[Bluesky24]

Sanem Çelik, sanat hayatına tiyatroyla değil, baleyle başlıyor. İlkokul üçüncü sınıftan itibaren parmaklar üzerinde geçen hayatı, üniversiteden mezun oluncaya kadar aynaların karşısında devam ediyor. Lakin, müzikallerde oynama isteği doğuyor içinde ve tiyatroya başlıyor. İlk filmi "Yaban"daki 15 dakikalık rolü "En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu" dalında "Altın Koza" ödülünü getiriyor ona. Arrdından "Kara Melek" olarak çıkıyor karşımıza. "Filler ve Çimen, "Hititler" belgeseli, yayından kaldırılan ve çok üzüldüğünü belirttiği komedi dizisi "Kör Talih"... Ve 2005'e gelindiğinde reyting rekorlarını alt-üst eden "Aliye"... İşte Sanem Çelik'in hayat üzerine görüşleri.



Yıllarca Kara Melek olarak anılmaktan sıkıldığını söyleyen Sanem Çelik dizi oyunculuğu ile film oyunculuğu arasında önemli farklar olduğunu her fırsatta dile getiriyor. Çelik "Bir oyuncuyum ve her türlü rolü oynamak benim görevim, ama zorlamayla bu iş yürümez. Riski ve sinemanın sürprizlerini seviyorum. Sinema benim için bir aşk ve onda para kazanmak gibi bir hedefim yok. Ama televizyondaki hedefim para kazanmak" diyor. Güzel oyuncu, son zamanlarda tartışılan ödüllü oyuncular veya ödül almak bir oyuncu için çok mu önemli gibi soruları ise anlamsız bulduğunu şöyle ifade ediyor: "Türkiye'de oyuncuların hakları çok sınırlı. Sadece birer oyuncu parçasıyız. Bize düşen yalnızca oynamak hem de güzel oynamak... Gerekirse ödül veriliyor, o kadar. Her yaptığım işte ödül almak gibi bir hırsım yok. Asla da olmadı"...



ÖZGÜR OLMAM GEREK



Geleceğe ait planlarını sorduğumuz zaman Sanem Çelik tek bir hedef üzerinde durmak ve onun için hayatın diğer kapılarını kapatmanın anlamsız olduğunu dile getiriyor. Çelik, plan yapmanın özgürlüğünü kısıtladığını su sözleriyle anlatıyor. "Benim hayatım seçicilik üzerine kurulu. Her şeyde çok seçiciyim. Ama yapacağım işin önce içime sinmesi gerekiyor. Hayatımda sürekli bir yerlere gidiyorum ve bugüne kadar hiçbir şeyi daha önceden hesaplayarak ve bir amaç belirleyerek yapmadım. Sadece karşıma gelen fırsatları değerlendiriyorum. O yüzden, tek bir hedef belirleyip, diğerlerine bütün kapılarımı kapatmaktansa, o hedefi yayıp bütün kapıları açık bırakmak ve yürürken yeni kapılar bulmak istiyorum. Zaten bugüne kadar da hep böyle oldu. Geleceğin belirsizliğine ve sürprizlerine kapalı olmak istemiyorum. Beni özgür yapan da bu zaten.



Karakterime yakın roller aramıyorum



Aliye'nin dizinin sonunda çocuklarına kavuşup kavuşamayacağı yönündeki sorularımızı Çelik, bütün ısrarlarımıza rağmen yanıtsız bırakıyor. Ağzım kapalı bir kutu diyerek espri yapan güzel oyuncu Aliye ile ortak yönleri olmadığını şöyle anlatıyor: "Evli değilim, çocuklarım yok. Elbette Aliye gibi düşünemem. Onun hayatı gerçekten çok karışık. Ben rollerimi seçerken karakterime yakın olmalarını beklemiyorum, hayatımdan parçalar taşımalarını istemiyorum. Çünkü oyunculuk açısından bir yaratım içine girmek benim için önemli. Başka biri Aliye'yi oynasaydı belki karakter daha farklı algılanırdı."

Kaynak: Alıntıdır