sevgili arkadaşlar kitaptaki yöntemleri uygulayan var mı?
yani sonsuz uzay yöntemi, farkındalığı izleme farkındalığı,ve serbest bırakmayı uygulamışsınızdır mutlaka
tecrübelerinizi ayrıntılı olarak yazabilir misiniz?Hisleriniz neler?

işte bedel ödemek demek yanlış yani.bedel ödemek olmuyor o.Hareket.Etki- tepki ;) daha çok cem de çekim yasasını açıklar nitelikte.Kitap farkındalık için bunları söylüyor.özgürleşmekten kastı bizim söylediğimz şeylere yakın şeyler.ama tarifi mümkün olmayan şeyler de var.yaşayarak,deneyimleyeceksin bunları da.Kısaca bahsettiği özgürleşmek, kötü bişiy değil :) elini eteğini dünyadan çekmek değil ;) devam et okumaya.

Dostum doğrusu benim söylediğim gibi zaten :) evet bedel ödemek zorundasın,yani kendinden birşeyler vermek zorundasın...Yani bedel ödemek acı çekmek demek değildir,fakat çok önemli bir detay var bazen bedel acı da olabilir...Bak La Fontaine ne güzel demiş,hiçbir zafere çiçekli yollardan gidizmez diye...Joe Luis der ki,herkes cennete gitmek ister ama kimse ölmek istemez...evet bazen acı çekebilirsin ama bu acıyı buda bir bedeldir ama çok büyük işler yapacak olan insanlar genellikle acı çekerek bedel öderler...Kolay olarak gördüğümüz işlerde daha çok kendimizden birşeyler veririz...James Allen,büyük işler başarmak isteyen insanlar büyük fedakarlıklar yapmak zorundadır der...Bak mesela ben burada fikirlermi paylaşıyorum,kendimden birşeyler veriyorum ama bu gerçekleşecek birşeyin bedeli...Oysa hiçbirşey yazmayabilirimde ama yazma gereksinimi duyuyorum kendi düşüncemmiş gibi hissediyorum ama aslında ben burada bir katalizorümdür...senin için,Bu yazıyı okuyanlar için çalışıyorum çekim yasası böyle düzenlemiştir...Ama bununda bir karşılığı vardır az önce de dediğim gibi ben şu anda birşeylerin bedelini ödüyorum zamanımı veriyorum karşılığında birilerinden birşeyler alıcam...Belki ihtiyacım olan bir bilgi,kitap vs. herneyse...Harekete geçmek,etki tepki yaratmak bu eylemlerin içinde bulunmak yine bir bedeldir...fakat çekim yasası bunu düzenlediği için farkına varamayabiliryoruz...Anlaması zor olabilir :) Edison ampulu icat edebilmek için binlerce deney yapmıştır,gecelerce düşünmüşdür,karşılığında hayaline kavuşmuştur...

Ben kitabı bugün bitirdim. Kitapta sürekli diyor ki gereksiz aktivitelerden vazgeçin sürekli uygulama yapın. HAtta günde 12 saat uygulama yapın diyor. Gereksiz aktivite olarak adlandırdıkları da televizyon izleme ya da bu herehangi hoşlandığın bir şeyi yapmak olabilir). Bunu Disanın Dünyadan elini ayağını çekmek gibi yorumladım ben. 12 saat uygulama yapan bir insanın bu dünya ile daha ne ilgisi kalır. O kendi için uygulama yaptıkça sonsuz-mutluluk-farkındalık-sevgiye ulaşır. Egom(hilekar:)) mu bunları söylememi istiyor acaba. Kitabı okumadan önce kafam karışıktı okuduktan sonra iyice karıştı.

kitab bilgisi için teşekkürler
şu anda secret
kuantum kuran
sıçrama
okuyorum bu konularda
baş ucuma bu kitabıda alıp koyacağım
bana bunların ahricinde hangi kitapları tavsiye edersiniz

Arkadaşlar merhaba,

Çok güzel bir tartışma olmuş burada, ilgiyle izledim. Bu kitabı aldım, birinci bölümü okudum bir kez. Dolayısıyla kitap üzerinden bir yorum yapamıyorum.

Ancak çekim yasası- arınma tartışmasında bir açılım sağlayabileceği düşüncesiyle Zero Limit kitabını öneriyorum. Bu kitabın "Rüyadan Uyanmak" tan önce okunmasının bir basamak işlevi görebileceğini düşünüyorum. Kitabın yazarlarından Joe Vitale'nin çekim yasası konusundaki uzmanlığını da dikkate alırsak, basamak basamak geldiği nokta ilginç gelebilir.

Zero Limit başlığına alıntılar eklemiştim. Oradan bir bölümü buraya da aktarmak istiyorum:

SIFIR SINIR
TEMEL İLKELER

1.Ne olduğuna dair hiç bir fikriniz yok.

İçinizde ve etrafınızda olan her şeyin, bilinçli ya da bilinçsiz, farkında olmanıza imkan yoktur.Bedeniniz ve aklınız şu anda çalışmaktadır ve bunun farkında değildir.Ve havada, radyo dalgalarından düşünce formlarına kadar görünmeyen sayısız sinyal bulunmaktadır ve sizler bunların hiç birini bilinçli olarak algılamazsınız. Gerçeği söylemek gerekirse, tam şu anda kendi gerçeğinizi yaratmaktasınız ama bu olay bilinçli bilginiz ya da kontrolünüzün dışında, bilinçsizce olmaktadır. Bu nedenle istediğiniz kadar olumlu düşünün gene de yaralanırsınız. Yaratıcı olan bilinçli zihniniz değildir.

2. Her şeyi kontrolünüz altında tutamazsınız

Elbette ki olan her şeyden haberiniz olmadığı için, onları kontrol edemezsiniz. Dünyaya emredebileceğinizi düşünmek egosal bir hatadır. Şu anda dünyada neler olduğunun çoğunu egonuz göremediğine göre, sizin için en iyisine egonuzun karar vermesine izin vermek hiç de bilgece olmaz. Seçim sizin elinizde, ama kontrol değil. Ne deneyimlemeyi tercih edeceğinize karar vermek için bilinçli zihninizi kullanabilirsiniz, ama onu ifade edip edemeyeceğinizi ya da bunu nasıl ve ne zaman yapacağınızı kendi haline bırakmalısınız. Teslimiyet anahtardır.

...
6. İlham niyetten daha önemlidir.

Niyet zihnin oyuncağıdır;esinlenme Tanrı'dan bir bildirimdir. Bir an gelir, yalvarmak ve beklemek yerine teslim eder ve dinlemeye başlarsınız. Niyet egonun sınırlı görüşünü temel alarak hayatı kontrol etmeye çalışmaktır; esinlenme ise Tanrı'dan gelen mesajı almak ve buna göre hareket etmektir. Niyetler işe yarar ve sonuç verir; esinlenme ise işe yarar ve mucizeler getirir. Hangisini tercih edersiniz?

Alıntı:
Zero Limit - Joe Vitale, Dr.Ihaleakala Hew Len


Benim algıladığıma göre de arınmayı kabul etmek, çekim yasasını reddetmeyi gerekmiyor. Ancak bir benzetme ile söyleyecek olursam, çekim yasası ile çalışmak ağacın dallarındaki dinamikleri etkiliyorsa, arınma ağacın bütününde, kökünde, dalında yaprağında, hatta toprağında, suyunda, havasında ve daha ötesindeki sistem dinamiklerini işletiyor gibi geliyor bana.

Bu kitap daha öncede imada bulunduğum gibi "TAM ÖZGÜRLEŞME ve AYDINLANMA" ile ilgili.. Saf bilinç durumuna ulaşmakta diyebiliriz. O yüzden forumlarda okuduğunuz ya da size hoş gözüken diğer bilgilerle çelişmesi gayet normal, bende önceki yazılarda bunları vurgulamaya çalışmıştım, zira kitapta anlatılan bu bilginin "Ne şiş yansın ne kebap. Ne yardan geçerim ne serden" modunda olanlar için zor olabileceğine işaret etmiştim. Dünyadan el etek çekmek kısmı ise "Evet kafandaki dünyadan seni tamamen özgürleştirmek için bunu yapmakta." Yoksa gündelik yapmak zorunda olduğun ve hayatına devam etmek için yapman gerekenleri yapman konusunda bir uyarısı yer almıyor. Para mı kazanman gerekiyo kazan, çalışmanmı gerekiyo tabiki çalışacaksın, fakat bunların yanında senin gündelik hayatında "gerçekten tamamen sana ait olan bir zaman dilimi olmalı diyor ve bu zaman dilimi ancak sen kendi bilincini farkındalıkla izlemeye başlarsan olabilir" diyor. Gereksiz faaliyetlerden kastettiği de şudur: Yapmazsan hiç bir kaybının olmayacağı ve şu an ölecek olsan hiç hayıflanmayacağın, boş kabul edilebilecek şeylerdir. Aydınlanmış bi adamın gözünden bakarsan, neredeyse gündelik hayatta yapılan bir çok eylemin bu kategoride olduğunu göreceksin, o yüzden kitap çoğu insan için zor bir kitap, bu yüzden harikulade bir kitap diyorum zaten :) Çünkü gerçeklerden bahsedersen, "bana göre, sana göre" değilde, tamamen "ortak" deneyim alanı olan "hakikatten" bahsedersen, çok ama çoookk insan bundan rahatsız olur. Çünkü egoların konfor alanına müdahale etmişsindir ve kimse o konfor alanına el sürdürmek istemez. Sevgiler.

:) çok kısa olduğu için bir gülücüğü kabul etmedi forum.biraz daha gülmem gerekecekmiş :)))))))

Sevgili stormguard;ortak gerçekten bahsedemezsin.onu anlatamazsın,öğretemezsin.ona giden yolu gösterirsin ve kişi kendi yürür.sadece yaşarsın,deneyimlersin.Kitap deneyimi sana veremez,ona giden yolu gösterebilir.O yüzden bizim burada konustuklarımızın bana göresi ve sana göresi konusulur her zaman.ben,tamamen sana bürünmedikçe,anlatmaya çalıştıklarını anlamam mümkün olmaz.zaten sana bürünebilirsem anlattıkların değil yaşadıklarım olur. ;) bunun da fizksel dünyamızda,bu formumuzda mümkün olacağını sanmıyorum.Yüksek bilinçle süresiz bir bağlantıya geçebilirsek...o zaman mümkündür heralde.Tabii bunu yapabilen birisi varsa.Bir de öncede kaldı ;ama ''sonradan peydahlanan'' lafına şunu söylemek isterim,ben nasıl senin inancının terimlerine peydah gibi,zihinde hoş izlenim uyandırmayan bir kelime kullanmıyorsam, senin de kullanmaman gerekirdi diye düşünüyorum.Ama tabii o sensin bu da benim ;) Gerçek ise hep vardır.Hem sen de,hem de bende.
Bahsettiğin aydınlanmayı yaşayan birinin de günlük hayatın yapmak zorundalıkları diye bir derdi olmaz diye düşünüyorum,en azından onlar bizimkiler gibi olmaz :) bu yüzden '' Maddi dünyadan elini eteğini çekmek; maddi dünyadan elini eteğini çekmektir '' :) tıpkı bahsettiğin ortak hakikat gibi.Bu formumuzda sencesi ve bencesini içinde barındıran.

Toplu cevap gibi olucak :) Bedelin türkçe karşılığı; bir şeyin yerini tutabilen karşılık' tır.Bu yüzden bedel esasında, kelime itibari ile kullanılabilinir.Ancak,Studiofix in de söylediği gibi, yanlış anlaşılmaya çok müsait bir kelime.Zihinde pozitif etki bırakmamış bir çağrışım çoğu insan için.Sebebi de bolluk ve bereketi deneyimleyememek sanırım(orası konumuzun dışında).
Çekim yasasıyla çalışmak,arınmayla çalışmak,farkındalıkla çalışmak. bu açıyla bakmak zaten olayı yanlış kılan.Bu bakış onları yanlışmış gibi gösteren.Sadece bir gülücük verecektim.Neler yazdım neler yine.:) işte bir gülücük daha :)

Ortak gerçekten bahsedilebilir, hep bahsedilmiştir. Ama bahsetmek demek onu açıklayabilmek demek değildir, dediğin gibi işaret edebilmektir. Fakat bu işaret bile çoğu kişiyi rahatsız etmeye yeter. Bunu işaret etmeye çalışan ile, başka işaretlerde bulunan kişi aynı değildir. Birisi koşullanmalardan doğan işaretleri gösterirken (yani sahte merkezleri) diğeri "hakikat" olarak işaret edilen ve kendi koymadığı (kendi zannında yaratmadığı, koşullanma dışı) gerçeklere işaret eder. Dolayısıyla bu kişinin işareti "Görecelik" içermez. Bu kitap ya da bu tarz insanların durumu budur.

peydahlanmak, ortaya çıkmak anlamını taşır (tdk sözlüğe bakabilirsin) :) senin zihnindeki koşullanman negatif oluşmuş, büyük ihtimalle türk filmlerinde "bu çocuğu kimden peydahladın" dendiği içindir :)))

Günlük hayatın gerekliliklerini yaparlar onlar, bu şekilde örneklerde çoktur. Aydınlanmak demek, kopukluk değildir, daha öncede bahsettiğim gibi olanı olduğu gibi görebilmek ve gerekeni, gerektiği anda yapabilmek, söyleyebilmek vs. gibi zirve noktadaki olgunlukları içerir.

Maddi dünyadan elini eteğini çekmek, maddi dünyanın kafandaki kısmından elini eteğini çekmektir.. Bak Hacı Bektaş-ı Veli şöyle demiş: "Her neyi kafandan atamıyorsan o senin nefsindir, her ne ki seni etkilemez o senin nefsinden değildir. Sen nefsine hoş gelenden kurtul." Sanada bol gülücükler, sevgiler :) Hoş kal.