![]() |
beyaz basortulu kadinlar * 'in eylül kitabinda yayinlamiş oldugu şiiridir. sıcak bir ağustos gecesi, cordoba uykuya hazırlanmakta, tıp öğrencisi jose antonio yeni ayrıldı arkadaşından şehrin ortasından kenar mahallelere giden son otobüse koşarak bindi. mavi bir yıldız bir işaret fişeği gibi indi gökyüzünden çok aşağılara. ve jose antonio düşündü ansızın sevgilisini. otobüs sarsılarak duraklardan kalktıkça, uykusu bölünen yorgun işçiler birer birer gittiler ağır homurtularla otobüs ağaçlı tepeyi aştı bir tek yolcu jose antonio kalmıştı. saat 23.45, bir çam dalı ıslık çalmakta karşı balkondaki komşu kadın telaşla içeri girdi ve ışıklar silindi. hiçbir şey anlamadı jose antonio güz yaklaşıyordu, hüzün ve sınavlar bahçe kapısını yavaşça araladı, sabah suladığı sardunyaya baktı. yüreğinde o güne kadar yaşayamadığı bir telaş, hemencecik gidip yatağa uzanmak günün son sigarasını yaktı. anası babası ve öğrenci kardeşi uyumuşlardı, pencereler karanlıktı anahtarı cebinden çıkardı ne çok ışık hepsi yandı ağaçların arasında otomobil farları jose antonio şaşırdı silahlar üzerine doğrulmuşlardı. saat 02.25, kenar mahalledeki evin içi bütün kitapları yerlerde şiirler, ders notları, mektuplar ve fotoğraflar, söyle bu resimdeki kız kim ya bu sakallı arkadaşın bildiriler nerde söyle söyle söyle söyle sandıklar boşaltılmış, anasının çeyizleri dolaplar, mutfak rafları, tabaklar yataklar yırtılmış, delik deşik. o gün ilk defa jose antonio ilk de and dağlarını ne zaman görmüştü küçük bir çocukken babasıyla oğlum demişti özgürlüğü halkın işte bu dağlar kadar peki şimdi niye ağlıyorsun baba. bir gün sonra sabah, toplama kampı la perla çok erken saatlerde beni hücreden aldılar, gözlerime siyah bezden bir bant taktılar, bir aracın arka koltuğuna boylu boyunca yatırdılar, -fısıltılar. hareket ettik, korna sesleri duyuluyordu cordoba' nın kalabalık caddelerinden birisine çıktığımızı anladım. o dakika gittikten sonra durduk -küfürler. yere basmam söylendi, bastım, eğil dediler eğildim, yürü dediler yürüdüm. ayakkabılarımın bağı hücrede alınmıştı kalemim, saatim, gözlüğüm. ayak sesleri çoğaldı ve silah şakırtıları. kan ter ve sidik. görmek duymak dokunmak koklamak tatmak sedef karanfil şarkı kadife ve tarçın unutulmuştu. gözetleme deliği olan demir kapılı bir odada. gözetleme deliği olan demir kapılı bir odada. üzerime kanlı bir pijama giydirdiler ayaklarım zincirle birbirine bağlandı ve ellerim kenarları yüksek tahtadan yatağa yatırdılar. duvar. gözetleme deliği olan demir kapılı bir odada. on iki gün sonra jose antonio da desparecidosdu. yedi yıl geçtikten sonra, plaza de mayo yürüyorlar alana doğru binlerce beyaz başörtülü kadın ve binlerce yitik fotoğrafı genç yaşlı kız erkek binlerce desparecidos. analar ve anılar eşler kardeşler çocuklar geri istiyoruz onları geri istiyoruz onları. şu bıyıklı manuel, öğretmendi arkada hudeibro, maden işçisi jose parrada, santiago nattino ve işte jose antonio'nun annesi elinde oğlunun kocaman bir resmi. geri istiyoruz onları. -jose antonio benim. şiirle ilgili notlar beyaz başörtüsü : Arjantin'de binlerce kayıp annesinin protesto gösterilerinde kullandıkları, dönemi yargılayan simge. la perla: Cordoba kentindeki toplama kampı ve işkence merkezi. Aynı zamanda inci anlamına geliyor desparecidos: Arjantin' de kayıplara verilen ad. plaza de mayo: Mayıs alanı. Her yıl darebe yıldönümünde kayıp annelerinin protesto gösterileri için toplandıkları yer. |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 05:15 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.