zorunda olduğum için keyfimi kaçırıp söylenip durabilirim ya da Tanrı benim aklım, bedenim ve ruhuma barınak sağladığı için şeref duyabilirim.

Bugün önümde biçimlendirmeyi bekleyen pek çok şey var ve ben de ona biçim veren heykeltıraş gibiyim. Bugünün nasıl olacağı bana kalmış.

Nasıl bir gün geçireceğimi ben seçerim!

http://sl.glitter-graphics.net/pub/1...un4ri81n5z.gif

Işıldayan Safir 16-10-2010 06:12 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://img78.imageshack.us/img78/4196/divj9nyrju4.gif

Hep İstemişimdir!

Yaşlı bir maden arayıcısı küçük bir kasabaya girer. Yüksek sesle bağırıp çağıran pis ve oldukça sarhoş bir kovboy gelir yanına. Kovboy silahını yaşlı madenciye doğrultur ve sorar.

“Moruk, dans etmeyi biliyor musun?”

“Hayır.” Diye cevaplar madenci.

“Öğrensen iyi olur” der kovboy. Yaşlı adamın ayaklarında tozu dumana katar ve dans etmeye başlar yaşlı adamcağız. Biraz sonra kurşunlar biter. Yaşlı madenci atının semerine uzanıp kesik namlulu bir çifte çıkarır.

“Evlat” der. “Hiç katır öpmüş müydün?” Önce çifteye, sonra da katırın kuyruğunun gövdesiyle birleştiği noktaya bakan kovboy mesajı alır.

“Hayır” der. “Hiç katır öpmemiştim. Ama bunu hep istemişimdir!”

Gerçek hayatta arzu, başkaları tarafından size verilebilecek bir şey değildir. Arzu insanın içinden gelir. Kimse bizi önemli bir şey istemeye zorlayamaz. Eğer kendimizi geliştirmek istediğimize karar verirsek, eğer maneviyatı yüksek bir hayat ya da daha sağlıklı bir vücut istersek, o zaman bu istek kendi içimizden gelmeli. Kimse bizi bunlara isteklendiremez ve aynı zamanda, hiçbir şey yeterli arzu olmadan gerçekleşmez.

Şöyle derler: “İstek, iradeyi gerektirir.” Eğer çok isterseniz onu gerçekleştirmenin bir yolunu mutlaka bulursunuz. Ama isteği içinizde arayın, çünkü bulunması gereken yer orası. İçinizdeki arzu değerli bir şeyleri başarmanın ilk adımı olacaktır.

http://img78.imageshack.us/img78/4196/divj9nyrju4.gif

matri 16-10-2010 06:17 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
Alıntı:

Zerynthia Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 773665)


Güzel Bir Şey Düşleyin

Beş yaşındaki kıpır kıpır kızın annesi Ulusal Kadın Örgütü�nün toplantısından yeni dönmüştü. Kadınların potansiyeliyle ilgili kurdukları heyecan verici düşlerin verdiği mutlulukla, kızına büyüyünce ne olmak istediğini sordu. Küçük Lisa çabucak yanıtladı: �Hastabakıcı.�

Hastabakıcılığın bir kadın mesleği olarak düşünüldüğü bir dönem vardı ve bu cevap anneye pek de tatmin edici görünmedi. Ne de olsa bir kadın konferansından henüz dönmüştü.

�İstediğini olabilirsin� diye hatırlattı kızına. �avukat olabilirsin, cerrah, bankacı, ülkenin başkanı, her şey��

�Her şey mi?� diye sordu Lisa.

�Her şey� diye gülümsedi annesi.

�Tamam� dedi Lisa. �O zaman At olmak istiyorum.�

Lisa�nın hayaline biraz çeki düzen vermek gerekebilir ama bunun için daha çok zaman var. Gelecekle ilgili hayal kurmayı ne zaman bırakırız? Ne zaman geçmişteki hayallerin tekrarına razı oluruz?

Belki Lisa�nın düşlerinin biraz olgunlaşmasına ihtiyaç var ama At olmak isteyen beş yaşındaki bir çocuğun iyimserliğine sahip olmayı mı yeğlerdiniz, yoksa umutsuzlukla �Benden hiçbir şey olmaz� diyen bir yetişkinin kötümserliğini mi?

Teddy Roosevelt şöyle demişti: �Gözleriniz yıldızlarda olsun, ayaklarınız da yerde.� Hayalleri gerçekleştirmenin yolu işte budur. Her şey gözlerinizi yukarıya kaldırıp güzel bir şey düşlemekle başlar.

cocuklar o kadar ilgincki, benim oglum 4 yasinda supermen olmak istiyordu, 5 yasinda ise kadin doktoru :)))

simdi 6 yasina geliyor ve copcu olmak istiyor :)))))

Işıldayan Safir 16-10-2010 06:22 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://sl.glitter-graphics.net/pub/3...uuympmwsqv.gif

Affedici Olmak

Kaseti “Living Faith”te Başkan Jimmy Carter affediciliğin hayatındaki temel bir öğe olduğunu anlatır. Der ki; kafasında affedileceğine dair bir düşüncesi olmasaydı, kendi hatalarıyla yüzleşmesi imkansız olurdu. Bu kendi kendini affetmeyi bile içerir.

Hem kendisinin, hem de eşi Rosalyn’in hatalı olduklarını kolay kolay kabul etmeyen “Güçlü iradeli” kişiler olduklarından bahseder.

Bir gün, oldukça şiddetli geçen bir tartışmadan sonra Carter, bir günü daha birbirlerine kızgın olarak geçirmeye dayanamayacağına karar verir. Böylelikle dışarı çıkıp marangozhaneye gider ve ceviz ağacından banka çeki büyüklüğünde bir parça keser. Üzerine şu sözleri yontar: “Bir şey için özür dilemek ya da benim özrümü kabul etmek istersen bu plakayı bana ver. Sonsuza kadar böyle sürsün.” O akşam bu plakayı Rosalyn’e verir. O günden sonra, Rosalyn Bu yazıyı ne zaman kendisine verse, onu kabul edip gerekeni yaptığını anlatır.

Bu yazıyla Carter ikisi arasında bir affedicilik havası yaratmıştır. Affedileceğimizi bilmesek kendi hatalarımızı çabucak kabul eder miydik? Ve en yakın ilişkilerimiz ne kadar sağlıklı olurdu eğer her iki tarafta af dilemekten korksaydı ya da özrünü kabul etmeye istekli olmasaydı?

Affedici olmak mutluluğun çok önemli bir parçasıdır.

http://sl.glitter-graphics.net/pub/3...uuympmwsqv.gif

Işıldayan Safir 16-10-2010 06:30 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://sl.glitter-graphics.net/pub/4...jrpduvik33.gif

Sonraki Adım

Sürekli oğlunun kıyafetlerini yerden toplamaktan usanan anne sonunda şöyle bir kural getirdi. Yerden toplamak zorunda kaldığı her kıyafet başına oğlu 25 cent vermek zorundaydı. Haftanın sonunda çocuğun annesine olan borcu 1.50 dolar olmuştu. Anne parayı, akabinde 50 cent bahşiş ve bir notla birlikte aldı. “Teşekkürler anneciğim, böyle devam et!”

Sanırım çocuk soruna sıkıntısız bir çözüm bulmuş, aynı zamanda kendisini disipline sokmanın bir yolunu da bulmuş. Tabii odayı toplamak büyük ihtimalle kendisinin değil, annesinin amacıydı ama tüm sorumlu ebeveynler gibi annesi ona öz disiplinin değerini öğretmeye çalışıyordu.

Pek çok insanın hedefleri olmasına rağmen, pek azı bu hedeflere ulaşmak için gerçekçi planlar yapar. Ve bunların yalnızca %2’si veya %3’ünün bu planları uygulamak için gerekli öz disiplini vardır. Neyi başarmaya çalışıyorsunuz? Sonraki adımı bugün atacak mısınız?

http://sl.glitter-graphics.net/pub/4...jrpduvik33.gif

Işıldayan Safir 16-10-2010 06:40 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://sl.glitter-graphics.net/pub/6...q5jaigt1eg.gif

Gerçek Aşk

Aşkı tutkuyla karıştırmak ne kadar da kolaydır!

Bir baba ilk gençliğinde olan oğlu için şöyle söylemiş: “Aşık mı yoksa azgın mı bilemiyorum!” birisine hissedilen çekim, mevsimlerden daha hızlı biçimde değişebilir ama gerçek anlamda aşk bu duygulardan daha güçlü bir şeydir.

Aşk, Bay ve Bayan Strauss’un paylaştığı şeydir işte. Bayan Isadore Strauss 1912’de Titanic’le seyehat eden 1. sınıf kadın yolculardan bir tanesiydi ve boğularak öldü. Çünkü eşini terk etmeyi kabul etmedi.

Gemi batarken, o panikte soğukkanlı kalmayı başardılar. İkisi de kurtarma botlarında (filikalarda) yer bulmaları için kadınlara ve çocuklara yardım ettiler. Sonunda, eşini sürekli olarak botlardan birinde yer bulması için zorlayan Mr. Strauss, eşini bir tanesine bindirdi. Bir an için bayan Strauss oturmuştu ancak aniden yerinden fırlayıp eşinin durdurmasına fırsat vermeden tekrar gemiye tırmandı. Eşinin kolunu yakaladı, ona sokuldu ve şöyle dedi: “Çok uzun süredir birlikteyiz. Artık yaşlandık. Nereye gidersen git, ben de gelirim.”

Onlar için gerçek aşk, bağlılık ve sadakatti. Ve özveriydi. Herkes böyle bir aşkı çok istese de bulamaz. Ama bağlılığın ve sadakatin bulundu bir aşk başka alanlarda yakalanabilir. Böyle bir aşk gerçek adanmışlığın kalbinde var olur. Bu mutlu insanların yaşamlarının etrafında kurduğu bir gerçektir.

http://sl.glitter-graphics.net/pub/6...q5jaigt1eg.gif

cadi_bm 16-10-2010 06:44 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
Alıntı:

Zerynthia Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 773671)


Bakış Açınız Ruh Halinizi Belirler

Hayattaki bazı şeylerden farklı olarak bakış açımızı kendimiz seçebiliriz. Bazen mutluluğun yalnızca seçtiğimiz tavırların bir sonucu olduğunu hatırlamaya ihtiyacımız vardır.

Bugün erken kalktım. Saat gece yarısını vurmadan önce yapmam gerekenlerin heyecanını duydum içimde. Yerine getirmem gereken sorumluluklarım var bugün. İşim bugün nasıl bir gün geçireceğime karar vermek.

Bugün hava yağmurlu diye şikayet edebilirim ya da çimler bedavaya sulanıyor diye müteşekkir olabilirim.

Bugün daha çok param yok diye üzülebilirim veya bütçem alımlarım daha akıllıca planlamama teşvik ettiği ve beni müsriflikten uzak tuttuğu için memnun olabilirim. Bugün sağlığımdan yakınabilirim veya hala hayatta olduğum için sevinebilirim.

Bugün büyürken ailemin bana vermediği bütün o şeylerin yasını tutabilirim ya da benim doğmama izin verdikleri için minnettar olabilirim.

Bugün güllerin dikeni var diye ağlayabilirim ya da dikenlerin gülleri var diye bayram edebilirim.

Bugün arkadaşlarım yok diye kederlenebilirim veya heyecanla yeni ilişkiler keşfetmek için bir çabaya girebilirim.

Bugün işe gitmek gerektiği için sızlanabilirim ya da bir işim olduğu için mutluluktan haykırabilirim.

Bugün okula gitmem gerektiği için ah vah edebilirim ya da şevkle zihnimi açıp içini zengin bilgilerle doldurabilirim.

Bugün ev işi yapmak zorunda olduğum için keyfimi kaçırıp söylenip durabilirim ya da Tanrı benim aklım, bedenim ve ruhuma barınak sağladığı için şeref duyabilirim.

Bugün önümde biçimlendirmeyi bekleyen pek çok şey var ve ben de ona biçim veren heykeltıraş gibiyim. Bugünün nasıl olacağı bana kalmış.

Nasıl bir gün geçireceğimi ben seçerim!


Ellerine sağlık, süper süper,süperrr hepsii ;)) Ama en çok bunu sevdimmm :))

Işıldayan Safir 16-10-2010 06:58 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://img132.imageshack.us/img132/3084/84709850uo5.gif

Sevdiklerinize Verebileceğiniz ve Değeri Parayla Ölçülmeyen Hediyeler

Bu basit liste, çevrenizdekilerle ilişkilerinizin ne kadar kaliteli olduğunu anlamanızı sağlayacaktır.

Dinlemek

Ama gerçekten dinlemek; konuşmayı kesmeden, başka şeylere dalmadan, vereceğiniz cevabı düşünmeden… Sadece dinlemek…

İlgilenmek

Sarılmakta, öpmekte, sırtını sıvazlamakta ve ellerini tutmakta cömert olun. Bu küçük hareketlerin, ailenize ve arkadaşlarınıza duyduğunuz sevgiyi göstermelerine izin verin.

Güldürmek

Karikatürler toplayın, sevdiğiniz makaleleri ve komik hikayeleri çevrenizdekilerle paylaşın. Bu karşınızdakine ‘Seninle birlikte gülmeyi seviyorum.’ mesajı verir.

Yalnız Bırakmak

Bazen, yalnız kalmaktan daha iyi hiçbir şey olmadığını düşündüğümüz anlar olur. Çevrenizdekilerin böyle anlarında duyarlı olmaya çalışın ve onlara yalnız kalma hakkı tanıyın.

İyilik Yapmak

Her gün, normal yaptıklarınızın dışına çıkarak, bir iyilik yapmaya çalışın.

Küçük Notlar Yazmak

Bu basit bir ‘Her şey için teşekkürler’ yazısı da olabilir, upuzun bir şiir de. El yazısıyla yazılmış küçücük bir not, bir ömür boyu akılda kalabilir.

Güzel Sözler Söylemek

‘Kırmızı sana çok yakışmış’ ‘Çok iyi iş başardın’ veya ‘Yemek harika’ gibi basit ve etkili bir cümle bir insanın bütün gününü mutlu geçirmesine sebep olabilir.

Mutlu Olduğunu Hissettirmek

Kendini iyi hissetmenin en kolay yolu, başka birine güzel bir duyguyu yaşabilmektir.

Unutmayın ki; ilişkilerine önem veren insanlar, dolu ve mutlu bir hayat inşa edebilirler.

http://img132.imageshack.us/img132/3084/84709850uo5.gif

Işıldayan Safir 16-10-2010 07:15 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://img81.imageshack.us/img81/7008/43jn7.gif

Bugün Yapın

İsviçreli bir bayan, ABD’de bir iç hat uçuşunda başından geçenleri anlatmıştı.

Uçuş sırasında akşam yemeği servis edilince, kadın ilk olarak tatlısını –nefis görünümü olan bir çikolatalı pasta- açar ve üzerine bolca tuz ve biber eker. Uçuş görevlisi şok bir halde bayana ‘Aman Tanrım, tatlınıza tuz ekiyorsunuz’ der.

‘Ama’ der kadın, ‘bu beni onu yemekten alıkoyuyor.’

İçindeki inanılmaz tahrik duygusunu bastırmak için bayanın bulduğu bir yol… Ama yaşamın başka alanlarında, içimizdeki tahrik duygusunu bastırmamız bu kadar kolay olmayabilir. Mesela bugün ‘kendimizi pek iyi hissetmediğimiz’ için, gerçekten yapmamız gereken egzersizleri yapmamak için tahrik olabiliriz. ‘Gerçekten bırakmak istememize’ rağmen, vazgeçemediğimiz bir huyumuz ya da alışkanlığımıza o gün teslim olabiliriz. O hep planladığımız, neredeyse başlayacağımız okumaya hiç başlayamayız ya da hep kayıt olmayı düşündüğümüz o müzik kursuna bir türlü kayıt olmayız. Bunları gerçekten yapmak istiyoruzdur aslında ama tek sorun ertelemeye duyduğumuz o yoğun tahriktir.

Peki bir şeyi gerçekten yapmak istiyorsak, başlamak için bugünden daha güzel bir gün olabilir mi?

Tahrik öyle bir şey ki; fırsat sadece bir kez kapımızı çalar ama bizi yerimizde saymaya iten tahrik duygusu yıllarca bıkmadan usanmadan kapımızı tekmeler.

http://img81.imageshack.us/img81/7008/43jn7.gif

Işıldayan Safir 16-10-2010 07:27 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://img524.imageshack.us/img524/7530/21en1.gif

Zamanı Dolu Geçirmek

Charles Francis Adams, Lincoln dönemindeki ABD’nin İngiltere Büyükelçisiydi. Adams’ın günlük tutma gibi bir alışkanlığı vardı. Kendisi gibi, oğlu Brooks’a da o gün yaptığı şeyleri yazmanın ne kadar önemli olduğunu öğretmişti.

Küçük Brooksi kendisi için bir anı özelliği taşıyan ve devam eden 40 yıl boyunca o günün her yıl dönümünde, yaşadıklarını tekrar tekrar hatırlayacağı güzel bir günün ardından, günlüğüne şunları yazdı:

“Bugün babamla balığa gittik, hayatımın en mutlu günüydü.”

Oğlu için hep özel bir anı olarak hatırlanacak, balığa çıktıkları o günü babası da aynı şekilde günlüğüne geçirmişti:

“Bugün oğlumla balığa gittik. Bir gün daha boşa geçti.”

Ancak oğlu tarafından hayatımın en güzel günü diye anılan ve kendisinin boşa geçmiş zaman diye nitelendirdiği o günün, aslında yaşadığı en güzel gün olduğunu hiç öğrenebilmiş miydi? Bir büyükelçi olarak, zamanının çok değerli olduğunu düşünüyor olmalıydı. Ama günlüklerde yazan cümleler gösteriyor ki; oğluyla geçirdiği o tek gün belki de hayatının en verimli günüydü.

Buradan çıkan ve kendimize sormamız gereken soru şudur:

Bugünü bizim için önemli yapan şey nedir?

http://img524.imageshack.us/img524/7530/21en1.gif

Işıldayan Safir 16-10-2010 07:59 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://img143.imageshack.us/img143/9214/zen20kg8.gif

Değişimi Yakalayın

Hemen hemen her şeyin mümkün olabileceği bir çağda yaşıyoruz. Düşünün ki, Sadece bir dakika önce dünyanın öbür ucundan size yazılmış bir mesaj ıhemen okuyabiliyorsunuz.

Yoğun bir iş günü, Philadelphia Havaalanı’nda çalışan görevli çalan telefonu kaldırır, telefondaki ses Philadelphia’dan Phoneix’e gitmek ne kadar sürer? Diye sorar.

Görevli o sırada başka bir müşteri ile görüşmektedir ve arayan şahsı beklemeye almak için ‘Bir dakika’ der.

Tam bekletme tuşuna basacakken telefondaki ses ‘Teşekkür ederim’ der ve telefonu kapatır.

Dünyamız o kadar hızlı değişiyor ki; artık her şeyin mümkün olduğuna inanabiliyoruz. Bazı insanların, dünyada olabilecek tüm değişimlerin gerçekleştiğini ve bundan sonra dünyanın hep bu haliyle kalacağını düşündüklerini duyuyorum. Hiç sanmıyorum. Bence artık değişmeyen bir şey varsa, o da sürekli değişimdir.

Tıbbi gelişmeler ve teknolojik buluşlar gibi değişimler gerçekten çok yararlı. Ama değişimler iyi olsalar bile başlangıçta bizi huzursuz ederler.

Geçmişten beri hızla değişen bu dünyaya direniyor musunuz? Yoksa değişimi kucaklıyor ve ona alışmaya mı çalışıyorsunuz? Geçirdiği tüm değişimlerle, öncelikle dünyanın hala yaşamak için heyecan verici bir yer olduğuna inanmalıyız. Çünkü, değişime karşı aldığınız tavır, mutluluğu yakalamanızı sağlayacak en belirleyici etkenlerden biridir.

http://img143.imageshack.us/img143/9214/zen20kg8.gif

Işıldayan Safir 16-10-2010 08:19 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://sl.glitter-graphics.net/pub/5...si00iwuoyb.gif

Şükran

Dr. Fulton Oursler’in, çocukluğunda kendisine bakan yaşlı kadını sürekli anlatıp durmasının sebebini çok sonraları anladım.

Anna, kölelik kaldırıldıktan sonra, Ourler ailesi tarafından işe alınan eski bir köleydi. Dr. Oursler, onu mutfakta oturmuş ellerini havaya kaldırmış ve gözleri yukarıya kenetlenmiş bir halde hep aynı sözleri söylerken hatırladığını söylerdi: “Tanrım, verdiğin nimetler için şükürler olsun sana.”

Bir gün Fulton sürekli bahsettiği nimetlerin ne olduğunu sorduğunda, Anna, nimetlerin, yediklerimiz ve içtiklerimiz olduğunu anlattı.

“Tanrıya teşekkür etsen de etmesen de, her zaman yiyecek ve içeceğimiz olacak, neden her gün teşekkür ediyorsun ki?” diye sormuştu Fulton.

“Doğru haklısın. Her zaman yiyecek ve içeceğimiz olacak ama şükran duyduğumuz zaman daha lezzetli oluyorlar.” Diye cevap verdi Anna ve Fulton’a şunları anlattı:

Anna daha küçük bir kızken, yaşlı bir rahip ona her şeyde minnet duyacak bir şeyler aramasını söylemişti. Bunun için, Anna her sabah kalkar kalkmaz, kendisine “Bugün ilk olarak neye minnettar olabilirim?” diye sormaya başladı. Mesela bazı sabahlar erken saatlerde mutfaktaki kahvenin kokusu odasına kadar geliyordu. Böyle sabahlarda, o nefis aroma kokusunu içine çeker çekmez “Kahve için teşekkür ederim Tanrım ve bu muhteşem koku için de teşekkür ederim” diyordu kendi kendine.

Genç Fulton yıllar sonra büyüdü ve evden ayrıldı. Bir gün Anna’nın ölüm döşeğinde olduğunu belirten bir mesaj aldı. Eve döndüğünde, tıpkı yıllar önce sürekli mutfakta gördüğü gibi, bu kez yatakta ellerini yukarı kaldırmış halde dua ederken buldu onu.

Fulton, Anna’nın böyle bir zamanda bile bir şeylere minnet duymasına gerçekten çok şaşırmış ve minnet duyduğu şeyin ne olduğunu merak etmişti. Tam o sırada Anna sanki genç Fulton’un aklını okumuş gibi, gözlerini açtı ve yatağının çevresine dizilmiş kendisine sevgiyle bakan yüzleri izledi. Sonra gözlerini tekrar kapattı ve usulca mırıldandı:

“Tanrım bana bağışladığın tüm dostlar için teşekkür ederim sana.”

Dr. Oursler, Anna’nın her şeyde minnet duyabilecek bir şey bulabilmesindeki o inanılmaz yeteneğinden çok etkilendi ve hayatı boyunca bunu unutmadı. Bu akıllı kadın, ona hayata hayata dair, çoğu insanın hiçbir zaman öğrenemediği bir şeyi öğretmişti:

Anna, Dr. Oursler’e hayatta nasıl mutlu olunacağını öğretmişti…

http://sl.glitter-graphics.net/pub/5...si00iwuoyb.gif

Işıldayan Safir 16-10-2010 10:05 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://sl.glitter-graphics.net/pub/1...ttgns6su2x.gif

Paraşütünüzü Kim Hazırlıyor?

Charles Plumb Vietnam’da da uçmuş, ABD Hava Harp Okulu mezunu bir pilottu. Savaş sırasında yaptığı 75. uçuşta, yerden havaya atılan güdümlü bir füze tarafından vuruldu. Derhal kendini fırlatıp, paraşütle ormanın içine düştü. Kısa bir süre sonra Vietkonglar tarafından yakalandı ve tam 6 yıl Kuzey Vietnam’da esir olarak tutuldu. Bugün, Charles Plumb yaşadığı bu tecrübe hakkında insanlara ders vermektedir.

Bir gün, Charles ve karısı restoranda yemek yerlerken bir adam masalarına yaklaşır ve şaşkınlık içinde çığlık atar:

“Aman Allahım! Sen Plumb’sın. Vietnam’da jet pilotuydun. Kitty Hawk havaalanından. Uçağın düşmüştü!”

“Evet ama sen nereden biliyorsun bunu?” der eski pilot Plumb.

“Biliyorum, çünkü uçuş öncesi senin paraşütünü ben hazırlamıştım.”

Plumb hayretler içindedir. Adam elini Plumb’ın omzuna atar:

“Anladığım kadarıyla paraşüt işe yaramış.”

Plumb evet anlamında kafasını sallar. “eğer işe yaramasaydı şu anda burada değildim.”

Plumb o gece, restoranda masaya gelen adamı düşünmekten uyuyamaz. Savaş sırasında çoğu kez gördüğü bu adamla bir kez olsun konuşmadığını düşünür. Çünkü o bir savaş pilotu, adamsa paraşüt hazırlayan basit bir askerdir sonuçta. Oysa o basit asker, uzun tahta bir masada saatlerini harcayarak dikkatle katladığı paraşütlerle, her seferinde hiç tanımadığı bir insanın kaderini ellerinde tutuyordu.

Bu olaydan sonra verdiği tüm derslerde Plumb dinleyicilere ilk olarak hep aynı soruyu sormaya başladı:

“Paraşütünüzü kim hazırlıyor?”

Tüm hayatı boyunca ihtiyaç duyduğumuz her şeyi bir başkasının hazırladığı biz modern dünyanın insanlarına sorulabilecek en anlamlı sorulardan biri de bu belki de… Yaşamaya devam etmemizi sağlayan sayısız paraşütler var hayatımızda, her defasında bir başka insanın bizim için hazırladığı; maddi paraşütler, manevi paraşütler, duygusal paraşütler, ruhsal paraşütler…

Sahip olduğunuz en büyük yeteneği kim kazandırdı size veya düşünce yapınızı kim şekillendirdi? Kimler size moral verdi zor zamanlarınızda ya da hayata dair manevi değerlerin farkına varmanızı sağladı? Hayatınız boyunca, paraşütünüzü hazırlayan kimlerdi? İşte onlar hayatımızı borçlu olduğumuz insanlardır.

Peki siz kimlerin paraşütünü hazırlıyorsunuz, öldükten sonra arkanızda ne bırakacaksınız, hiç düşündünüz mü?


http://sl.glitter-graphics.net/pub/1...ttgns6su2x.gif

Işıldayan Safir 16-10-2010 10:21 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://sl.glitter-graphics.net/pub/1...lre4ao64ww.gif

Güven Önemlidir

Belki hatırlarsınız, bara bira içmeye gelen iki adam hakkında anlatılan bir hikaye vardır. Adamlardan birisi ilk birasını içtikten sonra kapağını kasaya fırlatır.

“Bu da ne?” diye sorar barmen.

Öbür adam barmeni kenara çeker ve fısıldar: “Bu adam benim amcamdır. Biraz kafası karışık bu aralar. Ters bir şey söyleme, idare et olur mu? Ben daha sonra hesabı ödeyeceğim.”

Barmen kabul eder. Adam biraları devirmeye devam eder. Ta ki; barmen öbür adamın yanına gidip “Kapatıyoruz, hesabı nasıl ödeyeceksin? diyene kadar…

Adam “Kaç tane bira kapağı topladın?” diye sorar.

“24”

“Tamam” der adam. “Mezarını kazdırabilmem ve seni gömmem için yeterli paran var mı?”

Bu hikaye pek değerli olmasa da, kime güvenmemiz gerektiği sorusunu gündeme getiriyor. İş hayatımızda herkes kuyumuzu kazar, aşk hayatımızda yanarız. Çok sıkı dostlarımız bile bir gün bizi yarı yolda bırakabilir, sevgilimiz aldatabilir, tanıştığımız yeni insanlar sonunda bizi düş kırıklığına uğratabilir. Öyleyse en iyisi hiç kimseye güvenmemek mi o zaman? Veya hiç kimseye güvenmemek mutsuz olmamak için bulduğumuz bir çözüm müdür?

Doğru olan şu ki; sağlıklı ve mutlu bir yaşam ancak ve ancak çevremizdekilere güven duyduğumuz bir atmosferde gerçekleşebilir. Gerçekten mutluluğu yakalamış olan insanlar bilirler ki; güven soluduğumuz hava kadar hayati bir şeydir. Onlar arkadaşlıkların hep süreceğine, aşkın kaderimiz olduğuna ve yeni tanıdığımız insanların bize yeni heyecanlar katacağına inanırlar.

Doğrusu çoğu zaman da haklı çıkarlar!

http://sl.glitter-graphics.net/pub/1...lre4ao64ww.gif

Işıldayan Safir 16-10-2010 10:38 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://img95.imageshack.us/img95/7098/fleur033bk1.gif

En İyi Öğretmen

Teknoloji ve bilgisayarlar, Ross Perot'un zengin bir adam olması sağladı. Ama onu yetiştiren ve bugünlere gelmesini sağlayan ne bir üniversite profesörü ne de bir bilgisayar uzmanıydı. Ross’un en iyi öğretmeni, bilgisayar çağı başlamadan çok daha önceleri onu hayata hazırlayan annesiydi.

Ross, annesine dair ufak tefek ama bugün cömertlik ve yardımseverlik gibi değerli vasıflara sahip olmasını sağlayan pek çok öğretici olay hatırlıyor.

Büyük Buhran zamanında, evsizler gün aşırı kapılarını çalar ve yiyecek bir şeyler isterlerdi. En sonunda evsizlerin, çevrede onlarca ev olmasına rağmen sürekli kendi kapılarını çalmalarının sebebini anladılar. Bir evsiz, evlerinin önündeki çöp tenekesinin üzerine evi işaret eden bir ok çizmiş ve altına da cömert ev yazmıştı. Küçük Ross annesine, isterse yazıyı silebileceğini söylese de annesi her gün kapılarının sürekli çalınacağını bilmesine rağmen Ross’a yazıyı silmemesini söyledi. Ross hayatı boyunca bu ince davranışı unutmadı.

Ross Perot, hayatta sahip olduğu tecrübelerin çoğunu hep annesinin öğrettiğine inandı. Annesi, ona okulda hiçbir zaman öğrenemeyeceği dersler öğretmişti. Öğrettiklerinin, Ross’un hayatına yaptığı etkinin değeri ölçülemezdi.

Aslında sadece Ross değil, hepimiz hayata dair en önemli şeyleri yine yaşadığımız hayatın kendisinden öğrenmiyor muyuz?

http://img95.imageshack.us/img95/7098/fleur033bk1.gif

Işıldayan Safir 16-10-2010 10:52 PM

Cevap: Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir.
 
http://sl.glitter-graphics.net/pub/1...x7t0qb6rce.gif

Onda Bir!

Yaşlı kadın, 50. evlilik yıldönümünde, uzun ve mutlu evliliğin sırrını anlatır kendisini dinleyenlere.

“Evlendiğim gün kocamın, evliliğimin hatrına göz ardı edeceğim on kötü özelliğini listelemeye karar verdim.”

Misafirlerden birisi, listelediği kötü özelliklerden birkaç tanesini saymasını ister.

“Doğrusunu söylemem gerekirse” der yaşlı kadın. “o listeyi hiçbir zaman yapmadım. Ama kocam ne zaman beni çileden çıkaracak bir şey yapsa, içimden ona şanslısın ki; bu listedeki özelliklerden birisi derdim.”

Yaşlı kadın, bir liste yapmamıştı ama ömür boyu mutlu bir evlilik yürütmesini sağlayan bir huy edinmişti: Anlayışlı olmak…

http://sl.glitter-graphics.net/pub/1...x7t0qb6rce.gif


WEZ Format +3. Şuan Saat: 08:51 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.