![]() |
RUHSAL KALIPLAR Ruhsal Kalıplar: İnsan ruhu bir eminlik durumudur. Ruh, yüzeyden derine doğru güçlenen inanç kalıplarından yaratılmıştır. Bu kalıpların temeli doğuştan, gelişme biçimleri sonradandır. Eminlik durumunun derinleşmesi, inancın, ruhu oluşturan dairelerin derin noktalarına doğru ilerlemesidir. Derinlikler Psikolojisinin üstadı Carl Gustave Jung’un tezinden yararlanarak ruhsal bütünlüğünüzü, iç içe geçen daireler hâlinde dört düzeydeki kalıplar bütününe ayrıştırabilirsiniz. En iç düzey en derindedir, değişmesi en zor olanıdır ve hayat üzerinde en fazla etkilidir. Dairelerin dışına çıkıldıkça kalıpların sonradanlık düzeyleri artar: 1) Kişisel öz, ruhu oluşturan çekirdektir. 2) Üzerinde, bu özü şekillendiren beşeri kalıplar tüm insanlarda ortak, 3)daha üzerinde sosyal kalıplar ırklarda veya kültürlerde ortak, 4) ve en üst düzeyde ise bireysel kalıplar kişiseldir, sadece kişiye özeldir. Bireysel kalıpların gelişimi, spermin yumurtayla buluşmasından itibaren devam etmektedir; oysa diğerleri anne rahminden de önce belirlenmiştir. Ruhsal kalıbımızın temeline doğru inildikçe, diğer insanlarla ortak yönlerimiz artar, yüzeye çıkıldıkça farklılıklarımız artar. Bireysel kimliklerini henüz geliştirmemiş olan yeni doğanlar, birbirleriyle daha çok benzeşirler. Her insan bu dört daire arasındaki ilişkinin şekillendirdiği bir ruhsal yapıya sahiptir. Bir insanın ruhsal enerjisinin boyutları, bu yapı içerisindeki değişime göre değişim gösterecektir. Bu değişimi üretmenin tek yolu kimliği değiştirmektir; kimliğin değişmesi demek, kişinin kendi hakkında emin olduğu anlamların değişmesi demektir. Sözünü ettiğimiz ruhsal kalıplar, bilincimiz tarafından iman veya eminlik duygusu olarak algılanırlar. Erkek olan ruhsal kalıbın sahibi, “erkek olduğu hissinden emindir. ” Bu hissin sebebi vücudunun şekli değil, ruhsal temeldir. O ruhu insandan alıp bir aslanın bedenine aktarsanız, kendini yine erkek bir insan olarak algılayacak, ancak bedeniyle çatışma yaşayacaktır. Bir erkeğin beynini bir kadına aktarsanız, kendini hâlâ erkek olarak algılayacak; ama, ruhuyla vücudunu savaştıracaktır. Çünkü ruhları transfer edemiyorsunuz. Bu durumda, mantık şunu söyleyecektir: Bir konuyla ilgili ruhsal kalıp, o konuyla ilgili fizik bir varlık değil, sadece soyut bir “emin olma” duygusudur. O zaman, “emin olma duygusu” bir ruhsal kalıptır. O zaman, yeni emin olma duyguları geliştirebilirsek, yeni ruhsal kalıplar geliştirmiş oluruz. Vücudumuzun çevresel şartlardan etkilenme biçimini ruhsal kalıplarımız belirlediğine göre, dolaylı şekilde emin olma duygumuz da belirlemiş olmaktadır. Dolayısıyla, yeni eminlik duyguları, bizim için yeni yaşama biçimleri belirlenmesine neden olacaktır. alıntı.. Ruhsal kalıp, sadece ruhumuzda ve bedenimizde nelerin olup bittiğini belirlemiyor. Ruh ve bedenin çevresel faktörlerden nasıl etkileneceğini de belirliyor. Nitekim, “ateşte yanmayacağınıza inanırsanız, yanmazsınız” derken kast ettiğimiz gerçek budur. Buradan müthiş bir başarı kuralına ulaşıyoruz: İçinizdeki veya dışınızdaki iş ne kadar zor olursa olsun, onu yapabileceğinize emin olmuşsanız, yapabilirsiniz. |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 09:40 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.