Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Daha Çok Susama Etkisi (http://www.hayatimdegisti.com/forum/daha-cok-susama-etkisi/)
-   -   sürekli su ihtiyacı (http://www.hayatimdegisti.com/forum/daha-cok-susama-etkisi/762-surekli-su-ihtiyaci.html)

maharishi 31-01-2007 11:58 PM

sürekli su ihtiyacı
 
5 gündür dinliyorum ve bu süre içinde öncekinden çok daha fazla su içmeye başladım. adeta içim kavruluyor ve sürekli su içme ihtiyacı duyuyorum.
üstelik bu durumun, şu soğuk günlerde olması bende şu düşünceye yol açtı: bir çeşit detoks söz konusu ve bu su içme isteği, vücudumun arınma çabasının bir sonucu..
VARDIĞIM BU SONUÇLA İLGİLİ YORUMLARINIZ BEKLİYORUM.
sevgilerle

hayatimdegisti 01-02-2007 09:29 AM

sürekli su ihtiyacı
 
Merhabalar;
Ben şu sıra yeni telkin dinliyorum.Başka konularda değişim için.Dün başağrısı ve mide bulantısı vardı.Sonra geçti.
Sabah uyandığımda dedğiniz gibi şiddetli su içme ihtyacı oluyor.
Zaten vücudumuzun büyük bölümünün su olduğu düşünüldüğünde böyle bir detoks arınma etkisi normaldir.

Benim hissetiğim ancak dile getiremediğim bir şeydi...
Ayrıca bu başlık altında suyun önemi ile ilgili yazılara da yer verelim.Çok önemi br konu çünkü.

hayatimdegisti 01-02-2007 09:31 AM

sürekli su ihtiyacı
 
Su kristalleri ve suyun mucizesi
Masaru EMOTO



"İÇİNDE SU OLAN ŞİŞENİN ÜSTÜNE YAZILMIŞ VEYA SÖZEL SÖYLENMİŞ OLAN SÖZCÜKLER, DÜŞÜNCELER, SUYA ÇALINMIŞ OLAN MÜZİK VEYA OYNATILMIŞ FİLM İLE SUYUN YAPISAL ÖZELLİĞİ DEĞİŞİR."

Yaratıcı Japon bilim adamı Emotonun çalışmasında somut kanıtlarla insanın titreşimsel enerjisinin, düşüncesinin, kelimelerin, fikir ve müziğin, hatta son yaptığı çalışmalarda suya oynatılan filmlerin dahi suyun moleküler yapısını etkilediğini ispat etmiştir. Su bu gezegendeki yaşamın kaynağıdır. Beden bir sünger gibidir ve hücre denilen, sıvı dolu trilyonlarca odacıktan oluşur.

Yaşamımızın kalitesi sıvımızın kalitesi ile direk bağlantı halindedir. Su son derece uyumlu bir maddedir. Fiziksel şekli kolayca bulunduğu ortama adapte olur. Fakat değişen sadece fiziksel şekli değildir, moleküler şekli de değişir. Çevreden aldığı enerji veya titreşimler suyun moleküler şeklini değiştirir. Bu anlamda su sadece görsel olarak çevresel durumu yansıtmaz, aynı zamanda moleküler anlamda da yansıtır.

Bay Emoto görsel anlamda bu moleküler değişimi belgelemekte. Su damlacıklarını dondurup fotoğraf çekme kapasitesi olan bir karanlık alan mikroskobu altında inceliyor. Yapılan çalışmalar çevresel etkilerin suda yarattığı moleküler değişimi açıkça ortaya koymakta.

Bay Emoto dünyanın değişik kaynaklarından alınan ve değişik durumlarda olan suyun kristalize şekillerinde birçok büyüleyici farklılıklar keşfetmiş. Akarsulardan ve kaynaklardan alınan su çok güzel geometrik şekilleri olan kristal desenler gösterirken, sanayi ve yerleşimin yoğun olduğu yerlerden alınmış kirli ve toksik su ve su borularında, depolarda bekletilen durgun su kesin olarak şekilsel bozukluk ve rastgele oluşmuş kristal şekiller oluşturuyor .


http://www.okyanusum.com/images/sutoplu.jpg

Bu fotoğraflar suyun inanılmaz yansıtmalarını gösteriyor. Canlı ve her duygu ve düşüncemize tepki veren bir madde. Suyun, çevresindeki titreşim ve enerjiyi kolayca kopyaladığı açıkça ortada. Su, bir şey söylendiğinde, aktarıldığı anda, anında etkilenmekte.


Fotoğraflardaki dondurulmuş sulara fotoğrafları çekilmeden önce ya sözel olarak veya şişenin üstüne yazılarak resimlerin altındaki kelimeler yüklenilmiş. Suyun kelimelerin manalarının enerjisini kopyalayıp, görüntü olarak verdiği yansımanın gerçekliği şaşırtıcı.

Yapılan araştırmada suya müzik de çalınmış, film de oynatılmış. Örneklerde kelimelerin ve müziğin etkisini görebiliyorsunuz. Film oynatıldığında da korku filmlerinin, şiddet içeren filmlerin kötü bir etkisi olup şekil bozuklukları oluşmuş. (Bu yüzden sizlere bu tarz filmleri hiç seyretmemenizi veya mümkünse hiç olmazsa hemen uykudan önce seyretmemenizi tavsiye ederim. Uykudan hemen önce yapılan şeyler bilinçaltına daha çabuk yerleşir ve etkiler.)

Su hücreler arası bilgi alış-verişini sağlar. Bu şekilde var olabiliyoruz. Sizin gün içinde düşündüğünüz ve söylediğiniz her şey tüm hücrelerinizi etkiler, çünkü bedeninizdeki su bunların enerjisini kopyalayıp hücrelere dağıtır.

Dolayısı ile siz bir bakıma düşündüğünüz ve konuştuğunuz şeyler olursunuz, bedeninizi de etkilersiniz. "Ben hep hasta olurum." dediğinizde içinizde dolaşan su o kaliteye bürünüp bunu hücrelere iletir. "Beni hasta ediyorsun, seni öldüreceğim" cümlesi yüklenilmiş olan suyun fotoğrafına bakınız.

Düşündüklerinizin ve konuştuklarınızın kalitesinde yaşarsınız. Tüm hayatınız ve sağlığınız hücrelerinizde var olan, atalarınızdan aktarılan ve kendi geçmişinizden gelen bedeninizdeki sudaki bilgilerin kaydıdır.

Aşağıda da bir başka örnek var:
http://www.okyanusum.com/images/suy8.jpg

Burada iki ilk okul talebesi, okul için bir deney yapmışlar. İki farklı şişeye pişmiş pirinç koyup şişenin birine "Teşekkür ederim!" diğerine ise "Seni Aptal!" diye tekrarlamışlar. Bir ayın sonunda "Teşekkür ederim!" denilen pirincin renginin sarı ve kokusunun helmelenmiş pirinç gibi olduğunu ve "Seni Aptal!" denilen pirincin ise simsiyah ve kötü kokulu olduğunu, pirincin bile kelimelerden etkilendiğini görmüşler. Bu deney yayılmış ve birçok insan aynı deneyi tekrarladığında aynı neticenin elde edildiğini görmüşler. Siz de deneyebilir, farklı kelime veya cümlelerle ne tür netice elde ettiğinizi görebilir, söz ve düşüncenin etkisini bizzat gözlemleyerek yaşayabilirsiniz.

hayatimdegisti 01-02-2007 09:41 AM

Müzik Su Kristallerini Nasıl Etkiliyor Video
 
[youtube=425,350]oYUOR4lYVF0[/youtube]
Burada Mozart'in ve bir kaç diğer müziğin su kirstallerini nasıl etkilediği görülmektedir.Telkinler ile birlikte bu etki çok daha fazla artmaktadır.Eğer aynı deneyi telkinleri açıp yapsaydık çok farklı etkiler görecektik.

MÜZİKLE TEDAVİ

Müziğin psikolojik rahatsızlıklar üzerindeki tedavi edici etkisi ilk çağlardan bu yana bilinen bir yöntemdir. Osmanlılarda müzikle tedavi en parlak dönemlerinden birini yaşamıştı. Orta çağda ve batılı ülkelerde ruhlarına şeytan girdi diye akıl hastaları, insanlık dışı ağır işkencelere maruz bırakılırken Sultan 2. Bayezit Edirnede 1488 de mimar Hayrettin'e inşa ettirdiği külliyenin darüşşifa (akıl hastanesi) bölümünde hastaları müzik'le tedavi ettiriyordu.

Müzikle tedavi, aslında Osmanlı Türk ruh hekimlerinin bir buluşu değildi. Fakat, bilimsel çalışmaları ile ruh hekimliği alanında da, çağdaşlarına göre yüksek düzeye ulaşmış Osmanlı Türk ruh hekimleri, hastaların müzikle tedavi konusunda bir hayli ileri gitmiş, İbn-i Sinâ, Râzi, Farâbi gibi Türk bilginlerinin öncülüğünü yaptığı müzikle terapi, günümüz modern tıbbına da ışık tutmuşdur.

Evliya Çelebi'ye göre "müziğin insan ruhu üzerindeki olumlu etkisi konusunda yeteri bilgi ve deneyime sahip darüşşifanın hekimbaşısı, hastalarına önce çeşitli müzik makamları dinletiyor, kalp atışlarının hızlanıp yada yavaşladığına bakıyor, yararlandıkları uygun melodiyi belirliyor, şikayetleri ve benzer hastalıkları bir araya getiriyor, darüşşifanın müzik ekibine haftanın belirli günlerine konserler tertipletiyordu. Evliya Çelebi, zihni açma, hafıza ve hatırları güçlendirmede İsfehan, aşırı hareketli, heyecanlı hastaları sakinleştirmede Rehavi, sıkıntılı, karamsar durgun ve neşesiz hastalarada Kuçi makamının iyi geldiğine seyyahatnamesinde belirmişti.

Felsefe, tıp, matematik, astronomi, musiki gibi bilim dallarında eserler veren İslam âlimi Yakup El Kindi'nin tüccar komşusunun oğlu birdenbire hastalanır. Hastalık, tüccarın işlerini sekteye uğratır; çünkü her işi oğlu yönetmektedir. Hastalığa çare bulunamaz. Bir arkadaşı tüccara, bu hastalığı ancak Kindi'nin tedavi edebileceğini söyler. Tüccar, komşusu Kindi'yi bilmektedir ama şimdiye kadar sürekli aleyhinde konuşmuştur. Yine de aracı vasıtasıyla ondan yardım ister, Kindi de kabul eder. Hastanın nabzını kontrol ettikten sonra musikide hünerli öğrencilerinden birkaçını çağırır.

Onlara ne çalmaları gerektiğini söyler ve sürekli o musikiyi icra etmelerini ister. Dakikalar geçtikçe nabzı kuvvetlenen ve nefesi canlanan hasta bir süre sonra kımıldamaya, oturmaya ve konuşmaya başlar. Kindi, tüccara, "Oğluna ne sormak istiyorsan sor?" der. Sorular sorulup cevaplar alındıktan sonra hasta yeniden eski haline döner. Baba müzisyenlerin devam etmesini isteyince Kindi, "Hasta son gayretini gösterdi. Fazlasına imkan yok; çünkü ömrü tamamdır." diye konuşur.

Büyük islam bilgin ve filozoflarından İbn-i Sina ( 980-1037), musikinin tıpta oynadığı rolü şöyle tanımlamaktadır: "Tedavinin en iyi yollarından, en etkililerinden biri, hastanın akli ve ruhi güçlerini arttırmak, ona hastalıkla daha iyi mücadele için cesaret vermek, ona en iyi musikiyi dinletmek, onu sevdiği insanlarla bir araya getirmektir."


Müzikle Tedaviye Bilimsel Destek

Enerjinin biçimleri vardır. Isı, ışık, ses, madde ve sanal gerçeklik, ruhsal gerçeklik. Göremediğimiz ama hissettiğimiz bazen de hissedemediğimiz enerji bantları kendi dalga boyu penceresinden beynimize girer.

İlgili duyu organı tarafından elektrik enerjisine dönüştürülür. İnsan beyninde 'müziği takdir yeteneği' olduğu, bebekler üzerinde yapılan deneylerle doğrulanmıştır. Müziği, beyinde mutluluk, neşe, elem, öfke, nefret gibi alanları tetikleyen bir enerji bandı olarak tanımlamak doğru olur.

Beyin haritalama tekniği (PET) çalışmalarında ses, ritim, melodi, vurgu ve armoninin beynin sağ yarımküresinde; frekans ve ses şiddetindeki değişmelerle birlikte müzikle ilgili düşünce kalıplarının beynin sol yarımküresine kaydedildiğini gösteriyor. Diğer taraftan korku, öfke, keyif gibi etkiler duygusal bellek ve düzenleyici olan limbik sisteme işleniyor. Müzikle çok ilgilenenlerin beyninin orta kısmında köprü görevini gören 'corpus callesum' bölgesinin fazla genişlemiş olduğu ifade ediliyor.

Müzikte duygularını harekete geçirenler, limbik sistemi konuştururlar. Müzikte düşüncelerini harekete geçirenler, öğrenirken müziksel unsurları kullanarak, sol beyinlerini de işe katar. Müzik kulağı olanlar öncelikle sağ beyinlerini iyi kullanır.



etterna_ 01-02-2007 11:58 AM

sürekli su ihtiyacı
 
Geçen gün discoveryde bi belgesel vardı.Dört ayrı sera da bitki yetiştiriyolardı ve dört seraya farklı yani birine metal müzik birine klasik ve diğer ikisine güzel konuşma diğerine kötü konuşma verdiler ve müzik yayını verilen bitkiler daha sağlıklı büyüdüler.çok ilginç.Teşekkürler.

maharishi 01-02-2007 01:40 PM

sürekli su ihtiyacı
 
çok güzel metinler. teşekkürler ve elinize sağlık.

mügeee 02-02-2007 06:49 PM

sürekli su ihtiyacı
 
Su ile ilgili burada okuduklarım beni çok etkiledi.Aslında farkında olmadan yararlı bişey yaptığımın farkına vardım.Küçüklüğümden beri bilinçli olmasada hep suya canlı gibi davranırım mesela içerken ''canım şunun berraklığına güzelliğine bak,en güzel içecek'' diyerek severim suyu cidden şaka yapmıyorum onayi hatta evdekiler tamam cnm abartma der,arkadaşlarımın hoşuna gider , gülerek sen de abartıyorsun su işte derler! Vay canına demek bilmeden iyi birşey yapıyormuşum.Bu yaz bir arkadaşımdan duymuştum bunu ''su duyar'' demişti ama burada okumam daha inandırıcı oldu tabiki!Harika bir paylaşım olmuş!!!!

hayatimdegisti 02-02-2007 06:58 PM

sürekli su ihtiyacı
 
Sadece içerken de değil..Su oldukça rahatlatıcıdır.Negatif enerjiyi alır.Bu nedenle duş almak bir terapidir aslında...Hele hele bunun bilincinde olarak suyu kullandığınızda tüm negatif elekriği alır üzerinizden..
Bu konuda araştırıp google'dan paylaşalım arkadaşlar su ile ilgili bilgileri..Su yazmanız yeterli..Yada suyun faydaları vs gibi kahvesmiley

hayatimdegisti 02-02-2007 08:58 PM

sürekli su ihtiyacı
 
SAĞLIKLI HAYATIN ANAHTARI SU

HAYATIMIZI İDAME ETTİREBİLMEMİZ İÇİN EN ÖNEMLİ BESİN ÖĞEMİZ OLAN SU, DOLAŞIM VE SİNDİRİM SİSTEMLERİNİN ÇALIŞMASINDA TEMEL İHTİYAÇ OLDUĞU GİBİ, VÜCUDUMUZDAN ARTIK VE ZEHİRLİ MADDELERİN

ATILMASINDA DA MÜHİM BİR VAZİFEYİ YERİNE GETİRİR.

Su hayattır. İnsan organizmasının önemli bir kısmı sudan oluşur. Kan dolaşımının olabilmesi, vücudun zararlı maddelerini atabilmesi, iç zarlarının kurumadan görevini yapabilmesi için hep suya ihtiyaç vardır. Bunun için sağlıklı her insanın aşırı terleme ve ishal halleri dışında, günde en az 1.5 litre suya gereksinmesi vardır.

Bu sebeple insanları ve gezegenimizi korumak için müsait ve güvenilir suya olan ihtiyacımızın arttığını sürekli vurgulamak artık çok önemli bir husus durumundadır.

Su, insanoğlunun yaşamını devam ettirebilmesi için en önemli besin öğesidir. İnsan sağlığı açısından çok büyük önemi olduğu gibi, yaşama ait her şey suya bağlıdır. Yeryüzünde her yıl çoğunluğu çocuk olmak üzere 2 milyon insan uygunsuz su kullanımı ve kötü hijyenik şartlar neticesinde ortaya çıkan bağırsak enfeksiyonlarından hayatını kaybediyor. Ayrıca kronik flor eksikliği ve benzeri pek çok durum da çok ciddi bir netice haline geldi. Dünyamızın pek çok bölgesinde Hepatit A ve sıtma ciddi bir sağlık meselesi olarak ehemmiyetini korumaktadır. Bunları engellemek ancak kullanılabilir su kalitesini artırmak ve sağlık şartlarının iyileştirilmesi ile mümkün olacak.



DOLAŞIM SİSTEMİNİN

TEMEL MADDESİ

Susuz birkaç günden fazla canlı kalamayan insanoğlunun ağırlığının ortalama yüzde 60 ila 70'i sudan oluşur. Yani vücudumuzu, içinde DNA, RNA, enzimler, proteinler, polipeptidler gibi organik moleküllerin aktif ve serbest bir şekilde dolaştığı bir kaba benzetebiliriz. Vücudumuzda önemli fonksiyonları olan dolaşım sistemimizin ana maddesi sudur. Ayrıca ikinci bir dolaşım sistemini oluşturan lenfatik sistemin de (beyaz dolaşım sistemi) ana maddesidir.

Sindirim sistemi içinde yer alan ve yiyeceklerin sindirilmesinde rol alan bir çok maddenin de içeriği büyük oranda sudur. Vücudumuzdan artık ve zehirli maddelerin atılmasında önemli rol oynayan su, idrar yolları sistemi içinde büyük öneme sahiptir.

Vücudumuz için özellikle eklemlerin rahat hareket etmesi için yağlayıcı bir özellik gösteren su, gözlerimizde, burnumuzda, boğazımızda bulunan salgıların ve salyanın da temel maddesidir.

Vücudumuzun ortalama sıcaklığı 37 derecedir ve bu sıcaklık tüm fonksiyonların optimal oluştuğu ideal sıcaklıktır. Bu sıcaklık vücut tarafından hassasiyetle düzenlenir. Özellikle arttığı durumlarda terlemeyle vücut soğutulmaya çalışılır. Burada da ana aktör sudur.



SU KAYBI

Bütün bu faaliyetlerin eksiksiz olarak yapılabilmesi için gerekli olan suyun vücuda mutlaka verilmesi gerekir. Çünkü, gün boyunca bizler idrarla, terlemeyle, solunumla sürekli sıvı kaybederiz. Bu kayıpların oranları ve yerine konulmaması ile önce susama sonra sırasıyla ağız kuruluğu, halsizlik, baş ağrısı, vücut ısısında artma, sık soluma, kalp atım sayısında artma, kas krampları, şuur bulanıklığı ve komaya kadar giden belirtiler ortaya çıkabilir.

Böbrekler az su ile de zararlı maddeleri, yoğun bir idrar çıkararak atmaya çalışır ancak, bu denli yoğun idrar çıkışı, idrar yolu iltihapları, kum ve taşlarının oluşumuna yol açabilir. Bağırsaklar az gelen suyun olabildiğince fazlasını kullanmak için daha bol sıvı emerler ve bu da sürekli kabızlık sebebi olabilir. Kan koyulaşacağı için tansiyon düşmesi ve dolaşım yavaşlaması görülür. Aslında suyun yerine konulması kolaydır, yiyerek ve içerek bunu kolayca halledebiliriz. Birçok meyve ve sebze de bol miktarda su vardır.



GÜVENİLİR SU

Çay, kahve ve benzeri içecekler her ne kadar bol sıvı içerseler de, içeriklerinde ki kafein, tein gibi aktif maddelerin idrar söktürücü etkisi nedeniyle susuzluğumuz daha da artar. Bu nedenle vücut suyunun yerine konmasında en önemli ve tercih edilecek madde güvenilir su olmalıdır. Güvenilir derken temiz, mikropsuz, içeriğinde olması gereken özellikle flor, magnezyum gibi mineralleri yeteri kadar barındıran, ağır metal ve kimyasal madde içermeyen bir sudan bahsediyoruz.

Özellikle suyun aç karına yani yemeklerden önce yemeklerde bir süre sonra içilmesi özellikle suyun emiliminin ve biyo yararlanımının tam olması nedeniyle çok dikkat edilmesi gereken bir durumdur. Ancak böylece sudan optimum faydayı sağlarız. Yeterli su alımı iştahımızı azaltır, vücuttaki yağların daha kolay yanmasına yardımcı olur, Vücuttaki su birikmesinin engelleyici tesiri vardır, Enerji ihtiyacınızı dengeler, yorgunluk hissine engel olur, toksin maddelerden daha kolay ve çabuk arınmamıza yardımcı olur, kabızlığa mani olur. Bu özellikleriyle su, şişmanlık mücadelesinde uygulanan beslenme şekillerinin hepsinde kilit bir görev üstlenmektedir.



DİYETTE SU

TÜKETİMİNİN ÖNEMİ

Kilo verme programlarında vücutta depo edilen yağlar yakılırken, su oranında artışların olması gerekir. Bu sebeple şuursuzca yapılan zayıflama programlarında, yağın dışında yağsız vücut kitlesinde yani kas ve suda da kayıp olur. Kaybedilen bu kilo, kısa sürede yağ olarak geri alınır. Bunun sebebi ise vücudun kendisinden beslenmeye başlamasıdır. Kişinin vücut ağırlığının yüzden 50-60'ı su olması gerekirken, obezlerde yağ oranı arttığından su oranında anlamlı düşüşler görülür.

Bu olumsuzlukların oluşmaması için, yakılan her 1000 kalori için yaklaşık

1 litre suya ihtiyaç vardır. Ayrıca vücuttaki ödemi bilinçli su tüketerek önleyebiliriz. Çünkü besinlerin ağızda sindirimi başladıktan sonra tüm doku ve hücrelere taşıyan sudur. Burada enerji oluşturduktan sonra atık maddelerin atımı da suyla olur. Günümüzde yapılan en büyük hatalardan biri, zayıflama metotların da yağ kaybı yerine su kaybının tercih edilmesidir. Bu tür durumlarda, azalan su oranıyla kalp normalden daha fazla çalışmaya başlar, soluk almada güçlük olur, yorulma süresi kısalır.

Öte yandan, kilo kaybından kaynaklanan deri sarkmaları da dinamik egzersizlerle beraber bol su içilerek önlenir. Yeterince su, daha fazla kas oluşmasını sağlar.




nurhanza 03-02-2007 11:07 PM

sürekli su ihtiyacı
 
arkadaşlar babannemde kayınvalidemde kendisi hafızdı hep suya dua okur ve kendini halsiz yorgun hasta hisseden kişilere içirirlerdi suya nazar ayetlerini okurlardı bunu bende kendi kendime onlardan öğrendiğim kadarı ile tatbik ettim gerçekten işe yaradığına şahit oldum demekki sebebi bilimsel açıklamasıda varmış. ve ne kadar ilginçki hiç okumadıkları halde tamamen doğal bir şekilde halk arasında bile yaygın bir şekilde uygulanıyor ve sonuç alınıyor bu site hergün beni biraz daha şaşırtacak sanırım, herkese tavsiye etmeye başladım zaten, ne güzel ya


WEZ Format +3. Şuan Saat: 10:07 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.