![]() |
Adolesan Depresyonları Adolesan DepresyonlarıAdolesanın ilgisi bedenine dönük olduğu için, bu dönemde pek çok adolesanda beden algılaması ile ilgili endişelerin, bedensel yakınmaların, gerçekte doğru olmadığı halde, "hiç sevilmedikleri" şeklinde ısrarlı düşüncelerin bulunması olağandır. Pediatrist için, adolesanın belirttiği bazı depresif duyguları ve sıkıntıları gerçek bir klinik depresyondan ayırabilmek çok kolay değildir. Ancak önceleri rahat olan veya pek problemi bulunmayan bir adolesanda bir nedeni olmadığı halde sinirlilik, alınganlık, suçluluk duyguları, normalde zevk aldığı arkadaş ilişkisi, hobi ve çalışmalarının hiç birinden zevk almama ve bunlardan uzaklaşma, gelişen bir klinik depresyonun işaretleri olabilir. Kilo vermeye yol açan iştahsızlık, uyku bozuklukları, konsantrasyon eksikliği, gelecekle ilgili gerçek dışı boyutlada karamsarlık, ümitsizlik, kendini olduğundan aşağı değerlendirme orta ile ciddi depresyonlarda görülen belirtilerdir. Tek başına depresif bozukluklar var olmasına rağmen, komorbidite ayrı bir sorundur. İngilterede yapılan çalışmaarda adolesanların % 1.3ünde depresyon ve anksiyetenin beraber bulunduğu gösterilmiştir. Davranış bozukluğu olan vakaların yaklaşık üçte birined klinik olarak belirgin depresyon vardır; okul fobisi olarak tanı koyulan ve özellikle okula gitme sırasında çeşitli psikosomatik belirtilerle kendini gösteren ayrılık anksiyetesi bozukluğu çoğunlukla depresyonla birliktedir; sosyal fobileri ve aşırı endişeleri olanların da bir kısmında depresyon söz konusudur. Anoreksiya Nervosada ve hatta daha da belirgin olarak bulimik sendromlarda depresyon bulunur. Sistik Fibroz ve Duchen Muskuler Atrofi durumlarında da depresyon çoğu kez bir komplikasyon olarak belirir. İnfeksiyoz mono nukleoz ve hepatit gibi bazı viral enfeksiyonlardra depresif belirtiler özellikle post viral fatiq sendrom olarak görülür. Depresyonun etiolojisi her zaman çok açık değildir. Adolesans döneminde yeni sosyal roller kazanmanın, cinsellikle ilgili çatışmaların yol açtığı endişeler, hormonal değişimle bir araya gelince, klinik düzeyde depresyonun gelişmesi anlaşılabilir bir durumdur. Adolesanın bir kayıp yaşaması, sevdiği ve kendisi için önemli kişilerden ayrılığı genellikle depresyonu hazırlayan önemli bir etken olarak kabul edilir. Bu konuda doğal gelişimsüreci içinde anne babadan kopma, uzaklaşma adolesanınn içinde ikizli duygulara yol açabilir; hem onlardan bağımsız olmayı ve onlara ihtiyaç duymamayı isterken aynı anda onlardan ayrılmakla büyük bir boşluk, güvensizlik, doldurulması zor bir eksiklik içine düşebilir.Önemli kişiden ayrılma üzerine eklenen ve bardağı taşıran bazı son olaylar klinik bir depresyona ve hatta ra yol açabilir. Depresyon oluşmasında genci kişilik özellikleri de önemli bir etkendir; mükemmel olmak ve koyduğu amaçlara ulaşmak için kendine çok baskı yapan adolesanda depresyon oluşması daha da büyük bir olasılıktır. Aile hikayesi depresyon için, özellikle de manik depresif bozukluk denilen bipolar hastalık için biyolojik bir yatkınlığın varlığını ortaya koyar. |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 12:29 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.