Gerçeklerimiz ölçebildiğimiz kadar gerçeklerimizdir.
 

Gerçeklerimiz ölçebildiğimiz kadar gerçeklerimizdir.

Günlük hayatlarımızda, fiziksel bilim ile felsefe kolkola dans etmektedir. Biryandan fizikcilerin hala anlamaya çalıştıkları, yaradılışın yanıtı olan supersicim teorisinde,10 ve 26 ve ortak olan 16 cı boyutlardan bahsedilirken, diğer yandan bizler, üçboyutlu dünya yaşantımıza ayak uydurmaya çalışıyoruz. Supersicim teorisini günlük hayatlarımıza tam olarak uygulayamasak da, belirirsizlik teorisini uygulamamız mümkün olmaktadır.

Alman fizikci Werner Heisenberg in belirsizlik teorisi şöyledir."Her hangi bir şeyin yerini ve konumunu değiştirmeden, nasil olduğunu ölçmeniz veya değerlendirmeniz mümkün değildir". Buna en basit örnek; Bir tablo aldınız. Bu tabloyu eve yerleştirirken birkaç değişik pozisyonunu görmeden, tablonun ev içinde en uygun nerede duracağını bulamazsınız. Bu teori, günlük yaşantınızdaki problem dediğiniz veya takıldığınız olaylarda da birebir geçerlidir. Rüyadan çıkmadan rüya olduğunu bilmeniz mümkün olmadığı gibi, bulunduğunuz durumdan çıkmadan, olayın sizi nasıl etkilediğini, sizin için ne kadar yararlı veya zararlı olduğunu ölçmeniz mümkün değildir. O nedenle, olayın içindeyken veya olayı yaşarken yapılan değerlendirmeler, sadece geçici yanılgılardır.


Yazıyı Ekleyen : Selma CANDAN





Günlük hayatlarımızda, fiziksel bilim ile felsefe kolkola dans etmektedir. Biryandan fizikcilerin hala anlamaya çalıştıkları, yaradılışın yanıtı olan supersicim teorisinde,10 ve 26 ve ortak olan 16 cı boyutlardan bahsedilirken, diğer yandan bizler, üçboyutlu dünya yaşantımıza ayak uydurmaya çalışıyoruz. Supersicim teorisini günlük hayatlarımıza tam olarak uygulayamasak da, belirirsizlik teorisini uygulamamız mümkün olmaktadır.

Alman fizikci Werner Heisenberg in belirsizlik teorisi şöyledir."Her hangi bir şeyin yerini ve konumunu değiştirmeden, nasil olduğunu ölçmeniz veya değerlendirmeniz mümkün değildir". Buna en basit örnek; Bir tablo aldınız. Bu tabloyu eve yerleştirirken birkaç değişik pozisyonunu görmeden, tablonun ev içinde en uygun nerede duracağını bulamazsınız. Bu teori, günlük yaşantınızdaki problem dediğiniz veya takıldığınız olaylarda da birebir geçerlidir. Rüyadan çıkmadan rüya olduğunu bilmeniz mümkün olmadığı gibi, bulunduğunuz durumdan çıkmadan, olayın sizi nasıl etkilediğini, sizin için ne kadar yararlı veya zararlı olduğunu ölçmeniz mümkün değildir. O nedenle, olayın içindeyken veya olayı yaşarken yapılan değerlendirmeler, sadece geçici yanılgılardır.


Yazıyı Ekleyen : Selma CANDAN