hayatın içine sıçan futbol
 

futbol bir fenomendir. futbol bir spordur. futbol bir taraftarlıktır. futbol fanatiklerinin hayatının içine her anlamıyla sıçar zaten. şampiyonluk maçında bir araba gol yemek bir fanatiğin hayatında validesinin ölüm haberinin ardından en kötü ikinci haber konumundadır. ayrıca bir kız arkadaş edinildiğinde en fazla 3 hafta sonra beşiktaş mı ben mi ültimatomu ile karşılaşılabilir. sadece renkleri hoşunuza gittiği için arabanızın camına aldığınız maskotun renkleri ile rakip takım taraftarı damgası yiyerek kadıköyde bulunan arabanızın camlarının yere indiğine şahit olabilirsiniz. örnekleri çoğaltmak kuvvetle muhtemeldir.

herşey futbolseverin sağduyusuna bağlıdır yoksa hayatın içine sıçan futbol değildir...

sopcast yüzünden internet'in de içine sıçmaktadır..

insanlar alt beyinlerinin kontrolü altına girip fanatikleşmediği sürece izlemesi de, oynaması da zevk veren bir spor olan futbola ağır bir ithamdır.



gecenin 10' nunda galibiyet sevinci adı altında silahını çıkarıp saydıranlar, arabasının kornasını durmadan çalanlar, hiç utanmadan sıkılmadan bir organlarını başka bir takımın yemesini isteğini sokaklarda bağırarak aleme ilan edenler, kaşkolunuzu içinde unuttuğunuz arabanızın camlarını kıranlar, kendi takımının galibiyetini kutlamaya çıkmış yada sadece üzerindeki giysilerin renkleri nedeniyle başka bir insana saldıranlar...



burda suçlu gerçekten futbol mu, yoksa futbol nedeniyle mazur görmemiz yada tolerans göstermemiz neticesinde insanların bunları yapmaya hakları olduğunu düşünmeleri mi?



yada bunları yapan insanlar, futbol dışında başka obsesyonlarında, zevk ve tutkularında da benzer davranışları mı sergiliyorlar? genel hal ve gidişatları da bu mu?



ben suçlunun futbol olduğunu düşünmüyorum.



Kaynak: İtüSözlük