![]() |
BUTUN DUNYA KONUSUYOR--THE SECRET-- arkadaslar bu yaziyi bir sitede gordum sizlerle paylasmak istedim ne kadar seversek sevelim ya da bir seye ne kadar olumlu bakarsak bakalim yine de ustunde dusunmeli hatta suphe etmeli ve arastirmaliyiz diye dusunuyorum yoksa orta cagdan ne farkimiz kalirdi.Ne soylenirse oldugu gibi kabul edemeyiz ki...! degil mi?!kanitlanmis seyler bile degisim gosterebilir ki bu yasa gercekten kanitlanmis mi bilmiyorum herkes bir yerler de Albert Einstein in bu konunun dogru oldugunu soyledigini yaziyor.Ben henuz okumadim ve incelemedim. idea3 fikir sizin.............................!!!!!!!!!!!!!!!! !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! bir fikir elestiri yazisi oldugu icin siiznde okumanizi istedim. The Secret; İste Yeter ki! Şu herkesin elinden dilinden düşürmediği meşhur! çekim yasasını anlatan kitap (The Secret) hakkında görüş belirtme niyetim hiç yoktu. Ta ki bunların kendi kendilerine ‘öğretmen’ dedikleri, hem kitap hem dvd filmlerinde bolca referans gösterdikleri David Schirmer adlı (sözde) üstadin ortaya çıkan sahtekarlığını okuyana kadar… Bu Avusturalyalı ağbi bir yatırım uzmanı ve eğitmeni, bir konuşmacı, bir yazar… Yıllık geliri 1.5 milyon doların üzerinde. Önce onun The Secret’da yer alan şu muhteşem sözüne bir bakalım: “Bu ’sır’rı ilk anladığımda birçok fatura ödüyordum, bir sürüsü de sürekli posta kutuma doluşuyordu. ‘Bunu nasıl değiştirebilirim?’ dedim. Çekim yasası ‘Neye odaklanırsan onu elde edersin?’ der. Bankadan hesap belgemi aldım, mevcut bakiyemin olduğu yeri silerek, olmasını istediğim miktarla değiştirdim ve bana sadece çeklerin gönderildiğini hayal ettim. Bir ay içinde işler değişmeye başladı. Ve bu inanılmazdı. Artık sürekli çek alıyorum, fatura da geliyor, ama daha çok çek alıyorum.” Ne güzel değil mi? David verdiği ‘Zengin Olmanın Sırrı’ eğitimlerinde, öğrencilerinden ‘kısa dönemde yüksek faiz’ vaadleri ile kurduğunu söylediği yatırım fonuna para topluyor. Sonrasını tahmin ediyorsunuz. Bırakın faizi, kimseye ana parasını bile geri ödemiyor. (David’in şirketinde çalışıp yıllardır maaşını almayı bekleyenler de var.) Kısaca bu yatırım hocasının sırrı, etrafındaki kişilerin cebinden paraları çekmeye odaklanmış. A Current Affairs isimli bir TV programının ortaya çıkardığı skandal sonrası Avusturalya hükümeti kendisine vergi davası açsa da, o dünyanın dört bir yanında insanlara nasıl kısa zamanda zengin olabileceklerini öğretmeye(!) devam ediyor. Talebi de bir hayli fazla! İşte o TV programının birinci bölümü [ingilizce, hem de Avusturalya aksanı ile!] ( bu videoyu buraya ekleyebilrisem ekleyecegim simdi yapamadim tekrar deneyecegim) Bunlar da daha sonra çekilen ikinci ve üçüncü bölümleri. İşte bize The Secret kitap ve dvd filmlerinde yaşamın, mutluluğun, herşeyin sırrını öğreten sözde gurulardan birinin durumu. İçler acısı… [Robin Sharma‘nın kulakları çınlasın!] Mağdur David de boş durmuyor ve kendisi hakkında yapılan suçlamalardan ne kadar canının yandığını söylediği bir cevap videosu yayınlıyor. İçinde elle tutulur hiçbir done yok; hepimizin alışkın olduğu medya suçlaması dışında. Çok iyi bir politikacı olurmuş bu adam. Dönelim kitaba tekrar. Bakın bizim coğrafi, siyasi, eğitim veya sosyo-ekonomik nedenlere dayandığını sandığımız bir gerçek nasıl ters yüz ediliyor: “Sizce neden dünya nufusunun % birini dünyada ki toplam maddi gelirinin % doksan altisini sını kazanıyor? Tesadüf olduğunu mu düşünüyorsunuz? Hayır değil! Düzen böyledir, onlar bir şeyleri anlamışlardır. Onlar ’sır’rı biliyorlar. Şimdi siz de ’sır’ra ulaşıyorsunuz.” Olumlu veya olumsuz; hangi düşüncenize odaklanırsanız onu kendinize çekmiş olursunuz, o gerçek olur. Sevgili arkadaşlarım, siz de bu sırrı bilince artık zengin olabileceksiniz. Ve dolayısıyla yeryüzünde yaşayan herkes okursa… Fakirlik tarihe karışıyor! Piyango bileti alıp büyük ikramiyenin çıkmamasını istiyen tek kişi olabilir mi? Veya kazanmayı hayal etmeyen, çıkarsa o parayla yapacaklarını hayal etmeyen? Bilet alanlar zaten bu hayalleri satın almıyor mu? Milyonlarca kişi aynı hayali kuruyor. Bu kitabı okuyup daha olumlu ‘istemeyi’ öğrendikten sonra hepimize büyük ikramiye çıkıyor! Zengin olmak hiç bu kadar kolay olmamıştı. Ya da sağlıklı olmak, sevgiliye kavuşmak, mutlu olmak, uzun yaşamak… Ya da savaşların bitmesi, açlığın bitmesi, aids, kanser… Siz hayal edin, küresel ısınma da biter. Susuzluk da! Serdar Turgut; “Büyük ölçüde ‘umutsuz ev kadınları’ olarak adlandırılabilecek toplum kategorisi nezdinde çok popüler olan bu kitabı, Türkiye’de de çok kişi okuyor. Kitabı, bu sınıfın ilgiyle okumasının başta gelen nedeni, umutsuz ev kadını tarafından yazılmış olmasıdır.” derken, Radikal’den Pınar Öğünç konuya erotik bir boyut katmış: “‘Sır’ değil, servet pornosu.” “Modern safsata” ise zihnimize yeni giren başka bir ifade… Hatırlarsınız, Ayşe Arman Türkiye’deki yayıncının yardımı ile kitabın yazarı Rhonda Byrnes ile (mail yoluyla) bir söyleşi yaptığını zannediyor, gazetesinde yayınlıyor. Sonra anlaşılıyor ki cevapları gönderen Rhonda değil! Başta inkar eden, sonra olay netleşince “Ha yazar cevaplamış, ha ben” deme pişkinliği gösteren bir yayıncı var karşımızda! Ve tabii ki dolandırıldığını düşünen bir Ayşe Arman. Çekim yasası birilerin dolarları kendine çekmesine yaramış yaramasına da, olumsuz bir takım gariplikleri de etrafına çekiyor gibi. [Benim evde durmuyor bu kitap artık ] Bu arada unutmadan; David Schirmer da The Secret’daki arkadaşlarıyla yeni bir zincir satış politikası başlatmışlar. Çıkardıkları 47 dolarlık “How To Apply The Secret Step-by-Step” [Sırrın Adım Adım Uygulaması] isimli yeni kitaplarını satmak için “arkadaşlarınıza tavsiye edin, zengin olun” diyorlar. David’in hesabına göre yılda 47.107 dolar kazanabilirsiniz! ‘Kolay yoldan her güzel şey benim olsun’ diyen genel insan psikoloji için bu “sır” ne güzel bir besin kaynağı değil mi? Sen iste, düşünü kur; gerçek olur! Ver damardan! Araştırmalarım esnasında The Secret’ı tiye alan bir komediye de denk geldim. [Maalesef yine İngilizce] Biraz kafamız dağılsın! Odaklanmanın önemini ise hiçbir zaman yadsımıyoruz. [Bknz: İstersen Yaparsın!] Hayallerinin gerçek olması için tabi önce istemek, gerekli donanıma sahip olmak ve sonrasında tutkuyla ve odaklanarak çalışmak gerekli. Olumlu düşünmenin sırrını Hz Mevlana zaten yıllar önce bize vermedi mi? “Kardeşim sen düşünceden ibaretsin. Geriye kalan et ve kemiksin. Gül düşünürsün, gülistan olursun. Diken düşünürsün, dikenlik olursun.” “Geleneksel hurafelerle tatmin olmayan ama hurafesiz de kalamayan; dinlerin ortodoks yorumları ve ibadet modelleriyle uyumsuz ama gündelik hayattaki maneviyatsızlıktan da mustarip günümüz insanının bu tezden çok etkilenmesinde şaşacak bir yan yok elbette.” diyen Haşmet Babaoğlu, The Secret’in asıl sırrını hayal-dua-dilek-adak ile ilişkilendirdi geçenlerde. Pek bir keyifli dile getirmiş düşüncelerini: “Çevreme bakıyorum da, Rhonda Byrne’nın The Secret/Sır adlı kitabının etkisi yayıldıkça yayılıyor. Beş yıl önceki sevgilisinin fotoğrafını önüne koyup bakarak ‘geri gelmesi’ni umut edenler… Her sabah ceket cebine yüklü miktarda uyduruk bir çek koyup evden çıkan ve yakın zamanda yerini gerçeğinin alacağından emin olanlar… Sadece ‘pozitif’ şeyler düşüneceğim diye yanında hastalıktan, dertten söz ettirmeyen bencil alıklar… Daha neler neler var! Kimisi açık açık yapıyor bunu kimisi de çaktırmadan. Adı da ’sikrıt yapmak’ olup çıkmış. Birkaç ay önce bu konuda yazmaya kalkmış sonra uzun boylu eleştiriye girmekten vazgeçmiştim. Öyle ya! Bu tür kitaplar taşıdıkları büyük iddiaya ve teorilerinin kapsayıcılığına rağmen okurlarıyla aslında bire bir ilişki kuruyordu. Bir anlamda homopatik ilaçlara benziyorlardı. Hastalığa değil ama özel olarak o ‘hasta’ ya derman olan ilaçlar gibiydiler. O yüzden okurla kitap arasına girmemek belki en iyisi diye düşünmüştüm Fakat gözlemlediğim The Secret çılgınlığı en azından bir nokta üzerine kesin sözcüklerle yazmaya itiyor beni. Hangi nokta mı? Asıl sır noktası… Rhonda Byrnes’ın yaptığı ne? Binlerce yıllık insanlık kültürünün hayal-dua-dilek-adak konusunda biriktirdiği ne varsa hepsini bir araya getirip ona bir bilimsel yasa (Çekim Yasası) süsü vermek… Bu ‘yasa’ya göre bir şeyi olumlu biçimde çok isteyip özellikle de ‘görselleştirdiğinizde’ mıknatısa dönüşüyorsunuz. Ve o şey eninde sonunda gelip sizin çekim alanınıza giriyor, yani isteğiniz gerçekleşiyor.. The Secret’ın baştan çıkarıcı yüzlerce örnek ve alıntıyla anlattıklarının özü bu. Geleneksel hurafelerle tatmin olmayan ama hurafesiz de kalamayan; dinlerin ortodoks yorumları ve ibadet modelleriyle uyumsuz ama gündelik hayattaki maneviyatsızlıktan da mustarip günümüz insanının bu tezden çok etkilenmesinde şaşacak bir yan yok elbette. The Secret. Dinsel değil ama öyleymiş gibi.. Bilimsel değil ama öyleymiş gibi… Kitabın etkisi ve ünü de buradan kaynaklanıyor zaten: mış gibi yapmasından… Ama bir sorun var. Derin bir eksiklik… Büyük bir boşluk duygusu… Hayır! Birçok eleştirmenin vurguladığı gibi, kitabın aşırı maddi taleplere, günümüz insanının mutlak zenginlik ihtiraslarına hoş bakmasını kastetmiyorum. O işin ‘gel gel’ tarafı! Ama dikkat ederseniz fark edeceksiniz; yüreği titretmiyor The Secret. Soğuk. Bir prospektüs kadar işlevsel fakat soğuk! Neden peki? Sır da orada zaten. The Secret bir operasyon. İnsanlığın binlerce yıllık hayal-dua-dilek-adak kültürünün içinden Tanrı kavramını çekip çıkartma operasyonu… ‘İstersen olur’ diyor The Secret. Ama kim ‘ol’ duracak? Kimse!.. ‘Zaten yasa böyle’ diyor The Secret. Tanrı’nın adını ağzına almıyor. Onun yerine sürekli ‘evrene güvenin, inanın, inanç duyun’ diyor. Ancak işin bilim tarafından baktığınızda da sorun şu: Bilimde ne böyle bir yasa var ne de böyle bir evren vizyonu! Kitabı okuyunca ‘canım bu kitap babaannemin duaları ve batıl inançları gibi bir şey’ diyenler var. İyi niyetlerine rağmen özünde yanılıyorlar. Babaannelerimiz de kırk kez söylenenin gerçek olacağına inanırdı ama ne isterlerse Tanrı’dan isterlerdi. Bilirlerdi ki, sadece kendileri istediği için değil, Tanrı istediği için dilekler kabul olur. Hem ilgilisine hatırlatmanın tam sırası… İnsan dua eder, diler, ister ama bütün dinlerde kesin uyarı şudur: Neyin gerçekten hayır neyin şer olduğu bilgisi ne evrene ne de insana aittir. (’Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için hayırlıdır, sevdiğiniz bir şey de şerdir. Allah bilir de, siz bilmezsiniz.’ Bakara/216) O yüzden dualar takdiri Allah’a bırakır. Hem ilgilisine hatırlatmanın tam sırası… İnsan dua eder, diler, ister ama bütün dinlerde kesin uyarı şudur: Neyin gerçekten hayır neyin şer olduğu bilgisi ne evrene ne de insana aittir. (’Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için hayırlıdır, sevdiğiniz bir şey de şerdir. Allah bilir de, siz bilmezsiniz.’ Bakara/216) O yüzden dualar takdiri Allah’a bırakır. O yüzden dua denilen şey The Secret’taki gibi önü alınmaz bir tutku ifadesi değil, yakarış ve teslimiyettir.” Haşmet’in dediklerine tek bir eklemem var. İçimizdeki “umut açlığı” fırsatçı bir yazarın yazdığı bir kitap ile beslenebilen bir kıvama geldiyse, acaba umutlarımız da mı fırsatçı olmaya başladı? |
Ynt: BUTUN DUNYA KONUSUYOR--THE SECRET-- bu konuda cok sey soylenebilir ama benim kesin soyleyecegim ve kesinlikle emin oldugum bir sey var ki o da cok iyi bir pazarlama teknigi kulanilmis kitap cok guzle bir dizaynla hazirlanmis kuse kagida basilmis biliyorsunuz en pahali kagit en kaliteli kagit ustelik.bunun diisnda ciddi reklam tanitimlari yapiliyor ve biz ne kadar isin diisnda da kalsak dunyada tanitimi icin programlar hazirlaniyor ve saniirm yeni bir video kaydi hazirlanmis duurmda ama satistami bilmiyorum yani kesin olan su ki birileri iyi niyeti yanina alarak mi almayarak mi bilmiyorum ama cok cok iyi paralar kazaniyor.bu tam bir zihniyet.isin politik boyutuna girmek istemedigim icin daha fazla bir sey soylemeyecegim bu konuda ama iyice bir dusunmek lazim artilarini ve eksilerini ama ne olursa olsun ben yine de dogru olan birseyler de oldugunu biliyorum hissediyorum! bahsedilen video http://www.youtube.com/watch?v=icklckUsOGM |
Ynt: BUTUN DUNYA KONUSUYOR--THE SECRET-- Albert Einstein (14 Mart 1879 - 18 Nisan 1955) , Yahudi asıllı Almanyalı fizikçi. 20. yüzyılın en önemli kuramsal fizikçisi olarak nitelenen Albert Einstein, Görecelik kuramını geliştirmiş, kuantum mekaniği, istatistiksel mekanik ve kozmoloji dallarına önemli katkılar sağlamıştır. Kuramsal fiziğine katkılarından ve fotoelektrik etki olayına getirdiği açıklamadan dolayı 1921 Nobel Fizik Ödülü'ne layık görülmüştür. (Nobel Ödülü'nün ve Nobel Komitesi'nin o zamanki ilkeleri doğrultusunda, bugün en önemli katkısı olarak nitelendirilen Görecelik kuramı fazla kuramsal bulunmuş ve ödülde açıkça söz konusu edilmemiştir.) Einstein, 1879 yılında Güney Almanya'nın Ulm kentinde dünyaya geldi. Babası Einstein & Cie adında bir elektrik fabrikası sahibi; annesi ise, klasik müziğe meraklı, eğitimli bir ev hanımıydı. Konuşmaya geç başlaması ve içine kapanık bir çocuk olması, ailesini tedirginliğe düşürmüşse de, sonraki yıllarda sağlıklı bir çocuk olduğu anlaşıldı.1880 de ailesiyle Münih'e taşındı.Babası Hermann ve abisi Yakob burada Einstein&cie adında elektrik mühendisliği ile bir şirket kurdular.1894 yılında ailesin iflası nedeni ile italya'ya taşındılar Einstein: buluş ve çalışmalarındaki esin kaynağını ise kendisi: "Çocukluğumda yaşadığım iki önemli olayı unutamam. Biri, beş yaşında iken amcamın armağanı pusulada bulduğum gizem; diğeri on iki yaşındayken tanıştığım Öklit geometrisi. Gençliğinde bu geometrinin büyüsüne kapılmayan bir kimsenin, ileride kuramsal bilimde parlak bir atılım yapabileceği hiç beklenmemelidir!" sözleri ile açıklamıştır. Lise öğrenimini 1894'te İsviçre'de tamamladı ve 1896'da Zürih Politeknik Enstitüsü'ne (ETH) girdi. Sırp asıllı Mileva Maric adlı bir fizik öğrencisi ile evlendi. Mileva, Einstein'nın 1905'te çıkardığı araştırmanın matematik hesaplarında yardımcı olmuştur.1921 yılında teorisi üzerinde çalışmak için New York'a gitti 1933 de hitler'in ırkçı politikası sebebiyle Alman vatandalığından çıkartıldı ve Amerika'ya gitti va buranın vatandaşı oldu 1933 de Almanya'da Nasyonal Sosyalist Partisi'nin İktidar olmasıyla çalışmalarına izin verilmeyen 40 bilim adamı adına Mustafa Kemal ATATÜRK'e bir mektup yazarak onların Türkiye'de çalışmalarına devam etmelerini istemişti.Atatürk bu isteği kabul ederek İstanbul üniversitesi'nde çalışma imkanı tanımıştı Bu Dönemde Einstein'a İsrail Başbakanlığı teklif edildi ancak kabul etmedi.Dr. Chaim Weizmann ile Jerusalem Musevi Universitesini Kurdu. 1955'te yaşamını yitirene kadar bilim dünyasına pek çok katkıda bulundu. 1916'da yayımladığı "Genel Görelilik Kuramı", 1921'de "fotoelektrik etki ve kuramsal fizik alanında çalışmalarıyla Nobel Fizik Ödülü'nü aldı. Bern'de federal patent dairesinde görev aldı. Bu görevden arta kalan zamanlarda çağdaş fizikte ortaya atılmaya başlanan problemler üzerinde bir çok araştırma yaptı. Önce atomun yapısı ve Max Planck'ın kuantum teorisi ile ilgilendi. Brown hareketine ihtimaller hesabını uygulayarak bunun teorisini kurdu ve Avogadro sayısının değerini hesaplayarak teorisini test etti. Kuantum teorisinin önemini ilk anlayan fizikçilerden birisi oldu ve bunu ışıma enerjisine uyguladı. Bu da onun, ışık tanecikleri veya fotonlar hipotezini kurmasını ve fotoelektrik olayını açıklayabilmesini sağladı. 1905 yılında "Annalen der Physik" dergisinde bu çalışmalarını açıklayan iki yazısından başka, üçüncü bir yazısı daha çıktı ve bu yazıda görecelik teorisinin temelini attı. Teorileri sert tartışmalara yol açtı. 1909'da Zürih Üniversitesi'nde öğretim görevlisi oldu. Prag'da bir yıl kaldıktan sonra, Zürih Politeknik Enstitüsü'nde profesör oldu. 1913'de Berlin Kaiser-Wilhelm Enstitüsü'nde ders verdi ve Prusya Bilimler akademisine üye seçildi.Bir bilim adamı olarak 1. Dünya Savaşı'nda tarafsız kaldı. . İlk eşinden Hans ve Eduard isminde iki erkek çocuk sahibi olan bilim adamını 1914 yılında eşi terk etti. Birinci Dünya Savaşı nedeniyle yiyecek kıtlığı sırasında mide ağrıları çeken bilim adamına kuzeni Elsa bakmış ve ikinci defa kuzeni Elsa (takma ismi Else) ile evlenmiştir. Yabancı ülkelere birçok gezi yapmakla birlikte 1933'e kadar Berlin'de yaşadı. Almanya'da yönetime gelen Nasyonal Sosyalist (Nazi) rejimin ırkçı tutumu dolayısıyla, pek çok Musevi asıllı bilim adamı gibi o da Almanya'dan ayrıldı. Paris'te College de France'ta ders verdi; burdan Belçika'ya oradan da İngiltere'ye geçti. Son olarak Amerika Birleşik Devletleri'ne giderek Princeton Üniversitesi kampüsünde etkinlik gösteren Institute for Advanced Study'de (İleri Araştırma Enstitüsü) profesör oldu. 1940 yılında Amerikan yurttaşlığına geçti. Küçük oğlu Eduard akıl hastalığı nedeni ile Zürih yakınlarında bir bakım evinde hayatını geçirmiş; büyük oğlu Albert, babası ve annesinin karşılaştığı Zürih Polytechnic'te mühendislik okumuş ve daha sonra University of California, Berkley'de profesörlük yapmıştır. 1955'de Princeton'da ölmüştür; oğlu Albert yanında bulunmuştur. Üvey kızı Margot Einstein, bilim adamının kişisel mektuplarını özenle herkesten saklamış ve kendisinin ölümünden 20 yıl sonra daha saklı kalmasını vasiyet etmisti. Günümüzde Princeton Üniversitesi tarafından basılan bu mektuplar bilim adamının gizli kalmış özel yaşamı hakkında ilginç bilgiler sunulmaktadır. Buluşları Einstein'ın fizik alanındaki çalışmaları modern bilimi büyük ölçüde etkiledi. Kendisi özellikle zaman ve uzay için düzenlenmiş bağlılık İzafiyet Teorisi ile tanındı. Bu teori üç bölüme ayrılır: Newton mekaniğinin yasalarını değiştiren ve kütle ile enerjinin eşdeğerli olduğunu öne süren Özel Görecelik (1905); Eğrisel ve sonlu olarak düşünülen dört boyutlu bir evrene ait çekim teorisini veren Genel Görelilik (1916); Elektro-manyetizma ve yerçekimini aynı alanda birleştiren daha geniş kapsamlı teori denemeleri. İlk iki teorinin geçerliliği atom fiziği ve astronomi alanında yapılan deneylerle çok başarılı bir biçimde sınanmıştır; çağdaş fiziğin temel taşları arasında yer alırlar. Einstein'ın atom ile ilgili olarak: "Ben atomu iyi bir şey için keşfettim,ama insanlar atomla birbirlerini öldürüyorlar." demiştir. Ayrıca birçok kişinin ilgisini çeken "Neden Sosyalizm?" adlı yazısı Monthly Review adlı aylık dergisinin, ilk sayısının, ilk yazısıdır. |
Ynt: BUTUN DUNYA KONUSUYOR--THE SECRET-- |
Ynt: BUTUN DUNYA KONUSUYOR--THE SECRET-- happy6 secret gerçektir bana mini bir servet ve kişilik olarak döndü :) smiliyface skan67 hpm2 |
Ynt: BUTUN DUNYA KONUSUYOR--THE SECRET-- dusun nasıl oldu bu ıs bıze nıye anlatmamısın Alı ask olsun ya bızde ıse yarıyor mu dıye dusunup duruyoruz konusuyoruz yorumluyoruz |
Ynt: BUTUN DUNYA KONUSUYOR--THE SECRET-- dusun hasmet babaoglunun abarttigini dusunuyorum. biraz da demogoji oldugunu. avrupadaki pozitif bilimin ortaya cikisi enduluste islam bilginlerinin kaynaklarindan derlenen bilgilerdir. evet tasavvuf the secret ogretisiyle kiyas kabul etmeyecek derecede derindir. sorun zaten artik maneviyatin giderek ortadan kayolmasi ve ogretilerin karsimiza pozitivist, makyavelist sekillerde cikmasi. newton yercekimini buldu, ona diyor muyuz, yer cekmiyor, ceken tanridir diye? muslumanlar hem kendileri geri kaldi hem de geri birakiliyor. ninelerimiz dua ederlerdi, evrene degil evet, Allah'a, simdi goruyoruz ninelerimizi, teyzelerimizi, Allah'tan mi istiyorlar yoksa seda sayandan mi kusum aydindan mi? hikmet pesindeler mi daha ziyade artik mal mulk, para mi? cekim yasasina gore bunu biz cektik. soyle yazmistim :http://dmrc.azbuz.com/readArticle.js...8492420</body> |
Ynt: BUTUN DUNYA KONUSUYOR--THE SECRET-- Secret vs.. vs diyorum çünki "başarı" arayan , birşeylere ulaşmaya çalışan hedef sahibi insanlar zaten bunun gibi sürüsüyle yol yordamı bulup deniyorlardı , secret belki bundan önce hiç "ne istediğini - gerçekten ne istediğini" düşünmemiş , aslında "hayalim" dediği şeylerin başkalarının , arkadaşlarının ailesinin , şunu bunun tv'nin radyonun telkin ettiği "ezberler" olduğunun farkına varamamış insanlarımız için geldi , evet :) secret'i onlar çağırdı. Secret ne yapıyor ? ilk defa binlerce insanımıza korkmadan , aman olmaz demeden , nasıl olur ki sorusunu sordurmadan , bezdirmeden , özgürce hayal kurduruyor. Eğer hayallerini renkli , geniş ekran görebiliyorlarsa , hayallerinde "izleyici" değil bizzat katılımcı olabiliyorlarsa, sıcağını soğuğunu rüzgarını o an hissedebiliyorlarsa içlerinde birşey "bunu kesin yaşamam lazım ! "diye tutturuyor, işte o zaman oluyor ne oluyorsa... Buna bir ad lazımdı :) Adı "secret" oldu , pekala öyle olsun :) Biz denize olta atmış ama balık tutamayan adamlardık , zira ne renk balık tutacağımıza karar verememiştik , birileri geldi "ne istiyorsun söyle" dedi , "mavi" dedik , ve mavi balıkları gördük ! ve yakaladık ! Mavi balık hep oradaydı , ama biz onu istediğimizi kendimize bile söylememiştik , ne istediğimizin farkında olarak hayata bakarsak istediklerimize giden yoluda görürüz. Secret benim için , insanlarımıza özgürce hayal kurdurmaya yaramış bir rüzgar , yelkenini doldurana helal olsun :) |
Ynt: BUTUN DUNYA KONUSUYOR--THE SECRET-- warhuny yazdiklarini begendim. |
Ynt: BUTUN DUNYA KONUSUYOR--THE SECRET-- Bende sizlere katiliyorum... Bir yabanci kanalda bende Rhonda nin röpartajini seyrettim yaklasik 2 saatlik bir programdi... Ki seyretmeden oncede aynen bu sekilde düsünüyordum ama yazardan bu aciklamalari duymakta beni sevindirdi acikcasi.... Örneklerle cok sade bir dilde anlatti.. Ve oradaki seyircilerden de birisi Sümbülx in dedigi Tanri dan bahsedilmedigini soyledi.. Rhonda buna cevap olarak : Aslinda kelime olarak degil ama olgu olarak geciyor.. Biz tüm dinlere hitap etmek icin belirli bir ad koymadik.. Ama lütfen bana Evren i tarif edin... Evren i programlayani tarif edin.. Evren size sunduklarini nereden veriyor .. bunu bir dusunun... Bu kitabn temeli Kuantum Fizik temeline dayanmaktadir.. Hangi Kuantum Fizikcisi Tanri yi inkar etti.. Lütfen kayitlari arastirin.. Tam tersine Tanri nin bu cekim yasasini insanlara nasil sundugunu anlatmaya calisiyorlar... Evren bunu kendi kendine yapmadi saniyorum... Bilimsel bir tarzda yazdigimiz icin kitabi direk ad koymak istemedik bazi diger konularla karistirilsin istemedik... Siz Evren den istediginizde zaten onun sahibine söylemis oluyorsunuz.. Evreen burada sadece aldigi Tanri dan aldigi sizin dileginizle olan komutu sizin fiziksel ortamaniza getirmektir.. Ayarlama yapmaktadir... Kitabimi bir kez daha okuyun ve özellikle Sükür bölümüne bakmanizi tavsiye ediyorum diyerek konuyu kapattilar... |
Ynt: BUTUN DUNYA KONUSUYOR--THE SECRET-- Monange evrenden isteyin lafi beni de biraz rahatsiz etmisti, bunu duymak rahatlatti k8908 Ayrica kitaba gelen elestirilerden biri de, e madem isteyinde oluyor, o halde herkes zengin olur, gibi sozler. Ama istemek oyle kolay degil. Bilincaltindaki olumsuz bir yigin cop, istemiyorum deyip dururken, istemek biraz zor. 98569 Simdi tabiri caizsse dananin kuyrugu burada kopuyor. khkh56 2 sene once gelecekte zengin edecek 4 meslekten birinin psikoloji oldugunu duydum. (digeri de tarim-hani organik falan oburlerini unuttum) Gercekten 2 senede korkunc bir ilerleme gordum. Eskiden bir Dogan Cuceloglu'nun kitaplari vardi Turkiyede (abartmis olabilirim ama yine de buyuk fark var degil mi ama)... khkh56 Secret sedece bir seye isaret ediyor, artik nasil bir strateji belirleyecegin sana kalmis yani... art56art56 Bir de aklima su geldi, Allah samimiyetle yapilan tum dualari kabul eder, demek ki samimiyetle ve temiz kalple dua etmek cok kolay degil ki herkesin duasi kabul olmuyor. 96 |
Ynt: BUTUN DUNYA KONUSUYOR--THE SECRET-- dmrcderya cim eeeeee birakin herkes zengin olsunnnnn cilgin897 Dünyada herkese fazlasindan da fazla yetecek nimet var... 96 Bencil olmasin insanlarrrr , paylasin... Paylastikca cogaliyor hersey .. ben bunu bizzat uygulayan birisiyim ve her zaman bana daha fazla olarak geri dönüyor... Bazi seyleri biraz temiz ve saf duygularla arastirip okuyalim derim.. Herseyin altinda birsey aramak yada birseylere devamli itiraz etmekte moda haline geldi... Türk insanlarini bu damgayla tanitmaya gerek yok aslinda amaaaaa anlayamiyorum bazen neden bu sekilde davranip , düsünüyorlar diye... |
Ynt: BUTUN DUNYA KONUSUYOR--THE SECRET-- Birde şu durum varki,insanlar artık bestseller olan kitapları aşağılar gözle bakmaya başladılar...Yani çok satan kitaplar çok iyi olmayan pazarlama harikası olan kitaplar olarak bakılıyor...The Secret'ta onlardan biriydi...Bence kitap kitaptır ve içinden sana uyanı alırsın uymayanıda götürür onun yerine başka kitap alırsın...Secret'ı hayatıma geçirmiş bir insan olarak,ben çok fazla yararlandım o kitaptan ve eski püskü bir kitap olasaydıda yine okurdum...Benim için kitabın kapağı yada ambalajı çok fazla önem taşımaz,önemli olan içindeki bilgilerdir...o kitap kokusudur...O kokuyu eski,yeni farketmez almak isterim...The secret insana bazı bilgilere götüren bir anahtar olarak görüyorum...Ve baktığım kadarıyla o anahtarı doğru kullanan insanların hayatlarında ciddi değişimler yaşanıyor,ama yok anahtardan kuşkulanan nasıl kullanacağımki diye hayıflanan yada düşünen kişilerde hiçbirşeye yaramıyor,çünkü kafalarını "işe yaramıyor"'a şartlamış bulunuyorlar... Ayrıca ben the secret'ın evren tanımını mantıklı buluyorum...Sonuçta bu kitabı herkes okuyabilir,çok dindarından ateist'ine kadar,herkes kendi inancına göre evreni şekillendirir,bu kişiye kalmış birşey...Altından niye şöyle,niye böyle diye birşeyler aramak fazla... Sadece salt bu teknikleri uygulamanın yanında Eft,Deap Peat,Sedona,meditasyonlar ve son olarak iki nokta tekniği ile beraber uygulandığında çok daha etkili oluyor çekim yasası...İçinizdeki olumsuzlukları bir bir temizledikten sonra daha pozitif ve daha berrak bir şekilde işleyebilirsiniz...Sonra salt pozitif düşünüyorumda birşey olmuyor denmez,çünkü gerçekten doğal olarak pozitif düşünür,daha rahat ve huzurlu bakarsınız olaylara... The Secret çoğu insanın uyanmasına basamak olmuş bir kitaptır bence... |
Ynt: BUTUN DUNYA KONUSUYOR--THE SECRET-- khkh56 evet monange herkes zengin olsun. elini kolunu tutan yok degil mi ya alk78 ben de nedenini bilmiyorum ama bizim milletteki olumsuz telkinler sunlar. -Para kazanmak kolay mi? -Prayi sokaktan mi topluyoruz -Birak onu bunu da para kazan da o zaman gorelim. -Para kazanma ugrasi disinda her sey sacma ve anlamsizdir. (Halbuki insanin kendini gelistirmesi daha cok bollugu cekmesini saglar bance) -Biz adam olmayiz. En kotusu ve en yaygini bu. Sanirim kendimize baskalarinin gozuyle bakma aliskanligi edinmisiz, milletce kendi gozumuzle gormeyi becerebilsek... |
Ynt: BUTUN DUNYA KONUSUYOR--THE SECRET-- zengin olmakla ilgili bir kitap okumuştum... m.ö. yaşamış eski bir mısır uygarlığından çıkarılan bir yazıdan günümüze hiç değişmemiş bir formül veriyodu... aklımda kaldığı kadarıyla... toplam kazancının %10' nu biriktirerek yaklaşık 5-10 yıl arasında zengin olabiliyosun... ister gelirin 300 yetele olsun ister 3000 hiç farketmiyor.... %10'nunu biriktiriyosun ve asla borç vermiyosun vede o paraya dokunmuyorsun... her ne olursa olsun... birikim başladıktan sonra özenle artırma ve değerlendirme işine giriyosun... kitaplarımın arasında olacaktı eğer bulabilirsem ismini yazarım daha sonra... kitabın yazarı bnu bizzat uygulamış ve zenginliğe ulaşmıştı... bilmem bu yazının bir faydası olurmu? smiliyface |
Ynt: BUTUN DUNYA KONUSUYOR--THE SECRET-- Alıntı:
|
Ynt: BUTUN DUNYA KONUSUYOR--THE SECRET-- super zengin insan hayatta en çok şeye sahip olan değil en as şeye ihtiyacı olandır.... ben zengin değilim olmak da istemiyorum.... hih33 |
Ynt: BUTUN DUNYA KONUSUYOR--THE SECRET-- Alıntı:
Kendi gösterisine gelen insanlarin cogunun salonu full görmesi sonucunda kendi aralarinda konustuklari tek konu suymus : Bilete tam adam basina su payari verdik.. Bu salando yaklasik 3,000 kisi olsa bu gecenin hasilati su kadardir.. Iyi iyyyiiiii vallaha iyyyiiiii .. Iyi para kazaniyor velet.. Sende istiyorsan sende cik sahneye yap bu isin aynisini veya benzerini sende kazan o parayi kim engel ki sana cilgin897 dimiiiii yaaaaa ... Birakalim artik isimize yaramayan elestirileri bunlarin bizi geriletmekten baska bir faydasi yok... , kendimize örnek almak istediklerimizi , gelistirici konulari örnek alalim.. s456 |
Ynt: BUTUN DUNYA KONUSUYOR--THE SECRET-- Alıntı:
http://www.hayatimdegisti.com/forum/...i-t3436.0.html actionsmile |
Ynt: BUTUN DUNYA KONUSUYOR--THE SECRET-- Alıntı:
|
Ynt: BUTUN DUNYA KONUSUYOR--THE SECRET-- bu yazıyı gözden kaçırmışım iyi hatırlatma oldu, zamanlama da muhteşem. teşekkürler. Alıntı:
|
Ynt: BUTUN DUNYA KONUSUYOR--THE SECRET-- Alıntı:
Bu arada Cem Yilmazi hatirladim, cok komikti... khkh56 Adam dogru soyluyor... |
Ynt: BUTUN DUNYA KONUSUYOR--THE SECRET-- ben de bu konuda tam emin degilim ama bu filmde elimizde olanlara sukretmeyi de ogutluyor yani once Allah a bize verdigi nimetler icin sukredicez daha sonra ondan istediklerimizi samimi bir sekilde istiycez evet Allah dualari geri cevirmez dunya da olmasa bile ahirette mutlaka olur bunu islam kaynaklarindan biliyoruz secret filmi bunu biraz degistirip evrenden istememizi soyluyor ancak evrenin de bir yaraticisi var o da Allah ben de secret filmini izledikten sonra Allah a daha cok sukretmeye basladim ve ondan icimden gelerek istiyorum ve Allahin izniyle oluyor sevgiyle ve pozitif kalin hismiley |
Ynt: BUTUN DUNYA KONUSUYOR--THE SECRET-- Alıntı:
Teşekkürler, ellerine sağlık sümbül kardeş. Ben de bu çekim yasasını şu sitede okuduktan beri aynı şeyleri düşünüyorum, neden huiç ALLAH diye söz edilmiyor, her kes her istediğini yaparsa şu dünyanın hali ne olur??? Bence bu çekim yasası falan-filan gibi şeyler boş, tek bir şey var ki, her zaman olumlu düşünmek ve her ne olursa-olsun ve başımıza her ne gelirse-gelsin bi hep pozitif olmak gerekir, çünkü eğer biz yalnış bir şey yapmadıysak başımıza gelen her kötü ve iyi şeyde bir hayir vardir. Bence ALLAH(c.c.) hiç bir bendesinin olumsuz düşünmesini ve karamsar olarak hayata küsmesini de istemez. Ne dilersek ALLAH (c.c.)den dileyelim, ama hayırlısını tabiii ki.... kiss3 |
ben daha filmi izlemedim bir arkadaşım tavsiye etti bir saattir internette arıyorum bu siteye sırf filmi izlemek için üye oldum acaba burada elinde olan varmı |
Yukarıdaki yazıyı okudum... haklı taraflarıda va saçmaladığı taraflarıda... Sırrın uygulanması ile ilgili bilgiler yıllardır düşünce gücü kitaplarında mevcut. Bir kitabın reklamı çok iyi ve anlatımı yalınsa bu ticari bir başarıdır. Ve öğretilmek istenen amacı max düzeyde okuyucuya sağlamak amaçlanmıştır. Harika bir belgesel çevrilmiştir... Ve belgeselin bir yerinde DİNİ KONUYA DEĞİLİMİŞTİR. Evren ve Allah arasındaki bağı anlatıyor. Ha burda ticari başarı ön plana alınmış ve objektif olunmak istenmiş. Yani Allaha inananda inanmayanda hedeflenmiş. Allaha inanmayan biri bunun dini bir kitap olduğunu düşünüp okumayabilirdi demi... Dini konulara girilmemiş... Gerçek şu ki... bir insan Allah'a inansa da inanmasada dünyada her istediğini yapabilir istediği herşleye sahip olabilir. Allah inancı öldükten sonrada sorgulanacaktır. Çekim yasasını dini olarak kanıtlayan bir makale yazmıştım. ve halada araştırıyorum... onlarca örnek var... Kuranı, incili ve tavratı araştırıyorum biraz araştırırsanız şok olacaksınız... Ha ister kitapta anlatılsın... ister en kral belgesel çekilsin... isterse adım adım uygulamalar öğretilsin. Bu güç gerçekten belli kişilere veriliyor... Çoğu insan bunu içsel olarak başaramıyor. bunuda yeni yeni anlıyorum |
Alıntı:
yani uğraşmanın bir faydası yok diyorsunuz? ben bu konuda en çok yazanlardan ve bilgi vermeye çalışanlardan biri olduğunuzu düşünüyordum.. yanlış mı anladım acaba rt67 |
Alıntı:
|
bu güç hepimizin içinde var kullanmayı secenler veya secmeyenler arassında bir fark vardır,akın berk arkadasımız bunu kastetmıs olabilir tabi kendi acıklayacaktır |
akın berk arkadaşım herhalde yunus emre,mevlana gibilerinden bahsediyor..herhalde secreti en iyi uygulayanlar onlar....dusun2 |
Alıntı:
|
Benim bu yazıdan anladığım Akın Berk sanırım inancın gücünden bahsetmiş. Elbette isteyen herkes çekim yasasını çalıştırabilir,uygulayabilir.Ama içimizdeki kalıpları aşmamız zorluyor bizi,doğru olduğu sanılarak içimize yıllarca işlenen yanlış bilgiler bize istemeden bir fren sistemi koyuyor. İnancın gücü burada tartışılmaz bir unsur bence.Sadece inanmak ve ne olursa olsun hedefimizden şaşmamak.Eğer denildiği gibi hayırlıysa o olur. İnancın gücü evet sayılı insanlarda vardır,doğru olabilir. Öz'ü bulmuş ve içselleştirmiş kişi çekim yasasını en kusursuz işleten kişi olsa gerek. Sonuca odaklanmadan,kafasında şüphe barındırmadan yönelen kişi ile bunun tam tersini yapan biri ne kadar aynı kefeye koyulabilir ki.Her daim kafasında sorularla gezen,doğruluğu kanıtlanmış veya kabullenilmiş birşey için bile aynı konuda binlerce anti tez oluşturabilen ve buna kendi kendini inandırmayı seçen birisi sanırım sadece soruları kendisine çeker ve belirsizliği. İnanç en güçlü çekimdir bence. Bir şeyin zaten sizin olduğuna inanmanız,ona elbet ulaşacağınızı bilmeniz yolun yarısını kat ettirir size.Geriye kalan eylemdir. Naçizane fikirlerim. Sevgiler. |
Tarih boyu bir şeyler başaran insanlar secret diye bir kitap okumamışlardı. yada bizim burda sıraladığımız onlarca yöntemi kullanmamışlardı. yada internet sitelerinden onlarca makale okuyacak imkanları yoktu. Bunlar istedikleri için zaten o bilince kavuşan insanlardı. Bu bilinç onlara oturana kadar aylar yıllar geçti. Başarısız ola ola başarının asıl sırlarını ve doğru düşünmeyi öğrendiler. Dünyayı sarsan asıl şeyi nedir Secretin içindeki bilgiler mi ? hayır ben size secretten daha etkili bir çok kitap sayarım yıllardır var olan. Secret Ambalajı güzel, anlatımı yalın dünyadaki hangi dile çevririlse çevrilsin okuyucuyu etkileyecek kadar özel kelimesi kelimesine tasarlanmış VE sloganını da insanların egolarını hesap edip "Büyük Yaşam Sırrı" diye cuk oturan bir cümle koyan, Etkileyici bir belgeselle desteklenmiş TİCARİ BİR BAŞARIDIR. ne kadar benzer bilmiyorum. Titanik hakkında 1999 den önce ne biliyordunuz. Di caprionun 99 de çevirdiği 11 oscarlı filmden sonra TARİHİN EN BÜYÜK trajedisi diye konuşulan Titanici 99 den önce kaç kişi biliyodu. Oysa 1912 de batmıştı. Öyle bir film çekmişlerdi ki Sonu bilinmesine rağmen etkileyciydi. Yaşananlardan çok akılda kalan filmin kendisiydi... Ben elbette bu siteye bildiğim ölçüde yazıcam. Yazmanın faydalarınıda gördüm. soruldukça cevapladım. Aynı şeyleri tekrar tekrar yazarken bir daha hatırladım... sonra bir daha... sonra bir daha.... Ben bu yola çıkarken 1 yıl hiç birşey dilemedim. mutlu olabilmeyi öğrendim. sevginin gücünü öğrendim. evrendeki adaleti keşfettim. insanları gözlemlemeyi öğrendim. Yardım edebilmenin geri dönüşümünü öğrendim. Olumsuzluklar karşsında hiç etkilenmemeyi öğrendim. Mütavzi olmayı öğrendim, egolarımdan sıyrılmayı öğrendim. Vazgeçmemeyi öğrendim. Bunu insanlarla yazılarımda olabildiğince paylaştım. Ama görüyorum ki. Bizim yazılarımızın henüz bir kaçını okuyan daha bakış açısını deiştirmeden hemen aklındaki dileği gerçekleştirmek için yola koyuluyor. sırf o resmi kafasında tutarak gerçekleşebiliceği kanısına düşüyor. 3-4 gün sonra gelip "yapıyorum ama niye olmuyor" ağla2 diyolar. Yada karşısına çıkan olumsuzları yaratımın bir parçası olduğunu hesap edemeyip bu düşünce sisteminin işe yaramadığını söylüyolar. herşeyi başa döndürüyolar. Bunu büyü gibi görüp yöntemler bütünü sandıkları için "işe yaramıyor" diyorlar. Yada birazcık gayret edip inatla kendileri için gereli olan parayı ve objeleri çekiyorlar. Ama çektikleriyle kalıyor tekrar tekdüze hayatlarına geri dönüyorlar. Dinini bile yarım, desteksiz, gelenekçi öğrendikleri için "iyide ALLAH bunun neresinde" diyorlar. İnançları kırılıyor. Benim gibi ayet ayet inceleyip gözleri dolabilen birine Ateist yakıştırması bile yapabiliyolar. (kimin umrunda) =) Doğru olan en mükemmel yaşantıyı dilemek deildir. Kıyaslamanın doğasında eşitsizlik vardır. Birileri bizden ya daha iyi yada daha kötü olucaktır.Fizikte "verim" diye bir kavram vardırki, her şey bir verim dahilinde gerçekleşir. Birileri hep daha çok isteyecektir birşeyleri... Bu güç neden mi herkese verilemez. Çok basit. Toplumda herkesin üst düzeyde yer aldığı düşünülemez. Kişiler arasında mutlaka az yada çok bir takım farklar olucaktır. Çünkü Evrensel Zihin toplum düzenini fizik, ruh, yetenekler, zenginlik derecesi gibi çeşitlilik esasına göre kurmuştur. Toplumun her düzeyde bireylere ihtiyaç vardır. Birşeyleri göremeyen insanlar mutlaka olucaktır. Bu saydıklarım olmadan toplumun çarkları dönmez dönemez... Eğer bu gücün sizde olduğuna inananlardansanız,Bu yola baş koyan insanın ilk yapacağı şey "ben kimim" sorusunun yanıtını aramaktır. kim olduğunu ve neden burda olduğunu bul. ilk yapmanız gereken budur. |
Alıntı:
Bu satırlara tamamıyle kalpten katılıyorum..Bakış açımızı özümüzü değiştirmemiz şart,bilinç düzeyimiz değişmeden "şunu istiyorum olmuyor,bunu istiyorum olmuyor" demek şımarıklık oluyor..Akın benim duygularıma tercüman olmuşsun ben de dışarıda bir arkadaşımla aynı şeyi yaşadım..O özel hayatında birini çekebilmek için benden fikir istemişti ben de birkaç konudan bahsettim,sadece çekim yasası hakkında yüzeysel bir bilgisi vardı..Çok çabaladım ,sitemizden çok data bulup özel kendim seçtim yolladım ama umurunda değildi..sanki bir hap istiyordu yutayım yarın olsun..İşte ben bu yaklaşımı anlamakta güçlük çekiyorum..Ne kadar egoistçe ve yüzeysel "amaan işim görülsün tamam" yaklaşımı bu..Ve dediğin gibi Akın 1-2 gün sanki oyun oynarmışcasına demek istediğim dalga gecer gibi imgeleme yaparak bazen bana sorunca " 1 hafta yaptım yetmez mi off neden olmuyor,olmuyor işte ben biliyordum olmayacağını" demeleri beni çıldırtıyor..Hep inandığım birşey var bir insan değişmeyi kendi istemeli önce,kendimiz değişmeden ve bizim kendimizin bu değişim için çabası olmadan etrafı değiştirmeye çalışmakla olmuyor..Bu bilinç düzeyine gelmek çalışma gerektiriyor..Bir kere insanlar çok katmanlı,çok kalkanları var,çok suni hatta çoğu yani bunu açıkça söyleyebilirim..Bu yolda boşa geçen zamanlarına üzülüyorum ben aslında ama bu da onların tekamülü..Bazı dersleri kendileri yaşayarak öğrenmeleri gerekiyor.. Secret konusuna da tamamen katılıyorum yani ticari bir başarı olduguna,o sadece bir kapı oldu,hatta %100 düşünce gücü kitabı ben kendimi bildim bileli raflardaydı,ama secretta çok iyi pazarlama yapıldı,görsel olarak da çok desteklendi ve dediğin gibi kitap her seviyeye hitap eden kapsayıcı kolay okunan bir dille yazılmıştı..Çekim yasasının hakkını yemiyorum ama çok değerli başka metodlar da var Kuantum Düşünce Yöntemi ,ben onun evrensel bütünün hayrını da çok güzel ortaya koyduğunu düşünüyorum.. Bir de genelde konuyla ilgilenmeye başlayan herkesin direkt sorduğu " neden o zaman dünyadaki herkesin istekleri gerçekleşmiyor,neden o zaman herkes zengin değil.." gibi klasik soruları var..Sadece bir metodu okumak bazen yeterli olmuyor,aslında tüm metodlar bir bütünü oluşturuyor,hatta konular,örneğin Karma konusu,Bu tarz yaklaşımlarla olunca konuşmak ve iletişim krmak zor olabilyor bazen günlük hayatta dışarıda kişilerle..Bana " neden o zaman dünyadaki herkesin istekleri gerçekleşmiyor,neden o zaman herkes zengin değil.."diye sorup da bir böbürlendikleri zaman göreceksiniz aa34kaleciyi ters köşeye yatırmış gibi bir ifadeleri oluyor :)) enerjimi tükettiklerini hissedince sessiz kalmayı seçiyorum çünkü algılayabilecek frekansta olmuyorlar, çünkü gerçekten öğrenip yardım almak istemediklerini anlıyorum o zaman ,daha çok bir haklı çıkma ve altetme çabası içinde oluyorlar :)))))) |
Arkadaşlar okuyamadım hepsini ama benim bildiğim şey secret'in bende işe yaramadığıdır...Çok fazla kendinizi vermeyin, kesin olan şu ki dualar kabul olur, dua ederken rahatlarsınız ve sizi yaratan yaratıcıdan istersiniz dileğinizi ama secretta tanrı denen bir olgu yok, insanın içinde tanrının bir parçası olduğundan söz ediliyor, aslında bir dinin uzantısı gibi bişi bence...Allah yarattıklarına kendi nefesinden üflemiştir ama bu bizim sadece düşünerek birşeyleri başaracağımız anlamına gelmez...İnancımız doğrultusunda dua etmek en güzeli... |
insan inandığını görür... İşe yaradığını yada yaramadığını söylesen haklısındır pofuduk =) |
aslında benim ne demek istediğini anladığını biliyorum, bu inanmak ya da inanmamakla ilgisi yok, bi işe yaramıyor işte... |
Hani bir olayda derler ya 'Ben almıyorum,ama alana da mani olmuyorum' diye,bu mesajların sonu biraz oraya gidiyormuş gibi geldi bana. Sende işe yaramıyor olması demek kimse bunu başaramaz demek değil ki Sevgili Pofuduk onayi Şimdiye kadar çekim yaparak bir şeyleri başaran o kadar çok kişi var ki burada.Olmuyor işe yaramıyor diyerek sadece kendi fikirlerini yansıtıyorsun. Ben olmadığına,işe yaramadığına inanmıyorum,ama buna inanmayı seçene de mani olmuyorum. Sevgiler. |
Bütün dünya konuşuyor the secret (ya müslümanlar) Bu konu üzerin uzunca bir zamandır ben de düşünüp yorumlar getirmeye çalışıyorum kendimce.biraz haklılık payı olduğunuda düşünmekteyim ama ben olaya sadece islami bir bakış açısı ile baktığımda Allah (c.c) bizi düşüncelerimizden dolayı cennet ve cehennem ile müjdeliyorsa demekki düşüncelerimiz bir şekilde hayatı evreni kendi içimize doğru çekiyordur.yoksa kalkıp bir inançsız insan ben bunu istemedim sen verdin diye bilir (haşa) işte biz müslümanlar biliyoruz ki zaten bir şeyleri bilmeye başladığımızdan itabaren her şeyi kendimiz istedik ve yaşadık tesadüf,şans olmadan haksızlığa uğramadan,uğratılmadan demek ki the secret ta doğru olan noktalar varmış.zaten inanın bu doğrular ve daha bir çok u bizim gözlerimizin önün de.arkadaşlar inanın o adamın parayı kazanmasınada sonra o ülkeden kovulmasınada hiç şaşırmadım çünki the secret olayını sadece mümin olarak yaşaya bilen bir kul hakkı ile yapar. yoksa o para gelir ama sonrası ne olur bilemem. uzatmak istemiyorum ama şunu da ekleyeyim. bizler; bu bilgiyi başka saklayacakları hiç bir şeyleri olmadığı için veya her nedense saklayan tarikat şeyhleri ve cemaatleri eleştirelim adam the secret yazmış orada bizimkiler kader konusu açıldığın da hala konuşmayın irdelemeyin diyorlar.soruyorum elın adamı aya çıkmışken daha neyi irdelemeyelim.Her gün müslümanların başına bomba yağdırırlarken irdelenmeyecek ne kaldı. Soru:müslüman bir insan olarak bir dergi çıkartmak isteseydiniz adını ne kordunuz ? acaba SIZINTI koyarmıydınız ? adama nereye sızıyorsun arkadaşım diye soran çıkmaz mı acaba. lütfen bunlara dikkat edelim.......... çok teşekkür ederimt678 |
Alıntı:
Çekim yasasında bahsedilen güç Allahın kurduğu adaletli düzenin ta kendisi zaten. Bunu anlayabilmek uzun uzun tecrübeler gerektirir... Haa bunu anlamak mekanizmayı tam anlamıyla sana vermez... Gaybın anahtarı ondadır çünkü... Zaten kitabımda ele aldığım konuda budur.... Allah herşeyi emrimize verdiğini zaten ayetlerde vermiştir. Düşünmenin önemi 70den fazla ayette geçiyor... Anlaşılmayan konu şu.. Hayalini haksız yollardan çekmiyosun... o hayali çekecek emeğide çekiyosun. ama %100 ulaşıyosun... Ha bir insanın hayalini gerçekleştirmesi için Allaha inanması gerekmez. Doğru bakış acısı ve olumlu şeylerle zaten ona dünyalık verilir... Allah inancı ölümden sonra hesabı göreülecek bir konudur. |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 04:13 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.