Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Sözlük (http://www.hayatimdegisti.com/forum/forumdisplay.php?f=495)
-   -   doğuda askerlik yapmak (http://www.hayatimdegisti.com/forum/showthread.php?t=193073)

bluemoon24 13-01-2009 05:07 PM

doğuda askerlik yapmak
 
bahar ve yaz aylarını hiç çiçek görmeden geçirmek,

yürüdüğünüz kilometrelerce yolda

kahverengiden başka bir renge rastlamamak,

şiddetle ege'nin taşını, toprağını, denizini özlemektir...

başım gözüm üstüne kalıbına hayran olmak

aslında en önemlisi, öteki türkiye'yi bizzat yerinde gözlemlemektir.

askerliği bitirip geri döndükten sonra insanın

hayata bambaşka gözlerle bakmasıdır.

doğu'da öğretmenlik, doktorluk, hemşirelik vs. yapmak

gibi türevleri de mevcuttur.

bıraktığın hiç bir şeyi yerinde bulamamana rağmen, sağ salim döndüğüne şükretmek demektir. ziyaretçinin gelmeyeceğini bile bile bir ziyaretçi beklemek, gecenin bir vaktinde alarm sesi ile uyanmak, sabaha kadar uykusuz kalmaktır.



seni sevenlerin seni merak ettiğini bilmek, nasıl gidiyor sorularına '' sıkıcı, bütün gün yatıyoruz, merak etmeyin burası çok rahat '' diye cevap vermektir.



yağan karın 10 gün boyunca hiç durmadığını görmek, -19 derecede sabah sporu ve o karın ortasında atış talimi yapmaktır.



umut etmek ,o atmosferden dolayımıdır bilinmez sürekli hayal kurmaktır.oradaki 1 günün 1 sene gibi gelmesi, bazen açılan bir taciz ateşi, bazen patlayan bomba, bazen de alınan bir istihbarat dolayısıyla 4 ay boyunca çarşıya çıkamamaktır. çıktığın çarşının hiç bi boka benzememesi ve orada yabancı olduğunu insanların bakışlarından hissetmendir.



bitmiyor, bir türlü bitmiyor deyip, buraları gördükten sonra keşke hiç bitmeseydi demektir.



oraları özlemektir..

bu başlığı gördüğümde ister istemez recep tayyip erdoğan'ın geçen günlerde sarfettiği ve herkesin diline pelesenk olmuş george bush gafı ayarında lafı geldi:



askerlik yan gelip yatma yeri değil



her ne kadar dilin beynin boşluğundan faydalanarak mantıksızca sarfedilmiş bir söz olsa da sanırım bu durumda recep tayyip erdoğan'a hak vereceğim..askerlik yan gelip yatma yeri değil askerlik vatan borcunun ödendiği yer..hakkari'de komandoluk da olabilir, izmir'de general şoförlüğü de olabilir..



çok klişe olacak belki ama önemli olan her milimetrekaresi canla başla savaşılarak kazanılmış bu vatanı koruma görevidir..ne kadar zor şartlarda olursa olsun eve döndüğünde anne babanın gözlerinde sağ salim geldiğin için* oluşacak sevinç ve görevini yerine hakkıyla getirmiş bir evladın verdiği gurur her şeye bedeldir..2 metre kara da, sessiz gecelere de, akmerkezsiz geçen çarşı izinlerine de, canın koltukaltında olduğu operasyonlara da..





gündüz eğitim gece nöbet

uykusuzluk,yorgunluk

ve tabii ki sonunda

sanrılar görmek.



ses nasıl çarpar gabara bilir misiniz?

köpek uğultusu her daim,

bir korku filmi efekti gibi

çocukluğuna işleyen zalim



çıtırtının adı bugün yılan,

tozlu battaniyelere sarılan

ayaklar gibi şimdi

üşüyorum,

ne annemi

ne babamı,

ben şimdi

balyozu

özlüyorum.



bilgi editi:balyoz, gabar eteklerinde bir nöbet kulesinin adıdır.



bir evinin olduğunu, günlük hayatı, gülmeyi, huzurlu uykuları unutmaktır ülkemizde doğu da özelliklede sınır bölgesinde askerlik yapanların hissettikleri. erinden en yüksek rütbeli subayına kadar aynıdır duygular. çünkü o yalnız gecelerde can güvenliğin tehdit altında iken rütbe kurtarmaz hayatını yanındaki kurtarır.

ohal ilk çekildiğinde insanı tuhaf duygulara gark ederken askerlik dönüşünde bu duyguları hüzne dönüştüren hadisedir.

-tepenizden geçen mermilerin seslerine aldırmadan en doğru hamleyi yapmaya çalışmak.

-mayına basma ve pusuya düşme tehlikesi altında, güneşin kavurucu sıcağında, sırt çantanız ve elinizdeki silahın -her adımda ağırlaştığını hissettiğinizdeki düşünceleriniz.

-pusu atmak için mevzi aldığınızda dağlara ait olduğunuzu düşünmeye başlamak.

-tepenizden geçen uçakların ışıklarını taciz ateşi sanmak.

-gecenin bir yarısı kaldırılıp çantanızı hazırlayıp terörist görüntüsü alınan yere askeri araçlarla görürülmek. sabaha kadar nöbet tutmak.

-altı saat boyunca dik bir dağı tırmanmak.

-çarşı izninizin olmaması ve yıllık izine de gönderilmemek.

-11 ayın sonunda sivil hayata geri dönünce hiç bir şeyden tat alamamak.

gibi şeylerle karşılaşmanız ve tüm bunlara rağmen ara sıra oraları özlemek. televizyondan şehit haberlerini izleyince arkadaşın şehit olmuş gibi hissetmek.



ne demek oluyor? yani türk'üm, militarizmin şeref duyulacak bir şey olduğuna inanmıyorum, askerliğimi yapmaktan, hele ki doğuda yapmaktan elimden geldiğince kaçacağım demektir... derken aklına takılır bu insan evladının, bir metropolis şarkısı: ...savaşa gider, ölmek ister nedir bu acele? adam biraz bekle... diye.



yarışmacı arkadaşlara başarılar dilerim...

askerlik türkiye de, üniversiteyi kazanamayanların ikinci mesleği, iş hayatında dikiş tutturamayanların başvuracağı bir alternatif, torpil ayarlamak için bulunan bir tanıdığın sahip olduğu statüdür. kısacası, sadece ihtiyaç zamanında akla gelir, kullanıldıktan sonra buruşturulup atılır.



doğu görevinin üzerinde bu kadar çok durulması da bu yüzdendir. ölen şehitler için sokaklara dökülüp eylemler yapan, fakat eylem bittikten sonra evine dönüp hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam eden kişilerin, gördükleri vakit acımayla karışık gurur duydukları askerlerden elde ettikleri çıkar haline gelmiştir artık doğu hizmeti yapmak. sürekli soyut anlamlar yüklenir askerlere, şehit olmanın gururundan, vatan için ölmenin soyluluğundan bahsedilir. vatan için ne yapmak istediği bile sorulmaz. çocukluğundan beri anlamsız sistemlere tabi tutulan ve başarısız olan çocuk artık, doğu da düşmen kovalayacak bir savaş makinesidir ve tek yapacağı öldürmek ve yeri geldiğinde ölmektir.



düşünmeyen adam yetiştirenlerin, kendi çıkar politikalarına kurban gidenlere yükledikleri şehitlik mertebesinin esas anlamı, allah yolunda ölen kişi demektir. ve allah yolunda ölmek bile bir tercih meselesidir. yeterli düşünme kapasitesi olmayan bir kişiyi savaşa, ölüme zorlamak, yine aynı kişiyi bir dine zorlamaktan daha az günah olmasa gerek.





sevgilisinin, nişanlısının, kocasının başına geldiğinde her genç kızın korkulu rüyası oluverir. askerliğin nasıl bir şey olduğunu asla bilemeyecekleri gibi bu durumun da nasıl bir şey olduğunu tahmin bile edemezler ki insan bilmediği şeyden korkar,asıl terörden korkar, akşamları haberleri izlemekten korkar, çalan telefondan korkar ama elinden korkmaktan başka bir şey de gelmez.



Kaynak: İtüSözlük


WEZ Format +3. Şuan Saat: 10:55 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.