![]() |
Uykusuzluğun Tedavisi Uykusuzluğun TedavisiUykusuz Hastaya Yaklaşım Mide ağrısı çekildiğinde hangi hekime başvurulacağı bilinir. Nezle veya grip olunduğunda kulak - burun - boğaz hastalıkları uzmanına başvurulur. Uykudan şikayetçi olunduğundaysa hangi uzmana başvurulabileceği çoğunlukla bilinmediğinden, bir psikiyatriste başvurulur veya bir nöroloğa danışılır. Ancak bu hekimler genellikle uykusuzluk şikayetiyle başvuran hastanın asıl şikayetini ikinci planda ele alır, hastaya bir uyku ilacı veya bir sakinleştirici verir, sorunun ayrıntılarına girmez. Uykusuzluk şikayetini önemsememek, maalesef uyku bozuklukları uzmanları için de geçerlidir. Uyku uzmanları, uyku - apne sendromu, narkolepsi gibi daha ciddi olduğunu düşündükleri, aşırı uykululuk haliyle belirgin olan hastalıklara verdikleri önemi, uykusuzluk yakınmasıyla başvuran hastaya göstermemektedirler. Uykusuzluk çeken hasta, öncelikle probleminin ciddiyetiyle ele alınmasını ister. Bu nedenle, uykusuzluk çeken hastaya en uygun yaklaşım, onu dikkatle dinlemek ve sorununun önemsendiğini fark ettirmek olmalıdır. Şikayetinin ciddiyetle dinlendiğini fark eden hasta, duyduğu güvenle rahatlar ve şikayetlerini uzun uzun anlatır. Hekim de, bu uzun görüşme sırasında hastanın psikolojik durumu ve uykusuyla ilgili önemli bilgileri toplama imkanı bulur. Hastalar, şikayetlerini anlatırken bazı bilgileri önemsememe, bazılarını ise reddetme eğiliminde olurlar. Uykusuzluk çeken hastalar gecelerinin genellikle nasıl geçtiği, kaçta uyuyup, kaçta kalktıkları sorusuna karşılık olarak kendileri için en zor geçen geceleri anlatırlar, normal uyudukları geceleri ise anlatmamayı tercih ederler. Uykusuz hastaların değerlendirilmesinde birinci aşama, hastaların ortalama bir aylık uyku çizelgesinin incelenmesi olmalıdır. Bu değerlendirmede, hastalara verilmek üzere özel olarak hazırlanan ve her biri günün bir saatini ifade eden 24 satırdan ve ayın günlerini gösteren 30 kolondan oluşan uyku ajandaları kullanılır. Hasta her sabah, bir önceki geçe ne kadar uyuduğunu ajandaya işler, hekim de hastanın bir ay boyunca uyku süreleri ve uyku alışkanlıkları hakkında daha ayrıntılı bir bilgiye öznel de olsa sahip olur. Hastanın uykusu hakkında daha ayrıntılı bilgi almak gerektiğinde, bu amaçla hazırlanan daha geniş kapsamlı soru formlarına başvurulabilir. Bu amaçla klinikler tarafından, ülke şartları göz önünde bulundurularak hazırlanan formlar kullanılır. Birçok ülkede kullanılabilmeleri sonucunda geçerlilikleri kanıtlanmış bazı formlar da vardır. Formlarda genel olarak hastanın uyku alışkanlıkları, gün içi faaliyetleri, aldığı ilaçlar ve kullandığı uyarıcı maddelerle ilgili ayrıntılı sorular bulunur. Tüm bu testler hekime oldukça geniş bilgi vermekle kalmaz, hastanın güveninin kazanılmasına da yardımcı olur. Hastayla ilgili değerlendirmede ikinci aşama, psikolojik durumunun ortay konması olmalıdır. Teşhis ve tedavide önemi büyük olan ve görüşme sırasında kısmen anlaşılabilen hastanın psikolojik durumunun, zaman zaman nesnel testlerle de değerlendirilmesi gerekebilir. Testlerin uygulanması sırasında yardımlarına gerek duyulan klinik psikoloji uzmanlarına, uyku bozuklukları merkezlerinde çok önemli görevler düşer. Tüm bu değerlendirmeler sonucunda, hasta hakkında teşhise gidilebilecek düzeyde yeterli bilgiye genellikle sahip olunabilir. Ancak zaman zaman hastanın öznel değerlendirmeleri, hekimin teşhiste yanılgıya düşmesine neden olur. Bu tür hastalarda daha güvenilir ve uzun süreli bilgiler elde etmek için aktimetre denen aletler kullanılır. El veya ayak bileğine takılan büyükçe bir saat boyutlarında olan aktimetre, hastanın istirahat veya hareket hallerini uzun süreli olarak kaydeder. Daha sonra kayıtlar incelendiğinde hastanın uyku süresi ve uykuda yaptığı hareketler hakkında bilgi edinilebilir. Uykusuzluk çeken hastanın değerlendirilmesindeki son aşama, uyku laboratuarında gerçekleştirilen, bazen art arda birkaç gece sürebilen poligrafik uyku tetkikleridir. Uyku tetkikleri, teşhise varmada en güvenilir yol ise de, uygulanmasındaki güçlükler nedeniyle ancak son aşamada teşhis konulamadığında başvurulur. Uykusuzluk çeken hastaların toplumdaki yoğunluğu düşünüldüğünde, hastaların tümünü uyku laboratuarında incelemenin imkansız olduğu ortadadır. Ayrıca, tetkikin uygulanmasının zorluğu ve maliyet problemleri bir tarafa bırakılsa bile, Türkiyede uyku laboratuarlarının bugün ulaşmış olduğu kapasiteyle hastaların tümünün incelenmesi mümkün değildir. Gelişmiş ülkelerde de uyku laboratuarları, uykusuzluk çekenlerin tümünün incelenmesine imkan verecek sayıda olmaktan uzaktır. Tetkikten en az 2 - 3 hafta önce hastaların uykularını etkileyecek herhangi bir tedavinin uygulanmamasının gerekli oluşu hastaları uyku laboratuarında incelemenin bir diğer zorluğu olarak belirtilebilir. Bu tür hastaların ilaçlarını 2 - 3 hafta sonra yapılabilir. Söz konusu patolojiler, uyku tetkiki sırasında nesnel olarak ortaya konulabildiği gibi, hastanın uyku düzeni hakkında da nesnel veriler elde edilebilir. Günlerce ve hatta aylarca hiç uyumadan yaşadıklarını bildiren bazı hastalarda, nesnel ve öznel bulgular arasındaki farkın belirlenebilmesi amacıyla uyku laboratuarlarında tetkikinin yapılması teşhis ve tedavi açısından önem taşır. Bütün bu değerlendirmelerle, hastadaki uykusuzluğun nedeni ve şiddeti net bir biçimde genellikle ortaya konabilir. Böylelikle teşhisi konulan ve güven verilen hastanın tedavisi de kolaylıkla yürütülebilir. Dolayısıyla uykusuzluk şikayeti olan hastaların tedavisi, hastanın güveninin kazanılması ve ardından da doğru teşhisle başlar denebilir. Uykusuzluğun tedavisine geçmeden önce, sağlıklı bir uyku için uyulması gereken kurallara değinmek yerinde olacaktır. Zira birçok uykusuzluk problemi, bu kurallara uyulması halinde ortadan kalkabileceğinden, uzun ve masraflı testlere gerek kalmaz. Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Hakan KAYNAK kaynak@attglobal.net ALT KONULAR İlaç Dışı Tedavi Yöntemleri Uyku İlaçları ve Alkolle İyi Bir Uyku Mümkün mü? |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 06:33 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.