Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Şiir Video (http://www.hayatimdegisti.com/forum/forumdisplay.php?f=274)
-   -   EVLADİYELİK ŞİİRLER (http://www.hayatimdegisti.com/forum/showthread.php?t=6144)

kürşad 20-04-2008 09:26 PM

EVLADİYELİK ŞİİRLER
 
MERHBA ARKADAŞLAR
Edebiyat sahnesinde o kadar büyük üstadlar (şairler)varki kimileri beden olarak aramızdan göçmüş ancak yazdığı şiirlerle ruhen aramızda kimileri ise halen şaheserlerini insanlığa sunmaya devam etmektedir.Örneğin bir milli şairimiz varki bizim şuan hayatta değil ancak yazdığı istiklal marşı(96yıl önce yazılmasına rağmen)halen daha 70 milyon tarafından büyük bir hazla okunmaktadır.Yıllar geçmiş,birçok şey unutulmuş ama o zamanki haleti ruhiyeyi anlatan şiir özünden hiçbirşey kaybetmemiş ve halen günümüze ışık tutmaktadır bu yüzden ben çok sevdiğim şiirleri fırsat buldukça buraya eklemeye çalışacağım.(istiklal marşını başta eklemeyi düşünüyordum ancak Atakan beyin bununla ilgili açmış olduğu bi konu olduğundan eklemiyorum zaten hepimiz ezbere biliyoruz değil mi?)Umarım beğenirsiniz smiliyface

SAKARYA TÜRKÜSÜ

İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.
Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.
Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir
Oluklar çift; birinden nur akar, birinden kir.
Akışta denetlenmiş, büyük, küçük, kainat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!
Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;
Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?
Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakarya'nın, Türk tarihi vurulur.
Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?
Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük! ..

Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal;
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal.
Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan;
Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu an;
Kehkeşanlara kaçmış eski günleri an!
Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?
Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?
Mermerlerin nabzında hala çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!
Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.

Vicdan azabına es, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!
Sakarya, saf çocuğu, masum Anadolu'nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
Sen ve ben, gözyaşiyle ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, son Peygamber kılavuz!

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya! ..

Şiir : Necip FAZIL KISAKÜREK

kürşad 20-04-2008 09:34 PM

Ynt: EVLADİYELİK ŞİİRLER
 
Arkadaşlar çok hoşuma giden başka bir şiir CEMAL SAFİ'den

Vur Da Öyle Git

İdam mahkumunun söz hakkı vardır
Bari son arzumu sor da öyle git
Arının çiçekte göz hakkı vardır
Bir buse içimi dur da öyle git

Madem gidiyorsun bura son durak
Ne adres ne mektup ne resim bırak
Kendinden bir parça, bir cisim bırak
Saçından birkaç tel ver de öyle git

Ardımdan bir damla yaş dökeceksen
Adımı andıkça ah çekeceksen
Kabrime bir gonca gül dikeceksen
Ne olur yaşatma vur da öyle git

Hem yıllarca oyna gönül sahnemde
Hem perdeyi kapat en mutlu demde
Sitem oklarına hedef sinemde
Açtığın yarayı sar da öyle git

Pişmanlık duyar da dönersen geri
Gel de gör aşkından kalan eseri
Seyret ateşinin düştüğü yeri
Hasretin zulmünü gör de öyle git

Ardımdan bir damla yaş dökeceksen
Adımı andıkça ah çekeceksen
Kabrime bir gonca gül dikeceksen
Ne olur yaşatma vur da öyle git


Cemal Safi |

kürşad 21-04-2008 08:52 PM

Ynt: EVLADİYELİK ŞİİRLER
 
bir çocuk diliyle sevgi

* Çocukca ''Seni Seviyorum'' **

Seni çok seviyorum
''Ne kadar seviyorsun? ''
Kocaman işte!
Seni kocaman seviyorum
Hani babamın bıyıkları varya
Hani babam herkesi dövebilirya
Hani babam kocamanya
Seni babam kadar, kocaman seviyorum.

Bir çikolatalı pastayı
Annemin yaptığı elmalı keki
Birde seni seviyorum
Hatta seni;
Hani oyuncak kedimi çok seviyorum ya!
Ha! İşte seni de öyle seviyorum
Belki sabah ve akşam annemin zorla içirdiği sütü sevmiyorum
Neymiş?
''Hemen büyüyecekmişim, kemiklerim gelişecekmiş, güpgüçlü olacakmışım''
Ama seni kocaman seviyorum
Uzaktan kumandalı arabamı çok seviyorum
Hani kırılınca nasıl ağlamıştım
Senide seviyorum
Dua ediyorum ya elimi açıp
''Allah'ım annem, babam hiç ölmesin, hep birlikte olalım, paramızda hep olsun''
Diyorum ya
Seni de seviyorum
Annemi, babamı seviyorum
Seni de çocuk masumiyetiyle
Kocaman seviyorum.
İsa Erkol

kürşad 21-04-2008 08:53 PM

Ynt: EVLADİYELİK ŞİİRLER
 
Her Şey Sende Gizli

Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kâr sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;

Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,

Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak, bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...

ferfecir 21-04-2008 11:37 PM

Ynt: EVLADİYELİK ŞİİRLER
 
Şiirler için teşekürler hepsi biribirinden güzell

kürşad 22-04-2008 12:36 AM

Ynt: EVLADİYELİK ŞİİRLER
 
Çok sağol ferfecir yazan üstadların yüreğine sağlık.Bir başka şiir:

Bağlanmayacaksın

Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
"O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin onu sevdiğinden.
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de
korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları...
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
"O benim." diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan bir şeylerin...
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait
olacaksın.
Mesela turuncuya, ya da pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden, çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak...

kürşad 22-04-2008 12:40 AM

Ynt: EVLADİYELİK ŞİİRLER
 
Cemal Safi'den bir başka şiir:



İlah Gözlerin


Medet bekliyorum vurduğu yerde
Oralı olmuyor siyah gözlerin.
Gönlümü dağlıyor gördüğü yerde
Kanıma susamış silah gözlerin.

Her yalan sözüne iftira ekler
Sayısız suçunu sırtıma yükler
Cenneti müjdeler ibadet bekler
Şeytanın taptığı ilah gözlerin.

Feryadım asılsız şikayet değil
Laf değil söz değil rivayet değil
Yetim hakkı değil cinayet değil
Koktuğum en büyük günah gözlerin

Cemal Safi

kürşad 22-04-2008 05:46 PM

Ynt: EVLADİYELİK ŞİİRLER
 
Son Aşık

Hasretinle geçiyorken bu gençlik çağım,
Ey sevdiğim, ben ümitsiz değilim gene
Ak düsünce saçların kumral rengine
Kollarında son aşıkın ben olacağım.

Ey başında şimdi sevda rüzgarları esen,
Böyle her gün yollarımdan geçsen de süzgün
Sen benimsin büsbütün terk olunduğun gün ...
O mukadder günü, bilmem, düşündün mü sen?

Ben bir beyaz saçlı aşık, sen bir ihtiyar ...
O gün bana yaklaşırken ey ilahi yar,
Esirgeme gözlerimden bir son buseni,

Kirpiğinden yavaş yavaş bir damla aksın,
Çünkü, ruhum, sen de o gün anlayacaksın
Ki hiç kimse benim kadar sevmemiş seni!


Faruk Nafiz Çamlıbel


kürşad 23-04-2008 10:28 PM

Ynt: EVLADİYELİK ŞİİRLER
 
Rüyalarım Olmasa

Yıldızlara baktırdım, fallara çıkmıyorsun,
Seni görmem imkânsız rüyalarım olmasa.
Pencereden bakmıyor, yollara çıkmıyorsun;
Seni görmem imkânsız rüyalarım olmasa...

Zor mu geldi kalbinde bana sevgi saklamak?
Yakıp gittiğin yeri dönüp bir kez yoklamak?
Değil sabaha kadar seni öpüp koklamak,
Seni sarmam imkânsız rüyalarım olmasa...

Sevmesem özler miyim seni can pahasına?
Ne olur bir fırsat ver, beni bir daha sına.
Adını söyleyemem, senden bir başkasına;
Seni sormam imkânsız rüyalarım olmasa...

Düşlerimde incitsem günlerce uyuyamam,
Sana değil, saçının bir teline kıyamam.
Yıllar sonra dönsen de nerde kaldın diyemem;
Seni kırmam imkânsız rüyalarım olmasa...

Yalvarırım mektup yaz, beş dakkanı ayır da,
Su serp yanan sineme sağlığını duyur da,
Yaban gülü gibisin, dağda, kırda, bayırda;
Seni dermem imkânsız rüyalarım olmasa...


Cemal Safi |


Lier22 29-04-2008 03:16 PM

Ynt: EVLADİYELİK ŞİİRLER
 
Bir şiir de ben ekleyeyim çok güzel şiirler gerçekten... hismiley

Beşinci Mektup

Ayrılık diye bir şey yok, bu bizim yalanımız
Sevmek var aslında,özlemek var,beklemek var.
Şimdi nerdesin,ne yapıyorsun?
Güneş çoktan doğdu.Uyanmış olmalısın.
Saçlarını tararken beni hatırladın değil mi?
Öyleyse ayrılmadık.Sadece özlemliyiz ve bekliyoruz.

Zamanı hatırlatan her şeyden nefret ediyorum.
Önce beklemekten ömür boyunca ya bekliyor, ya bekletiyor insan ikisi de kötü,
İkisi de hazin tarafı yaşantımızın.

Bir çocuğun önce doğmasını bekliyorlar,sonra
yürümesini,konuşmasını,büyümesini...
Zaman ilerliyor, bu defa para kazanmasını,
kanunlara saygı göstermesini,insanları sevmesini,
aldanmasını, aldatmasını bekliyorlar.
Ve sonra ölümü bekleniyor insanoğlunun.

Ya o ? Ya o ? İnsanlardan dostluk bekliyor,
sevgilisinden sadakat,çocuklarından saygı ve bir parça huzur bekliyor,
saadet bekliyor yaşamaktan.
Zaman ilerliyor, bir gün o da ölümü bekliyor artık.
Aradıklarının çoğunu bulamamış,beklediklerinin
çoğu gelmemiş bir insan olarak göçüp gidiyor bu dünyadan.
İşte yaşamak maceramız bu.

Yaşarken beklemek, beklerken yaşamak ve
yaşayıp beklerken ölmek!
Özleme bir diyeceğim yok. O,kömür kırıntıları
arasında parlayan bir cam parçası.
O, nefes alışı sevgimizin, kavuşmalarımızın anlamı.
O, tek güzel yönü bekleyişlerimizin.

İnsanlığımız, özleyişlerimizle alımlı,
Yaşantımız özlemlerle güzel.

Özlemin buruk bir tadı var, hele seni özlemenin.
Bir kokusu var bütün çiçeklere değişmem.
Bir ışığı var, bir rengi var, seni özlemenin anlatılmaz.

Verdiğin bütün acılara dayanıyorsam;
Seni özlediğim içindir.
Beklemenin korkunç zehiri öldürmüyorsa beni;
Seni özlediğim içindir.
Yaşıyorsam; içimde umut varsa, yine seni özlediğim içindir.
Seni bunca özlemesem; bunca sevemezdim ki !

UMIT YASAR OGUZCAN


WEZ Format +3. Şuan Saat: 08:44 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.