![]() |
bulaşık makinesi evdeki tüm bulaşığı, tabak çanağı içine doldurarak zahmetsizce yıkamamızı sağlayan teknolojik alet. bu makinelerin genelde programları standarttır. ancak iş olsun diye ürün yenilemeye giden üretici firmalar kullanıcıları keklemeyi zevk edinmişlerdir. bu makineleri çalıştırmazdan önce iç kısımlarında yer alan deterjan, tuz bölmeleri kontrol edilmeli ve eksiklikler giderilmelidir. daha sonra bulaşıklar itina ile sepetlere yerleştirilmeli ve fazlaca yığın yapılmamalıdır. bulaşıklar üzerindeki fazlaca yağ tabakasını makineye koymazdan evvel akıtmak makinenizin uzun ömürlü olmasını sağlar. sonra uygun program seçilir. başla tuşuna basılır ve makine çalıştırılır. işte böyle. çıkartırken de aynı şekilde koyduklarını geri alırsın. bazen tam temiz olmayabilir bulaşıklar o hald eelde yıkaman tavsiye edilir. bana göre bulaşık makinesi alanında henüz tam tatmiin sağlayan atılım gerçekleştirilememiştir. bir de bunların böyle üçü bir arada olan deterjan bileşimleri vardır. böylece üçünü ayrı ayrı fiyatlardan alıp pahalıya mal etmek yerine bir poşet alarak maliyet unsurlarını azaltabilirsiniz. ayrıca bulaşıkları biriktirip yıkamayı ondan sonra toplu olarak yapmak yine maliyet düşürücü bir formüldür. kişiselleştirme sonucu ayşe adı takılan, evin demirbaşı. anne yarısı. boşaltması genellikle sorun olur. kimse üstlenmek istemez içini tam doldurması özel bir sanat olan ev aleti. arçelik'in yaptığı araştırmalarda bazı ev hanımlarının ıspanak yıkamak için yararlandığını öğrendiği makine.teknik servislerin makinelerde avuç avuç kum bulmasına da böylece bir açıklama getirilmiş olunuyor.yalnız benim merak ettiğim konu, ıspanakları yıkayacağım derken haşlamış da olmuyorlar mı bu teyzeler, aslında böylece ıspanak yemeye hazır duruma da getirilmiş oluyor fena fikir değil. yıkama bitince eskilerin yerine yenileri gelmiş diye düşündüren, bağımlılık yaratan alet bulaşıkları yıkamadan önce illa bir sudan geçirmek zorunda olduğunuz ve bulaşığı yıka, yerleştirmeye çalış, bitince boşaltmaya uğraş, yav elimde yıkasam daha az uğraşırım dediğiniz yardımcı mı zorlayıcı mı olduğu belli olmayan alet. bi komşumuz uğraşmaktan vazgeçip içini dolap gibi kullanarak erzak yerleştirmeye başlamıştı vakti zamanında... bir evin olmazsa olmazlarından olmayan bir ev aleti. çok kalabalık bir ev değilse elde de yıkanabiliyor bulaşıklar.. evimize girdiğinde herkesin derin bi oh çekeceğini düşündüğüm çok faydalı mekanik alet sürekli kadınlara yüklenen bir iş olduğundan dolayı bu olayın da makinesi kadın mucitlerden biri olan jospehine cochran tarafından bulunmuştur..1885 yılında hali hazırda gündelik bulaşıklarını yıkayan bu makineye 1888 yılında yaptığı yenilikleri de ekleyerekten patentini almıştır.. * * * ingiltere'deki bir kilise mezarlığındaki 19. yüzyıldan kalma bir mezar taşının üzerinde yazanlar dikkate alınınca cidden hayatımıza yön veren icatların listesine girebilecek bir makine olduğu kabul ediliyor: burada yatan zavallık kadın, yaşarken hep yorgundu. yoktu evinde hizmetçi tutmak gibi bir lüksü... son sözleri şunlardı dostlarım, gidiyorum ben ne çamaşır ne süpürge ne de sökük dikilen yere.. oradaki her şey tam gönlüme göre.. ne yiyip içen var orada, ne de bulaşık yıkama derdi... benim için yas tutmayın sakın, ne şimdi be de sonra çünkü ben hiç ama hiç iş yapmayacağım artık... * * * dediği kadar var, insanı yoran bir işte kurtaran bir alettir, günümüz evlerinin demirbaşıdır.. öğrenci evlerinde genelde bulunmayan bir teknoloji. bir öğrenci evi için en çok gerekli eşyalardan biri olmasına rağmen, öğrenci evlerinde genelde bulunmayan bir ev eşyasıdır. işin en kötü tarafı, bu makinenin eve gelmesi, bulaşık yıkama kavgalarını nihayete erdirmez. bu sefer de makineyi kim boşaltacak kavgaları baş gösterir. vesselam bi halta yaramamaktadır. not: bunu yazan öğrenci kişinin öğrenci evinde bir bulaşık makinesi olmadığı gibi, bir öğrenci evi de yoktur. kendisi yurt* köşelerinde sürünmektedir. yuh şerefsize bak bizim evimizde bulaşık makinesi var diye hava atıyor! tarzında cümleler işitmek istemiyorum. edit: azmettim... alıcam bir tane. öyle ben bılaşığın kabasını sıyırıcam emek emek, amcam da işi ben yaptım diye kasılacak, daha onu da iki saatte yani, yuh be o ne öyle, ben erkek başıma on dakkada dağ gibi bılaşığı yıkar, yok yok yedi dakkada yıkar iki dakkada kurutur, bi dakkada da hepsini ilgili raflara yerleştiririm be. tevekkeli değil yani lokantalarda tabakçılık diye bi iş kolu var, elemanlar zamanla yarışıyor, ben hiç böyle müesseselerde makine görmedim, insan gücünün makinalara teslim olmadığı ender bir sektördür . tabakçıların piri de sarah connardır . kimse bana tasarruf propagandası yapmasın gardaşım: 6lt de bulaşığı yıkıyomuş diye, ulan ben 4 lt de yıkarım geri kalanıynan da apartmana çay demlerim. ha teknoloji ilerler de 3 lt de yıkayan bi makina icat edilirse, ben 1 lt de yıkar bi litreynen çay demler geri kalanıynan da apdes alırım==kimse bana limitlerimi test ettirmesin. Kaynak: İtüSözlük |
| WEZ Format +3. Şuan Saat: 05:16 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.