![]() |
turk ingilizcesi * "dı normıl badi tempreyçır is otuzaltıbuçuk santigırad degreees" * hey is can there,the can me but the see can me war.* * yabancı dil öğrenirken önce küfürler öğrenilir öğretirken de önce küfür öğretilir * fallopi * tüpü, 05.04.2006 16:49 * '151684','fallopi * tüpü','1749','okur','http://fallopiitupu.uludagsozluk.com/' * özenti türk milletinin ingilizce bilmemesine rağmen genelde yanlış anlamda kullandığı ingilizce kelimelerin türkçe dier kelimelerle birleşmiş olduu yepyeni dil * karşında ssüüüppııırrr sııttarrr... * +what a beautiful clothes you are! * * * cümle: The elephant is the only animal in the world with a trunk. çeviri: şu hortumlu dünyada fil yalnız bir hayvandır. bir ingilizce sınavında çevrilen bu cümle ahmet serif izgoren'in kitaplarından birinin ismi olmuştur... * Yurtdışına vize almaya çalışan bir arkadaşın mülakatından: Bayan: Why do you want to take visa? Eleman: I want to see your historical and nice places. Bayan : Mine? Eleman : Sorry, your country's places : * For Holiday. Bayan: ok,i understand. Well,what's your job? Eleman :I havent any job. * I am eating my father's money? Bayan: Huh! * "evet sevgili dinleyiciler, sırada still got the blues var. hala bluzunu saklıyorum..." şeklinde tercüme eder sezen cumhur önal. * fortiin,fayftiin,sikstiin... ** * alın size en komedi örnekleri Come with ball my brother, come with ball...: Topla gel abicim , topla gel... Chicken translation...: Piliç çevirme... Leave the door december...: Kapıyı aralık bırak... Where is this waiter who I put...: Nerede bu kodumun garsonu... Clean family girl...: Temiz aile kızı... Your hand is on the job your eye is on playing...: Elin işte gözün oynaşta... Sensitive meat ball...: içli köfte... Urinate quickly satan mixes...: Acele işe şeytan karışır... There no saturation to her observations...:Onun gözlemelerine doyum olmuyor... Man doesn't become from you...: Senden adam olmaz... Enter the desk...: Sıraya gir... Look my ram. I'm Anatolian child,if I put you, you sit...: Bak koçum ben Anadolu çocuğuyum, bi koyarsam oturursun... Master!... Do something burning-turning in the middle...: Usta!...Ortaya yanar döner bişi yapsana... Exploded egypt has escaped to my bosphorus...: Boğazıma patlamış mısır takıldı... In every job there is a no...: Her işte bir hayır vardır... She is a such a mother's eye girl...: Çok anasının gözü bir kız... * * gerçekte var olmayan bir durumdur. türk kendisine soru soran turiste yine türkçe ama bu sefer bağırarak cevap verir. yoluna devam eder. o bağırınca turist anlamıştır. turist çok akıllıdır. * Bir Turk'ten baska kimsenin anlayamacagi teknik bir dildir. * "i like eating egypt" gibi bir cümleyi de içeren türkleşen ingilizce. * hocaya teacher diye seslenmek. * i am sori ne sorii? ay lav yu ay lav yu.du yu lav mi? yes ay du. ya da yılmaz morgül ün süper klasiği yes no yes no yes no yes no dizi olduk loooo isimli parça da örnek verilebilir. * "madam are you sex ?" ya da "do you climb with me ?" * * abuk subuk sözcuk yada cumleler turetmektır ornegın battı balık yan going buna bir örnektir * yeryüzünde ingilizceyi ingiliz ya da amerikan aksanıyla konusmayı ayıp birşey zannedip illa kötü konuşan tek millet olmanın göstergesidir. * italyanların hemen hemen her kelimenin sonuna 'o' harfini koyması ve kelimeleri yuvarlaması, almanların kelimeleri eziyormuş gibi davranması, brezilyalıların otobanda gider gibi konuşması, japonların ise çekingen çekingen duyamayacağınız bir şekilde mırıldanması gibi örneklerin yanında genelde son derece anlaşılır kalmaktadır. |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 09:09 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.