Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

homofobi sadece korku değil biraz daha ince bir konu aslında. korkudan ziyade bir toplumsal davranış biçimi denebilir. hatta herkes az veya çok homofobiktir. buna tepki duyup çaba gösterenler dahil olmak üzere. temelinde erkeklerin üstün olduğu düşüncesi, hatta koşullanması yatar. insanlık uzun süredir erkek egemen (ataerkil, patriyarkal) bir toplum yapısında. o kadar süre uzun süre olunca insanın hem bilincinde hem de bilinçaltında kemikleşmiş yargılar yaratıyor.

bütün erkekler erkek olmalarından gurur duyar (kabul etmese de) hatta cinsel organlarını fazlasıyla önemser, tapma derecesine vardırmaları mümkündür. hatta diyebilirim ki psikanalizin kurucusu freud için bile durum böyledir. freud'un kadın için "penis kıskançlığı" diye bir terimi vardır belki duymuşsunuzdur. kadının penisi olmadığı için buna sahip olan erkeği kıskandığı, doğurganlığını kullanarak ve çocuklarını kendisine bağlayarak bu eksikliğini kapatmaya çalıştığını söyler. ancak bence kadının penis kıskançlığına sahip olması çok normal ancak hiç de doğal değil. küçücük bir kız çocuğu düşünün üç beş yaşında, bu arkadaşın bir de abisi olsun veya erkek kardeşi yakın yaşlarda. akşam evimize misafir gelsin. "göster oğlum pipini amcana" vakasını düşünün. herkes çocuğun "pipisiyle" gurur duyar nerdeyse, gülüşülür, "oo erkek olmuşsun" denir, "aslan oğlum" falan denir. kızın yaptığını düşünün bi de? kızcağızın cinsel organı ayıptır, terbiyesizliktir, öyle ulu orta açılmaz. ama erkeğinki gösterilir eğlenilir. iyi bi şeydir (çocuğun algılamasını düşünün). e şimdi küçük kız "penis kıskançlığı" geliştirse, bu onun doğasından gelen bişi mi olur öğrenilmiş bi şey mi olur? freud'un bunu "kadının doğası böyle" diye yorumlaması, erkek cinsel organının takdir edilesi bir şey, kadınınkinin ise mahrem, ayıp olduğunu düşündüğünü ve geliştirdiği terimin kendi kavrayışını açığa vurduğunu göstermez de neyi gösterir?

çocukluktan sonra da durum farklı seyretmez aslında, toplum yapısı gereği şöyle veya böyle erkek her zaman daha yukarda bi yerdedir. erkek olmak avantajdır, gurur vericidir, kadın olmak zorluk, mücadele, kendini kanıtlama çabası ve genel yargılara, kalıplara yenilme veya marjinalleşme, en iyimser biçimde "erkek gibi kadın", kötümser durumda ise "hafif kadın" olmak demektir.

böyle olunca, erkekliğini yaşamaktan vazgeçip kadın cinselliği yaşamak isteyen veya erkeklerle cinsellik yaşamak isteyip sadece cinsel bakımdan kadın rolüne "düşen", "inen" bir insan hasta görülür. hatta bazı doktorlar bunu tedavi etmek ister, ordu bunu hastalık kabul edip homoseksüellere de bunu kabul ettirmeye çalışıp tedavi etmek isteyen kurumlara iyi bir örnektir mesela. kurum olarak homofobiktir ordu.

homofobik insanlar genelde homoseksüel bir birey veya bu yönde bir davranış görünce hiç de rahatsız olup, korkup kaçmazlar. tersine rahatsız ederler, korkutup kaçırır veya karşıdakinin de saldırganlaşmasına sebep olurlar. söz ve davranışlarıyla dışlar, aşağılar, hakaret eder, ezerler. homoseksüel olmak bu insanlar için en büyük küfürdür. üstelik, bu nerdeyse herkeste olan bir durum olduğundan bu insanlar toplumun genelinden dışlanır. en aşağılık işlere mahkum olur, örneğin fuhuş yapmak zorunda kalırlar, bu işte bile kadınlardan aşağı görülür, bir sürü hakarete ve tehlikeye maruz kalırlar. genelde "travesti dehşeti" falan diye gördüğümüz sahneler de bütün bunların birikip birikip patlamasından kaynaklanır. bu insanları rahatça sokakta yürüyemez, bizimle aynı apartmanda oturamaz, aynı bakkaldan alışveriş edemez, aynı işyerinde çalışamaz hale getiririz, sonra dönüp bunlardan doğan tepkileri ve zorunda kaldıkları hayat için onları suçlarız utanmadan.

böyle biraz değişik bişi homofobi.