![]() |
1.Tübal Faktör 1.Tübal Faktör Çocuğu olmayan kadınların % 25in de Fallop tüpleri zarar görmüştür. Yumurtalık kanalları olarak da bilinen Fallop tüpleri rahimin her iki yanında başlar ve rahim ile yumurtalıklar arasındaki bağlantıyı sağlar. Tüplerin ucundaki fimbria denen parmaksı çıkıntılar yumurtalıklardan tutularak tüplere alınmasını sağlar. Tüplerin iç yapısı spermin yumurtayı döllemesine ve döllenen yumurtanın rahime tutunana dek dört beş gün boyunca yaşatılmasına elverişlidir. Fimbriala zarar gördüğünde salınan yumurtalar tutulamaz. Tüplerin iç yapısı zarar görmüşse döllenme gerçekleşmez, tıkanıklık olduğunda ise döllenen yumurta rahime ulaşamaz. Tüplerdeki hasarın nedenleri Tüplerdeki tıkanıklıklar enfeksiyonlar, endometriosis, ve önceden geçirilmiş ameliyatlar nedeni ile oluşabilir. Kadında tüplere zarar veren iltihaplanmalar, cinsel yolla bulaşan gonore ( bel soğukluğu ) ve klamidya enfeksiyonları sonucunda oluşabildiği gibi apandisit, veya kalınbağırsak enfeksiyonlarına bağlı olarak da oluşabilir. Gonore ve klamidya enfeksiyonları genellikle bulgu vermediğinden hastalar enfeksiyon geçirdiklerini farkına varmayabilirler. Halbuki bu enfeksiyonlar tüplerde hasara yol açarak kısırlığa neden olur. Bu enfeksiyonların tanısı konduğunda antibiyotikler ile tedavisi kolaydır. Bu nedenlerin dışında tüplerin cerrahi olarak bağlanmasıda gebeliği engeller. Tüplerdeki hasarın tanısı Çocuğu olmayan çiftlerin incelenmesinde tüplerin değerlendirilmesi en önemli basamaklardan biridir. Tüplerin yapısını değerlendirebilmek için Histerosalpingografi ve Diagnostik Laparoskopi kullanılabilir. Histerosalpingografi basit bir radyolojik incelemedir: rahim ağzından enjekte edilen özel bir boya ile rahim ve tüpler değerlendirilir. Bu işlem adet kanamasından sonraki ilk hafta içinde uygulanır. Diagnostik Laporoskopi de ise karında açılan ufak bir kesiden teleskop benzeri bir cihaz ile karın içine girilerek üreme organları değerlendirilir. Laparoskopi ile üreme organları detaylı olarak incelenir ve aynı seansta tüplerdeki yapışıklıklar giderilebilir. Özellikle yaşı ileri hastalarda diagnostik laparoskopi yapılması gereklidir ve bu işlem ertelenmemelidir. Mikrolaporoskopi denilen yeni bir yöntem ile hastaya uygulanan cerrahi stress minimuma indirilmiştir. Fiberoptik liflerden oluşan birkaç milimetre çapındaki teleskop kullanılarak yapılan laparoskopi işleminde birçok girişim genel anesteziye dahi ihiyaç duyulmadan gerçekleştirilebilir. Cilde dikiş gerekmez ve hastanede kalış süresi birkaç saati geçmez. |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 01:31 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.