Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Sözlük (http://www.hayatimdegisti.com/forum/forumdisplay.php?f=495)
-   -   BEJAN MATUR sizce ne demek, BEJAN MATUR size neyi çağrıştırıyor? (http://www.hayatimdegisti.com/forum/showthread.php?t=155051)

bluemoon24 09-01-2009 03:41 AM

BEJAN MATUR sizce ne demek, BEJAN MATUR size neyi çağrıştırıyor?
 
*



bence sıradanlıktan farklı olmayı düşünen zavallıların kendini bulma arayışıdır.onlar kürt-alevi olduklarını ileri sürüp var olma savaşı veren well-known insanlardır.onların dünyası asla geniş değil sadece cahil bir halkı kandurabilme yeteneğidir.bejan matur irdelenmektir,var olma isteğinin doruk noktasıdır.belki kısa ama bence çok fazla irdelendi bile.bejan matur kürt ailenin geniş hayal yelpazesinin bir anlamlandırmasıdır.neyse kendisini fazla irdelemek istamiyorum.







BEJAN MATUR SENİ VE YAZILARINI ÇOK BEĞENİYORUM BU DİK DURUŞUNU TAKTİR İLE KARŞILIYORUM BAŞARILARININ DEVAMINI DİLER GÖZLERİNDEN ÖPERİM DAYİN







zaman zaman demokratik duruş sergileyen yorumcumuz, sık sık da paradigmasının darlığını genişletememiş olmasını gözler önüne sermektedir zaman gazetesindeki yorumlarında...



kendisi hem kürt hem alevi olup, yorumlarını sürekli kürt alevilerinin sorunları ve kimlik arayışları üzerinden yapmaktadır...







şiirlerini okumadim..ama birkaç duz yazisini okudum..şair oldugunu belli ediyor..hoşuma gidiyor yazdıkları







ONUN ÇÖLÜNDE







Onun çölüne gittim.



Konuğum,



Duvardaki kan pıhtısında.



Onun bulduğu damar beni çağırdı.



Ve ruhum eski bir kanla yıkandı.







Onun çölüne düştüm, oturdum çadırında.



Eski bir kavmin buluşması ve töreni.



Bir yaban kuş gibi tüneyip kıyıya



Dedi ki bana 'ölümsün sen'



Mutlak



Mutlak olan.







Onun çölünde gece kımıldar.



Yılan ve akrep karanlığıyla.



Hayat bir zehre gizlenir



Çoğalır sabırla.

O bıraktı beni.



Çöldeki kızıl sularda



Balıklara bakacak



Nefesimi tutarak



Uyuyacağım.

Onun çölünde her gece



Fısıldadım kumlara.



Sordum nasıl yaptıklarını çölü,



Boğmadan koyun koyuna.

Onun çölünde ölüyüm ben.



Gelin ve kaldırın beni.



Gittiği yolda bulutlara değen bir gölge bırakılmış sanki.

Bir sesle uyandıracak beni



Kahra kan olan bir aldanışla yakaracak

Tanrıya söylendim.



Nasıl da zalim gövdede varlığı onun.



Güzellik acıya kavuştuğunda yorulur ve



Hep yaşlı kalacak bir gözün ışığıyla bakar



Her yüz bir işarettir tanrıdan.



Bunu yaşlı bir adam söylediğinde



Gözleri yoktu.



Annem öyle inanmış olmalı ki ona,



Yüzümü kederli çizdi.



Ve uzayıp tanrıya



'işte' dedi



'benim annem yeniden doğdu



annem varlığıma döndü'

Gece paslı bir kafesle durdu önümde



Dua için zaman istedim tanrıdan.



Onun varlığına adanacak hiçlik



Düş için,



O büyüde kalbime saplanan acıyla



Bağırdım



Başka adamlar, başka dillerde dua etsinler. Bizim için.



Ölümü tanıdığımız ve sessiz olduğumuz için



Kutsasınlar.







Ölü bir yaprağın sürüklenişi gibi rüzgârda



Gövdem yitirdi yerini.



Ağır bir uykuyla gizlendi tohuma varlık.



Ağır bir istekle.



Kızıl kan pıhtısı. Tül sabah. Ört üstümü.



Koyu gücünü yüzünün nasıl çizdiyse tanrı



Ve ne gizlediyse kıvrımına gülüşünün.



Gördüm ben.







Tüllere sarılmış çölde ölümümü bekliyorum. Sakinim.



Yok bir gece bu.



Sabah uyanacak aşkı konuşacağız.



Ne çok sürdü diyecek bana.



Ne uzun sürdü hayat.







O uzun günün sabahında



Sesini duydum gün ve gecenin çakışmasının.



Bir tül işleniyormuş gibi aralarında



Kavuştular usulca.







Uyu ağır uykunu



Taşların altında ve su isteğinle kal.



Geniş bir avluda gece kapanan kapıların ağırlığı.



Sürecek olan dilsizlik.



Rüzgâr tırmalıyor kapını



Aşk uzakta.







Ne tuhaf inanmaman.



Sırtıma dokundun ve orada ayla ışıyan çizgilerin



Bir acıdan artan masumiyet olduğuna şaşırdın.



Gideceğini söyledin



İnanmadım sana.



Oysa ben daha doğmadan biliyordum.



Acılı bir ruhta oyalanan bir gövde bu.



Saf ve çocukça bir düşün yatağında.







Kan ve susuşla dinlenen ten kabullenir.



Beyaz tül yatağında başucuma



Camdan bir göz bırakıp gittin.







Ona fısıldanan sözlerin



Aşk olan varlığı



O gidince karardı.



Yüzeyinde göğün



Beyaz ve kıpırtısızım.







Acıdan bir okla çıktım



Bekleyiş yatağından.



İçimde siyah bir taş.



Atları gördüm.



Kapı önlerinde oturan insanı, sözü.



Çok yaşanmış bir çığlıkla hayat.







Bir sırrın bana verilmediği yerden



Sordum ona



Bana ne söyleyeceksin?



Çölün söylemediği ne?







Ruhumu orada tutan ağırlıkla



Geceye ilendi tenim.



Ve çağırmadı çölü varlığım



Ondan sonra.







Aynaya dönüyorum



Değişmiş gözlerim.



Çölde kumlara bakan kadın



Kedere bakan



Artık benim.







Gördüm çizgilerini avuçlarının



Çöl her şeyi söyledi bana.







Anladım nerede bitti aşk



Kan pıhtılı odanda uyanan gövdem



Neden sığmadı varlığa.







Seni yaprakların gölgeli yalnızlığına bırakıyorum.



Gün doğumunda uyanan nefese ve sana dönen gözlerin



Yakaran çizgisine.



Çölden aldığını çöle ver



Hayattan aldığını hayata.



Artık beklemiyorum



Kal orada.



Geride, tepelerin art arda dizilmekle



Var ettikleri dünya bir hiçlik ahtı gibi.



Bir hiç ve gölge.



Gece ay



Gece tül ve yokluk.



Yok gece.







Çölden aldığını çöle ver



Hayattan aldığını hayata.

BEJAN MATUR







AYIN BÜYÜTTÜĞÜ OĞULLAR

Bize kanlı bir uykunun, bir kardeşlik sabahı başlatacağı müjdelenmedi.



Cinayetten dönen kardeşiniz, gölgesini gizlediği duvarların ötesini görür.



Ellerini yıkar ve sizi dünyada bir söz olarak bırakır.







Sessiz bir törenle iç geçirme arasında duran yerde gömdüm onları.



Ölü oğullar. Kurban hepsi.



Sanki onlara, kurban oluşlarını hatırlatmak için var yeryüzü.



Yüzleşiyoruz.



Sızlanmaya başlayan bir çırpınmada 'yeter' diyorum.



'gidin ve öldürmeyin'



ağzımda kesik bir gülüş. Kâbus olmalı.



Bir cinayetten dönen kardeşim korkutuyor beni.



Kanlar içinde uyanıyorum. Terliyim.



Aç gözlerini. Tırnaklarını acıyan yerlerine bastır.



Biri var mı göğsümü mendiliyle silecek.



Kardeşim bir cinayetten dönüyor. Karanlık dehlizlerden.



Siyah paltosu



Ve gözleriyle.

Ona benzemeyeceğim.

Gece ayaklarımız okşandı ve büyük dağları geçeceğimiz söylendi.



Karlarla bekletilmiş büyük dağları geçtik.



Bahçede ilk gün keskin bir çizgiyle yan yana duran üç yıldızı gördük.



Mutlak. Yol açıcı.



'Bakmak istiyorum ayaklarına' dedi eğilen bir ses.







Onlara, bir daha görüşmeyebiliriz demedim.



Hepimiz biliyorduk.



O dağ oğullarını yedi.



Ve onları bir sese kapattı.



Kolu yok kiminin.



Kimi kör.

Kardeşlik eski bir masalın bilgisinde kaldı.



Kardeşlik acımaydı.

BEJAN MATUR







BEJAN MATUR (Şair)







Maraş'ın Pazarcık ilçesi Maksutuşağı köyünde doğdu.



Ortaokul ve liseyi Antep'te okudu.



Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi.







Şiirleri Adam Sanat, Defter, Ekin Belleten ve Yazıt dergilerinde yayımlandı.







İnsanın, ait olduğu coğrafya ve aşk ile ilişkisini sorguluyor.



Onun yapmak istediği, şiirde dilin imkanlarını kullanarak dili aşmak.







Bejan Matur şiiri, dille, onun ifade imkanları ve sınırlarıyla, dili aşan ifade biçimlerine, seslere, ritimlere vurgusuyla, zamansız ve mekansız bir coğrafyanın izlerini taşıyor o, coğrafyayı yeniden var ediyor. Zamansız, kıpırtısız çölü ve Mezopotamyayı. Bejan Matur, çölü ve Mezopotamyayı içinde taşıyor.







Kaynak:Antropoloji


WEZ Format +3. Şuan Saat: 07:17 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.