Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Öğretici Bilgiler (http://www.hayatimdegisti.com/forum/forumdisplay.php?f=487)
-   -   Efendi-Köle Diyalektiği (http://www.hayatimdegisti.com/forum/showthread.php?t=26673)

bluemoon24 29-12-2008 12:10 PM

Efendi-Köle Diyalektiği
 
Bilincin oluşumunda kendini bir obje olarak ele alma

kapasitesi önemli bir noktadır. Genetik bir perspektifte, Wallon'un (1959)

işaret ettiği üzere, benlik bilincinin oluşumunda ben-diğeri ilişkisi önem

taşımakta ve bu ilişki ben ve diğeri arası farklılaşma sürecinde katedilen

gelişim evrelerine göre değişmektedir.Wallon'dan sonra Lacan, ayna

aşamasını (miror stage), 'kimlik arayışını oluşturan' en önemli an olarak

nitelemiştir; O'na göre çocuk, aynadaki görüntüsünü, çoğu kez, bir tür

hayranlıkla ve zevkle seyretmektedir; bu görüntü, ben'in (Je, I) diğeriyle

Özdeşleşmenin diyalektiğinde objeleşmeden önce temel bir biçime girdiği sembolik

bir matristir. Çocuk, bu biçim vasıtasıyla, bireyselliğini ve bedensel

birliğini keşfeder ve yavaş yavaş kendini tanımayı ve dolayısıyla özdeşleşmeyi

öğrenir.Ayna aşaması, çocuğun psişik gelişiminde önemli bir evredir.

'Ben' (ego), imajiner temsil değerini diğeri sayesinde ve diğerinin bakışında

bulur. Ayna aşaması, bu diyalektiği başlatan süreçtir. Çocuğun görüntüsel

imgesiyle özdeşleşmesi, diğerinin (Anne) bunu tanımasıyla/kabulüyle

desteklendiği ölçüde mümkündür; çocuk kendi öz imgesinde, diğeri onu böyle

tanıdığı için kendini tanır, yani diğerinin gözünde, bu imgenin kendine ait

olduğunun tasdikini bulur.Ayna aşamasında gerçekleşen bu temel

özdeşleşme, Hegel'in bilincin diyalektiği kavramına gönderir. Bu düşüncelerin

kaynağı, Kojev'in ve daha sonra Lacan'ın vurguladığı üzere Hegel'e kadar

uzanmaktadır.Söz konusu diyalektiği ve yorumunu Kojev'den aktaralım:

Hegel, Efendi ve Köle Diyalektiği adlı eserinde, karşılıklı tanımanın bütünsel

bir analizini yapar. Başlangıçta, insan, ancak yaşayan hayvan statüsünde

insandır. Bu haliyle ancak bir ihtiyaç varlığıdır. Kimliğim kazanması için,

arzunun varlığı, yani arzulayan bilinç ya da kendilik/benlik bilinci haline

gelmesi gerekir.Yaşayan hayvan kendilik bilincine ulaşmak için, yaşayan

hayvan olarak diğerini yok etme mecburiyetindedir, zira kendilik bilincinin

ortaya çıkışı, diğerinde kendini tanıyabilmeyi gerektirir. Fakat tersine, bunu

yapabilmesi için, diğerinin de onda (kendilik bilinci) kendini tanıyabilmesi

gerekir... Zorunlu olarak birinin diğerinde arzulayan bir başka bilinç bulması

gereklidir.Burada kaçınılmaz olarak ölümüne bir mücadele başlar ve bu

kavgada her biri, diğerinde arzulayan bir bilinç bulabilmek için, yaşayan hayvan

olarak diğerini yok etmeyi arzular. Kojev'in (1991) yorumuyla insanın gerçekten

insan olması için, hayvandan özsel olarak ayrılması için, onda, insani Arzunun,

hayvani Arzuyu yenmesi gereklidir. Oysa her Arzu, bir delerin arzusudur.

Hayvanın bütün arzuları, son çözümlemede onun hayatını koruma isteğinin

sonuçlarıdır.O halde insani arzu, bu korunma Arzusunu yenmek

durumundadır. Başka bir deyişle, insan hayvani yaşamını insani Arzusunun sonucu

olarak tehlikeye atarsa, insan olarak 'kendini ortaya koyar'. Bu tehlikede ve bu

tehlike aracılığıyladır ki, insan gerçekliği, gerçeklik olarak kendini yaratır

ve açımlar.Bu ölüm savaşının bir tek çıkış noktası vardır: Madem ki,

taraflardan biri boyun eğmek zorundadır, öyleyse işi prestij savaşına döndürmek

gerekir. Bir diğer deyişle ölüm savaşı, bir kölelik ilişkisini kurmaktan başka

bir uç noktaya sahip değildir.Savaşanlardan biri, yaşayan hayvan olarak

ölümden çekindiğini ve kendilik bilinci olarak tanınmaktan vazgeçtiğini diğerine

göstererek savaşı bırakır. Efendi, bu şekilde köle tarafından tanınır ve onun

tarafından tanındığını kendi kendine bilir. Bu andan itibaren, süreç, kölece

bilincin diyalektiğine girerek tersine döner.Efendinin köle tarafından

tanınması tek yönlüdür. Bu nedenle, etkisizdir. Efendi, köle tarafından kendilik

bilinci olarak tanınmıştır, ama kölede kendilik bilinci olarak hiç bulunmaz.

Yani Efendi, kendilik bilinci olmayan bir bilinç tarafından kendilik bilinci

olarak tanınmıştır. Benzer fakat tersine nedenlerden ötürü, köle Efendi'de

kendini tanımaz.Oysa, bilinç olarak, köle de tanınmak ister; korku O'nu

bundan vazgeçirir, ama otantik bir kendilik bilinci olma isteği yok olmaz; demek

ki köle kendisinde-kendisi için bir bilinçtir, yani gelişmesi, sahte bilinç

aşamasında durmuş bir bilinçtir. Bu kendinde kendi için bilinç, bu kendinde

kendisi içini objektif olarak kendisi için konumlamamıştır ve bu kendinde

kendisi içini sübjektif olarak kendinde ortaya koymamıştır.Köle için,

tanınma, hizmet etmesiyle gerçekleşir. Gerçekten de Efendi'nin arzusu, arzulayan

bilinç olarak değil, kölece bilinç olarak tanınan bir bilinç vasıtasıyla tatmin

olur. Bu nedenle, Efendi'nin arzusu, kölenin bilincine yabancılaşmıştır. Sadece

köle, Efendi tarafından arzulanan objeye insani bir biçim verebilir. Bu

böyleyse, köle objektifliğe sübjektif bir anlam verir ve dolayısıyla, aynı

zamanda kendi öz sübjektifliğine objektif bir anlam verir. Bu koşullarda,

kendisi için kendinde ve kendinde kendisi İçin haline gelir. Oysa, bizzat

buradan, otantik olarak kendilik bilincine ulaşır.Sonuç olarak, her

biri, diğeri ona karşıt bilinç olarak var olduğu için kendilik bilinci olarak

vardır. Birey, ancak diğerinin vasıtasıyla kendilik bilinci olarak kendini

tanır. Ancak, kendilik bilinci olarak var olmak için, arzulayan bilinç olarak

diğerini inkâr etmek gerekir. Arzulayan öznenin bilinçlenmesi, tanınmak isteyen

bir başka arzulayan bilince karşı olduğu ölçüde anlam taşır.



Dr.charles V.ford ..yalan, Yalan, Yalan, Yalancılığın PsikolojisiSosyal Kuralların Psikolojisi (Muzaffer Şerif)Diyabetik Hastada Psikolojik SorunlarPsikolojik Cilk HastalıklarıYaratıcılıkYapısalcılıkSürrealist YaklaşımPragmatik YaklaşımKişisel Modernlik Yaklaşımlarıİşlevselcilikİnşacı YaklaşımFenomenolojik YaklaşımDiferansiyel YaklaşımPsikodinamik YaklaşımDavranışçı YaklaşımBiyolojik YaklaşımBilişsel Öğrenme YaklaşımıVroom'un Beklenti TeorisiTutkulu Aşk TeorisiSosyal Karşılaştırma Teorisi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 05:06 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.