![]() |
gladyatör eski roma imparatorluğu zamanında, şimdiki televole renkli hayatlarını aratmayacak biçimde yaşayan, arena ismi verilen dövüş alanlarında dövüşüp hayatta kaldıkça para, şöhret kazanan savaşçılar. gladyatörler ne kadar ünlenir, isim yaparlarsa, o kadar az dövüşte boy gösterir, her dövüşe çıktıklarında inanılmaz paralar kazanırlarmış. bütün roma halkının vakti zamanında istisnasız olarak zevk aldığı bir oyun vardı ki o da gladyatör oyunlarıydı..bu oyunlar artık eskiden olduğu gibi iki insan grubunun karşılıklı mücadeleleri olmaktan çıkmış..gruplar halinde çarpışmışlar, teketek girmişler, hayvanlara karşı boğuşmuşlar.. gladyatörler çoğunlukla en kuvvetli savaş esirleri arasından seçilir..sonradan para ya da ün kazanmak için romalılardan da gladyatör olanlar çıkmış..bunlar içinden yenilmez bir şampiyonluğa kadar yükselenler ve halkın sevgi ve takdirini kazananlar da olurdu..halk da bu çarpışmalar hakkında büyük bahislere girerdi.. gladyatörler özelliklerine ve taşıdıkları silahlara göre gruplanmaktadırlar: mirmillonis retiarius sannitus trakyalı * mirmillonis: başlarında balık şekli bulunan büyük miğfer taşıyan, yuvarlak bir kalkan ve kısa bir kılıç kullanan, sağ kolları bilekten omuza kadar zırh ile kaplı olan, sol bacaklarının da koruyan tekmelik giyen gladyatör savaşçısı türüdür.. * retiarius: mirmillonis tarzı gladyatör savaşçılarının rakipleri olarak arenaya çıkan, bir ellerinde 3 dişli mızrak öbür ellerinde de rakibini hareketsiz bırakmak için özel olarak yapışmış demirden bir ağ taşıyan gladyatör savaşçı türü.. * sannitus: bunlar aynen mirmillonisler gibi giyinmekle beraber, sannitire ait uzun kalkanlar taşıdıkları bu ismi almışlardır.. * trakyalı: yüksek tekmelikler, eğri kılış ve mızraklarla donatılmış gladyatör savaşçısıdır.. ..bir bakımdan bir gladyatörün hem tarafları, hem de düşmanları olurdu..eğer taraftarı çoksa yaşamak şansı daha fazla idi..fakat eğer düşmanları çok ise ve çarpışmada yenilirse, sonu çok kötü olurdu..çünkü yaralanıp yere düşen bir gladyatörün hayatta kalması ya da ölmesi halkın oyun hakkındaki takdiri ile belli olurdu..halkın çoğu böyle bir durumda baş parmaklarını havaya kaldırırsa, gladyatörün hayatını bağışlardı..fakat halkın çoğu baş parmaklarını aşağı doğru eğerse o zaman yaralı ve yere kapaklanmış olan gladyatör rakibi tarafından öldürülürdü.. bkz. gıllı ali) roma'nın en büyük eğlencesiydi gladyatör dövüşleri. colosseum'a akın eden romalılara büyük heyecan vaad etmekteydi. önce hayvan dövüşleri * sonra birkaç idam ve ardından da gladyatör dövüşleri gelirdi. en önemli gösterilerden biri retiarius'un secutor'a karşı olan dövüşü olurdu. biri miğfersiz, kalkan ve kaldır kemiği koruyucusu olmadan, yalnızca ağ ve üç çatallı mızrak !.trident ve ya fuscina!:ile donatılmış, mayo haricinde tamamen çıplak, diğeri ise miğfer ve zırhla oldukça sıkı bir şekilde korunmuş. kurallar son derece açık beraberlik yok.. onlara göre eğlence olan programa hayvan dövüşleri ile başlanırdı. arenanın alt katında bulunan vahşi hayvanlar 28 asansörden biriyle yukarıya çekilirken arenayı dolduran insanların tezahuratlarından başka birşey duyulmazdı. venationes'ten sonra gelen idam gösterileri pek seyirci toplamazdı. nedeni ise asılan kişilerin çoğunlukla esirlerden oluşmasıydı. ne de olsa esirlerin ve suçluların asıldığı programa ilgi göstermek burjuva sınıfı için yakışık almaz bir durum. sonra yavaş yavaş arenayı dolduran binlerce kişi daha da yüksek sesle tezahuratlara başlar. trampet ve borazan sesleriyle birlikte dövüşçüler arenaya giriş yapar. en önde gösterişli toga'larına bürünmüş lictor denilen kamu görevlileri yürür, onları borazancılar ve önemli azizlerin resimleri,zafer tanrılarının heykelleri takip edermiş. ardından oyunları düzenleyen!:editor!:gelir.onu miğfer ve kılıçları taşıyan görevliler ve en son olarak da dövüşçüler izler, amfitiyatronun kaslı süperstarları yani. dövüşler öncesinde gladyatörler halka tanıtılır, provalarda tahta kılıçlarla kendilerini gösteren dövüşçülere arena da gerçek silahları verilir. gladyatörler arenaya çıkmadan önce eski roma'nın formula 1'i olan araba yarışları sahne alır. quadriga denilen, dört yarış atının çektiği arabayla birinci olarak hedefe ulaşan, çoğunlukla köle veya azat edilmiş kölelerden oluşan, araba yarışlarının da ünü gladyatör dövüşleri kadar büyüktü neredeyse ve antik dönemin michael schumacher'i toplam 2048 yarış kazanmış olan scorpus idi. ikili gladyatör savaşlarının belli bir takım kuralları vardı. her gladyatör bir dövüş sınıfına bağlı idi ve silahlar, kalkanlar, koruyucu giysilerin büyüklüğü ve türü en ince ayrıntısına kadar belirlenmiştir. atlı ya da atsız her aman birbirine karşı olan dövüşçüler equites olarak adlandırılmaktaydı. tepesinde tüyleri olan siperlikli miğferleri ve yuvarlak kalkanları tipikti. equites mızrak ile silahlanmmıştı. kapalı miğfer ve bir lejyoner gibi kılıçla donanmış murmillones pek tutulan ve daima kılıç taşıyan thraex ile karşı karşıya gelirdi. provacatore'ler birbirleri ile dövüşürdü. göğüslük ve enselikli miğfer takar, dikdörtgen kalkan ile kısa kılıç!:gladius!:taşırlardı. retiarius ağ ve üç çatallı mızrakla, başlık ve dizlik olmaksızın secutor'un büyük kalkanını yakalamaya çalışırdı. ölüme mahkum edilen gladyatör, ölürken bir merhametlik örneği, exemplum virtulus gösterirdi. elindeki sılahını yere bırakır ve feragatinin işareti olarak işaret parmağı ileriye yönelik şekilde sol elini yukarıya kaldırırdı. hakem burda galip gelenin ona vurmasını engellerdi çünkü artık yenilen dövüşçünün akıbetine halk karar verecekti. kalabalıktan bazıları missum diye bağırırdı, kaybedenin bağışlanması, belki özgürlüğü değil ama yaşama dönmesini talep ederdi. diğerleri ise daha yüksek sesle lugula diye bağırırdı, kes gırtlağını gitsin. dövüşleri düzenleyen imparator dahi olsa halkın kararına uymak zorundaydı. aşagı doğru inen başparmak ölüm kararının teyidi olurdu. mağlup olan başını dik tutarak, kendisini boğazına saplayacağı bir hançer darbesiyle öldürmeye hazırlanan galip dövüşçünün önünde diz çökmek zorundaydı. diz çökemeyecek durumda ise galip gelen onu yüzü koyun yere yatırır, kılıcını kürek kemikleri arasından kalbine saplardı. galip gelen gladyatörün silahını teslim etme zorunluluğu vardı, daha sonra bir merdivenle oyunu idare edenin tribününe çıkartılır, kendisine önce bir miktar para ve bir palmiye dalı verilirdi. bu dalla arenada şeref turu atardı. eğer kendisine tahta bir kılıç verilirse, bu galip gelenin emekliye ayrılmasına izin verildiği anlamı taşımaktaydı.!: Kaynak: İtüSözlük |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 11:48 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.