Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Mizah Bölümü (http://www.hayatimdegisti.com/forum/forumdisplay.php?f=285)
-   -   Kelile & Dimne'den (Öğüt dinlemeyen kuş) (http://www.hayatimdegisti.com/forum/showthread.php?t=619580)

Berilce 23-08-2011 05:59 PM

Kelile & Dimne'den (Öğüt dinlemeyen kuş)
 
Kelile ve Dimne’nin masalına kaldığımız yerden devam ediyoruz, en son Kelile Dimne’ye Öğüt dinlemeyen kuş masalını anlatıyordu, kulak verelim bakalım…12389


Öğüt Dinlemeyen kuş

Yaz kış, başından karın eksik olmadığı yüce bir dağda maymunlar yaşardı, bir zamanlar.
İliklere işleyen soğuk canlılara göz açtırmazdı. Hele akşamları dışarıda bir tek hayvana rastlamak mümkün değildi. Kar hiç dinmeyecekmiş gibi sürekli yağar, sonra tipi çıkar ve her şeyi savurur dururdu.
Maymunlar soğuktan donacak bir haldeydiler.
Tir tir titriyorlardı, hele yavrular!
Annelerine sokulmuşlar, soğuğun bıçak gibi soluğuna karşı direnmeye çalışıyorlardı.
Derken taşların arasında bir şeyin parıldadığını gördüler. Gerçekte bir elmas parçasıydı bu, ama maymunlar onu ateş koru sandılar ve çevreden çalı çırpı, odun toplayıp üstüne koydular. Hep birlikte üfürmeye başladılar. Ateş yakacaklarını sanıyorlardı.
Ağaçta misklin miskin oturan bir kuş seslendi:
- Heeey! Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz! Üflediğiniz şey kor değil, bir elmas, onunla ateş yakamazsınız. Size söylüyorum heeey!
Kuş böylece söylenip durdu, fakat kendisini dinleyen yoktu. Maymunlar hala üflüyorlardı.
Bu sırada kuşa birisi seslendi:
- Seni dinlemiyorlar, orada ne söylenip duruyorsun, hem senin nene gerek onları uyarıyorsun.
Kuş, öğüdü dinlemeyip, maymunlara üfledikleri şeyin kor olmadığını anlatmaya devam etti.
Onlar öğüt dinlemiyorlardı, fakat gerçekte nasihata kulak vermeyen kuşun kendisi olmuştu, maymunlara daha yakından konuşmak istedi, yanlarına gitti. Ve onların pençesine düştü, canından oldu.
§§§
Kelile arkadaşına:
- Benim sana öğüt vermem kuşun maymunlara öğüt verişine benzeyecek diye kaygılanıyorum, sonuçta zarar göreceğimden korkuyorum.
Dimne, Kelile’nin iyi bir dost olduğundan kuşku duymuyordu, fakat zaman zaman eleştiride ileri gidiyordu.
- Seni sevdiğim için söylüyorum bütün bunları, dedi Kelile, yanlış anlamayacağını umarım.
- Senin, dedi Dimne, samimiyetine inanıyorum.
- Bak, dedi Kelile, sana ibret verici bir hikaye daha anlatayım, insanları birbirine düşürmenin, yalan söylemenin insanın kendisine zarar verdiğini anlatan bir öykü.
§§§

Kelile’nin anlatacağı bu hikaye, Tizhoş ve Hazım adında iki ortak tüccar hakkındaydı.
Tizhoş, Hazım’ın aksine, oldukça kurnaz, işini bilen, çıkarcı biriydi. Bir gün birlikte mal alıp satmak için yola koyuldular, yolda bir küp altın buldular.
Çalışmayı sevmeyen Tizhoş bir teklifte bulundu:
- Gel ticaret yapmayalım, bu hazineyi alıp geri dönelim.
Hazım bu öneriyi kabul etti, ikis de memleketlerine geri döndüler. Hazım:
- Haydi paylaşalım altınları, dedi.
Tizhoş ise:
- Benim bir fikrim var, yıllardır birlikte çalışıyoruz, kardeş sayılırız, altını bir yere gömelim, ihtiyacımız olduğunda çıkarırız, ne dersin?dedi.
Hazım arkadaşının bu teklifinde bir art niyet olmadığını umarak bu fikri kabullendi. Altından birazını alıp, geri, kalanını ulu bir ağacın dibine gömdüler. Aradan günler geçti, Hazım’ın parası bitti, arkadaşına:
- Benim hiç param kalmadı, biraz altın çıkaralım mı? dedi.
Gittiler, küpün olduğu yeri kazdılar, fakat o da ne!
Altının yerinde yeller esiyordu.
Tizhoş kuşkulandı:
- Demek, dedi, sen benden habersiz gelip altını aldın.
Hazım neye uğradığını şaşırdı, çareyi Kadı’ya gitmekte buldular. Kadı efendiye durumu anlattılar. Kadı eliyle sakalını kaşıdı, bir ona baktı, bir diğerine, şaşırtıcı bir öneride bulundu.
- Tek çıkar yol, gidip ağaca sormak, onun tanıklığına göre hüküm vereceğim.
Ertesi gün gidilecekti, Tizhoş, o gece ihtiyar babasını sıkıştırdı.
- Ağacın göcdesi oldukça geniş, sen içine girip, Kadı’nın sorusuna, “altınları Hazım çıkardı” diye cevap vereceksin.
Adamcağız “ oğlum yapma etme, ben hiç yalan söylemedim, haksızlık yapmadım, beni böyle çirkin bir şeye alet etme” dediyse de, oğluna söz geçiremedi, sonunda kabul etti.
Ertesi gün adam ağaca gidip gizlendi. Kadı, yanında Tizhoş ve Hazım ile geldi ve sordu:
- Ey ağaç, altınları kim çıkardı?
Ağaçtan ses geldi:
- Hazım çıkardı.
Hazım neredeyse küçük dilini yutacaktı. Sapsarı kesildi, düşüp bayılıverdi.
Kadı efendi o kadar da saf değildi, işin içinde bir gariplik olduğunu anladı.
Kadı, bir ateş yakılmasını emretti, ağacın dibinde yakılan ateşten ve dumandan kaçan ihtiyar adam olup biteni anlattı. Tizhoş’a gereken ceza verildi, babasıysa oracıkta utancından ölüverdi.
§§§
Kelile, Dimne’ye:
- İşte sen de Tizhoş gibi cin fikirli birisin, doğrusu seninle dostluğumu yeniden gözden geçireceğim.
Dimne:
- Yeter artık! dedi, beni bu kadar azarlaman gereksiz. Yıllardır dostuz, seni ne kadar sevdiğimi bilirsin, ama beni suçlamakta çok ileri gidiyorsun…
- Tabi, dedi Kelile, doğru söyleyince böyle oluyor. Ben de seni severdim, hala da seviyorum. Ama davranışlarını düzeltmiyorsun. Üzüm üzüme baka baka kararır demişler, senden kötü şeyler kapmaktan korkuyorum. Tıpkı bahçıvan gibi…
Dimne:
- Hangi bahçıvan? diye sordu.
- Kötü biriyle arkadaşlık etmekten dolayı başına kötü işler gelen ve sonuçta çok pişman olan bahçıvan.
Ve Kelile, bahçıvan hikayesini anlatmaya koyuldu…

(Devam edecek…)ttli3



WEZ Format +3. Şuan Saat: 11:18 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.