![]() |
SADAKA sizce ne demek, SADAKA size neyi çağrıştırıyor? * **abla gönlünden ne koparsa? __ya bişe kopmuyorsa.... ______ bi de şu şekil dilenciler vardır...'ablam allah gönlüne göre versin' ne demek ya bu...'benim için iyi düşünüyosan,ii versin kötü düşünüyosan,kötü versin! ' direk beddua et bana,riyakar olma... ______ 'ablam allah sevdiğine kavuştursun' ya imkansızsa? diyemıyorsun tabi yolda durup... bazen 'sadaka' verildikten sonra bu duaya maruz kalırım...yıllar sonra kocasıyla aynı dilenciyi bulur _Rate...'biliyor musun,izdivacımızı bu kadına borçluyuz' evet komik, 'be teyzeee birincisi ogrencıden sadaka mı ıstenır,bizim ihitiyacımız var,ikincisi madem dua etcen derslerle ilgili et de psikolojikrahatlama yaşiiim azcık' denmıyor tabı..... ____ ve seçimden sonra annemden tepkiler....'madem yönetim değişmedi,bunlar tok...başbakanın versin...' Bir Tebessümdür Benim Gibi Cahillere... düşürüp kaybedilen para için 'sadakam olsun' denilmesi beni dumura uğratır hep [img]/images/smilies/smile.gif[/img] haytın sigortası, geleceğin tapusu.. uzun yaşamanın sırrı.. belaların defi mutluluğun anahtarıdır SADAKA....sadakayı sadıklar verir.. sadıklar sahil-i selamete sadaka gemisiyle emniyet içersinde girerler... Dilencinin pozisyonunu görüp iç sızısı ile yapılan davranış. bazen komşunuza bile gülümsemek bir sadakadır. (hadisi şerif) Ebû Zer radıyallahu anh şöyle diyor: Bir akşam vakti Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem´le birlikte Medine´nin Harre mevkiinde yürüyorduk. Derken Uhud dağı karşımıza çıkıverdi. Peygamber Efendimiz, -Ey Ebû Zer! - dedi. Ben, -Buyur, Ey Allah´ın Elçisi! Emrindeyim- dedim. Resûl-i Ekrem, -Şu Uhud Dağı altın olup bana verilse, onun bir dinarının üç günden fazla yanımda kalmasını istemem. O bir dinarı da borç ödemek için bir yana ayırmak isterim- buyurdu. Daha sonra Allah´ın Elçisi, -Yanımda olanı da Allah´ın kullarına şöyle şöyle dağıtmak isterim- diyerek önüne, sağına, soluna ve arkasına elleriyle para dağıtıyormuş gibi işaretler yaptı. Sonra yine, -Ebû Zer! - dedi. -Buyur, Ey Allah´ın Elçisi! Emrindeyim- dedim. Sözüne şöyle devam etti: Dünyada malı mülkü çok olanlar, âhirette sevapları az olanlardır. Yalnız şöyle şöyle dağıtanlar böyle değildir. Fakat öyle kimseler de ne kadar azdır! az sadaka çok belayı sövermiş Sadaka Sadakattir Sadaka, bildiğimiz üzere, bir insanın ihtiyaç halinde gördüğü başka insanlara kendi malından verdiği birşeyin adıdır ama, kök anlamı itibarıyla, 'sadaka'nın 'vermek'le hiç mi hiç alâkası yoktur. Sadaka, kök anlamı itibarıyla, 'sadakat'le, 'sıdk'la, tasdik'le akrabadır. Ve bu kelimeyi bildiğimiz sadaka anlamında defalarca kullanan Kur'ân, bildiğimiz 'sadaka' ile bildiğimiz 'sadakat' ve 'tasdik' arasındaki anlam akrabalığına da çeker dikkatimizi. Sadaka, sadakattir gerçekten. Zira, sadaka, 'Mülk O'nundur' sözünü gerçekten bilerek ve inanarak mı söylediğimizin, mülkün Malikinin gerçekten Allah olduğunu tasdik edip etmediğimizin bir sınanması hükmündedir. Kendisinde olanı gerçekten O'ndan bilen biri, bunu 'sadaka' ile teyid ve tasdik eder. Zira, ancak Verenin O olduğunu bilen bir insan gönül rahatlığıyla ve karşılığında maddî-manevî hiçbir menfaat beklemeksizin başkalarına verebilir. Açıkçası, her sadaka verişimizde, sadakatimizi teyid ederiz esasında. Her sadaka, bir sadakat teyididir. Sadaka, 'Mülk O'nundur' hakikatine sadakatin meyvesidir. Madem öyle, muhtaçların giderek arttığı zor bir zamanda sadakatimizi gösterelim. Madem öyle, gereğince ve yeterince veremiyorsak, kendimizi 'Mülk O'nundur' hakikati noktasında yepyeni bir talimden geçirelim. Kaynak:Antropoloji |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 09:19 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.