steve bull
 

* futbol magazin programlarının revaçta olduğu yıllar yeniyetme bir muhabir müjdat gezene hangi takımı tuttuğunu soruyor, büyük usta hiç beklemeksizin cevaplıyor: "vefa"...başarıya endekslenmiş hayatların beyaz camdaki ifadesi, oligarkların birinin adını duyamayan muhabir afallıyor, şaşırıyor ve soruyor: "şey...ama...neden?"...cevap gecikmiyor "çünkü ben çok vefalıyım"

bully hakkında tek bir kelime yazılacaksa bu vefa olur...sir jack hayward



* 'ın ifadesiyle "steve bull muhtemel başarı ve zenginlik çağrılarının aksine hep moulineuxda olmayı seçti..."

28 mart 1965 doğumlu stephan george bull futbola west bromwich albion takımında başladı ve 1986 sezonunda kapısından içeri girdiği wolverhampton wanderersa 1998de futbolu bırakana değin hiç ihanet etmedi...bu süre içerisinde klübü için 545 maça çıktı ve kırılması zor bir rekor olan 306 gol attı...

bullynin ilk sezon 19, ikinci sezon 52, üçüncü sezonunda 50 gol atması dönemin ulusal takım teknik direktörü sir bobby robsonın dikkatinden kaçmaz ve 1989 yılında henüz 3. lig -bizdeki karşılığı neredeyse amatör küme- oyuncusuyken bir anda ingiliz ulusal takımında yer bulur..."hampden parkın çimlerine adım attığımda bütün vücudum titriyordu" diyor bully daha sonra....o gün iskoçya-ingiltere arasında oynanan britanya derbisinde titreyerek ikinci yarı sahaya giren mütevazi kahramanımız takımının beraberlik sayısını atacaktı...sonrasında premier, 1. lig, 2. lig, 3. lig zamanlarında toplam 13 kez giyer ulusal formayı ve 4 tane gol atar...1990 dünya kupasında 1. ligden gelen tek oyuncu olarak ulusal kadroda kendine yer bulur...

tabii ki bu dönemlerde kendine yapılan astronomik transfer tekliflerini her defasında elinin tersiyle iter...onun tek amacı kendisini bu günlere getiren turuncu-siyahlı kurtları getirebileceği en yüksek noktaya getirmektir...bunun için de kariyeri boyunca 2 maçta 4 gol attığını ve 16 maçta hattrick yaptığını ekleyelim...ki bunların en önemlisi sorulduğunda 1 ocak 1990da newcastle united karşısında attığı 4 gol –ki maç 4-1 bitmişti- olduğunu söyleyecek ve ekleyecekti "o gün çocuklarıma noel hediyesi almama gerek kalmamıştı..." klubüne bağlılığı tüm ingiltere sathında bir saygı yaratan bully kraliyet ailesinin takdirini de kazanarak sonraki yıllarda sadakatini mbe* ile taçlandırdı...kendisine duyulan saygının en büyük ifadesi ise 1998de futbolu bırakmasına rağmen takımının forma satışlarındaki 9 numerolu steve bull formasının halen açık ara önde gitmesi ile de açıklanabilir belki...ki bu turuncu siyahlı kurt figürlü forma yalnız moulineuxda değil tüm ingiltere sathında onursal emekliliği en çok hakeden formadır...

bu yazı transfer dönemlerinde "sağlıklı yaşam için spor yapmıyoruz" diyebilen genç futbolculara ithaf olunur...

Kaynak: EkşiSözlük