![]() |
devletcilik * devletçiliğin türkiye cumhuriyeti ndeki gelişimi, özellikle 60 sonrası dönemde, tarihsel açıdan ciddi saptırmalarla açıklanmaya çalışılmış ve bugün de hakim görüş olarak "kemalizm"e yaftalanmıştır. türk modernleşmesinin osmanlı dan cumhuriyet in ilk yıllarına kadar uğraşıp da başaramadığı o meşhur "milli burjuvazi yaratma" planı, atatürk ün kafasını da yıllarca meşgul etmiş bir konudur. zira atatürk ün gayette liberal olan düşüncelerinin bir uzantısı olarak aradığı ekonomik model de, yine batı tarzı model, yani serbest piyasa ekonomisi, en nihayetinde kapitalizmdir. 60 dönemi aydınlarının içine düştükleri sosyalist-kemalist karmaşasından çıkan sonuç bunun yadsınmasıdır * . sanki mustafa kemal in yıllardır beklediği ve devriminin özü olan, bir liberal düzenin oluşması değilmiş gibi, devletçiliğine sosyalist bir anlam yükleme telaşı, en nihayetinde "karma ekonomi sistemi" adı altında, aslında geçiş süreci olmanın dışında bir özelliği olmadığı halde, kapitalist ve sosyalist sistemin dışında ve yanında üçüncü bir yol olarak sunulan hilkat garibesi bir * sistemin kurgulanmasına sebep olmuş, atatürk dönemi politikalarının yönü konusunda tarihi bir yanılgıya yol açmıştır * sanırım bundaki en büyük pay, burjuva-liberal devrimlerin, kendilerinden önceki yapılardan daha ileri bir gelişmişlik aşamasını temsil ettiklerinin biliniyor olmasına karşın, bütün dünyada solun heyecan içerisinde olduğu bir döneme * paralel olarak, türkiye de akademisyen solun * , sosyalizmi ancak ve ancak kemalizm le uyuşturulabildiği ölçüde meşru kabul eden çabası, sosyalizmin, sosyalist devrimci görüşünü de kemalizm le uyuşturabilmek için atatürk ün liberal amaçlı politikalarını da bu kalıba sokmanın bir gereği olarak atatürk ün liberal devrimini yadsıma davranışıdır * , o zaman türkiye de köklü değişikliklere gitmeye başlamıştır. artık batı da, kapitalizmin düsturu olan devlet in ekonomiden el etek çekmesi durumu bir hayli değişmiş, keynes in önerisi ile para politikaları aracılığıyla devlet biraz daha kendini göstermiş, en nihayetinde, işçi sınıfının zorlaması, burjuvazinin frenlemesi sonucu ulaşılan hegemonya, sosyal devlet kavramına kadar gitmiştir. bütün bunlar * türkiye nin gözleri önünde olmaktadır. batı nın ihtişamlı kapitalizminin bütün kurallarının değişmeye başladığı bu yıllar, henüz bu kuralların nasıl şekilleneceğinin öngürülemediği yıllardır. ekonomi tasarımları allak bullak olmuştur. bütün bu yaşananlar aynı zamanda şu gerçeği de türkiye ye fısıldamaktadır: "artık bildiğimiz bütün yöntemler geçersizdir, sen de başının çaresine bak". bu karmaşa da türkiye de yöntemi değiştirmeyi, yıllardır umutla beklediği "milli burjuvazi yaratma" hayalini terk etmese de, bu duruma müdahale etmeyi kararlaştırmıştır. bu müdahale öncelikle devlet eliyle sermaye oluşturmak, büyümeyi devlet eliyle sağlamak dünyanın bu zorlu yıllarında biraz olsun ekmek yiyebilmek için üretimi artırmak amaçlarıyla, devletin mülkiyetinde sanayilerin kurulmasıdır. bu konuda da en büyük örnek elbette sovyetler birliği olacaktır. zira stalin yönetimi hızlı bir sanayileşme -sosyalizmin gereği olarak elbetteki devlet mülkiyetinde- ile dönemin en hızlı büyüyen ekonomilerinden ikincisi olmuştur * ve bu durumuyla, yöntem açısından kafa karışıklığının yaşandığı bir ülke için en dikkat çekici örnek olması kaçınılmazdır. türkiye kamu mülkiyetindeki sanayileşme atılımı ile dönemin en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olmayı başarmıştır. dünyanın içinde bulunduğu bu karmaşada bu ciddi bir başarıdır. bununla birlikte, hala büyük bir umutla milli burjuvazi beklenmektedir. onlar için de kolaylaştırıcı yasalar çıkarılmakta, kendilerine göz kırpılmaktadır. meşhur yerli malı kullanma çağrısının büyük nedenlerinden biri de budur. batı burjuvazisine akan paranın, gelişmesi beklenen türk burjuvasına akması ve onların sermayesinin büyütülmesi planlanmaktadır. bu yıllarda mevcut ekonominin dış görünüşü karma olsa bile, aslında çok büyük ölçüde devlet ağırlıklı bir ekonomidir. başta da belirtildiği gibi amaç liberalizmdir, ancak dünyanın içinde bulunduğu karmaşada, yöntemler güvenilirliğini yitirmiş, buna ulaşmak isteyen devlet kendi yöntemini kendi bulmak zorunda kalmıştır. türkiye nin devletçiliği bir şekilde başlamıştır ancak bu yöntemin sonuçları, yani amaca uygunluğu çok ta iyi kestirilememektedir. yapılan sadece bir kaosu atlatmak, kafalarda kesin bir yöntem oluşana kadar, yararlı olabilecek bir geçiş dönemi oluşturmaktır. ilerleyen dönemde ortaya atılan "karma ekonomi modeli", * bu kafa karışıklığı dönemini yüceltmek ve sistemleştirmek isteğinin başarısız bir sonucudur. |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 04:43 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.