![]() |
en alttakiler şahsi kanaatimce ortaya atılmış bir kavramdır , sosyal bir olgudur en alttakiler toplumun maddi ya da manevi yönden dip tabakasıdır.bir bireyin kendi iç açmazları ile düşebileceği dip durumu da denebilir.en alttaki olmak herkesin edinebileceği bir nitelik olamaz , öncelikle muhtelif sebepler ile toplumdan çok erken yaşlarda güzel bir şamar yemeniz gerekir.en alttaki birey bu yediği şamarı hiçbir zaman unutmaz , hatırladığı ve bunun üzerine yaptığı her eylemde , sorgulayıcılık kokan her etkileşimde , hiçbirzaman ilki kadar kuvvetli olmasada onu inciten şamarları yemeye devam eder , yaşam döngüsü yediği bu şamarlar ile devamlıdır.onu yaşatan yegane şey toplum içindeki bu şamar döngüsüdür çünkü her etkinin bir tepkisi vardır.her şamar aslında birey için altından yapılan apoletdir , onu yücelten madalyalardan biridir.birey bu şekilde gelişir , bireysel evrimi ve yaratıcılığı bu yediği şamarlar ile filizlenir.çevresinde ne bir dost , ne bir yol gösterici vardır ne bir sıcaklık bulabilir ne de onu besleyen bir sevgi nesnesine sahip olmuştur , birey gittikçe yalnızlaşır , gelişen dünyaya hep bir adım geriden yetişmeye çalışır.her enalttaki yalnız bir çocukluk döneminden sonra kendi sosyal çevresi tarafından maruz kaldığı çocuksu bir hunharlık ile dışlanma etkisinden kurtulur , etkisi altında kaldığı sosyal işkence ki ben buna etki ya da şamar diyorum , yerini cehaletten ve de önyargılardan alan daha haşin ve zorlayıcı bir dışlama alır.en alttaki ise buna karşı yavaş yavaş daha güçlü savunma mekanizmaları geliştirir , geliştiremez ise en alttaki olmaktan çıkar çünkü bir rüzgara kapılıp toplumun kendine biçtiği sosyal ve ahlaki seçeneklerden birini seçerek tekamülün nimetlerini reddetmiş , var olan yapının bir parçası olmaya razı olmuştur.en alttakiler yaşam savaşını hiç bitirmez , hep dipdiri ve trajik bir karmaşa içinde savaşırlar.evrim süreçleri yavaşladıkça onlar da yükselir , kendi topluluklarını kurar , bulunduğu toplum örgütlenmesine aykırı bir başka örgütlenme ile cevap verirler , onlarında artık yükselecekleri kendi ayaklarına uygun basamaklar vardır ki sanılanın aksine basamaklar toplumun merdiveninden çok daha uzundur.en alttakilerin yaşamı , değerleri toplum tarafından anlaşılmaz , yadsınır ve hor görülür.en alttakilere karşı toplum çok katıdır , hiçbirinin yaşamına karşı bir saygı göstermez , merhamet her toplumda en alttakiler söz konusu olunca sözlükteki son sayfadan ibarettir dolayısıyla en alttakiler sonsuz bir savaş içinde bulurlar doğdukları gibi.toplumlar , bugün itibari ile bildiğimiz , gözlemleyebildiğimiz kadarıyla en alttakilere en gelişmiş silahlar ile saldırmaktadırlar öyle ki sadece en alttakiler için ilkokullar , liseler yapmışlardır pek tabii haklıdırlar , kendi nesilleri en alttakilere benzemesin diye bütün bir toplumu süzgeçten geçirmek farzdır.bahis konusu aşamalar da yetmez diye üstüne üstlük bir de üniversiteler vardır.bütün bunlara karşı direnen en alttakiler acı ve ızdıraplarına her seferinde ya rabb şükür derler çünkü bilirler bilinçlerini aydınlık tutan tek şey , onların zıttında olan hunharların ve cahillerin karanlığıdır.sonuç olarak aydınlığa giden bir kuş yavrusu gibi mağaraya çarpan bir yarasa gibi yaşarlar en alttakiler.en alttakiler bütün bu mazoşistçe direnmeye rağmen kendileri ile barışıktırlar.şahsen ben böyle olmaktan gurur duymaktayım. konu ile ilgili çeşitli olgular: bkz. skuba) alman bir yazarın * kitabın ismi. mcdonalds da çalıştığı günleri anlattığı kısmı aklımda yer etmiştir. Kaynak: İtüSözlük |
| WEZ Format +3. Şuan Saat: 04:33 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.