Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Öğretici Bilgiler (http://www.hayatimdegisti.com/forum/forumdisplay.php?f=487)
-   -   Johann Gregor Mendel (http://www.hayatimdegisti.com/forum/showthread.php?t=25627)

bluemoon24 29-12-2008 11:25 AM

Johann Gregor Mendel
 
Genetik biliminin kurucusu Gregor Mendel, Avusturya imparatorluğuna

dahil Çekoslavakya'da yoksul bir köylü çocuğu olarak dünyaya gelir. O zaman

kırsal kesimde hâlâ bir tür derebeylik düzeni egemendi. Topraksız köylüler için

boğaz tokluğuna ırgatlık dışında fazla bir seçenek yoktu; tek kurtuluş yolu

belki de eğitimdi.Ne var ki, eğitim de çoğunluk ilkokulla sınırlı

kalmaktaydı; daha ilerisi için halkın parasal gücü yoktu. Herkes gibi Gregor'un

da doğuştan alın yazısı babası gibi rençber olmaktı. Ama hayır, bu çocuk düzenin

koyduğu engeli aşacak, kendine özgü kararlılık içinde yeteneğini ortaya

koyacaktı. İlkokuldaki başarısı göz kamaştırıcıydı. Öğretmenlerinin ısrarı

üzerine aile, sonunda çocuğun orta öğrenimi için izin verir. Gregor, evinden

uzakta altı yıl bir yurtta yetersiz bakım ve beslenme koşullarına göğüs gererek

okur; ama, acısını uzun yıllar çekeceği yorgun, cılız ve sağlıksız bir bedenle

mezun olur.Mendel daha öğrencilik yıllarında bilimin büyüsüne kendini

kaptırmış; özellikle botanik yoğun ilgi alam olmuştu. Fakat yüksek öğrenim onun

için ulaşılması güç bir hayâldi. Burs olanağı yoktu; kız kardeşinin bağışladığı

çeyizi de yeterli olmaktan uzaktı. Mendel için bir tek yol vardı: Bir katolik

manastırına girmek. Avusturya'da botanik müzesi, bahçe bitkileri ve zengin

kitaplığıyla ünlü Brünn Manastırı Mendel için ideal bir öğrenim merkeziydi.

Yirmibeş yaşında papaz unvanını alan Mendel'in asıl özlemi hiç değilse

bir ortaokulda öğretmen olmak, araştırmaları için daha elverişli bir ortam

bulmaktı. Bu amaçla girdiği sınavda yeterli görülmez. Üniversite öğreniminden

yoksun kalmış olması önemli bir handikaptı. Genç papaz umudunu

yitirmemiştir.Viyana Üniversitesi'nde dört sömestr fizik ve doğal tarih

öğrenimi gördükten sonra şansını yeniden dener. Ama yine başarılı görülmez.

Sınav kurulu önyargılıdır; kendine özgü değişik bir tutum sergileyen genci

anlamaktan uzak kalır. Adayın özellikle evrim ve kalıtıma ilişkin görüşleri

bağışlanır gibi değildi. Mendel için artık manastıra çekilip araştırmalarını

bahçe bitkileri üzerinde sürdürmekten başka çare kalmamıştı. Canlılarda

özelliklerin kuşaktan kuşağa geçişi, Mendel'in sürgit ilgi odağını oluşturan

konuydu. Herkes yeni doğan bir yavrunun atalarının özelliklerini taşıdığını

biliyordu. Dahası, kimi yavrunun daha çok anaya, kimi yavrunun da daha çok

babaya çektiği gözden kaçmıyordu. Ancak bilinen bu olayların bilimsel

diyebileceğimiz bir açıklaması yoktu ortada.Mendel bezelyeler üzerindeki

deneylerine öyle bir açıklama bulmak için koyulmuştu. Çalışmasını, bu amaçla

seçtiği 22 çeşit bezelyenin boylu-bodur, sarı-yeşil, yuvarlak-buruşuk,... gibi 7

çift karşıt özellikleri üzerinde yoğunlaştırır.Örneğin, boylu ve bodur

çeşitlerim çapraz döllediğinde ilk kuşak melez ürünün tümüyle boylu olduğunu

saptar. Melez ürünü kendi içinde dölleyerek elde ettiği ikinci kuşak ürünün

büyük bir bölümünün boylu, küçük bir bölümünün ise bodur olduğu görülür

(aşağıdaki şekile bakınız!). Mendel iki çeşit arasındaki oranı hesaplar: 1064

bitkinin yaklaşık 3/4'ü boylu, 1/4'ü bodurdur. Örneklem büyüklüğünden

kaynaklanan olası hatayı göz önüne alan Mendel, oranı 3:1 olarak belirler (Boylu

faktörü B, Bodur faktörü b ile gösterilmiştir).

Şekilde belirlenen durumun iyi

anlaşılması için birkaç noktanın açıklık kazanması gerekir: (1)

Döllenmede boylu ve bodur bezelyelerin hangisinin dişi, hangisinin erkek olduğu,

sonucu etkilememektedir. Başka bir deyişle özelliğin belirlenmesinde boylu

erkek, bodur dişi çift ile bodur erkek, boylu dişi çifti eşdeğerdir. (2)

Dişi ya da erkek her canlı her özellik için biri başat, diğeri çekinik iki

faktör taşır. Bezelye örneğinde, ilk kuşaktaki Bb melezinde ortaya çıkan B

başattır, gizli kalan b çekiniktir. (3) Dişi ve erkekte her üreme

hücresi faktörlerden yalnızca birini taşır; öyle ki, her yavru iki faktörle

dünyaya gelir. Kuramın bu temel ilkesine Mendel'in ayırım yasası denmiştir.

(4) İlk kuşaktaki melez (Bb) yavruların tümüyle boylu olması,

faktörlerin döllenmede kaynaşmadığı, başat ya da çekinik her faktörün bireysel

kimliğini koruduğunu gösterir. Nitekim ikinci kuşakta faktörlerin BB, Bb, bB ve

bb olarak çıktığını görüyoruz.Mendel'in bağımsız çeşitler diye bilinen

bu yasası yavruların kimi kez ana ve babaya değil, geçmişteki atalarına benzeme

olayım da açıklamaktadır. Şöyle ki, kuşaktan kuşağa gizil kalan çekinik

faktörlerin birbiriyle birleşip ortaya çıkma olanağı vardır. Aynı şekilde

yavrunun ana babadan birine daha çok benzemesi de başat ve çekinik faktörlerle

açıklanan bir olaydır (Bağımsız çeşitler yasasını kısaca şöyle dile

getirebiliriz: Döllenmede iki cinsiyetin her birinden gelen tek faktörler

birbiriyle bağımsız ve rastgele birleşirler).Mendel başka bitkiler

üzerinde yaptığı deneylerden de aynı sonucu almıştır. Daha sonra, biyologların

böcek, balık, kuş ve memeliler üzerinde yürüttükleri deneyler de onun genetik

teorisini doğrulamıştır. Mendel teorisi, evrim kuramının başlangıçta

açıklamasız bıraktığı kimi önemli noktalara da ışık tutmuştur. Evrimi doğal

seleksiyonla açıklayan Darwin de herkes gibi ana-baba özelliklerinin yavruda bir

tür kaynaştığını varsayıyordu. Oysa bu doğru olsaydı, doğal seleksiyonla

üstünlük kazanan özelliklerin kuşaklar boyu zayıflama sürecine girmesi

gerekirdi.Örneğin, çok hızlı koşan bireyle koşma hızı normal bireyin

çiftleşmesinden doğan bireyin (yavru) koşma hızı ikisi arasında olacak, sonraki

kuşaklarda fark daha da azalarak kaybolmaya yüz tutacaktır. Darwin de bunun

böyle olmadığının farkındaydı. Kaynaşma varsayımı ne kimi yavruların ana babadan

yalnızca birine benzemesi olayıyla, ne de ara sıra görüldüğü gibi, beklenmedik

bir özellikle dünyaya gelme olayıyla bağdaşmaktaydı. Özelliklerin önceki kuşak

veya kuşaklardan olduğu gibi ve ayrı birimler olarak yavruya geçtiği düşüncesi,

Mendel kuramının getirdiği bir açıklamadır. Mendel, kuramını 1865'te

bilim çevrelerine sunmuştu. Ancak Mendel hayatta iken ilgi çekmeyen kuramın

önemi, otuz beş yıl sonra kavranır. Hugo de Vries ve Weismann gibi bilim

adamlarının çalışmaları olmasaydı Mendel'in devrimsel atılımı belki de daha uzun

süre gün ışığına çıkmayacaktı. Genetik teorisi, evrim kuramına yeni bir

boyut kazandırmakla kalmamış, günümüzde olumlu olumsuz çokça sözü edilen

genetik mühendisliği denen bir çalışmaya da yol açmıştır.



Siyaset, Bilim Ve Tarih Bilinci (Doğan Özlem )The Benefits Of TreesEnerji TasarrufuAlternatif Ucuz Enerji KaynaklarıErozyonun Tanımı Ve ÇeşitleriDünyamızın HareketleriDoğalgazDeve KuşlarıTeknolojik CellatlarımızKüresel IsınmaÇimento İşkolu Ve SorunlarıAtmosferin Başlıca Gaz KirleticileriNükleer EnerjiYapay KristallerHyrogen Fuel  The Fuel Of FutureKentiçi Ulaşımı Ve Çevre SorunlarıPrcı HakkındaÇevre Kirliliği Ve SonuçlarıSivil SavunmaUluslararası Hukuk Ve Çevre


WEZ Format +3. Şuan Saat: 08:03 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.