misyonerlik
 

misyonerlik,bir dine yandaş çekmektir..oysa,ülkemizde son zamanlarda tartışılan misyonerlik konusunu hiç anlamıyorum..yaşı kemali kat kat aşmış bir kadın,çıkıp din elden gidiyor diyor..yanlış hatırlamıyorsam laik,yani din ve vicdan özgürlüğünün bulunduğu bir ülkede yaşıyoruz?..bir insan,bir dini seçerken,bunu işin bileninden öğrenerek,o dinin gereklerini öğrenir,araştırır eğer kafasına yatıyor ve inanıyorsa o dine geçer..bunun adı din elden gidiyor olmamalıdır..bir kere,türkiye'nin resmi dini islam değildir..insanlar din seçiminde özgürdür.

afrikalı lider iomo kenyatta'nın: hristiyanlık afrika'ya geldiğinde afrikalıların toprakları, hristiyanlarınsa incilleri vardı. hristiyanlar bize gözlerimizi kapayarak dua etmeyi öğrettiler. gözlerimizi açtığımızda onlar bizim topraklarımızı biz ise onların incillerini almıştık. ifadesinde neyi amaçladığı açıkça görülen etkinlik.



ek: ayrıca şunu belirtmek gerekir, papa 2. john paul'un 1999 yılında söylediği şu sözler misyonerliğin yeni hedefinin türkiye, sonra da asya olduğunu gösteriyor : birinci bin yılda avrupa hristiyanlaştırıldı. ikinci bin yılda amerika ve afrika. üçüncü bin yılda ise asya'yı hristiyanlaştıralım. asya'yı hristiyanlaştırmanın yolu türkiye'den geçmektedir.

misyonerlik, kendi ülkesinde milyonlarca ateist ve dininden uzaklaşmış hristiyan olmasına rağmen çıkıp başka ülkelerde dinini yaymaya çalışmaktır başka bir bakış açısıyla para, mal, mevki vererek insanları kendi taraflarına çekerek hedeflerindeki ülkelerin milli birliklerini zayıflatmaktır. aynı zamanda yaşadığımız topraklarda yıllardır oynanan bir oyundur.



seyrani'den



ey seyrani var mı sözün hatası,

bulunmaz bu dünyanın elbet ötesi.

ermeninin rumun yağlı ketesi

kaypak müslümanı dinden çıkarır.

zengin ülkeler, kendilerine ait kültürel öğeleri, en başta da dini ihraç etmeyi politika olarak güderler. çünkü ihraç edilen en küçük kültür ve inanç kırıntısı, gelecekte ihraç edilecek büyük miktardaki mal ve hizmetin,aynı zamanda siyasi kontrolün habercisidir.



bunu en laik, en akla ve bilime dayanan hükümetler de yapar. hedef kitleleri yalnızca müslümanlar, budistler, şintoistler değildir. 20 yy.'da birçok ermeni, fransızların etkisi ile milli kiliselerini bırakıp katolik olmuşlardır.



ama hayatta hiçbir şey siyah ya da beyaz değil. rekabetin etkisi ile olacak, müslüman dinciler daha insancıl mesajlar veriyor radyolarında son zamanlarda.

sen almanya'ya git, orda bilmem kaç tane cami aç, müslümanlığı yaymaya çalış, sonra ülkende iki tane kilise açılınca ağzında salyalarla birilerine saldır, birilerini öldür. sana ne kardeşim, osmanlı değil lan burası. isteyen istediği kişiyi istediği dine çağırır. sana ne allahaşkına? hani din özgürlüğü? çocukların müslüman mı olmak zorundadır ki, çocukları hristiyan yapmaya çalışıyorlar diye ortalığı velveleye veriyorsun.



hepimiz hrant'ız, zinhar hepimiz hristiyanız, asla isteyen hristiyan olabilir, hayır herkes müslüman olmalıdır. empati diye bir şey vardı be. her şey bana göre olmalıdır, biz çoğunluğuz azınlığın hakkına tecavüz ederiz. aferin, sizin yapacağınız empatiye sıçayım zaten, yapmayın empati falan, eksik kalsın.

öncelikle almanyada cami açılmasıyla türkiyede kilise açılmasının aynı şey olduğunu düşünen sempatik arkadaşların almanyadaki müslüman sayısıyla türkiyedeki hristiyan sayısını öğrenmelerini rica ediyorum. &amp



misyonerliğin tamemen bir din tebliği olduğunu, siyasi bir yanı olmadığını, emperyalizmin çıkarlarına hizmet etmediğini düşünen saftiriklere de bir kaç sorum var.

- dünya üzerinde yaygın bir katolik ve protestan misyonerliği mevcutken ortodoks misyonerliğine niçin rastlamayız?

- misyonerliğin amaçlarına ulaştığı amerika ve afrikanın, emperyalizm sömürüsünün en yoğun yaşandığı yerler olması tesadüf müdür?

- dünya üzerinde, ateşe, toteme, öküze, jedi a tapan, tanrıdan, jesus christten* bihaber milyonlarca insan varken, tanrıya, ahirete, cennet ve cehenneme, meleklere, tevrata, incile, ademden isaya kadar peygamberlere, 7 ölümcül günaha inanan müslümanlar için misyonerlik yapmanın sadece tebliğ olduğuna nasıl inanabiliriz?



son olarak da şunu söylemek istiyorum, osmanlı imparatorluğunda misyonerlik türkiye cumhuriyetinden çok daha yaygındı. tarsustan tutun, hataya, erzurumdan izmire kadar tüm ülke çapında misyonerlik faaliyetleri yaptığı için ismi misyoner mektebine* çıkan okullar atatürk* tarafından kapatılarak tevhid i tedrisat ile milli eğitim bakanlığına bağlanmıştır.



ek: bu yazıyı misyonerlik kötüdür, misyonerler ibnedir şeklinde okuyan arkadaş, bir daha oku istersen.



böyle bir zamanda misyonerlikle ilgili giri girmek biraz abes kaçmıyor mu diye düşündüren kavram. gerçeklerin değişmediğini hepimiz biliyoruz da hani yaratma gündem diye bir şey var, bazı insanların istediği anda düşünüyoruz bazı şeyleri, her zaman düşündürtmüyorlar, onların istediği anda düşünüyoruz ki, sonuçlarını önceden belirledikleri durumları doğuralım. dünyayı daha iyi yönetebilsinler, o anki politikalarını uygun gerçekleştirebilsinler.



gerçekten gözü kulağı olan insan misyonerliğin olumsuzluklarını bilir.

böyle bir zamanda mı insanları duyarlı hale getireceksin? kudurtmak mı istiyorsun, daha fazla kan ve ölümü? sen yalnızca kanı mı seviyorsun?



diyerekten selam çakarım.



tersi için:





hristiyanlığın misyonerliğe bakışı için:



Kaynak: İtüSözlük