Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Kadınlarla ilgili haberler (http://www.hayatimdegisti.com/forum/forumdisplay.php?f=582)
-   -   Eller (http://www.hayatimdegisti.com/forum/showthread.php?t=481742)

Bluesky24 09-04-2010 11:20 AM

Eller
 
Albrecht Durer 1471-1528 yılları arasında yaşamış





bir ressam.











On beşinci yüzyılın başlarında, Nürnberg yakınlarında oldukça fakir bir aile yaşardı. On sekiz çocuklu ailenin reisi oldukça mütevazı kazancını çocuklarına yetirmek için günde on sekiz saate yakın çalışırdı. Gerektiğinde konu komşudan yardım da gelirdi. On sekiz kardeşten ikisi, Albrecht ve Albert, bu umutsuz durumlarına rağmen, kalplerinde gizliden gizliye bir hayâli büyütürlerdi. Her ikisi de usta bir ressam olmak istiyordu ama babalarının kendilerini şehirdeki sanat akademisine gönderemeyeceğini gayet iyi biliyorlardı.Günler geceler süren tartışmalardan sonra iki kardeş ortak bir karar aldılar. Yazı tura atmaya karar verdiler. Yazı turada kaybeden maden ocağında çalışacak, kazandığı ile kazanan kardeşinin sanat akademisindeki masraflarını karşılayacaktı. Sonra da, kazanan kardeş, dört yıl sonra mezun olduğunda, ya resimlerini satarak ya da gerekirse madende çalışarak diğer kardeşi okutacaktı.





Bir sabah fısıltılı dualar eşliğinde yazı tura attılar. Yazı turayı Albrecht kazandı ve Nürnbergdeki sanat akademisinin yolunu tuttu. Albert ise maden ocağının yolunu tuttu. Dört yıl boyunca kardeşine para gönderdi. Albrechtin karakalem ve yağlı boya resimleri akademide hemen herkeste hayranlık uyandırmıştı. Öyle ki daha mezun olmadan hatırı sayılır paralar kazandı.





Genç sanatçı mezun olup köyüne döndüğünde, kalabalık ailesi evlerinin verandasında yemekteydi. Uzun sohbetlerin ardından, Albrecht ayağa kalktı, kardeşi Albertin elinde tutup kendisine yaptığı eşsiz iyiliği anlattı. Albrecht, Albert sayesinde hayallerini gerçekleştirmişti. Sonra sözlerini şöyle tamamladı: Ve şimdi, benim fedakâr kardeşim Albert, sıra senin. Şimdi Nürnberge gidip hayallerini gerçekleştirebilirsin. Masraflarını ben karşılayacağım. Herkesin gözü Alberte döndü. Albert, oldukça solgun yüzünü yıkayan göz yaşlarını gizlemeye gerek görmeden, başını hayır, hayır! anlamında sağa sola sallıyordu.





Albert, sonunda kalktı ve göz yaşlarını sildi. Kardeşlerinin, anne babasının yüzlerinde gezdirdi gözlerini. İki elini de sağ yanağına yapıştırıp yumuşak bir ses tonuyla konuşmaya başladı: Hayır, kardeşim. Nürnberge gidemem. Benim için artık çok geç. Dört yıllık maden işçiliği ellerime neler yapmadı ki! Her parmağım en az bir kere ezilip kırıldı. Son zamanlarda, sağ elimde dayanılmaz romatizma ağrıları da başladı. Bir bardağı bile zor tutuyorum. Nasıl olur da kara kalem, yağlı boya çalışırım ki Parmaklarım fırça tutacak inceliği çoktan kaybetti. Hayır, kardeşim, hayır Benim için artık çok geç.





Bu buruk konuşmanın üzerinden 450 yıldan uzun bir süre geçti. Bugüne kadar Albrecht Durerin yüzlerce portresinin yanı sıra, karakalem, sulu boya, yağlı boya resimleri dünyanın sayılı müzelerinin duvarlarını süsledi. Fakat bunlar içinde hiçbiri Albrecht Durerin o günkü yemekten sonra yaptığı karakalem çalışması kadar ünlü olmadı. Bugün yeryüzünde bir çok çalışma masasının üzerini süsleyen, bir çok duvarda asılı duran bu resim Durerle eşleştirildi; hatta Durerden daha çok bilinir oldu. Albrecht Durer, kardeşi Albertin kendisi için gösterdiği feragati resmetmeye niyetlendi. Kardeşinin maden ocağında çalışmaktan eğri büğrü olmuş parmaklarını ve kırık kırış avuçlarını bütün detaylarıyla çizdi. Resimde Albertin ince parmakları göğe doğru yönelmişti. Avuçların içi sanki gökten bir yağmur bekliyorcasına açıktı. Durer bu çalışmasına basitçe Eller adını verdi. Fakat insanlar, böylesine açık avuçlara ve göğe yönelmiş parmaklara her kalbin içini ısıtan bir sırrı doldurdular. Albrecht Dureri dünyaca ünlü bir ressam, Albert Dureri ise sıradan bir maden işçisi yapan o yazı tura anının, gökleri ve yeri elinde tutan Rabbin takdirinde olduğunun da nişanesiydi bu. Düşen her yaprak gibi, havada metalik parıltılar içinde yuvarlanan paralar da Onun ilmi dışında değildi. Bozuk para yere düştüğünde, Albrechtin sanatçı olma duası, Albertin de bir sanatçının en ünlü eserine model olma duası kabul edilmişti. Durerin Elleri, böylece, Dua Eden Eller olarak anıldı.









Bir gün siz de Albrecht Durerin Ellerinin bir kopyasını görürseniz, dua için göğe çevirdiğimizde de, çalışmak için yere çevirdiğimizde de ellerimizin Rabbimizin nazarında ebedi bir Dua Eden Eller tablosu olması duası ettiğimizi hatırlayın.

_________________

Hayatta Ya Tozu Dumana Katarsın Ya Tozu Dumanı Yutarsın...


WEZ Format +3. Şuan Saat: 07:54 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.