hastayım şu harunun her şeyi bilen tavrına
 

itüfest '05'te çilekeş*, redd ve mvö'nün sahne aldığı gece sonrası, çalılık, kumluk itü panayır yerinden körpe ceylanlar kibin 75. yıla gitmek üzere sekerken bir yandan da harun tekin'in mesaj vermeden geçmiyor günler ve şarkıcıyım, her şeyi biliyorum ve hatta şarkıcıyım ben mühendisler sizin boş beyinlerinizi sosyal içerikli mesaja boğmaya geldim adlı yeni eserlerini tartışıyor, kah sosyal duruşumuzu güçlendiriyor, kah harun'un bize sağladığı sosyal bilinç sayesinde hafif bir dizzinesstan yakınıyorduk.

işbu sırada arkalardan bir genç kızın serzenişini duyduk, aynen bu minvalde idi, fazlası var eksiği yoktur:



hastayım şu harun'un her şeyi bilen tavrına!



özellikle assassin, man on the moon ve wolfshade ile beraber bizler de o gece çok pis hasta olduğumuz için içimize gizliden gizliye bir kıskançlık, bir verilen mesajları paylaşamama duygusu hasıl oldu, olmadı değil.

peki neydi bu kıza o gece bu sözü söyleten hareket?

harun tekin konsere çıktığında gökkafes gibi çirkin yapıya karşı çıkan bir üniversitenin öğrencilerine çalmaktan onur duyduğunu söylemişti. gökkafes'i eleştirmişti. buydu hareket.



müzikle kitlelere ulaşan insanların önemli konularda halka mesajlar vermesini, iletişim çağında halkı uyandıracak gücün medyadan geleceği gerçeği ortadayken, konserlerde dahi bunu tekrarlamasını doğal ve gerekli görüyorum bu sebeple sözüm ne mvö'ye ne de halkı bilinçlendirme uğrunda bir tuğla koymuş medya unsurlarına değil.

sözüm her gün önünden geçtiği, her gün kendisi ve arkadaşlarının da çirkin olarak nitelendirdiği, hatta hatta zaman zaman mimar arkadaşları tarafından mesleki bir dille eleştirilen bir yapı hakkında, bu eleştirileri yapanlara he he abi eeyle valla diyip elindeki eti forma bakarak konuşanı sallamayan bir itü'lünün konu hakkında tvlerden izlediği haberler dışında bilgisi olmayan poprock grupları bu gerçeği dile getirdiğinde vaaaayyy adam aşmış aağbi yaaağğ şeklinde bendine sığmayıp taşmasınadır.*



ne harun ne chris cornell ne asım can gündüz ne de resul balay her şeyi bilmiyorlar güzel kızım. bu okulda okuyan biri olarak birileri sana mesaj vermeden sen zaten o bilgiye ulaşmış ve duruşunu almış olmalıydın. onların ağzındaki dudaklarına bakıp kendinden geçeceğine, önünde durana daha dikkatli ve eleştirel bir gözle bakarsan, hadi onu da beceremedin, bu adamların söylediklerine dikkat edersen hem onları hem bizi daha da sevindirir, o adamların vermeye çalıştığı mesajı da almış olursun.

yoksa bana kalırsa james labrie her şeyi biliyor ben de hastayım, ama bak ben çığlık atıyor muyum?

o gün gerçekten de hayatımın dönüm noktası olabilecek bir gündü, öyle ki hayatımda ilk defa populer kültürün maşalarından biri çıkıp gökkafes eşeğin zikine benziyor, zike karşı tavırlarından dolayı itülü kardeşlerimi tebrik ediyorum, musollini faşist piçin tekiydi tarzında çılgın konuşmalar yapıyordu. bir nevi toplumsal görevini yapıyor ve insanları bilinçlendiriyordu, gerçekten saygı duydum sevindim, derken kafamda şimşekler çaktı ve harun'un samimi olmayan tavrı gözüme çarptı ve bir anda sanki kolpa bir gösteriymiş bir reklammış havası sezinledim, yanılıyor da olabilirim.



ama benim için bu geceyi ölümsüz kılan an, bu müthiş saygı duymanın ardından gelen soğuk duş etkisi değildi. konser sonrası harun'un bizlere verdiği toplumsal mesaj ve akabinde kazandığımız siyasi duruşun verdiği şokla yolunu zar zor bulabilen bir ekip olarak 75. yıla ilerlerken arkamızdan gelen ve bir tikisuya ait olduğu, ayhlardan ve cümle sonlarının cümlelerden daha uzun olmasından açıkça belli olan sözlerdi, bu güzel istanbul akşamını benim için unutulmaz kılan. ne demişti peki konserde haruna tezahurat yapacağım diye kimseye dokandırtmadığı saçını başını dağıtan, dudağında ruj kalmayan bu gencimiz, hastayım şu harunun her şeyi bilen tavrına.



benim anlamadığım olay, herkesin bildiği hele hele taşkışla binasının önüne adeta barikat edasıyla dikildiği için itü'lülerin daha da iyi bildiği bir gerçeği assassin söyleyince hasiktir lan gelip bize anarşiklik yapma denirken, harun tekin ya da bir başka yakışıklı şarkıcı bunu söyleyince dünyadaki her şey hakkında bir fikre sahip oluyor. iş mikrofonda mı karizmada mı bitiyor. ben, bu dünyanın en yüzeysel adamı halimle bile bu konuyu idrak edebilmiş ve etrafımdakilerle bunları paylaşmış olmama rağmen yüzeyselsin olm, odunsun söylemlerine maruz kalırken adamın oğlu bunu söyleyince nasıl oluyor da bir konfüçyus, bir socrates oluyor. cümlelerinden çalışıp geldiği bariz olan bu genç sadece ünlü olduğu için neden dünyanın en zeki insanı oluyor, anlamak gerçekten çok güç.



hadi olabilir, adam gerçekten tepkilidir, gerçekten gökkafes onun da evinin önünün manzarasını kesiyordur. bu durumda bile gökkafes olayını bildiği için adama her şeyi biliyor hastasıyım demek ne demektir, o zaman bir cem karaca, bir edip akbayram için ne söyleyeceksin behey tikisu, ki şarkıcı deyince illa sadece şarkı söyleyen beyninin sadece müzikle ilgili kısımları çalışan bir adam olmak zorunda değilki. tabii ki adam bir şeyler hakkında bir şeyler söyleyecek bu demek değildir ki o insan her şeye vakıf ve her şeyi bilen bir tarza sahip.



o yüzden haydi kızım aç kitabını okumaya başla, dünyayı var mısın yooooksun!! diyen birinden değil de kitaplardan öğrenmeye, en azından çalış, hadi aslan kızım benim.

bu kişi ve grubuna verilen tepkiler apolitik olanın, etliye sütlüye karışmak istemeyenin, istese de bişey çıkaramayanın, bi yere herhangi bi taşı koyanın hareketiyle ilgili en ufak bi zikri ve fikri olmayanın kendindeki bu eksik tarafların başları tarafından sürekli coşturulmaya çalışmasına verdiği tepkidir. harun tekin heyecanlı bir edayla ilk çıktığı günden beri siyaset meydanı vs. bi yerlerde sürekli, en azından geleceği ve ülkesi hakkında bişeylere tepkisi olan bazen bi taraftaki, bazen de bütün gençlerin demek istediklerini söylemeye kasan bi insandır. ünlülük katsayısı arttıkça bu tepkileri ters orantılı bi şekilde azalmamıştır ki biz bu ülkede ah ah çok pis atatürkçüyüm diyip prim yapmaya çalışanı da sonra akp gibi hükümetler gelince davasından vazgeçeni ya da nasıl olduğunu anlamadığımız bir şekilde atatürkçü kimliğiyle tesettür defilelerine çıkanları gördük.



çoğu müzik grubunun zaten belli bir hayat görüşünün olduğu ve şarkılarında ve hareketlerinde de sürekli bunu yansıttıkları görülüyor. bazıları sadece bi şarkı yazıp sonra sahneye çıkıp junkie taklidi yapar, bazıları senin ülke dediğin yere yöneltir bütün hedeflerini ama çoğunun vardır bi derdi, söylemek istediği. live 8'de michael stipe gördüğünde helal be dedirten, oscar'da shame on you bush diyen michael moore'a alkış tutmak isteyen zihniyetin hissiyatında nasıl bir fark var ki bir türk grubunun konserinde bu türk müziksever genci bu kadar rahatsız oluyor anlayamıyor insan.



belki de harunun suçu bunu anlamicak ve hayatında böyle bi görüşün eksikliğini bile hissetmeyen şu yaşa gelmiş insanların içinde söylemesidir. karşıt görüş olan adamın orda olcağını zannedilmez şu durumda. gene ki bu da harun'un ve grubunun ne kadar karakterli olduğunu gösterir. ne aktüelde yazdığı yazılarda, ne de konserlerinde sarfettiklerinde asla toplumun istediğini söylemeye kasmamıştır. bir derdim var diye eşlik ederken ah bir derdim var sevgilim bana kötü davranıyo tarzında algılayan, ne habersin ne türksün derken zıplayan eğlenen ve sonra da verilen mesajlardan rahatsız olan, lafın gittiği yerden pek farkı olmayan, bihaber türk genci de kendi içindeki çelişkide boğulsundur o zaman. bu lafın etrafta prim yapma amacıyla ilan edilmesinin de istanbulda yaşayan bir genç tarafından gökkafes'e edilen laf üzerine olması da buna benzer bişeydir zaten, bokunda boğulmuştur *.



derdin çözümü için de son zamanların modası çaresi vardır 'çık git' şeklinde, şu durumda da söylenmesi gereken beğenmeyen dinlemesin kardeşimdir. yıllardan beri o ya da bu şekilde, evinde yemeği varken ya da özel okula giderken kendisine batmış şeyler hakkında kafayı yiyen bir adamın, bu özellikteki bütün insanların da ah bi imkanım olsa da şu dünyayı pataklasam diye düşündüğü göz önüne alınırsa eline imkan geçtiğinde susması da beklenemez bi durumdur ki susarsa da allah belasını versindir. yazdıklarının ve söylediklerinin de ukalaca olmasıyla eleştirilmesi, herkesin herşeyi çok biliyomuş gibi kesin yargılarla yazdığı-mız ekşi ya da itü sözlükçülerce eleştirilmesi de trajikomiktir.

söz konusu tavrın çıkış noktası için



bildiğiniz kıvırma edebiyatıdır.



bu üstün kişilik 2003 yazında kendisine pozitif tarafından yapılan rock n coke 'da sahne alın teklifini geri çevirmiş, fanta sponsorluğunda düzenlenen fanta gençlik festivali etkinliklerine grubu ile katılarak birçok şehirde sahne almıştı. fanta ile coca cola arasındaki fark nedir? o değil bir duruşun olabilir ama bu festivalin ana sponsoru senin için çok mu önemlidir? tabii bu soruların yanıtı yaklaşık 4 senedir beynimi kurcaladığı için fazla üzerine gitmiyorum.

bu lafın doğruluğuna eurovision* ile daha da bir inandım. puanlar açıklanırken, 12 puan alan yunan bacı orada götünü yırtarken, bizim harun ise yerinden kalkmayıp, üstüne bir de bilmemkaç numaralı bakışını atarak ya bırak allasen, burası kasıyor der gibi duruyordu be.



Kaynak: İtüSözlük