![]() |
CANNESa El Salladım CANNESa El SalladımCannes alışveriş meraklıları için harika bir şehir. bir sürü marka, bir sürü tarz var. Gez gez dur... Ama bizim gibi "Etrafa bakalım... Gezilecek yerleri gezelim, orayı da görelim, burayı da görelim, bundan yiyelim, ondan da içelim" derseniz. Alışveriş yapmaya karar verdiğiniz de sadece kapanmış dükkanlarla karşılaşırsınız. Rue dAntibes... Bizim Bağdat Caddesinin daha cicisi... Le Petit Train bizi bıraktığında hemen bu caddeye gittik. Tren bize o caddeyi de gezdirmişti. Soho adında büyük bir mağaza buldum (Zaten trenle önünden geçerken gözüme kestirmiştim.) İstanbuldaki hem kırtasiye malzemesi hem de hediyelik eşya satan büyük mağazaların aynısı. Ancak içinde çok enteresan ve komik şeyler var alınabilecek. Evde beni bekleyen küçük huysuz adama bir şeyler almaktı niyetim ve nitekim aldım da ancak gelin görün ki o kadar yoldan taşıdığım hediyeleri şimdi kesinlikle kullanmıyor. Kendisi hem huysuz hem de cimri. Her zaman herkese gösterebilsin diye ne defterlere yazı yazıyor, ne de kalemleri kullanıyor. "Bunları bitiremem biterse ne göstereceğim herkese" diye birde cümle edindi. Seyahate çıktığımda beni özledi çünkü doğduğundan beri ilk defa o evde kaldı ben bir yere gittim. Genelde tersi olurdu ve o benim evde onu beklediğimi bilir her tarafa rahat giderdi. Yine de her telefon açışında "Bana ne aldın?" demeden telefonu kapatmadı. Sohodaki alışverişi bitirdiğimizde başka bir dükkana girme şansımız kalmamıştı çünkü geç kalmıştık. "Tüh...tühhh" demekten başka çare kalmamıştı. Halam sabah her beğendiği ceketin önünde durup "Bu mağazayı aklında tut, her tarafı gezdikten sonra gelelim bu ceket olursa alacağım" dedi. O mağazaların hiçbirini bir daha açık görmedik... Halam bütün seyahat boyunca "Hay Allah! Kapanmış!" cümlesini o kadar çok kullandı ki, zaten beğendiği birçok şeyi bizim mağazaları deli fişek gibi geçmemiz yüzünden kaçırmıştı, bir kısmını da mağazalar kapanınca kaçırdı. Kısacası halam bütün ceketleri kaçırdı. Cannes ve Nicede ilginç bir şey vardı. Aynı kumaş ve desenden tüm hediyelik eşya satan dükkanlarda binlerce lavanta torbası, elbise, önlük ve çocuk elbisesi satıyorlardı. Sahil yolunda bir sürü dükkan sırayla bu malları dışarıya çıkarmış sergiliyordu. Kumaşın rezilliğini anlatamam. Hayatımda gördüğüm en zevksiz şeydi. Tamam, lavantaları meşhur ama bu kadar suyunu çıkarmaya gerek yoktu herhalde. Halam yol boyu "Bir de Fransa derler böyle rezillik olmaz" cümlesinin tüm versiyonlarını söyledi bu kumaş için. İnanın çok kötüydü. Alışveriş fiyaskosunu da yaşadıktan sonra hemen her zamanki gibi gidip kahve içtik. Arabamıza bindik. Cannes bitti mi? Bitmedi aslında... Sizi ilgilendiren kısmını anlattım gerisi de bana kalsın, ancak eğer yolunuz oraya düşerse sizin için birkaç yerin adını vereceğim, mutlaka gidin. Musee De LEnfance 1830 ve 1930 yılları arası oyuncakları sergileniyor. 2, Rue Venizelos Restaurant Le Jardin De Bambou Çok hoş bir Çin lokantası 16, Rue Mace Chez Pierre Pizzalarını da tadabileceğiniz hoş bir restoran Lac de Saint-Cassien Fragonard Parfüm dünyası... Alışveriş de yapabilirsiniz Cannes yolu üzerinde/www.fragonard.com Cannesa sırtınızı verip Nice ‘e doğru giderken sahilde tekrar bir dönüp bakın, aslında senelerdir üstsüz cici hanımların sahilde pozlar verip meşhur olduğu Cannesdan farklı bir şey görürsünüz. (Açıkçası ben çocukluğumda gazetelerde Cannes ve yarı çıplak kadınları beraber gördüğüm için orayı kötü bir yer sanırdım... Çocukluk işte) Çok güzel... Orada yaşayamam ama bana güzel günler yaşattığı için sevdim onu. Nereye mi gidiyoruz? Ver elini Juan Les Pins sonra da St.Raphael... Küçük bir not: Yakalayabildiğim zenci ve unuttuğum GerardJ bu hafta sizlerle... Prenses29 |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 06:06 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.