![]() |
Kalp Krizi Geçiren Hastaya Nasıl Yaklaşılmalı? Kalp Krizi Geçiren Hastaya Nasıl Yaklaşılmalı?Kalp krizi olarak da bilinen akut miyokard infarktüsü, kalbin kendisini besleyen ve koroner arterler adı verilen damarlardaki anormal bir gelişim olan hassas plağın, çeşitli faktörlerin etkisi altında yırtılmasıyla koroner damarda tıkanmaya yol açarak, o bölgedeki kalp kasının beslenememesi ve ölümüyle sonuçlanan ciddi bir klinik tablodur. Koroner arterlerdekihassas plağı kolesterol ve kırmızı kan hücreleri oluşturur. Hassas plak, stres ve ağır eforun tetiklediği, tansiyon yüksekliği ve plak yapı özelliklerinin de içinde olduğu bir dizi faktörün etkisiyle yırtılarak kalp krizini başlatır. Kalp krizli hastalarda çoğunlukla bilinen risk faktörleri (40 yaş üzeri olmak, erkek cinsiyet, ailede kalp hastalığı öyküsü, hipertansiyon, bozuk kolestrol profili, şişmanlık, şeker hastalığı, hareketsiz yaşam tarzı ve bazı metobolik hastalıklar v.b.) vardır. Kalp krizli hastalardaki esas şikayet sıkıştırıcı, ezici karakterli, genellikle otuz dakikadan daha uzun süren, çok şiddetli göğüs ağrısıdır. Göğüs ağrısının yeri çoğunlukla tanımlanamamakla birlikte, göğüs kemiği arkasında basınç hissi şeklinde hissedilir. Omuza ve sol kola yayılabilir. Sempatik aktivite yükselmiştir. Hastalarda genellikle ölüm korkusu anksiyete, hava açlığı, soğuk terleme, çarpıntı, bulantı ve ani halsizlikgörülür. Kalp krizli hastalarda hastanın tansiyonu normal veya artmış olarak ölçülür. Ancak etkilenen kalp kası sahası genişse veya sağ kalp kası bölgesi etkilenmişse tansiyon düşer ve hatta şok görülebilir. (Şokta dolaşım yetersizliğine bağlı olarak tansiyon çok düşer, renk soluklaşır, nabız zayıf olarak alınır, solunum zorlaşır ve şuur değişiklikleri görülebilir.) |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 06:47 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.