![]() |
beyaz geceler * dostoyevski nin ilk eserlerinden biridir * . kısadır , hemen okunur. ama sonu kitabın kadın karakterinin * yaptığı şuursuzlukla dumura uğratır insanı. ---spoiler--- dört gecelik bir aşkın öyküsü.. beyaz geceler.. bu yaz mevsiminin en uzun gecelerinde yanan bir aşktır. güneşin , akşamın çok geç vakitlerinde battığı , sabahın çok erkeninde doğduğu uzun gecelerin aşkıdır. bu aşka belki de iki aşk demek gerekir. nastenka ya aşık düşçü kahramanın aşkıyla , bir başkasına aşık olan nastenka nın aşkı. dostoyevski işte bu aşkları , insan ruhlarının derinliklerine girmeyi başararak anlatıyor. ---spoiler--- orijinal adı için : * bordo siyahtan değilde iletişim yayınlarından okunması tavsiye edilir * . 96 altı sayfadır 7 ytl dir kitapçılarda * . gecenin köründe yoktan sevda yaratanların hem okuması hem okumaması gerekir. * Saint petersburg'da bir başka yaşanan gecelerdir. 21 Haziran'da hiç gece olmaz. Bugün gündüzün tavan yaptığı gündür. aksaray'da bir küçük rusya. o küçük rusya'da sıcak bir saint petersburg. saint petersburg'da bir gece. içerideki üç harflilerin* bir kaç tanesi çok güzel. gerisi mi? gerisi efsane. yok böyle bir yer. yok böyle bir şey. * biz de bir öğrennmişiz dostoyevski'nin beyaz gecelerini. ne geceler varmış, hem de bembeyaz. * * ruhsal açıdan kötü bir durum içinde olan insanların, pek de bir sebep yokken nasıl da başka birine bağlanmakta olduğunu gösteren bir dostoyevski yapıtıdır. * türkiye'de çekilen koy konulu ilk filmdir. 1965 yılında omer lutfi akad tarafından çekilmiştir. * dostoyevski'nin düşçü adı altında belkide kendini tasvir ettiği romanıdır. ---spoiler--- Düşçü, bir insan değildir. Tarafsız bir yaratıktır. Bir varlıktan ziyade bir gölge gibidir. Kendi kendine yeten insanlardan uzak ve tek başına. Sizce bu düş sever insan isli, hüzünlü yeşile boyalı dört duvar arasında olmayı neden sever? Yakınlarından bir onu görmeye geldiğinde neden bin bir sıkıntıyla, düşünden uyandırılmış olmanın verdiği rahatsızlıkla, yüzünü ekşiterek onu karşılar. böylelikle bütün dostları onun hayatından çekilmiş olmazlar mı? Böylesi bir düş severin evine adım attığınızda orada ya bir cinayet işlendiğini yada yasa dışı bir iş yapıldığını sanacak kadar tedirgin olursunuz. Öylesine hayatın uzağındadır ki, kendi yazdığı şiirleri bile yayınevine gönderdiği halde, mektupta, ölmüş gitmiş bir dostunun şiirlerini yayınlatmayı üzerine borç bilmiş bir insan tavrı takınır. O kadar kendini gizlemeye ve yok etmeye heveslidir düşçüler. ---spoiler--- * nefis bir sonla biten romandır. defalarca okunsa da farklı tadlar verir. * az önce okumayı bitirdiğim dostoyevski nin kısacık romanıdır. roman beyaz geceler ve uysal kiz düşsel öyküsüyle 2 kısımdır. dostoyevski 2 kısa romancıkta da aradığı aşkı bulup iki farklı şekilde yitirmiş karakterleri konu etmiştir. birinde yıllar boyu beklediği aşkı- ki daha tanımadan önce de çok sevdiği insanı- bulduğunu zannetmiş ve tamamen artık kendinin olduğunu düşlerken 4. gece gerçekten sevdiği insana gitmesiyle son bulan aşkı konu etmiştir. romancıkların ikisi de çok derin ve yıllar sürecek bir acıyla bitirilmiştir. beyaz gecelerde, yıllar boyu beklediği aşkın 4. gecelik olması çok üzücü olsa da bunu dostoyevski şu satırlarla ifade etmiştir: ---spoiler--- ...Ama sana kin bağlamak mı, Nastenka? Tertemiz, pırıl pırıl mutluluğuna gölge düşürmek mi? Acı sitemlerimle seni kederlendirip gizli azaplar vererek, en mutlu anlarında yüreğinin acıyla çarpmasını ister miyim? Gelin olduğun gün, onunla birlikte yürürken siyah saçlarını süslediğin narin çiçeklerden tekini bile soldurabilir miyim? Bunları ben mi yapacağım Nastenka? Asla, asla! Göklerin her zaman açık olsun, sevimli gülümseyişin parlaklığını, mutluluğunu yitirmesin. Yapayalnız yaşayan, sana karşı şükranla çarpan bir yüreğe tattırdığın mutluluk anından dolayı seni hep hayırla anacağım. Ulu Tanrım! O ne uzun, mutlu bir andı! Bir insana böyle bir an yaşam boyu yetmez mi? * ---spoiler--- uysal kizda ise durum farklıdır. hernekadar "yüce gönüllü" olarak kendini görse de, karısını sevmeyi bi türlü becerememiş * insanın sevdiğinin elinden gitmesiyle tıpkı birinci romandaki gibi karakterin duygusal yanlızlığını konu etmiştir. bu romancıkta da en can alıcı ve ağlamaklı kısmı ise son paragraf yani burasıdır: ---spoiler--- ...Ah, kör yazgı! Alnımızın kara yazgısı! Biz insanlar yeryüzünde yapayalnızız, işte en büyük felaket burada! Rus bahadırı savaş alanında, "Sağ kalan varsa çıksın karşıma!" diye bağırmış bir zamanlar. Bahadır değilim, ama ben de haykırıyorum, ancak sesimi kimseler işitmiyor. Güneşin evrene can verdiğini söylerler. Güneş gökyüzüne yükselsin de görün bakalım, o bir ölü değil mi? Her şey ölü, her yerde ölüler var. insanlar yeryüzünde yalnız, çevrelerinde ölüm sessizliği bizim dünyamız bu işte... "insanlar, birbirinizi seviniz!" Bunu kim söylemiş, kim bize böyle bir vasiyet bırakmış? Saatin sarkacı habire vuruyor, duygusuz, soğuk soğuk... Saat gecenin 2'si. iskarpinleri yatağının ucunda duruyor, giymesi için onu bekliyor. Sahi, yarın onu götürdüklerinde ben ne yapacağım?* ---spoiler--- * Theatral bir hikayedir. Büyük rus yazar mihail fiyodorov dostoyevski tarafından kaleme alınmıştır. Son nobel edebiyat ödülünün sahibi türk yazar orhan pamuk, iletisim yayinlarindan çıkan dosto eserlerinin koordinatörü olarak bir yolunu bulup bu sıradan hikayeyi de övebilmiştir ya gençlik eseri ya gelecekteki eserlerinin habercisi. Hikayede, shakespeare oyunlarından çıkma, ismi söylenmeyen bir aşık vardır ve de bir gece * , şimdiki adıleningrad olan eski rusyanın petersburg kentinin fontanko köprüsü üzerinde nastenka adında genç bir kız ile -17 yaşındadır nastenka- tanışır ve kıza aşık olur ve olaylar gelişir. Eser, dostoyevskinin gençlere hitap eden bir öyküsüdürse de hikayenin sonu "hepsini ben istiyorum" diyen aç gözlü gençlere hitap etmez. Burada geçen aşkı yalnızca rus milleti kabul edebilir. * uluslarası ankara kısa film festivalinde gece 23.59da başlayıp sabah 6.30a kadar süren 3 filmin gösterildiği etkinliktir ** * dostoyevski'nin bir solukta bitirilebilecek eseridir. --spoiler-- yaşadım mı yoksayaşadığımı mı zannettim ? içimdeki ses "gördün mü, her şey zaman geçtikçe nasıl da soğuyor" demekte. çaresizlik ve yalnızlık içinde seneler geçip titreyen bir ihtiyar bastonuna dayanarak karşımıza çıkıverecek. her şey keder ve gama dönüşecek. yaşadığınız o düş alemi yok olacak, hayaller kurumuş yapraklar gibi teker teker dökülecek. --spoiler-- * kısa sürer ama sürükleyicidir."dostoyevski neden en iyi?" sorusunun en kısa cevaplarından birisidir. * avucunu yalayan bir aşığın başından geçenleri okuyucu ile paylaştığı dostoyevski romanı. gençleri heyecanlandıran, ateşleyen bir roman. * kara gecelerden kurtulup huzura erdiğini anladığın, mutlu ve temiz geçirdiğin geceler gibi ... |
| WEZ Format +3. Şuan Saat: 12:57 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.