| ||||||||||
|
Çocuk Sağlığı ve Çocuk Psikolojisi Gençler İçin Beş Sevgi Dili Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Doğru Yol Gösterme Bence ebeveynlerin yapmaya çalıştıkları şeyi çocuklarına sözlü olarak ifade etmeleri gerekir. Annesi 13 yaşındaki Patrick'e, "Artık bir ergen olduğuna göre seninle bazı kişisel düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Sen küçükken senin için çok şey yaptım, çünkü seni çok seviyordum. ...
ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Çocuk Psikolojisi telkin cd indir izle İstanbul Çocuk Psikolojisi nerededir kimdir Çocuk Psikolojisi çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Çocuk Psikolojisi hipnoz Çocuk Psikolojisi olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Çocuk Psikolojisi hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Çocuk Psikolojisi kuantum düşünce kitap haberi
![]() |
![]() ![]() | LinkBack | Seçenekler | Stil |
|
![]() | #1 (permalink) |
Administrators Zerynthia ![]() Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() | ![]() Doğru Yol Gösterme Bence ebeveynlerin yapmaya çalıştıkları şeyi çocuklarına sözlü olarak ifade etmeleri gerekir. Annesi 13 yaşındaki Patrick'e, "Artık bir ergen olduğuna göre seninle bazı kişisel düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Sen küçükken senin için çok şey yaptım, çünkü seni çok seviyordum. Bütün yemeklerini hazırladım, çamaşırlarını yıkadım, odanı temizledim vb... Sen liseden mezun olana kadar bunları yapmaya devam edebilirim ama bu senin için iyi bir şey olmayacaktır. Çünkü seni hâlâ çok seviyorum ve bütün bunları kendin için yapmayı sana öğreteceğim. Senin liseyi bitirdikten sonra bu becerileri kazanmadan evden ayrılmanı istemiyorum." der. "Patrick sana öğretmek istediklerimin bir listesini yaptım. Bunu sana göstermek istiyorum böylece senin de öğrenmek istediğin başka şeyleri listeye ekleme fırsatın olacak. Ayrıca bunları öğrenmek istediğin sıraya göre dizmeni istiyorum. Sınırlarını zorlamayacağım ama hazır olduğun zaman sana bütün bu becerileri öğreteceğim." Patrick'in annesi oğluna onu hizmet davranışları aracılığı ile seveceği planı böylece anlatır. Patrick de bu plana büyük olasılıkla olumlu tepki verecektir, çünkü annesi ona öğrenmek istediği şeyleri ve bunları öğrenmek istediği sırayı seçme şansı vermiştir. Patrick ile babası da babasının ona öğretmek istediği şeylerle Patrick'in babasından öğrenmek istediklerini içeren benzeri bir liste yapabilirler. Bu görüşü benimseyebilecek ana-babaya sahip olan gençler gerçekten de şanslıdır. Aileleri tarafından sevildiklerini hissetmekle kalmayacak, hizmet davranışları aracılığıyla sadece kendisini değil başkalarını da sevmeyi bilen sorumluluk sahibi birer yetişkin olacaklardır. Bu yaklaşımda ebeveynler sadece hizmet davranışları sevgi dilini konuşmakla kalmayıp çocuklarına başka insanlara etkili bir şekilde davranmak için gerekli olan şeyler konusunda yol göstermektedirler. Ebeveynlerin rehberliği hem eğitim hem de öğretim gerektirir. Öğretim, kelimeleri kullanarak komut vermeyi vurgulayan Yunanca bir kelimedir. Eğitim ise uygulayarak öğrenme üzerinde duran Yunanca bir kelimedir. Eski Yunan'da bu olgular çocuk yetiştirmenin iki temel unsuru sayılırdı. Bu yaklaşımı uygulayan ana-babalar belirli bir işi göz önünde bulundurarak sözlü talimatlar vermelidir. İşin nasıl yapıldığını göstermeli, daha sonra da çocuğuna yardımcı olarak aynı işi onun yapmasını sağlamalılardır. Örneğin oğluna arabalarını ve belki de ilerde oğlunun kendine alacağı arabayı yıkamayı öğretmek isteyen bir baba bazı sözel talimatlarla öğretmeye başlar: "Her zaman aklında bulunması gereken şey öncelikle arabayı hortumla yıkamaktır. Böylece arabanın üzerinde birikmiş kum taneciklerini temizlemiş ve arabayı sabunlarken bunların boyayı çizmesini önlemiş olursun. Bunu yaptıktan sonra arabanın üstünden başlamak isteyebilirsin daha sonra izleyeceğin yol bagaj, kaput ve arabanın iki yanı olmalıdır, tabii bu kısımları yıkarken bir kerede tek bölümü temizlemeye ve sabunun kuruyup yapışmasını önlemek için hızlı bir şekilde durulamaya özen göstermelisin." Sonra baba biraz önce söylemiş olduğu her şeyi oğluna, onun da yardım etmesine olanak sağlayarak göstermeye başlar. Büyük olasılıkla birkaç haftasonu baba-oğul arabayı beraber yıkayacaklardır. Bir süre sonra da babası oğlunun arabayı kendi başına yıkamasına izin verecektir. Bundan sonra da arabayı birlikte ya da isteğe göre ayrı ayrı yıkayabilirler. Çocuk arabayı tek başına yıkadığında babası onu övmeli, güzel şeyler söylemelidir. Çocuk burada sadece araba yıkamayı değil, babasını sevmeyi de öğrenmiştir.
Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
__________________ ![]() |
![]() | ![]() |
![]() | #2 (permalink) |
Administrators Zerynthia ![]() Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() | ![]() Ergen Çocuğunuzun Kimliğini ve Bağımsızlık Duygusunu Geliştirmesine Yardım Etmek Günümüzün hızlı dünyasında bazı ebeveynler ergen çocuklarına hayatlarını sürdürmelerinde onlara yardım edecek olan temel becerileri öğretememektedir. Sonuç olarak da bu ergenler ilerki yaşlarda evlendiklerinde ne kendilerinin ne de eşlerinin bir dolap temizlemeyi, yerleri elektrik süpürgesiyle almayı, yemek yapmayı ya da çamaşır yıkamayı bilmediklerini keşfetmekte ve birbirlerine en basit hizmetleri sunmada bile yetersiz kalmaktadırlar, çünkü ana babaları onlara hizmet davranışları sevgi dilini öğretmemişlerdir. Ana babanın, küçük çocuğu için bir şeyler yapmaktan ergenliğe adım atan evladına kendisi için bir şeyler yapmaya geçmesi hiç şüphesiz daha çok enerji ve zaman gerektirecektir. Ancak, ergenin duygusal ve sosyal iyiliği açısından daha fazla önem taşıyan pek az şey vardır. Eğer genç, hizmet davranışlarını öğrenirse kendisini iyi hissedecek ve böylelikle de özbenliği güçlenecektir. Ergen aile dışından insanlara hizmet etmeye başladığında olumlu geribildirim alacaktır. Başkalarına hizmet edenleri herkes sever. Böylelikle de gencin özbenliği uzun vadede desteklenmiş olacaktır. Ayrıca bu tür şeyleri öğrenmekle ergen kendi hayatını idame ettirecek bir konuma gelir ve buna bağlı olarak da yüksek ölçüde bağımsızlık duygusu kazanır. Ebeveynler gencin olgunluğunun gelişimine büyük ölçüde katkıda bulunmaktadır. Bunu yapamayan ana-babaların ergen çocukları ise yaşamlarından sıkıntı duyan, başarısızlıklarla yoğrulan, özgüveni düşük ve toplumsal ilişkilerinde bocalayan kişiler olacaklardır. Ergen ebeveynlerinin çocuklarını başkalarına hizmet etmeyi öğretecek kadar sevmelerinin önemini vurgulamadan geçemeyeceğim. Ana-babaları onlara bu tür davranışları öğretmezlerse ergenler kaçınılmaz olarak kendilerini aileleri tarafından kandırılmış hissedeceklerdir. Sevgi küçükken onları besler ama birer ergen olduklarında kendilerini beslemeyi öğretir.
__________________ ![]() |
![]() | ![]() |
![]() | #3 (permalink) |
Administrators Zerynthia ![]() Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() | ![]() Scott'ın Sevgi Deposunu Doldurmak Hizmet davranışları bazı ergenlerin temel sevgi dilidir. Bu gençlerin ebeveynleri sevgilerini onlara hizmet davranışlarıyla gösterirlerse ergenin sevgi deposu çabucak dolacaktır. Scott bu ergenlerden biriydi. Ana-babası ona 16. doğum gününde "yapabileceğimiz en kötü şey" olarak niteledikleri bir araba almışlardı. Altı ay sonra ana babası eğer bana gelmezse arabasını geri almakla tehdit ettiklerinden, Scott ofisime gelmişti. (Bu, ana babasının onu manipüle ettiğinin bir göstergesi ama büyük olasılıkla da Scott'ın bana gelebilmesinin tek yoluydu.) Scott'ın ebeveyni bir hafta önce beni görmeye gelip endişelerini paylaşmışlardı. Araba alındığından beri Scott sorumsuz biri haline gelmiş. Daha şimdiden hız yapmaktan iki trafik cezası almış ve bir trafik kazası için de mahkemeye çağrılmış. Ana-babası Scott'un "çok kavgacı" bir tutum sergilediğini belirttiler. Babası, "Artık bir arabası olduğu için evde hiç zaman geçirmek istemiyor. Benzin parasını çıkarmak için her gün akşam üzeri iki saat fast-food restoranında çalışıyor. Sonra akşamını arkadaşlarıyla geçirmek istiyor. Akşam yemeğini restoranda yediği için eve gelme ihtiyacı hissetmiyor. Onu arabasını geri almakla tehdit ettik ama yapılması gereken bu mu, bilmiyoruz." dedi. "Aslında ne yapacağımızı bilmiyoruz. Bunun için sizi görmeye geldik." Scott'ın annesi de babası da motivasyonları gayet yerinde olan bireylerdi. İkisinin iyi bir meslek hayatları vardı. Scott da tek çocuklarıydı. Scott'la karşılıklı konuştuğumuz birkaç haftada onun ana-babasına çok fazla saygı duymadığını keşfettim. "İkisi de kariyerlerinin peşinde, benimle ilgilendikleri yok." dedi. Ebeveynin işten eve akşam 6 ya da 6:30'dan önce gelmediklerini fark ettim. Scott yarım günlük işine başlamadan ve bir araba sahibi olmadan önce okuldan eve 3:30 civarı geliyor, ev ödevlerini yapıp arkadaşlarıyla telefonlaşıyordu. Ebeveyni geldiğinde beraber akşam yemeğine oturuyorlardı. Scott devam etti; "Annemle babam çoğu zaman yemeği işten eve gelirken yolda alıyorlar çünkü annem yemek yapmayı sevmiyor, babam da yemek yapmayı bilmiyor. Yemekten sonra ev ödevlerimi yapıp yapmadığımı kontrol ediyorlar. Sonra babam işiyle ilgili bir şeylerle uğraşıyor ve TV seyrediyor, annemse bir şeyler okuyup bir iki telefon konuşması yapıyor. Genelde odama gidip intenette dolaşıyor, arkadaşlarımla telefonda konuşuyorum. Yapacak bir şey bulamıyor ve çok sıkılıyorum." Scott'la yaptığımız daha sonraki görüşmelerde onun ebeveyninden bazı projeleri için birçok kere yardım istediğini öğrendim. "Hiçbir zaman buna ayıracak zamanlan olmadı. 13 yaşındayken babamdan bana su kayağı yapmasını öğretmesini istedim ama o bunun çok tehlikeli, benim de çok küçük olduğumu söyledi. Gitar çalmayı öğrenmek istediğimi söylediğimde bana müziğe yeteneğimin olmadığını ve bunun boş yere para harcamak olacağını söyledi. Annemden ise bana yemek yapmayı öğretmesini istedim. Öğreteceğini söyledi ama asla öğretmedi." Bence Scott açıkça ana-babasının onu aldattığını hissediyordu. Onu beslemişler, giydirmişler, kalacak yer vermişler ama hissetmeye gereksindiği duygusal sevgiyi verememişlerdi. Hizmet davranışları Scott'ın temel sevgi diliydi ama ebeveynleri onun şivesini kullanmayı öğrenememişlerdi. Temel ihtiyaçlarını karşılayarak hizmet etmişler ama oğullarının ilgi alanlarına duyarsız kalmışlar ve sonuçta da onun bu alanları geliştirmek için kullanacağı becerilere katkıda bulunmak için çok az çaba sarf etmişlerdi. Bütün bunların sonucu olarak da Scott kendini reddedilmiş ve sevgisiz hissetmekteydi. Davranışları da duygularının yansımasıydı. Olayların Scott ve ana babası açısından kısa bir sürede iyi yönde bir gelişme gösterdiğini söylemek isterdim. Ancak iyi bir sonuç alınmasından önce her şey kötü gitti. Gözlemlerimi Scott'ın ebeveyniyle paylaştım. Sanıyorum anladılar ve oğullarıyla bir bağlantı kurabilmek için gerçek bir çaba gösterdiler. Fakat Scott gösterilen çabaya çok fazla karşılık vermedi ve çoğu zaman da bunları reddetti. Davranışlarından anlaşılan, ebeveyni yapılması gerekenleri yapmakta çok geç kalmıştı ve yeteri kadar çaba göstermiyordu. Gözle görülür bir değişiklik olana kadar bir yıl geçti. Scott'ı bir trafik kazasından sonra hastanede ziyaret ettim. Bir bacağı ile kalçası kırılmış, ayak bileği ezilmişti. İyileşme sürecinde lise son sınıfta geçmişti. Sonunda Scott ana-babasıyla duygusal bağlamda tekrar birleşti. Ana-babası ondan daha önceki yıllarda ihtiyaçlarını karşılamadıkları için özür dilediler. Scott da onlar tarafından reddedildiğini hissettiği için onları hayatından uzaklaştırdığını kabul etti. Bu duygusal birleşmeyle bir sonraki sene ilişkilerinde hissedilir bir gelişme oldu. Scott'ın bu zor durumunda ebeveyni ona hizmet davranışları aracılığıyla sevgilerini ifade etmenin birçok yolunu buldular. Daha da önemlisi, Scott'ın ilgi alanlarını keşfedip bu alanlarda kendini geliştirmesine yardımcı olmaya çalıştılar. Scott'ın okuldaki son senesi onun deyimiyle "hayatımın en iyi ve en kötü senesi" idi. Bedensel olarak çok canı yanıyordu ama ana babasıyla ile arasında oluşan gerçek duygusal yakınlığı yeniden keşfetmişti. İki sene boyunca evinde kaldı sonra da ebeveynine ona hizmet davranışları sunabilecek fırsatlar yaratmasını sağlayarak aynı şehirde bir üniversiteye girdi. Annesi de babası d aona okul projelerinde yardım etmeye başladılar. O ve babası birçok haftasonunu göl kıyısında geçirdiler. Scott artık su kayağıyla ilgilenmiyordu ama babasının teknesini kullanmayı öğrendi ve usta bir jet ski'ci oldu. Üniversitede Scott'ın ilgi alanları genişledi. Ebeveyni de onun yapmaktan hoşlandığı şeylerle ilgilenmeyi sürdürdü. İlgilenebileceği şeyleri keşfetmesi için ona hizmet sunabilecekleri bütün fırsatları değerlendirdiler. Scott şu anda 26 yaşında, evli ve hizmet davranışlarını kendi çocuğuna sunuyor. Scott'ın ana babası diğer bütün ebeveynler gibi içtendiler. Oğullarını çok seviyorlardı fakat onun temel sevgi dilini keşfetmeyi ve kullanmayı becerememişlerdi. Sonunda bu dili konuşmaya çalıştıklarında Scott'dan hemen bir tepki alamadılar. Eğer ergen kendini bir süre için terk edilmiş ve reddedilmiş hissederse bu normal bir durumdur. Yine de ana-babalar çabayı elden bırakmamalıdır. Eğer çocuklarının temel sevgi dilini konuşmak için girişimlerde bulunmayı sürdürürlerse sonunda bu sevgi, çocuklarının duygusal yarasını iyileştirecek ve böylelikle de iki taraf birbirlerine duygusal bağlarla tekrar bağlanacaktır.
__________________ ![]() |
![]() | ![]() |
![]() | #4 (permalink) |
Administrators Zerynthia ![]() Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() | ![]() Gençler Ne Diyor? Bu birleşme eğer ergenin temel sevgi dilini sürekli konuşmak gibi bir çabayla desteklenirse ergen-ebeveyn ilişkisinde bir dönüm noktası olacaktır. Şimdi temel sevgi dili hizmet davranışları olan gençlerin söylediklerine kulak verelim. Qray, 13 yaşında, annesi ve küçük kız kardeşiyle yaşıyor. Babası Gray 7 yaşındayken evi terk etmiş: "Annemin beni sevdiğini biliyorum, çünkü kirli çamaşırlarımı yıkıyor, her gece yemek hazırlıyor ve ondan yardım istemediğim zaman bile bana ödevlerimde yardımcı oluyor. Hemşirelik yapıyor, hayatımızı böyle kazanıyor. Babam da beni seviyor olmalı ama bize yardım etmek için pek bir şey yapmıyor." Krystal, 14 yaşında, dört çocuğun en büyüğü: "Ailemin beni sevdiğini biliyorum, çünkü benim için çok şey yapıyorlar. Annem beni amigo kız çalışmalarına ve bütün maçlara götürüyor. Babam bana özellikle de nefret ettiğim matematik dersi ödevlerimde yardım ediyor." Todd, 17 yaşında, yazları çim biçme işiyle uğraşıyor ve ilk arabasını almış: "Dünyanın en iyi babasına sahibim. Bana çim biçmeyi, bir işe başlamayı ve para kazanmayı öğretti, böylece de kendime bir araba aldım. Geçen hafta bana bujilerin nasıl değiştirildiğini gösterdi." Kristin, 13 yaşında: "Annemim beni sevdiğini biliyorum, çünkü bana her şeyi öğretmek için zamanını ayırıyor. Geçen hafta tığ işine başladık. Bu sene yılbaşı hediyemi kendim yapacağım."
__________________ ![]() |
![]() | ![]() |
![]() | #5 (permalink) |
Administrators Zerynthia ![]() Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() | ![]() 5. SEVGİ DİLİ ARMAĞANLAR Almanya'daki Geilenkirchen NATO Hava Üssünde verdiğim, konusu evlilik olan ve unutulmaz bir atmosferde geçen seminerin akşam üzeri molasındaydım. Askerlerin büyük bir çoğunluğunun aileleri en az iki yıl üstte yaşamak zorundaydılar. Arada piknik masasında oturmuş ev ödevini yapan 13 yaşındaki Alex gözüme ilişti. Düşük belli kot pantolonu ve solmuş yeşil kazağıyla tipik bir Amerikalı ergendi. Rahatsız etmeme pek aldırmayacağı kanısına varıp kendimi tanıttım ve hemen bir sohbete başladık. Doğru bir zamanlamayla Alex'in boynundaki Aziz Christopher madalyonunu sordum. O da "Babam onu bana Mart ayında 13. yaş günümde hediye etti. Görevi dolayısıyla bizden ayrı kaldığı zamanlarda bu madalyonun bana onu hatırlatmasını istedi. Bende bunu her zaman takıyorum." dedi. Alex'e "Aziz Christopher kimdi?" diye sordum."Emin değilim." dedi, "Galiba kilisede görev yapmış ve topluma iyi hizmet etmiş azizlerden biri." Bu madalyonun Alex için dinsel açıdan pek bir anlam taşıdığını sanmıyorum ama duygusal değeri paha biçilmezdi. Ona sürekli babasını hatırlatan bir anıydı bu. Otuz yıl sonra Alex'le yeniden karşılaşacak olsam bu madalyonu boynunda göreceğimden kuşkum yoktu.
__________________ ![]() |
![]() | ![]() |
![]() | #6 (permalink) |
Administrators Zerynthia ![]() Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() | ![]() BİR ARMAĞANI ARMAĞAN YAPAN NEDİR? Armağanlar sevginin gözle görünür ve gerçek kanıtlarıdır. Bir armağanın gerçek niteliğini anlamak çok önemlidir. İngilizcedeki "hediye" (gift) kelimesi Yunancadaki lütuf ya da hak edilmemiş hediye manasına gelen "Charis" kelimesinden gelmiştir. Bir hediye içerdiği anlam itibariyle bir ergene hak ettiği için verilen bir şey değildir. Ebeveyni koşulsuz sevgisini göstermek için ergene hediye verir. Bazı ana-babalar bunu fark edemezler ve çocuklarına hediye vermeyi onlardan aldıkları bir hizmetin karşılığı olarak düşünürler. Bu tarz bir düşünceye sahip ebeveynler armağan verme olarak adlandırdığım sevgi dilini konuşmayı bilmemektedir. Örnek vermek gerekirse, Beverly 15 yaşındaki kızı Amanda'ya "Akşam yemeği biter bitmez gidip odanı temizlersen hemen alışveriş merkezine gider beğendiğin elbiseyi alırız." dedi. Beverly burada ya Amanda'yı kendi istediği bir şeyi yapması için manipüle etmeye çalışıyordu ya da kızı ile bir anlaşma yapmak istiyordu: "Eğer... yaparsan, sana o elbiseyi alırım." Belki de Amanda'nin o elbise için tutturmasından usanmış ve kızının isteğini yerine getirmek için onun da biraz çaba sarf etmesini sağlamaya çalışarak böyle bir yola başvurmuştu. Hangi koşulda olursa olsun bu elbise Amanda için bir hediye olamaz. Odasını temizlemesinin bir karşılığı olacaktır ve bu da Beverly tarafından düzenlenmiş bir durumdur. Beverly bu elbiseyi alarak kızına olan sevgisini gösterdiğini düşünebilir ama Amanda giysiyi armağan olarak değil, çalışarak hak ettiği bir şey olarak kabul edecektir. Birçok ana babanın "armağan" olarak nitelendirdikleri hemen her şey aslında onların ergen çocuklarını manipüle etmeye çalışma, çocuklarının yapmasını istediği bir şey için onlarla anlaşma yapma ya da çocuğun herhangi bir hizmetinin karşılığını ödeme çabalarıdır. Bazı ergenlerin gerçek hediyeler aldığı yegâne zamanlar yılbaşları ya da doğum günleridir. Bu özel günlerin dışında ebeveynlerin çocuklarına verdikleri hediyeler hiçbir şekilde gerçek armağan sınıfına girmiyor. Beni yanlış anlamayın, ebeveynler çocuklarının hizmetlerinin karşılığını asla ödemesinler demiyorum. Sadece bu ödemelerin hediye olarak görülmesinin yanlış olduğunu söylemeye çalışıyorum. Ergen çocuğunuz benzer bir anlaşmayı mahallenizde yaşayan herhangi başka bir yetişkinle de yapabilir. Ebeveyn çocuğuna o yetişkinden daha kârlı bir anlaşma sunsa bile bir hediye değil, anlaşma olacaktır. Kendinize "Çocuğuma en son gerçek bir hediye olarak ne verdim?" diye sormanızda yarar var. Vermek istediğiniz hediyeyi kafanızda tasarladığınızda kendinize, "Armağan vermeden önce ondan bir şey istedim mi?" diye sorun ve eğer istemişseniz o hediyeyi hemen aklınızdan çıkarın, çünkü bu gerçek bir hediye olmayacaktır. Tekrar düşünmeye başlayın ve çocuğunuza en son verdiğiniz hediyenin ne olduğunu bulmaya çalışın. Bazı ebeveynler ona en son yılbaşında yada doğumgününde armağan aldıklarını fark edeceklerdir. Ergenler ana-babalarıyla anlaşma yapma fikrine karşı değillerdir. Aslında çoğu anlaşma yapmayı sever. Bu gitgide onların istedikleri bir şeyi almak için başvurmaya alıştıkları bir yöntem olmaya başlamıştır. Eğer ebeveynlerine istediklerini onları sözlü olarak sürekli rahatsız ederek aldıramıyorlarsa o zaman ebeveynle bir anlaşma ayarlayarak aldırmaya çalışırlar. Bu birçok evde görülen bir girişimdir ama hediye vermek ya da almakla hiçbir ilgisi yoktur.
__________________ ![]() |
![]() | ![]() |
![]() | #7 (permalink) |
Administrators Zerynthia ![]() Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() | ![]() HEDİYE VE VERİLİŞ ŞEKLİ Hediye vermenin önemli unsurlarından birisi de bunun belirli bir tören atmosferinde yapılmasıdır. Geçmişte size verilmiş olan özel bir hediyeyi düşünün. Hediye neydi? Kim tarafından verilmişti? Paketi nasıldı? Size nasıl sunulmuştu? Karşınızdaki armağanı size verirken hangi sevgi ifadelerini kullanmıştı, sözcükleri mi, dokunuşları mı? Hediyeyi veren kişi paketine ve daha sonra da sunuş şekline sizin onun sevgisini hissedebilmeniz için çok özen gösterir. Hediye vermenin amacı sadece bir kişinin diğerine bir şey vermesi değildir. Amaç sevgiyi ifade etmektir. Karşımızdaki insanın "Sana değer veriyorum. Senin önemli olduğunu düşünüyorum. Seni seviyorum." gibi düşüncelerimizi derinden hissetmesini isteriz. Bu duygusal mesajların değeri hediyeyi verirken yaratılan törensel havaya bağlı olarak artabilir. Ergen ebeveynleri bunu hiçbir zaman unutmamalıdır. Hediye verme seremonisini yapmazsak sunacağımız armağanın duygusal gücünü de yok etmiş oluruz. Johnny bir çift tenis ayakkabısı istiyordu. Ana-babası onu alışveriş merkezine götürüp ona ayakkabıyı aldılar. Johnny dükkandan çıkmadan yeni ayakkabılarını giydi. İşte hepsi bu kadardı. Ortada tören falan yoktu. Birçok genç bu akışa alışmışlardır. Oysa bu şekilde alınan hediyeler sevgiyi iyi iletmezler. Bütün armağanların bu tavırla verilmesi halinde ergenin kafasında şöyle bir düşünce oluşur: "Ben bir ergenim ve ailem onlardan istediğim her şeyi almak durumunda." Bu durumda ergen verilen hediyeden çok fazla hoşnut olmayacak. Hediyenin duygusal değeri de buna bağlı olarak azalacaktır. Ancak, eğer ayakkabılar eve getirilip, yaratıcı bir şekilde paketlenerek onay sözleri ve fiziksel temas eşliğinde ergene diğer aile bireyleri önünde ana-babanın sevgisinin bir ifadesi olarak verilseydi bu hediye birden bire güçlü bir duygusal sevgi aracı olurdu. Eğer siz törenden hoşlanmayan anne-babalardansanız, ergen çocuğunuza artık ailenizin hayatına renk katacak kutlamalar ekleyeceğinizi ve ilerde aile içi hediye alışverişinde değişiklikler meydana geleceğini söylemenizi öneririm. Çocuğunuz buna gülebilir ya da sizin bu kalıbı yıkmak için gösterdiğiniz çabadan rahatsız olabilir ama şunu söyleyebilirim ki biraz zaman geçtikten sonra çocuğunuz ona verdiğiniz hediyelere başka bir açıdan bakacaktır ve ona yetişkinlik devresinde büyük rahatlık sağlayacak olan armağan verme sevgi dilini konuşmayı öğrenecektir.
__________________ ![]() |
![]() | ![]() |
![]() | #8 (permalink) |
Administrators Zerynthia ![]() Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() | ![]() HEDİYE VE MADDİYAT İçten ana babalar bana hep şu soruyu sorarlar: "Ergen çocuğuma sürekli hediyeler alırsam günümüz kültüründe son derece yaygın olan materyalist ruhu beslemiş olmaz mıyım?" Bu gerçekten de toplumumuzda ciddi bir tehlikedir, çünkü toplumumuzun büyük bir kısmı materyalisttir. Araba camındaki çıkartmada bile "Kim öldüğünde daha fazla oyuncağa sahipse o kazanır" yazar. Yetişkinler v eergenler oyuncak biriktirmek konusunda benzeşirler. Eğer son teknolojiyle üretilmiş en iyi modele sahipsek kendimizi başarılı hissederiz. Yetişkinler daha büyük evler, daha pahalı arabalar ve daha gelişmiş araçlar, tekneler, uçaklar ve son model dizüstü bilgisayarlar biriktiriyorlarsa ergenler de daha hızlı arabalar ve ileri müzik sistemleri, moda giysiler ayakkabılar ve CD'ler satın alarak geçici heves çılgınlığıyla ana-babalarına benzemediklerini ispatlamaya çalışmaktadırlar. Aslında hepimiz aynı şarkının temposuna ayak uydurmaya, alnızca farklı oyuncaklar biriktiriyoruz. Ebeveynler olarak "Ergen çocuğuma öğretmek istediğim şey bu mu?" diye sormayı akıl edebiliyoruz ama buna ek olarak kendimize, "Bu kendi hayatımda yapmak istediğim bir şey mi? Hayatta oyuncaklarımızı kazanmaya çalışmaktan ve onlarla oynamaktan daha önemli şeyler de var mı?" sorularını da sormak zorundayız. Çoğu yetişkin bunlardan daha önemli şeylerin olduğuna inanıyor, ancak büyük bir kısmıda bunun ne olduğunu kendilerine ve başkalarına anlatmaktan aciz. Bence bu sorunun cevabı iki yerde gizli. İlki sıradan olanın tadını çıkarmayı, ikincisi ise bunu başkalarıyla paylaşmayı öğrenmek. Binlerce sene boyunca kadınlar ve erkekler "oyuncakları" -19. ve 20. yüzyılda gerçekleşen sanayi ve teknoloji devrimlerinden sonra ortaya çıkan sayısız ürün- olmadan yaşadılar, insanlar bu oyuncaklardan uzak yaşayarak yemek yemek, uyumak, çalışmak, sanat ve doğayla haşır neşir olmak gibi hayatın sıradan zevklerini tattılar. İkincisi insanlar bu sıradan hayatı birbirleriyle paylaştılar. Bu sadece geniş aileler arasında bir bağlılık hissi doğmasına değil, insanların komşularıyla birleştiği bir ortam yaratmasına da vesile oldu. Çoğu insanda bu bağlılık hissi Tanrı'ya olan bağlılık fikrinin gelişmesine neden oldu. Tanrı var olan her şeyin yaratıcısı ve koruyucusu ve insanoğlunun birbiriyle olan ilişkilerini düzenleyen ahlâki yasanın kaynağı olarak kabul edildi. Batı dünyasındaki materyalizm olgusu insanoğlunun kendi gayretiyle ütopya yaratabileceğine inanmaya başladığı zaman ortaya çıktı. Sanayi ve teknolojide meydana gelen gelişmeler insanı artık yasaya ihtiyacı olmadığına ve bu ahlâk yasalarının ilahi olmayıp insanoğlu tarafından yönlendirilebileceğine ikna etti. İnsan aklı Tanrı olgusunun yerini aldı ve insanların el emeğiyle çıkardığı ürünler onların idolleri oluverdi. Bu bağlamda materyalizm bu idollere tapmak anlamına gelir. Bunlara bu derece bağlanmanın en yanıltıcı tarafı, en çok ihtiyacınız olduğu zaman onları bulamamanızdı. Hayatımız, toplum içinde görülen insandışı davranışlarla, uyuşturucu ve cinsel yolla gençlerimize bulaşıp onları mahveden hastalıklarla, boşanmayla sonuçlanan evliliklerle ve vücudumuzu tüketen türlü hastalıklarla yıkılırken biriktirdiğimiz oyuncaklarımız bizi rahatlatacak hiçbir şey yapamadıkları gibi böyle bir durumda son derece anlamsız kalırlar. İdollerimiz artık bizi terk etmişlerdir. Toplumumuzdaki birçok yetişkin materyalizmin günlük hayatın sıradan olaylarının basit kurallarından zevk almanın ve bu zevki de diğerleriyle paylaşmanın yerine geçen çok zayıf bir olgu olduğu kanısına varmaktadır. Birçoğu insan yüreğinin hayatın mutlak anlamını bulma yolunda hissettiği derin özlemlere bir cevap bulmak üzere maddiyat yerine yeniden maneviyata döndü. Eğer bu sizin de vardığınız bir sonuçsa o zaman armağan verirken gösterdiğiniz yanlış tutumla materyalizmin ruhunu beslediğiniz konusunda kaygı duymalısınız. Dünyayı makinelerden ve teknolojiden kurtarabiliriz demek değil -bu; anlamı seçtiğimiz hediyelerin ve onları karşımızdakine sunarken takındığımız tavırın bu derin gerçekliklere duyduğumuz sorumlulukla belirleneceğidir. Size ebeveynlere hediye verme sevgi dilini konuşurken göz önünde bulundurulması gereken ve bence son derece önemli olan iki alan önermeme izin verin.
__________________ ![]() |
![]() | ![]() |
![]() | #9 (permalink) |
Administrators Zerynthia ![]() Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() | ![]() PARA VERMEK Paranın Değeri İlk olarak üzerinde durulması gereken şey ergene para verme konusudur. Gerçek şudur ki; Batı toplumundaki gençler trilyon dolarlık pazarın asıl tüketicileridir. Reklamcılar reklam bütçelerinin büyük bir bölümünü ergenlere yönelik olarak hazırlıyorlar. Peki gençler bu büyük paralan nereden buluyor? Bu para öyle ya da böyle ailelerden gelmektedir. Eğer hediye verme temel sevgi dillerinden biriyse ve ebeveynler bu paraları çocuklarına veriyorlarsa bu ergenlerin sevgi depoları dolmalı diye düşünenler olabilir. Bu düşüncenin iki hatalı yanı var. Önce, verilen bu paranın hepsi bir hediye olarak verilmemiştir; bu ailenin işleyiş biçiminde olan bir şeydir ve ergen kendisine verileni kolayca kabul eder. İkincisi, ergen bu parayı kendi kazanmadığı için o paranın ergeniçin pek bir değeri yoktur. Neticede bu, parayı ailesinden almış olan ergende duygusal ve derin bir etki yaratmayacaktır. Peki ebeveynlerin çocuklarına para verme konusunda ne yapması gerekiyor? Soruna iki açıdan yaklaşmamız gerektiğini düşünüyorum. Birincisi ergeni çalışıp para kazanması için cesaretlendirmeliyiz. Bu, ergenin paranın değeri konusunda bir fikir edinebileceği tek yöntemdir. Ergen eğer 50 dolar kazanmak için çalışıyorsa ve kazandığını da markalı bir giysi için harcayacaksa istediği şeyi satın almak için sarf ettiği çaba hakkında düşünmeye başlayacaktır. Bu onun kendi kendine "Bu giysi onu almak için gösterdiğim çabaya değer mi?" sorusunu sormaya itecektir. Böylelikle de ergen zeki tüketici sıfatını alacaktır. Eğer ergen para kazanmak için çalışmak zorundaysa bu da onu almak istediği iki nesne arasında seçim yapmaya itecektir. Kişi istediği her şeyi elde edemiyorsa en fazla istediğinin hangisi olduğu konusunda mantıklı bir karar vermek durumundadır. Bu aynı zamanda ergeni gerçek yetişkinler dünyasına hazırlayan bir etken olacaktır. Eğer ebeveynin çocuğunun okul sonrası yapacağı işin onu spor yapmak, tiyatro, müzik, dans ya da jimnastik derslerine katılmak gibi etkinliklerden alıkoyacağı konusunda kaygıları varsa o zaman ebeveyn gence katılacağı bu etkinliklerd egöstereceği çaba için civardaki fast-food restoranının ödeme sistemine uygun olarak para vermeyi teklif edebilir. Bütün bu aktiviteler gencin en az restoranda ondan beklenen çaba kadar önemli gayret gerektirir. Okul etkinliklerine katılması ve gayret göstermesi için ödenen bu para yarım günlük bir işte çalışmak kadar yararlıdır. Ergen çocuğumuzu materyalizmin tehlikelerinden korumak istiyorsak ona sınırsız para vermemeli ve onun da bizden böyle bir şey beklememesini sağlamalıyız.
__________________ ![]() |
![]() | ![]() |
![]() | #10 (permalink) |
Administrators Zerynthia ![]() Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() | ![]() Özel Amaçlar İçin Para Vermek İkinci yaklaşım da şudur; ebeveyn çocuğuna para vermeyi uygun görürse bunu onu bir spor kampı masrafını karşılamak, konser biletini almak ya da fotoğraf, sanat vb. sınıfına yazdırmak gibi özel amaçlara hizmet etmek için yapar. Daha sonra ebeveyn bu parayı çocuğuna yukarıda anlatılan ipuçlarını değerlendirerek yani koşulsuz olarak, bir törenle, onay sözleri ve fiziksel temas eşliğinde ve mümkün olabildiği zamanlarda diğer aile üyelerinin yanında bir armağan olarak sunabilir. Ergen çalıştığı ve paranın değeri hakkında fikir sahibi olduğu için parayı bir hediye olarak vermeniz onu duygusal açıdan tatmin edecektir. Artık gencin sizden şu an aldığı paranın ne kadar zamanda kazanıldığına dair bir fikri vardır, bu da onun iç dünyasında duygusal anlamda haz almasını sağlayacaktır. Ebeveynler etkili hediye verme sanatının ipuçlarını izlemez ve paralarını rahatça savururlarsa -20 milyon şuraya, 40 milyon oraya, 100 milyon buraya gibi-onların para şeklinde verdiği hediyeler çocuklarını fazla mutlu etmeyebilir ve sevgi ihtiyaçlarını karşılamayabilir. Ben bazı ergen ebeveynlerinin çocuklarına hediye ettikleri parayı sevgi iletici etkili bir araç olarak kullanmayı öğrenemediklerini gördüm ama yukarıdaki önerilerin ebeveynlerin bunu çok daha etkili bir şekilde uygulamalarını sağlayacağına inanıyorum.
__________________ ![]() |
![]() | ![]() |
![]() |
Bookmarks |
| |
Çocuk Sağlığı ve Çocuk Psikolojisi Gençler İçin Beş Sevgi Dili Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Doğru Yol Gösterme Bence ebeveynlerin yapmaya çalıştıkları şeyi çocuklarına sözlü olarak ifade etmeleri gerekir. Annesi 13 yaşındaki Patrick'e, "Artık bir ergen olduğuna göre seninle bazı kişisel düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Sen küçükken senin için çok şey yaptım, çünkü seni çok seviyordum. ...
ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Çocuk Psikolojisi telkin cd indir izle İstanbul Çocuk Psikolojisi nerededir kimdir Çocuk Psikolojisi çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Çocuk Psikolojisi hipnoz Çocuk Psikolojisi olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Çocuk Psikolojisi hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Çocuk Psikolojisi kuantum düşünce kitap haberi