Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Kadınlarla ilgili haberler (http://www.hayatimdegisti.com/forum/forumdisplay.php?f=582)
-   -   Saçlarımız ve erkekler…. (http://www.hayatimdegisti.com/forum/showthread.php?t=480176)

Bluesky24 09-04-2010 12:37 AM

Saçlarımız ve erkekler….
 
Saçlarımız ve erkekler….[/b]



Sinead Oconnor dan "nothing compores to you" klibini görmüşlüğünüz var mıdır bilmem, şayet görmediyseniz şiddetle tavsiyemdir (bknz: Youtube). Hani, şu neredeyse bütün bir şarkının "kel-entelektüel" ve çok da "güzel İrlandalı" bir kadın yüzü

etrafında dönüp, "beynelmilel" bir ağlamayla tamamlanışından bahsediyorum. Bütün bir şarkı boyunca ne bir bacak ne göğüs-ne kalça; kısacası "az et-çok marifet" görebileceğiniz, "yüzümle de dinletirim" baş kaldırışından bahsediyorum.

Ya da "dazlak kadın" yönüyle benzerlik kurabileceğiniz gibi, "G.I.Jane" filminde "kadın" kimliğini başarıyla gizleyen askerin kirli yüzündeki "Demmy Moore" saklanışından bahsediyorum... Kısacası, bir klip, anlamlı sözler ve görünce

rujunuzdan-perçeminizden utandıran bir kadın yüzünün tam ortasındaki anlamlı gözler… Tüm bu sadelikte ne yok diyorsanız, "erkek" ve "saç" hiç yok… Erkek ve saç… Son günlerde ne çok var oysa! Ne çok "saç" konuşuluyor ve ne çok

karar veriyor erkekler "saç"lar üstüne, kökü bir başkasındayken üstelik… Küçükken (beş-altı yaşlarımda) babam kız kardeşimle beni elimizden tuttuğu gibi mahallenin erkek berberine götürürdü. Sanıyorum, henüz "güzellik" ve

"farkındalık" kavramlarının bizden çok uzakta olduğunu düşünüp, kendi saçıyla birlikte bizi de aradan çıkarmanın kolaylığını yaşıyordu. Her ne kadar "kız saçı olsun" diyerek sıkıca tarif etse de, adamın eli alışmış bir kere…

Ayaklarımızın yere değmediği koltuklara oturup da, "berber"in (yani beş yaşımın gözüyle "barbar"ın) kafamızla işi bitince bir bakardık ki bizim saçlar yine olduğu gibi yerde… Olayın sonunda en çok üzüldüğüm belki de tek bir "firkete"nin bile

kısacık saçımda durmayışı olurdu. Sanki, daha iki ay önce aynı böyle ağlayarak kalktığım koltuğa, bu en son oturuşumdan önce saçlarım ta belime kadar uzunmuş gibi bir de saatlerce ağlardım. Şimdi gülerek hatırladığım bu durumda o zamanlar

bırakın babamın "şeker alma"sını, az saçlı başımı "okşama"sını ve bırakın kadın berberi için söz verilen "bir daha"sını, güneşle ayı yan yana getirse üzüntümden sıyrılmam konusunda hiçbir şey işe yaramazdı… "Kökü sende, yine uzar" demezler

miydi bir de! Evet "kök"ü bende ama "her hakkı" başkasında ne hikmetse… Ben büyüdüm, şimdi saçlarım kendi irademle taranır, dilediği kadar uzanır. Canım ille de kestirmek isterse; bir kadın kuaföründe yere basan ayaklarımın dibine düşer, ne

yaptığını iyi bilen bir makasın ucundan "çoktandır". İlerleyen zamanlarda başka tarafa taramak, bir eşarpla bağlamak ya da birkaç beyaz koparmak istersem, şimdiden söylemeliyim ki "bu ancak benim kararımdır". "Saçlar ve erkekler"

dedim ya yazımın başında; bakıyorum da o zamanlar başıma gelen "berber-babam ve ben" durumları bu gün de aynen devam; Saç bizim, karar erkeklerin… Kimisi; ağabeyiniz-babanız-kocanızdır; "zorla" başınızı örter, kimisi oy verdiğiniz

siyasetçiniz, rektörünüz, hocanızdır; "zorla" başınızı açar… Hatice Olgun


WEZ Format +3. Şuan Saat: 12:41 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.