![]() |
yeni hayat sıradanlıktan ziyade, anlatılan olayın kurgusu içerisinde gizlenmiş bazı öğeleri görmekte zorlanan okurların olduğunu düşünüyorum. özellikle ekşi sözlük ve itüsözlük'de yapılan yorumların, üç beş aşk romanı tiryakisinin hazin ve manasız ahh ne kadar da güzeldi sözlerinden öteye gidememesi vardığım kanıda beni haklı çıkaran bir etken oldu. pamuk'un bu kitabı, dil açısından hiçbir problem taşımayan, şiirselliği yanında akıcılığı da barındırmasını bilen bir yapıdan oluşuyor. kitap boyunca, sayfalarca, yapılan yol ve insan tasvirleri, duyguların betimlenmesi, insan beyninin düşünme şekline uygun iç seslerin toplamı, kitabın başlı başına bir harika olması için yeterli. söz gelimi canan'ın sadece otobüste anlatıldığı sahneler, yolculuklarda edinilen tecrüneye dayanılarak yapılan kaza anlatımları, ötesinde hakikilik endişesi bütün bu betimlemeler içerisine sıkıştırılabilmesi ayrı bir yetenek gerektiriyor. ve sadece bunlar için bile okunulabilecek bir kitap yeni hayat. yeni hayat, pek çok ironik, sosyal, psikolojik ve yaşamasal öğeleri içerisinde harmanlamakla birlikte, edebi eleştiriler ve romancılık anlayışının sorgulayıcı bütününe getirediği yenilikler bakımından gerçekten enteresan bir kitap. aslına bakılırsa bütün saydığımız bu öğeler dışında kitabı bir arada tutan şey, orhan pamuk'un bütün kitaplarında siyasi sorunları, ve sosyolojik vakıaları tarihsel bir bütün içerisinde arka plana yerleştirebilmiş olmasıdır. pamuk bu kitabında da yeni hayat derken, 1980 sonrası yaşanan neo-kapitalizm furyasının ülkedeki değişikliklerine açık bir gönderme yapmış. mehmet-nahit karakterinin babası, dr. narin'in markalara ve uluslararası kumpaslara karşıtlığı, aslında içten içe hissettirilen kapitalizme direnç görüntüsünün birer yansımasıdır. anlatılan tek kelimeyle özal devridir. ülkenin karış karış toprağını yabancı markalar ve modern aygıtlar işgal ederken, 150 yıllık çağdaşlaşma yolumuzda geçirdiğimiz dönüşümün bir benzerine rastlarız adeta. yeni hayat adlı kitabın peşinde giden 3 gencin- ya da daha da fazla gencin- kovaladığı şey, aslında sadece kendi kaderleridir. gençlerin kitaplarda kendilerini bulma sebepleri rıfkı amca'nın yazdığı fotoromanların etkisinde kalmaları olarak gösteriliyorsa da, asıl sebep kitapta anlatılan bütün o şeylerin insanın tarifsiz keder hissinin ve içsel mücadelesinin bir parçası olması, kitabı arama yolculuğunun bile kaderin bir parçası olduğu gerçeğidir. kitapta tam da bu noktada önümüze sürülen şey, manevi yaşamın, iktisadi değişimler ve siyasal çekişmeler arasında geçirdiği karşı konulamaz dönüşüm, adeta yaşam biçimleri de, yurtdışından gelen otobüs, marka, makine vb. ile değişen bireylerin düştüğü yabancılaşma duygusudur. taa sabahattin ali'den bu yana süregelen modernist roman anlayışının ulaştığı son nokta, post-modernist orhan pamuk romancılığıdır. bu açıdan bakıldığında, asrileşme yolunda ilerleyen türk toplumunun defalarca resmedilen adeta dünyaya teşhir edilen, sıkıntılı dönüşüm sürecinin, bir aşk ve gizem hikayesi içerisine, politik öğeler ile monte edilebilmesi, nereden bakılırsa bakılsın bir başarıdır. sonuç olarak, osman'ın hayatını bir otobüs yolculuğunda kaybetmeden önce kurduğu hayaller, kızı ve karısı ile geçirmeyi düşündüğü mutlu saatler, bir kitabın ve bir aşkın peşi sıra zehir haline gelen hayatını düzeltme kararı alması, belki de kaderini sevmesinden ve kaderini anlamasından kaynaklanmıştır. fakat açık bir şey vardır ki, orhan pamuk, kendimizi kaybettiğimiz, özal sonrası kapitalist dönemin, her türlü kötülüğüne rağmen, iyiliğimiz için faydalanılabilecek bir dönemin başlangıcı olduğunu düşünmektedir. osman'ın, hayatını kaderine göre yeniden şekillendirmeyi düşünmesi ve elinin altındaki bütün güzelliklerin farkına varmasının tek sebebi işte budur. Kaynak: İtüSözlük |
| WEZ Format +3. Şuan Saat: 10:12 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.