Bırakın erkekler maça gitsin
 

Bırakın erkekler maça gitsin[/b]



Epey zaman önce, Samsunun hoş lokantalarından birinde birkaç "hemcins"imle yemekteyiz. Bilirsiniz üst katlar daha çok "aile" içindir ve daha fazla bayan görebileceğiniz yerlerdir. Biz de kuralı bozmayıp oraya buyurduk. İlk gidişiniz olsa;

"aile salonumuz mevcuttur efeniiiiim" diyerek sizi bir üst kata uçurdular mı sanırsınız ki orası çiçekli perdeli-poplin peçeteli bir yerdir. Ve yine bu aile salonu aldatmacası sebebiyle sanırsınız ki evinizdeki kadar rahat tıkınabilir,

konuşabilir ve gülebilirsiniz.. Ama öyle değil elbet. Burada yemek yiyen adamlar, yemek yiyen kadınlar, yemek yiyen çocuklar var bir de etrafa bakan adamlar, etrafa bakan kadınlar, etrafta koşturan çocuklar tabiki. Bu arada "başımdan

gitse de rahat rahat yesem" dedirten garsonları unutmayalım. Şöyle kocaman ısırtmazlar insana. Hele de benim gibi, "gözetim altındayken" hiçbir şeyi "özgürce" yaptığınız zamanki kadar iyi yapamıyorsanız, "ev hali" hayaliyle çıktığınız "aile

salonu"ndan bütün beklentilerinizi unutun. Kadınlar da erkekler de yemek yerken başka masalarda ve başka tabaklarda ne olduğu ile ilgili... Erkekler hala hoş kadınlarla, kadınlar o hoş kadınların ne taktıkları-giydikleri ve ne kadar

yedikleriyle, ha bu arada bir tek çocuklar ellerindeki hamburgerle ilgili… Eminim bazen hepiniz istersiniz.. Görünmez olsam bu gün. Hiç havamda değilim, gelip bişeycik sormasalar, konuşmasalar bakmasalar. "Yokmuşum gibi", olamaz mıyım?

Vallahi o-lu-nu-yor.. Yemek bitti alt kata indik, hesabı ödeyeceğiz. Bu katta bir tek bayan yok, üst kattaki kadın erkek topluluğunun birbirine olan ilgisine bakınca alt kata ulaştıran "son merdiven basamağı"ndan "kasaya varış"a kadarki zamanın

size kendinizi Fashion Tv de falan hissettireceğini sanıyorsunuz. Yolda, otobüste, vergi dairesinde, trafikte vs. vs. yerlerde oluğu gibi; her gün bir dolu kadının üzerinde kocaman baskı hissettiği gibi yine garip garip bakacaklarını

hissederek karar verdiniz; siz de onlara kızgın bakacaksınız, meydan okuyacaksınız, medeniyete davet edeceksiniz. Ama o da ne, bu adamlar bir yere bakıyor. O sırada giriş kapısından çok hoş iki genç kız daha giriyor, onlara da dönüp

bakmıyorlar bile, Allah Allah... "Pür dikkat", "nefesi tutmuş" ve başka "her şeyden ari" şekilde.. "Bu adamlar nereye bakıyor?" merak ettim. Bir baktım, duvarda koca bir plazma, dünyanın bilmem neresinden iki futbol takımının maçları. Artık

"Fenerbahçe-Galatasaray derbisi"ni siz düşünün; "Cins-i latif", "cazibe", "arz-ı endam" gibi öteden beri yürek hoplatan ne kadar söz varsa, yağmurla birlikte düşen kar tanesi gibi daha havadayken eriyerek "sürç-i lisan"lara karışıp gidiyor.

Yarabbi, nasıl medeni bir ortam olmuş. "Şükürler olsun, biz neredeyiz böyle?" diyorsunuz. Bir kaç yüzyıl sonrasına falan mı geldik?"… Ortada bir de takla atsanız dönüp bakacak tek adam yok. "Futbolun yararları"nı biri bana sorsaydı,

"muasır medeniyetler seviyesi"ne ulaşmanın bunlardan biri olacağı aklıma bile gelmezdi. Bence futbol iyidir… Böyle kalsın bu ilgi, hiç de bozulmasın. Bir düşünsenize; o adamların (maçın bir kaç gün öncesi dahil olmak üzere) maç boyunca ve

sonunda gösterdikleri çocukluğu, asabiyeti, şiddeti... Ter atmak, toksinlerden arınmak, içine atmadan ağzına geleni saçıp savurmak gibi… Bütün bunları bu kadar iyi eritebilecekleri bir alan siz bulabilir miydiniz? "Hey siz, kafayı bir

yere takmaya ihtiyacı olanlar"; ve siz iddia, rekabet, adrenalin sevenler"; "Bırakın şu düdüğü-topu da aklı başında birer yetişkin gibi davranın" diyerek bu "fanatizm"i yasaklasanız ne olur ki? "Akacak kan damarda durmaz" misali, birikmiş

enerjiyi hayatın başka alanlarında patlatırsınız (ki), bu daha çok çatışma, daha çok hız, daha fazla kaza olarak dönüverir. En iyisi siz yine "hakeme gözlük" isteyin, oyuncuya-sahaya-başkana-topa kızın kızabildiğiniz kadar. Avuçlarınız

patlayıncaya kadar "alkış", sesiniz kısılıncaya kadar "bağırış-çağırış" sarf edin. Yeter ki tepkileriniz bununla kalsın, vitrin-cam-çerçeve indirmeyin.Okul-otobüs kundaklamayın, dağa çıkmayın. Çalmayın-çırpmayın-yutmayın,

"kap"ıp-"kaç"mayın.. Futbol oynayın, futbol seyredin, futbol bağırın ve futbol yatın-kalkın..