İtadakimasu (Afiyet Olsun!)
 

İtadakimasu (Afiyet Olsun!)Japon kültürü hemen her yönüyle gerek dekorasyonu, gerek yemekleriyle (felsefesi ile de demek isterdim ama...) uzun zamandır bizi de etkisi altına almış durumda.

Dünyada genelde herkes tarafından son derece beğenilen ve aranılan Sushi artık ülkemizde de uluslararası yemek tercihlerinde ön sıralara oynuyor. Benim haftada enaz 3-4 kez yiyebileceğim Sushi - üstelik bu yazıyı öğlen ve aç karnına yazdığımı düşünürsek hergün ve her dakika bile yiyebilirim! – son derece sağlıklı, leziz ve göz zevkine hitab eden bir tercih.

Japonlar için Sushi bir tür sanat. Çünkü lezzeti kadar nasıl göründüğü de çok önemli.

Japon kültüründe Sushi aşçısı olmak mesleki bir onur olarak kabul ediliyor. Birçok şef Shokunin yani geleneksel sushi ustası olabilmek için işe bulaşıkçılıktan başlıyor ve yıllarını veriyor. Her şefin kendisine göre hazırladığı bir stili var. Ne de olsa tamamen el becerisi gerektiren Sushi sanatı her şefin ustalığı ve yaratıcılığı ile kendine özgü bir dokunuş kazanıyor.

Binlerce yıl önce Japonyada çiğ ve temizlenmiş balığı saklama yöntemi olarak icat edilmiş olan Sushi pirinç ve tuz arasında ağır bir taşın altında birkaç hafta sıkıştırılır sonra da balık fermante oluncaya kadar yosun gibi daha hafif bir maddeyle sarılırmış.

18. yüzyılda Yohei Hanaya isimli Tokyolu bir şef fermantasyon yönteminden vazgeçip olduğu gibi servis yapmaya karar vermiş ve böylece taze sushi son derece popüler olmuş.

Osakada kansai, Tokyoda ise edo olarak iki farklı stil ile ortaya çıkmış. Yabancılar tarafından daha çok nigirizushi olarak bilinen Kansai sıkıştırılmış pirinç üzerine küçük bir parça deniz ürünü tarzında hazırlanırken edo ise özel hazırlanmış pirincin diğer malzemelerle karıştırılmasından meydana gelmiş.



California Handroll