Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Kadınlarla ilgili haberler (http://www.hayatimdegisti.com/forum/forumdisplay.php?f=582)
-   -   Bir Aşk Masalı (http://www.hayatimdegisti.com/forum/showthread.php?t=481362)

Bluesky24 09-04-2010 10:45 AM

Bir Aşk Masalı
 
Binlerce renk renk çiçeğin açtığı, bitkilerin bittiği, sürü sürü kuşların geçtiği, pırıl pırıl suların aktığı, çeşit çeşit hayvanların barındığı bir dağın yamacında güzeller güzeli Dilara adında bir kız yaşarmış. Her sabah kalkar huzur ve esenlik içinde türküler, şarkılar söylermiş Kiraz dudaklarından tane tane mutluluk dökülürmüş yamaçlara



Dilara her sabah uyandığında dağlara bakıp yüreğini bin çeşit renkle nakış nakış işler, güneşin rengiyle sevgisini, umudun mavisiyle umudunu süsler, çağlayan sulara, esen rüzgarlara bakıp bakıp sevinç pırıltılarını serpermiş gözlerinden



Henüz bakir doğası insanlar tarafından kirletilmemiş, bozulmamış; yalanın, dolanın, kokuşmuşluğun hiç uğramadığı bir yermiş burası... Dilaranın sevgisi yeryüzündeki çiçeklerin renkleri gibiymiş Baharın sevgilisi, nisanın ilk aşkı, masumluğun sultanı, suların saflığıymış Dilaranın güzelliği



Nisanın ilk gözağrısıymış Dilara Baharın ilk öpücükleri değdimi narin kirpiklerine, uyanıverirmiş tüm çim – çiçek, börtü - böcek..



Hoyrat rüzgarlar inzivaya çekildiğinde, bahar rengi ılık ılık meltemler sararmış ince belini Dilaranın, incecikmiş yüreği de tıpkı beli gibi İpekten teni varmış, gün ışıdımı pırıltılar dans edermiş saçlarında, pırıl pırıl suların üzerine vuran güneş ışıkları gibi



Dilara her sabah erkenden kalkar çiçeklerle koklaşır, laleleri okşar, kuşlarla, kelebeklerle konuşur, dağ tepe demeden güneşe gülümseyerek mutlu bir şekilde kuzularının peşinde dolaşır dururmuş... Her seher bereket tohumları ekilirmiş dağların doruklarına, umut umut yeşerip halaya dururmuş çiçekler her bahar Dilaranın güzelliğinde...



Bir gün hiç beklemediği bir anda karşısına genç bir adam çıkıvermiş, şiirler okumuş ay ışığında, şarkılar söylemiş, masallar anlatmış Dilaraya. Sık sık buluşmuşlar... Sevdalanmış sonra Dilara, bırakmış kendini kollarına genç adamın hiç bir kötülük düşünmeden, başlamış rüyalarda, masallarda yaşamaya...



Çiçekleri, kuşları, kelebekleri bırakıp gece gündüz genç adamın hayaliyle yaşamaya başlamış... Sevdası yeryüzüyle, gökyüzünün sevdası kadar büyük; suyla, çiçeğin aşkı kadar da masum ve temizmiş... Sonra sevdasını açmış büyüklerine Dilara, hoş karşılamışlar kızlarının sevdasını, evlenmelerine izin vermişler... Davul zurna eşliğinde üç gün üç gece düğün olmuş, halaylar çekilmiş, inlemiş dağ taş...



Bir seher vakti uyandığında canından bir parça eksilmiş gibi irkilmiş Dilara. o canı gibi sevip bağlandığı adam buralardan sıkıldığını, kendisini unutmasını isteyip bir kağıt parçası bırakarak çıkıp gitmiş... Oysa aynı adam her sabah uyanır uyanmaz sen dünyanın en güzel varlığısın, seni ölümüne seviyorumdiye övgüler dizermiş Dilaranın gözlerinin içine bakarak... O zaman bütün yeryüzü, gökyüzü Dilaranın olurmuş...



Çünkü dünyada ki; tek güzel Dilara değilmiş, her yerde kandırılacak dünya güzeli yüzlerce Dilara bulunurmuş yüzsüzler, yalancılar, sahtekarlar için...



O gün ilk kez ağlamış Dilara, mavi mavi pınarlar akmış gözlerinden. Ceylan gözleri o gün ilk kez üzgün bakmış dağlara... Aylarca belki döner umuduyla uçan kuştan, esen yelden haber beklemiş, dalgın dalgın bakmış sulara... Ama ne gelen olmuş ne de giden...



Huzuru ile beraber mutluluğu, sevinci de parçalanmış. Daraldıkça çıkıp bir dağ başına yankılı kayalara haykırmış içindeki ateşi... Bazen sessizce solumuş bir hazan yaprağı gibi, içi kanamış her baktığında dağların doruklarına... Gözpınarlarından akan damlalar bir nehir gibi süzülerek Munzur suyunun esrarengizliğine karışmış.... Kanadı kırılmış yavru bir kuş gibi uçmak istemiş masmavi gökyüzüne ama uçamamış...



Uçuşan düşlerini önüne katıp götürmüş yüreğindeki fırtına, geride bir kırık ömür, yorgun gecelere asılı birkaç tebessüm kalmış yalnızca.



Bir hazan çiçeği gibi solmuş günden güne Dilara. Derin okyanuslar dökülmüş yapraklarından her ağladığında.. Sevdanın kor yangını düşmüş yüreğine bir kez



Bir zamanlar tan kızıllığı yamaçlara vurduğunda rüzgarın şarkısını söylermiş, dağlar, pınarlar, kayalar Dilaranın yüreğinde. Bir dağ çiçeği gibi yaprağına sığınırmış üşümemek için Dilara... Ama artık suskunmuş dağlar



Yağmurun gözyaşlarına karıştığı bir gece dönmüş yüzünü ve bırakmış kendini kayalardan aşağı ölmek istemiş Dilara...



Yalancıların, sahtekarların, acıların var olduğu bir dünyada yaşamak istememiş...



Bütün çiçekler kendi dillerince konuşmuş, üzüntülerini haykırmış dağlara Ağlamış rüzgarlar; Bir tek laleler boyun büküp susmuş Munzurda Yüreğini açıp ses vermemişler Suskunluğunda saklamışlar sırlarını, sevgileri söyleyemeyecekleri kadar çok şey anlatmış dağlara Bu yüzdendir ki; Munzurda bütün laleler boynu büküktür Hep narin, ince, suskun ve asil durur



Sonra zaman geçmiş, gözyaşları betonlaşmış, çiçekler kokusunu yitirmiş, o güzelim dağlar kötülüklere esir düşmüş... Kayalar ağlamaya başlamış her gece... Ay ve yıldızlar doğmamış bir daha o kayaların üstüne, kuşlar uçmamış, her gece rüzgar esmiş çığlık çığlığa. O gün bu gündür ‘Çığlık kayası olarak kalmış ismi...



O günden bu güne sevginin, masumluğum,





temizliğin timsali olarak hala onun sevgisi konuşulur oralarda. Kimi kez onu Çığlık kayanın başında sevgilisini seslerken geyiklerin içinde görüldüğünü söylerler, kimileri bir pınarın başında geyiklere su içirirken.



Herkes yok olmuş, yalan olmuş, masal olmuş ama o hep var olmuş, dünya döndükçe de var olacak dağlar kızı Dilara...





İşte böyle olmuş, böyle anlatılmış yıllar yıllı bu dağ masalı...



Bir dağ başıydı sevdası





sevdalanmıştı bir kez Dilara





kardelenler kadar aktı sevdası





kar kadar masum ve temiz





ve de,





sevmişti bir kez delicesine...



Ve sonunda terk edildi





sevgi bilmezlerce





bir sevda sözü geride kaldı





bir de dağ gibi sevdası





bakamadı kimsenin yüzüne Dilara





vefâ sözü, sevdâ sözü yalan oldu





hergün çıkıp yükseklere





gidenin yoluna baktı





belki gelir diye





bir soluk resim elinde





gelenden geçenden





sual etti sevdiğini





sonunda, tükendi umudu





dayayıp rüzgarlara başını





ateşlere bağrını verip





bıraktı kendini kayalardan aşağı...



kara haber çabuk ulaştı obalara





dağlara kor düştü





ölüm vurdu hançerini





kutsal aşkın yüreğine



Sevgisi efsane oldu





sevgisi destan oldu





dolaştı dilden dile



Yıllar yılları kovaladı





mevsimler mevsimleri





herkes unutuldu





bir dilara unutulmadı





bir de sevdası...

_________________

Hayatta Ya Tozu Dumana Katarsın Ya Tozu Dumanı Yutarsın...


WEZ Format +3. Şuan Saat: 03:31 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.