Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Öğretici Bilgiler (http://www.hayatimdegisti.com/forum/forumdisplay.php?f=487)
-   -   Hayal İçinde Hayal.. (http://www.hayatimdegisti.com/forum/showthread.php?t=622762)

gülücan 28-03-2013 01:02 AM

Hayal İçinde Hayal..
 
Tüm Gördüğümüz, Hayâl İçinde Hayâlden Başka Bir Şey Değil!

-Gerçek nedir? Gerçeği nasıl tanımlarsınız?

-Varolduğunuzu nasıl biliyorsunuz?

-Sezgisel olarak..

-Sezgi bir kanıt değildir. Bu konuda ne gibi somut bir kanıt mevcut?

-Hmm.. Düşünüyorum öyleyse varım!

-Bu iyi, bu çok iyi!Ama başka birşeyin varolduğunu nasıl biliyorsun?

-Algı araçlarım sayesinde.

-Bu kötü, gerçekten kötü. Şimdi dinle beni. İşte büyük soru geliyor:Senin algılama araçların vesilesi ile algıladıklarının doğru olduğunu nereden biliyorsun?

- ...eğer neyi kokladığından, hissettiğinden ya da tattığından bahsediyorsan, bu açıdan baktığımızda “gerçek”; beynin elektrik sinyallerini yorumlamasıdır.

-Varmak istediğim nokta şu:tecrübe ettiğin tek şey sadece algılama araçları vasıtasıyladır.Sadece elektriksel impulslarından oluşan bu duyusal-algısal veriler senin bilişim merkezini uyarır.

-Bir başka deyişle, dış dünya hakkında tüm bildiğim, elektriksel bağlantılarım kadar iledir.

-Kesinlikle.

- Tamam. O zaman bu şu demek: dış dünyanın nasıl olduğu konusunda gerçek anlamda bir fikrim aslında yok!

-evet, işte bu!

- ...dolasyısıyla hafif el yordamı ile “gerçeğin ne olduğunu” tespit etmeye çalışan kör insanları gerçekten de seviyoruz!...

-Dünyayı sadece “eğer”lerle algıla. Bir bilinç üzre dünyamızı oluşturuyoruz. Bu evren,alem bilinç üzerine kurulu. Dünya-evren bilinçtir.Bilinç herşeyin temelidir. Kuantum fiziği bunu apaçık ortaya koymakta.

- Sadece “ölçme” konusunu dile getirin ve kuantum fizikçisinin gözlerinde gözündeki korkuyu görün. Ölçme konusu şudur: Atomu ölçerseniz, sadece belirli bir yerde gözükür!Bir başka deyişle, atom her yerdedir, ta ki bilinçli bir gözlemci ona bakmaya karar verene kadar..dolayısıyla ölçme işlemi ya da gözlemi, tüm evreni yaratmaktadır.

-Bugün *lsd çekmiş genç biri, tüm maddenin düşük titreşimler halinde yoğunlaşması ve nesnel olarak kendini deneyimleyen TEK BİR BİLİNÇ olduğunu, “ölüm” diye bir şeyin olmadığını ve yaşamın sadece bir hayâl olduğunu ve kendimizin de kendi hayâlimiz olduğunu fark etmiştir.

*(young man on acid:argo şeklindeki ifade: uyuşturucu ile bilincin lds adlı madde ile farklı bir boyuta geçmesini işaret ediyor)

-... ve bu pek çok yıldır mistiklerin-sufilerin de tam olarak anlatmaya çalıştığı şeydir. Bu da: “Dünya bir hayâl ve gerçek dünya, evren soyuttur.

-Evren, başlıca titreşimsel şeylerden meydana gelmiştir ve bu da benim kuantum fizikten anladığım şeye bağlanıyor.Çünkü kuantum fizikte, tüm maddenin yapısında var olan ve ondan meydana gelen kuantum dalgalardan, titreşimlerden bahsederiz...

-Atomlar sadece düşünülemez-tasavvur edilemez değil, ayrıca onlar kendileri ile çelişir, ters de düşerler; hem parçacık hem de dalga şeklinde davranırlar ve daha da tuhaf bir hal alır..ona bakmadığınızda dağılmış dalga şeklinde bir davranış, ona baktığınızda da parçacık şeklinde bir davranış ortaya koyar.

-Kuantum fizik hakkında temel varsayımlardan bir tanesi de; tüm maddenin kuantum dalga yapısıdır.Gözlemlenmeyen madde, kendi halinde olan madde, dalgalar halinde hareket eder. Neyin dalgaları?Ses dalgaları, elektrik dalgaları mı?...hayır! aslında bunlar “hiç bir şeyin-hiçlik”in dalgalarıdır.

-..ama bir müziği hayâl edin, o müziği yapabilmek için onu kısımlara ayırmak için bir “es’e-sessizliğe” ihtiyacınız var. Eğer bir gerçeklik yapıyorsanız, o zaman da ikisi arasında bir “boşluğa-uzaya” ihtiyacınız vardır. Dolayısıyla, gerçek, boşluğun-uzayın çeşitli parçalara ayrılmış, bölünmüş halidir.

- Uzayın boş olduğuna inanırız. Ama boş değildir.Uzay canlı, yaşayan varlıklarla, materyallerle doludur. Bunu anlamaya başlamalıyız. Bu bir. İkincisi,işin gerçeği, ki bu artık gerçektir, bedende yaşadığımız deneyim ile, uzaydaki bilgi kanalları vasıtasıyla bedenimizin ötesinde bir etki yaratıyoruz.

-İnsanlara: “ bu masa katı mı?” diye sorsanız, “katıdır bu”, derler. Aslında değildir! Atomlardan meydana gelmiştir ve atomlar katı değildir. Zihnimiz, titreşimsel alanları zahiren görünür fiziksel objelere çevirerek, bunu katı olarak algılar.

-Kaşığı eğmeye çalışma! Bu imkansız!Bunun yerine gerçeği idrak etmeye çalış!

-Hangi gerçek?

-Kaşık yok!

-Kaşık yok?!

- O zaman göreceksin ki; eğilen kaşık değil, biziz!

- Sonuç şudur:Herşey bilinçtir! Yaradılış diye tanımladığımız,kendini farklı şekillerde ortaya koyan sonsuz enerji okyanusudur.

-Şeyler arasındaki boşluk yoktur. Tamamen canlı, yaşayan, titreşen varlıklar mevcut. Dolayısıyla yeni bilim bunu tek bir terimle anlatmalı. Bazıları bunu anlatmada kulağa çok teknik gelecek bir terim kullanıyor: “kuantum hologram”. Apollo’nun astronotu Doktor Edgar Mitchell, buna “doğanın zihni” diyor, Stephen Hawking “Tanrının Zihni” diyor, diğerleri “alan” diye tanımlıyor. 1944 yılında kuantum fizikçi Max Planck, bu “alan”ın varlığını tanımladı ve buna “matrix” adını verdi.O dedi ki: “Gördüğümüz herşey, bedenimiz de dahil, etrafımızdaki dünya, bilinçli, akıllı bir zihin olmalıdır.” Bu Onun 1944 yılındaki ifadesidir. Bu zihin tüm maddenin matrixidir.Onun bu açıklaması ile aynı adlı film serisi yapıldı ve bugün sahip olduğumuz pek çok fikir ortaya çıktı. -Senin şuandaki görünümün, bizim tabirmizle “kalıcı özgörüntün”.Yani “dijital varlığının zihinsel yansıması”.

gülücan 28-03-2013 01:05 AM

Cevap: Hayal İçinde Hayal..
 
Arkadaşlar konu çok ilgi çekici..birlikte fikir jimnastiği yapabilirsek devamında farklı yazılarda eklemeye çalışıcam..

sweeet 28-03-2013 02:36 PM

Cevap: Hayal İçinde Hayal..
 
Matrix 1 ve 2 filmini bir kaç ay önce izledim. Muhteşem mesajları olan çok felsefik bir film. Bir tek son filmi eksik kaldı bende. Onu da izliyeceğim. Beyni buna inandırmak zor. Çünkü dokunuyorsun hissediyorsun. Eee düşüncelerin bize çizdiği sınırları biliyoruz. Oysa rüyalarda her şey daha mümkün. Peki hayat bir rüya ise? Peki neden her şey o kadar zor geliyor imkansız geliyor. Gerçekten düşününce i,şin içinden çıkamadığım bir mevzu. Matrix var mı? Yok mu? Olanı olduğu gibi bırakıyorum. Sonra Elbet bir gün cevabıma kavuşacağım.

seniha. 28-03-2013 04:10 PM

Cevap: Hayal İçinde Hayal..
 
hayat bir rüya . ama imtihanı olan bir rüya. uzun bir rüya. rüya görürüz uyanırız ama gördüğümüz rüya 3-5 saniye. oysaki uyandığımızda 3-5 saniyeden daha fazla şeyler yaşadığımızı hatırladığımız rüyalar olur. ayette de insanlara dünyada ne kadar kaldınız diye sorulduğu (Dedi ki: "Yıl sayısı olarak yeryüzünde ne kadar kaldınız?"Onlar, “Bir gün, ya da bir günden daha az bir süre kaldık. Hesap tutanlara sor” derler.müminun suresi)belirtilir. olaylara bakış açımız bize hayatı zorlaştırıyor. teslimiyet içerisinde olsak, bunu yaşamam gerekirmiş ,bu olaydan ne ders almam gerekir diye düşünsek daha kolay olur. önceleri insanları anlamakta zorlanırdım,şimdi nefs katlarını ve bu katların özelliklerini daha iyi anladım o yüzden yaşadığım olay üzerine üzülüyorum ama etkisi çok sürmüyor. o insanlar bir figüran. biz de başka insanlar için bir figüranız. herkes birbiririnin öğretmeni aslında. kendi enerjimize benzer insanları çevremize çekiyoruz ya da bir özelliğimiz var bu özellikten kurtulmak istiyoruz ,karşımıza da sert enerjili insanlar çıkıyor. hakkını arayan bir insan olmak istiyorsun ,hak yiyen insanların bulunduğu ortama çekiliyorsun.artık dayanamıyorsun. hakkını arıyorsun :) .hayat hiçbir zaman cennet değil. şu da varki yeryüzünde bir mazluma haksızlık yapılsa gökyüzü bekçileri hareketlenir. çok güzel değil mi :)

Işıklı yol 28-03-2013 05:41 PM

Cevap: Hayal İçinde Hayal..
 
Ne kadar güzel ifade etmişsiniz. Bana göre hayatın tamamını niyetlerimiz oluşturuyor. Niyetlerimiz ve neticesinde seçimlerimiz. Biliyor musunuz, ben mesnevilerden ve kuantumdan yola çıkarak matrix olayını çözmüştüm zaten. Bir arkadaşıma bundan bahsettiğimde "sen matrixden söz ediyorsun izle de bak" dedi bana. Muhteşem her şey. Harika doğrusu bir senaryoda oyuncusun. Gerçek sandığın, ama zaten gerçeğe o kadar benziyor ki ayırdına varamıyorsun. Mesnevide " sen yokluk alemini var. Gayb alemini yok sanıyorsun" deniyor. "Oysa asıl varlık aleminden yokluk alemine akıp geliyor her şey." İnsan bunun farkında olunca çokta üzülmüyor olanlara. Ve her şey bir hediyeye dönüşüyor.

Işıklı yol 28-03-2013 05:49 PM

Cevap: Hayal İçinde Hayal..
 
Gülücan arkadaşım o alana islamda esir maddesi denir. Şimdilerin kuantum alanı dedikleri şey eski tabiri ile esir maddesi. Yaratılış alanı. Her şey önce bir fikir, sonrasında ona varlık çiziliyor. En vurucu olan bana göre, ortak bilinç. Yani sen bir şeyi gizlediğini düşünürsün oysa Hz Şems "Bütün varlık görünmez bağlarla birbirine bağlıdır " der yani ortak bilinçle bunu herkes zaten bilir. Orta da bir büyük monitör var ve o monitöre bağlı milyarlaca küçük monitör. Arada bilgi alış verişi devam ediyor ve birbiriyle etkileşim halindeler. Bazen çevremde ki insanlara benim rüyam diye bakarım. İşte seni sana gösteren aynalar derken kasıt tam da bu. Allahu Alem

gülücan 29-03-2013 12:45 AM

Cevap: Hayal İçinde Hayal..
 
Kuantum Gerçeği: Herşeyin içindeki Sınırsız Potansiyel



Nobel ödüllü fizikçiler, fiziksel dünyanın bir enerji denizi olduğunu, milisaniyelerde varlıkta bir görünür, bir görünmez olduğunu ve bunun sürekli tekrarlandığını kanıtladılar.

Hiçbir şey sabit ve katı değildir. Bu kuantum fiziğin dünyasıdır.

Bu bilimadamları, düşüncelerin, sürekli değişen bu enerji alanını gördüğümüz objeler halinde birleştirdiğini ve birarada tuttuğunu ispatladılar.

O zaman neden yanıp sönen bir enerji kümesi yerine bir kişi, beden görüyoruz?


Bir film makarasını düşünün.

Film yaklaşık 24 karenin biraraya toplanmış halidir. Her kare bir boşluk ile ayrılır. Fakat, bir kareden diğerine geçiş hızı nedeniyle gözlerimiz aldanarak sürekli ve hareketli görüntü izlediğimizi düşünürüz.

Bir televizyon tüpü basitçe, bir sürü elektronun ekrana belirli bir yönde çarpması ile form ve hareket iluzyonunu oluşturur.

Televiyonu düşünelim.
Televizyonda objeler her durumda olabilirler. Beş fiziksel duyumuz vardır: görme, duyma, dokunma, koklama ve tatma.

Her bir duyumuzun özel bir spekturumu vardır. Örneğin bir köpek duyduğunuzdan daha farklı bir aralıktaki sesleri duyar, bir yılan gördünüzden farklı bir ışık spekturumunda görür.

Başka bir deyişle, duyularınız enerji denizinden sınırlı bir kısmını algılar ve bundan bir imaj oluşturur.
Bu ne tamdır, ne de kesindir. Sadece bir yorumdur.
Bütün yorumlarımız sadece gerçekliğin bizdeki iç haritasına dayalıdır, mutlak doğru değildir. Haritalarımız kişisel hayatlarımızın ortak deneyimlerinden oluşmaktadır.

Düşüncelerimiz bu görünmez enerji ile bağlantılıdır ve enerji formlarını belirler. Düşünceleriniz evreni parçacık temelinde değiştirerek fiziksel hayatınızı oluşturur.

Etrafınıza bir bakın.
Fiziksel dünyamızda gördüğümüz herşey önce bir fikir olarak başlar. Fikir, paylaşılana ve ifade edilene kadar gelişir, fiziksel obje olana kadar birkaç aşamadan geçer.
En çok neyi düşünüyorsanız ona dönüşürsünüz.
En çok neye inanıyor ve hayal ediyorsanız hayatınız o olur.
Dünya tam olarak aynanızdır, size gerçeğiniz olarak tutunduğunuz fiziksel düzlemde deneyimlemenize olanak verir, taa ki siz onu değiştirene kadar.

Kuantum fiziği bize gösteriyor ki; Dünya göründüğü gibi katı ve sabit değil. Dünya, bireysel ve ortak düşüncelerimiz kullanılarak oluşturulan çok değişken bir yer.

Doğru diye düşündüğümüz şey, bir ilüzyon, neredeyse bir sihirbaz numarasıdır.

İyi ki ilüzyonu ortaya çıkarmaya ve daha da önemlisi değiştirmeye başladık.

Bedeniniz neyden yapılmıştır?
İnsan bedeni dokuz sistemden oluşur: dolaşım, sindirim, endokrin, kas, sinir, üreme, solunum, iskelet ve üriner sistem.

Bunlar neyden yapılmıştır?
Dokular ve organlar.

Dokular ve organlar neyden yapılmıştır?
Hücreler.

Hücreler neyden yapılmıştır?
Moleküller.

Moleküller neyden yapılmıştır?
Atomlar.

Atomlar neyden yapılmıştır?
Atom altı parçacıklar.

Atom altı parçacıklar neyden yapılmıştır?
Enerji!

Siz ve ben, en güzel ve en akıllı şekilde yapılandırılmış saf enerji-ışığız. Enerji yüzeyin altında sürekli değişiyor ve siz güçlü zihniniz ile onu kontrol ediyorsunuz.

Siz tek büyük bir yıldız ve güçlü insanoğlusunuz.

Kendinizi güçlü bir elektron mikroskop altında görebilseniz ve kendi üzerinizde deneyler yapabilseydiniz, elektron, nötron, proton ve bunun gibi biçimlerde şekillenmiş, sürekli değişen bir enerji kümesinden oluştuğunuzu görürdünüz.

Çevremizdeki herşey de böyledir. Kuantum fiziğinin bize söylediği şey, bir objeyi gözlemleme eylemi, onun nerede ve nasıl gözlemlediğimizi doğurur.

Bir obje gözlemciden ayrı olarak var olamaz! Gördüğünüz gibi gözleminiz, birşeye olan dikkatiniz ve ilginiz gerçekten o şeyi oluşturur.

Bu bilimseldir ve ispatlanmıştır.

Dünyanız, ruh, zihin ve bedenden yapılmıştır.
Bu üç şeyden her birinin, ruh, zihin ve bedenin kendine özel benzersiz fonksiyonları vardır ve diğeri ile paylaşılmaz.

Gözlerinizle gördüğünüz ve bedeninizle deneyimlediğiniz fiziksel dünyaya "VÜCUT" diyoruz. Vücut bir sebep tarafından oluşturulan bir etkidir.
Bu sebep "DÜŞÜNCE"dir.

Vücut yaratamaz. O sadece deneyimler ve deneyimlenir. Bu onun benzersiz fonksiyonudur.

Düşünce deneyimleyemez, o sadece hazırlar, oluşturur ve yorumlar. Düşüncenin kendini deneyimleyebilmesi için göreceli bir dünyaya (fiziksel dünya, vücut) ihtiyacı vardır.

Ruh, DÜŞÜNCE ve VÜCUDa hayat verendir.

Vücudun yaratmak için gücü yoktur, buna rağmen güç ve benzerlerinin ilüzyonlarını verir. Bu ilüzyon bir çok hayal kırıklığının sebebidir. Vücut sadece bir etkidir ve yaratmak gücü yoktur.

Bütün bu bilgilerin anahtarı, evreni şu an gördüğünüzden farklı olarak görmeyi öğreniz ve böylece samimiyetle arzuladığınız herşeyi açıkça beyan edebilmenizdir.

sweeet 29-03-2013 03:46 PM

Cevap: Hayal İçinde Hayal..
 
Bazen Yok olup aslında var olmak, Var olup yok olmak istiyorum. Asıl istediğim özüme ulaşmak. Beden kafesindeki canı özgür kılmak olması gerektiği gibi. Ama sabır gerek ya hak her şeyin bir vakti var daha burada öğrenecek, deneyimleyecek çok şey var.

Işıklı yol 29-03-2013 03:50 PM

Cevap: Hayal İçinde Hayal..
 
Hz Mevlana evrensel aklı bir deniz olarak nitelendirir. Ve der ki insanoğluna "sen canlı olduğunda batar boğulursun. Oysa deniz ölü olanı başında taşır. " Yani uğraşmayı bırak teslim ol, nefsinin arzularını yok say. Ölmeden önce öl. Bu çok büyük bir sır ölmeden önce ölmek. Allah nail eylesin


WEZ Format +3. Şuan Saat: 03:13 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.