bahar ankara da da güzeldir vol 2
 

bahar ankara da da güzeldir adlı zirvenin ikinci versiyonudur. güzel olacağı aşikardır.



http://zirvetor.itusozluk.net/...
kalabalık olacağa benzeyen zirvedir. kırk kişiye yaklaşmışız hadi bakalım...

diğer arkadaşları bilmem ama benim bir hayli eğlendiğim zirvedir* organizatörün ellerine,diğer dostların gönüllerine sağlık.

bahar ankara da da güzeldir diye yola başlamıştık. ama olmamıştı ne yazık ki. 10 kişiye ulaşan katılımcı sayısı zirve günü 3'te kalınca olmamıştı işte. sınav dönemi dedik, iş güç dedik o zirvenin devamı olan bu zirveyi açtık bir umutla. az bi katılım olsa da biz bize yeteriz modundaydık zaten. ama bu zirve ilerleyen günlerde kalabalıklaşacak hatta sanırım ankara rekorunu kıracaktı. bu kadar geniş bir katılımı tahmin etmemiştim. etmemiştik.



bir ara 40'ı bulan katılımcı sayısı zirve sabahı 36'ya düşmüştü. mekana 1 gün önceden gidip rezervasyonu yaptırdım. zirve günü de 2 saat önceden mekana geldim. ama beni bekleyen süprizden haberim yoktu. mekanda bulunan hayvani kalabalık bir grup yer sorunu yarattı. bize ayarlanan yerin yanında oturmaları da gelenlerin kafasını karıştırmaya yetecek gibiydi. mekandaki önceden rezervasyon yapan adam bana ayarladıkları yeri gösterip oturduğumda ise içimi iyice korku sardı. yanımda 50 kişilik bir grup oturuyor ben ise yaklaşık 20 kişiye yetecek kadar hazırlanmış masada tek başıma tırt gibi sigara içiyordum. o grup kalktıktan sonra orasını bize verecekleri için arada sırada boş ve anlamsız gözlerle gruptaki elemanlarla göz göze geliyor, gitmelerini istiyor ama çok kalabalık olduklarından tırsıp gözlerimi kaçırıyordum.



bu stres dolu bekleyişe dayanamayıp başka bir yer ayarlama ümidi ile mekandaki yer ayarlayan adamın yanında buldum kendimi. şöyle olsa, böyle olsa falan derken bi bok olmadı ve yine eski yerime geri gittim. gittiğimde masanın yanında usako ve erlinghaefsduruyordu. daha önce tanımadığımdan dolayı biraz şüpheci bir tavırla zirve için mi geldiniz? diyecekken usako erken davrandı ve sözlük zirvesi? dedi. üçümüz otururken zirveyi etkileyebilecek bir olaydan dem vurduk *. bi kaç dakika sonra arkamdaki kapalı duran devasa şemsiye beni sıyırarak yanımdaki boş duran sandalyeye devrildi. deccal'ı da atlattıktan sonra keyfim iyice yerine geldi.



zaman ilerledikçe gelenler artmaya başladı. ama o grup hala oradaydı ve japon turistler gibi fotoğraf üstüne fotoğref çekiyorlardı. neden sonra grup kalkmak için ayaklandı . bu arada zirveye istanbul'dan teşrif eden assassin kızılaya gelmişti. assassin'le buluşup onu da zirveye getirdikten sonra zirve yavaş yavaş rayına oturmaya başladı. assassin'le mekana girdiğimde garsonların deccalden korunmak için masaları hac şeklinde dizmeleri takdirimi kazandı. her ne kadar masa düzeni konusunda bir kaos çıkar gibi olduysa da en sonunda doğru düzeni bulduk sanırım.



zirve kalabalık olduğundan yaka kartı olsun istedik. palmira bu görevi üstlenerek hazırladığı renkli yaka kartlarını nick sahiplerine tek tek verdi. yalnız burada bir düşüncemi ercan saatçi'nin müthiş satırları ile anlatmak istiyorum sadece renklerle ilgili biraz kafam karıştı... sarı ve kırmızı yaka kartlarını anladım ama yeşil rengin sarı kırmızıyla aynı zirvede olmasını anlayamadım? arada biraz da beyaz renkli yaka kartları vardı... meksika bayrağı desem sarı var o yüzden değil... g.sarayın renkleri desem o da değil, yeşilin ne işi var orada ?



zaman geçtikçe ve akşam serinliği yavaş yavaş kendini hissettirince ben dahil herkes üşümeye başladı. ama ben çaktırmadan bir sinsi gibi duruyordum. isyan çıksın istemiyordum, ama bu fikrim tutmadı ve sesler yükselmeye başladı. mekanın alt katında yer ayarlamak biraz uzun sürse de en sonunda bizi kaldırıcak bir yer ayarladım. içerde zirve iyice şeker oldu, bal oldu. muhabbet gırla gitti, içkiler tokuşturuldu. hatta bir kaç kişiden o kadar çok muhabbet ettim ki çenem ağrıyor cümlesini duydum. bu sıralarda turkcell süper lig de resmen bitmiş şampiyon olan takımım galatasaray'ın da şapiyonluğunu galatasaraylı arılarla kutluyorduk.



zirve çok geç olmadan dağılmaya başladı. en son, kalan 10 kadar kişi de topluca kalktık. zirve öyle uzayıp baymaya başlamadı. tam tadında kaldı damaklarda. yani zirve, zirvede bitti. acıkmış olan ben, cisim tamlaması, power of the right, maglor, iago, kremberiz, palmira ve artı 1'i yemeklerimizi yiyip evlere dağılmaya koyulduk. netice de bir zirve de böyle bitti.



katılan herkese tekrar tekrar teşekkürler.

beşinci nesil olarak temsilen katılmayı bir borç bildiğim zirveydi. sözlükten tanıdığım az sayıda yazarın yanında ilk defa konuştuğum sevgili yazarların gayet samimi, kahkaha dolu ve tadından yenmeyen zirvesiydi. bulsaraa ile karşılaşmamızdan, herkesin yavaş yavaş mekana gelmesi ve kesintisiz konuşacak çok şeyin olması gibi gayet tahminimden uzak mükemmel bir ortama dönüşmüş bu zirvede konuşabildiğim ve konuşamadığım her yazara saygılar ederim.

toşdidi ve şahsımın katılımıyla 'adını keşke anneler günü zirvesi koysaydık' espirisine neden olan zirve. orta yaşlı iki kişi olarak biz çok eğlendik açıkçası. bu nedenle zirve organizatörü olan bulsaraaya sonsuz teşekkürler. gençlik bizim* * * evdeki sorumluluklarımız nedeniyle erken ayrılmamızın ardından eğlencenin tavanına vurmuş duyduğum kadarıyla. keşke bizde sizlere eşlik edebilseydik. artık kısmet üçüncüye diyerek katılan tüm yazarlara sevgilerimi gönderiyorum.

3.sü de çıkmış. bayinizden ısrarla isteyiniz.





Kaynak: İtüSözlük